Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/707 E. 2023/1760 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/707
KARAR NO : 2023/1760

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020 (Dava) – 28/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/556 Esas – 2021/284 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 tarihli 2020/556 Esas ve 2021/284 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalı … plakalı, maliki ve kaza tarihinde sürücüsü … idaresindeki aracın … ili … ilçesi … Sk üzerindeki park halinde olan müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, kaza sonrası müvekkiline ait araçta yüksek maddi hasar meydana geldiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında meydana gelen kazanın oluş biçiminin ifade edildiğini, kazada ara sokakta yüksek hızla seyredip direksiyon hakimiyetini kaybeden karşı kusurlu aracın kaza tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş. tarafından 90400366 poliçe numarası ile ZMMS sigortasının yapıldığını, davalı yana hasarın tazmininin talep edildiği arabuluculuk süreci de dahil olmak üzere uzlaşı sağlanamadığı belirtilerek şimdilik 100,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsili ile birlikte yargılama gideri ve ekspertiz ücretinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilahare davacı vekili duruşmada alınan beyanlarında davanın 50,00 TL hasar, 50,00 TL değer kaybı olmak üzere dava açtıkları yönünde açıklayıcı beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davacı vekili 16/04/2021 havale tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile, HMK m.107 uyarınca; hasar zararına ilişkin taleplerini 27.441,96 TL’ye çıkarttıklarını, bu itibarla 27.441,96 TL hasar tazminatının, 50,00 TL değer kaybı zararının davalıdan temerrüt tarihi olan 19.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, öncelikle zamanaşımı def’imiz ve kesin hüküm itirazları dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, araç hasarına ve değer kaybına ilişkin olarak uzman sigorta eksperinden rapor alınmasına, kazaya karışan araç sürücüsünün kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına; varsa derdest ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın KISMEN KABULÜ ile, dava konusu 27.441,96 TL maddi tazminatın 19/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında sorumluluğunun ancak ve ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında mümkün olabileceğini, tanzim edilen kusur raporunun yetkili merci tarafından tanzim edilmediğini, kaldı ki, davacıya ait araçta meydana gelen hasar tespitinin davacı tarafça dosyaya sunulan ekspertiz raporu esas alınmak suretiyle yapıldığını, işbu husus hukuka aykırı olmakla birlikte meydana gelen hasar tutarının bağımsız bir şekilde yapılacak inceleme ve hesaplama ile birlikte tespit yapılması gerektiğini, belirtilen sebepler kapsamında yapılacak istinaf incelemesi neticesinde işbu haksız ve hukuka aykırı kararın kaldırılmak suretiyle davanın müvekkili şirket açısından reddine karar verilmesi, aksi takdirde kusur oranları ve hasar tespitinin hukuka uygun bir şekilde belirlenerek hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun tekrar belirlenmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararında müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğuna ilişkin tespitin detaylı bir şekilde inceleme yapılmaksızın belirlendiğini, müvekkili şirketin; Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, mahkemece Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi heyeti marifetiyle ifade tutanakları, ceza dosyası vb. belgeler üzerinde detaylı inceleme yapılarak kusur tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin her durumda araştırılması, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığının ayrıca belirlenmesi gerektiğini, kusur oranlarını gösterir rapor yetkili merci tarafından tanzim edilmediği gibi söz konusu raporda bu hususların belirtilmediğini, ilk derece mahkemesine esas olarak gösterilen bilirkişi raporunda tayin ve tespit edilen yedek parça fiyatları fahiş oranda yüksek olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu tazminatın uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe, kasko poliçesi olup bu poliçe ile şartların yerine gelmesi halinde, sigortalı araçta meydana gelen doğrudan zararların karşılanacağını, bunun tipik örneği araç hasarı olup araçta meydana gelen hasarların sigorta genel şartları dahilinde karşılandığını, söz konusu araçta meydana gelen hasarın uzman sigorta eksperince belirlenmesinin şart olduğunu, ne var ki, tanzim edilen hesap raporunda, davacı tarafça dosyaya sunulan ekspertiz raporu esas alınmak suretiyle hazırlandığını, araç hasarına ilişkin tespitler işbu ekspertiz raporu doğrultusunda yapıldığını, öte yandan bilirkişi raporu alınmadan önce öncelikle hasarın nasıl ve ne zaman meydana geldiği ile hasar ile haksız fiil arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi haksız fiil ile hasar arasında illiyet bağı var ise hesaplamanın yapılması gerektiğini, aleyhine hüküm kurulması halinde müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini, Yerel Mahkeme kararına karşı tehir-i icra talepli olarak istinaf yoluna başvurduklarını belirterek yukarıda açıklanan nedenler uyarınca haksız ve hukuka aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkili şirketin sorumluluğu açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli ve değer kaybı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın hasar bedeli yönünden kabulüne, değer kaybı yönünden reddine karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kusurun tespitine yönelik alınan kusur raporunu düzenleyen Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü Trafik Güvenliği Müh. makina mühendisinin kusur raporu düzenlemeye ehil olduğu, bilirkişi raporunda tespit edilen hasar bedelinin yeterli araştırmayı içerdiği ve yerleşik uygulamaya uygun olarak hasar bedelinin tespit edildiği, kusur ve hasar raporunun açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu; 2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde sigortacının, kendisine tazminat ödenmesi için gerekli ihbar yapılıp, belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapacağına dair düzenleme uyarınca, davalı sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü ancak bu tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde muaccel hale geleceği, davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce 08/06/2020 tarihinde başvuru yapılmış olduğundan, mahkemece anılan yasal düzenlemeye uygun olarak tespit edilen temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 tarihli 2020/556 Esas ve 2021/284 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.874,56-TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 468,64-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.405,92-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/11/2023