Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/700 E. 2023/1752 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/700
KARAR NO : 2023/1752

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2021
NUMARASI : 2019/1194 Esas – 2021/263 Karar
DAVA : Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2021 tarihli 2019/1194 Esas ve 2021/263 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu … plakalı aracın 19/10/2019 tarihinde …’in sürücüsü …’in maliki bulunduğu … plakalı aracın çarpması sonucu ağır hasar gördüğünü ve hurdaya ayrıldığını, kaza tespit tutanağına göre her iki sürücünün de kavşakta yeşil ışıkta geçtiğini iddia ettiğinden kusur dağılımının yapılamadığını, davalı … Sigortanın … plakalı aracın ZMMS trafik sigortasını 59580722 numaralı 27/04/2018 vadeli poliçe ile yapan şirket olduğunu, hasarın kaza tarihinde sigorta şirketine bildirildiğini ve hasar dosyasının açıldığını, hasarlanan aracın ikinci el piyasa değerinin 68.000-70.000 TL olduğunu buna karşın davalı şirketin rayiç bedeli 45.000 TL sovtaj bedelini 20.666 TL kusur durumunu ise %50 olarak kabul etmek suretiyle hasar bedelini 12.167,00 TL olarak hesapladığını ancak bu rakamı ödemediğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olan hasar bedelinin şimdilik 12.000,00 TL’ sinin 25/10/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı vasıta müvekkili şirketine 27/04/2017-2018 tarihleri arasında 59580722 sayılı Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, anılan poliçeye göre hasar tarihi itibarı ile maddi hasarlarda araç başına teminat 33.000,00.-TL ile sınırlı olduğunu, 19/10/2017 tarihli kaza nedeni ile müvekkili şirketine yapılmış başvuruya istinaden 11301701784 nolu hasar dosyasının açıldığını, yapılan ekspertiz incelemesinde aracın rayici 45.000 TL olarak belirlendiğini, 15.001 TL hasar gören parçaların değeri, 9.333 TL işçilik, toplam hasar tutarı 24.334 TL olarak tespit edildiğini, sigortalının %50 kusurlu olması sebebiyle 12.167 TL ödenebileceği teklif edilmişse de mutabakat sağlanamadığından davacı ödemeyi kabul etmediğini, davacının sigortalı aracın %100 kusurlu olduğu yönündeki beyanını kabul etmediklerini, sigortalı alkollü olsa dahi kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğini davacının ispatlaması gerektiğini, kazanın oluşumunda sigortalının %50 kusurlu olduğunu, davacının fahiş tutarda belirlediği rayiçin kabul edilemeyeceğini, davacının bu talebinin Trafik sigortası teminatının dışında olduğunu, poliçenin eki mahiyetinde olan ve 14.05.2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete ile tebliğ edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda hangi hallerde maddi tazminat isteminin teminat dışında kaldığının belirtildiğini, teminat dışı hallerden biri söz konusu ise talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının faiz ve ferilere ilişkin talebinin de haksız olup reddinin gerektiğini, açıklanan sebeplerle, teminat dışında kalan istemin reddine /fahiş istemin reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacıya kaza nedeniyle bakiye hasar bedeli borcu olup olmadığının ve varsa miktarının hasardan davalı şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacının hangi tarihten itibaren ne tür faiz talebinde bulunabileceğinin tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmakla; mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişinin mahkememize ibraz ettiği; dosyadaki tanık beyanlarına itibar edilerek … plaka sayılı davalı taraf sürücüsü …’in %100 asli ve tam kusurlu olduğu, … plaka sayılı davacı sürücüsünün …’ın kusursuz olduğu kanaatine varılarak, davaya konu … plaka sayılı araçta kaza sonrası oluşan hasar miktarının araç rayicinin %50’sini aştığı ve aracın değerine yakın masraf yapılacağından tamirinin ekonomik olmadığı aracın ağır hasarlı olduğu, mevcut hali ile çekme belgeli olarak pert-total edilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olacağı, davaya konu aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 60.000 TL olduğu ve aracın sovtaj (hurda) bedelinin 20.000 TL olduğu, buna göre araç piyasa değeri 60.000 den 20.000 TL aracın sovtaj (hurda) değeri nin düşülmesi ile toplam gerçek hasarın 40.000 TL olduğu, sigorta poliçe limitinin 33.000 TL olduğu, bu nedenle gerçek hasar bedelinin 33.000 TL olarak kabulünün gerektiği, mahkememizin 19/04/2021 tarihli kısa kararı ile 25/10/2017 tarihine sehven kaza tarihi yazıldığı, 25/10/2017 tarihinin temerrüt tarihi olduğu anlaşılmakla bu yanlışlığın düzeltilmesine ve davacı tarafça davanın ıslah edilerek dava değerinin 33.000 TL’ye yükseltildiği anlaşılmakla açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Yazılı bulunan gerekçeye göre; açılan davanın kabulü ile davalı sigorta şirketinin sigorta poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla 33.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine,.., .”şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talep konusu kaza 19/10/2017 tarihinde meydana gelmiş davacının ıslah ile bedel artırımına ilişkin başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddi taleplerinin kabul edilmediğini, zaman aşımı sebebiyle müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu, bilirkişinin aleyhe vermiş olduğu raporuna itiraz ettiklerini, bilirkişice yapılan kusur tespitini kabul etmediklerini, trafik tespit tutanağı incelendiğinde her iki sürücünün de kendisine yeşil ışık yandığı iddiasında bulunduklarının görüldüğünü, kazayı gösteren EDS kayıtlarını getirmek mümkün değilse tarafların %50 kusurlu olduklarının kabulünün gerektiğini, mahkemece, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediğini, dinlenen tanık ifadelerini kabul etmediklerini, taraflı bir şekilde verilen tanık beyanlarına itibar edilmemesini, bu beyanlara bakılarak davacıyı kusursuz bulunmasının yanlış bir tespit olduğunu, aracın rayiç değerinin de fahiş tespit edildiğini, bilirkişi raporuna verdikleri itiraz dilekçe ekinde sundukları sovtaj çalışmasında 20.666 TL teklif verildiği aracın rayicinin 45.000 TL ödenecek tazminatın ise 24.334 TL olduğunun tespit edildiğini, %50 kusur sebebiyle ödenecek tazminat tutarı 12.167 TL’nin olması gerektiğini, bilirkişi ise 60.000 TL olarak rayici fahiş belirlemesine rağmen sovtajını düşük belirlediğini, yeni alınacak aracın sarı renge boyanması masrafı olarak 1.500 TL nin sigorta kuruluşuna yüklenmesinin kabul edilemeyeceğini, verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu, davacıya ait araçta oluşan hasar bedelinin zorunlu trafik sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesi; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. (3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” hükmünü haizdir.
Yasal düzenlemeye göre, bu tür davalarda davacının dava konusu yaptığı miktarı, davayı açtığı tarihte tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin ya imkânsız olması ya da kendisinden beklenemeyecek nitelik taşıması gerekir.
Belirsiz alacak davasının getirdiği en önemli etkin koruma, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğüne hizmet etmesi yanında, davacının yüksek yargılama giderlerine katlanma ve dava konusu hakkın zamanaşımına uğrama riskini azaltmasıdır.
Zira zamanaşımı süresi, belirsiz alacak davası açılması ile tüm alacak için kesildiğinden, davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması söz konusu olmayacaktır (Pekcanıtez, H.:Belirsiz Alacak Davası, Ankara 2011, s. 26-31).
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davacı vekili dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, aracın kaza sonucu hasar görmesi nedeniyle meydana gelen zararın, şimdilik 12.000,00 TL’ sinin tahsilini istemiş, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu açıklamış, davasını 14/01/2020 tarihinde ıslah ederek dava değerini poliçe limiti uyarınca 21.000,00- TL arttırarak toplam 33.000- TL ye çıkarmış, ıslah dilekçesinin bir örneği davalı vekiline tebliğ edilmemiş, davalı vekili istinaf dilekçesinde ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Mahkemece yargılama esnasında, davanın belirsiz alacak davası mı kısmi dava türü olduğu hususunda yargılama aşamasında bir ara karar kurulmamış, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının iş bu davayı, belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararı bulunduğu gibi, poliçe nedeniyle hesaplanacak zararı davayı açtığı anda bilmesi de kendisinden beklenemez. Kaldı ki zamanaşımı, belirsiz alacak davanın açılması ile birlikte kesilmiş olacağından anılan yöne ilişen davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin kusur oranına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; mahkemece bilirkişi … tarafından hazırlanan rapor esas alınarak hüküm tesisi yoluna gidilmiş ise bu sonuca eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile varıldığı görülmektedir. Zira kaza tespit tutanağına göre yeşil ışığın hangi sürücüye yandığı sabit olmadığı gibi aksi ancak aynı kuvvetteki belgeler ile ispatı gereken kaza tespit tutanağında kamera kaydı ve görgü tanığı bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda; mahkemece tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek, bilirkişi tarafından hesaplanan 40.000 TL’ lik gerçek zarar bedelinin yarısı olan 40000/2= 20.000 TL’ lik kısmının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ne varki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamaya gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile kararın anılan yönden kaldırılmasına, dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2021 tarihli ve 2019/1194 Esas – 2021/263 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERİNE;
“1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı sigorta şirketinin sigorta poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla 20.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 1.366,20-TL harçtan peşin alınan 204,93 TL ve ıslah harcı olan 359,00 TL olmak üzere toplam 563,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 802,27-TL nin davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen harç, bilirkişi ücreti, posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.235,13 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 753,43-TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-Dava kısmen kabul edildiğinden davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Dava kısmen reddedildiğinden davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 13.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-1.320,00 TL arabulucuk ücretinin 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında davalıdan tahsiline,
8- Karar kesinleştiğinde resen kullanılmayan gider avansının yatıran ilgilisine iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B)Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE,
C)İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 162,10-TL’nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı yanca istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 162,10-TL istinaf harcı giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 09/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.