Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/706 E. 2021/594 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/706
KARAR NO : 2021/594
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2020/519 Esas ve 2021/200 Karar
DAVANIN KONUSU : Tespit
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2021

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli, 2020/519 esas ve 2021/200 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 6.ATM’nin 2019/936 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine hisse devri vaadi karşılığında ödenen bedelin hisse devrinin gerçekleştirilmemesi sebebiyle bedelin iadesi talepli, ayrıca Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/70 esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davası açıldığını, her iki davanın dayanağının sahteliğini talep ettikleri tarihsiz, müvekkili tarafından tanzim edilmemiş, davalının dahi imzasını taşımayan protokol başlıklı sahte belge olduğunu, protokol başlıklı belgenin sahteliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle HMK 401 maddesi gereği belgenin kullanılacağı davanın Mahkememizin 2019/936 esas sayılı dosyası olduğunu,İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğunu, davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davacı tarafa eksik harcın depo edilmesine yönelik tebligatın 07.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği ve eksik harç depo edilmediğinden dava dosyasının HK 30 ve HMK 150. madde gereğince 22.12.2020 tarihinden işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, davacı tarafça üç aylık yasal süre içinde eksik harcın tamamlanmadığı belirlenerek davanın Harçlar Kanunu 30 ve HMK 150. madde gereğince açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın menfi tespit davası olmadığını, yerel mahkemece bu hususta yanlış bir değerlendirme yapıldığını, davamız, tespit davası başlığı altında düzenlenen HMK md. 106 gereği açılan ve İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/936 E. Ve Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/73 E. Sayılı dosyalara konu edilen sözde protokolün tümden sahte olduğunun tespitini içerdiğini, İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesince tespit davamız hakkında ; ”davacının İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/936 E. Sayılı dosyasında kullanılan protokol başlıklı belgenin sahteliğinin tespitini talep ettiği, HMK 401/4 maddesi gereğince; dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine…” denilerek dosyamızın usulden reddine, karar kesinleştiğinde talep halinde İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, mahkemece dosyaların birleştirilmesine karar verilmemesi usule de aykırı olduğunu, istinaf incelemesi sonunda maktu harç alınması gereken davadan olduğuna karar verilerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, protokol başlıklı belgenin sahteliğinin ve hükümsüzlüğünün tespitine istemine ilişkindir.
Mahkemece davaya konu protokolde tespit edilen değer üzerinden yatırılması gerekli eksik harcın verilen süre içerisinde yatırılmadığından bahisle davanın HMK 150. maddesine göre açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili davanın menfi tespit davası olmadığını ve dava konusu belgenin iptali istemine ilişkin tespit davası olduğunu ileri sürmüştür.
Menfi tespit davası İcra İflas Kanunu’nun 72inci Maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için açmış olduğu dava şeklinde tanımlanmıştır. İcra ve İflas Kanununun 72. Maddesi, icra hukuku bakımından borçlu durumuna düştüğü halde maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığını ileri süren borçluya, “borçlu olmadığını genel hükümlere göre tespit ettirme” olanağı vermek amacıyla kabul edilmiştir. Madde, bu amaçla, borçluya iki olanak tanımıştır. Birinci olanak, borçlunun henüz “ borcu ödemeden” açabileceği olumsuz ( menfi) tespit davası, ikinci olanak ise, “borcu ödedikten sonra” açabileceği geri alma (istirdat) davasıdır.
Bununla birlikte; Yargıtay’ın tanımlaması ile ise menfi tespit davası; “bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için, hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemi içermeyip konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan bir dava”dır.
Bu açıklamalar ışığında; menfi tespit davası ile, davacı (borçlu), davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespitini ister ve bu davanın konusu, alacağın doğum koşullarından herhangi birinin eksikliği veya sona erme sebeplerinden birinin varlığı sonucunda alacağın yokluğunun tespitidir. Neticeten somut olaya bakıldığında, açılan dava ile belgenin sahteliğini ileri sürmek aynı zamanda o belgeden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemini ilişkin olup menfi tespit davasına konu belge ile ilgili tespit edilen değer üzerinden eksik harcın yatırılması gerekmektedir. Ve süresinde eksik harç tamamlanmadığından mahkemece açılmamış sayılmasına yönelik verilen kararın yerinde olduğu, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli, 2020/519 esas ve 2021/200 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021