Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/697 E. 2023/1776 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/697
KARAR NO : 2023/1776

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020 (Dava) – 07/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/604 Esas – 2021/237 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 22/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/604 Esas- 2021/237 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı aracın 24/08/2020 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın “aynı şeritte dönmek için bekleyen araca arkadan çarpma” kusuru nedeniyle asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını tanzim eden şirket olup hasardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin kullandığı araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/97 D. İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda 29.747,80 TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, davalıya başvuru yapıldığını, başvurularının 28.09.2020 tarihinde … A.Ş’ye tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, arabuluculuk yolunda da anlaşmaya varılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri işbu davalarında şimdilik, müvekkilinin kullandığı araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 2020/97 D. İş sayılı dosyasında sarf edilen toplam 1.630,00 TL delil tespit giderinin de yargılama giderlerine eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2020/97 D. İş sayılı dosyası ile rapor alındığından alacağın belirsiz olduğundan bahsedilemeyeceğini ve belirsiz alacak davası açılamayacağını, Yargıtay kararları çerçevesinde işin esasına girilmeden hukuki menfaat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının eksik evrakları göndermeden dava açtığını, eksiklikler tamamlanmadığı sürece başvurunun yapılmamış sayılacağını, davacının hasar ve onarıma ilişkin fotoğrafları göndermediğini, dava şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, müvekkili şirket tarafından 24.10.2020 tarihli davacıya gönderilen yazı ile aracın incelenmesinin talep edildiğini, ancak davacı taraftan geri dönüş olmadığını ve aracın müvekkilinin sigorta eksperine gösterilmediğini, araç onarımının tamamlandığı bilgisinin verildiğini, ancak hangi onarım merkezinde onarıldığı bilgisinin de verilmediğini, davacının iyi niyete aykırı şekilde aracı sigorta eksperine göstermediğini, sigortacının hasarı belirlemesine engel olduğunu, adeta aracın incelemeden kaçırıldığını ve müvekkili sigorta şirketinin kaza ile hasar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığını tespit edebilmesinin önüne geçilmeye çalışıldığını, müvekkilinin gerçek zarardan sorumlu olup, hasar ile tespit edilen tamirat tutarları arasında illiyet bağı olmadığını, araçların kusur durumlarının da tespiti gerektiğini, davacıya ait araçta iddia edilen hasar onarım tutarının çok yüksek olduğunu, zarar görenin, makul tedbirler almak suretiyle kendi davranışı ile kaçınabilecek olduğu bir zararın tazminini talep edemeyeceğini, davacı aracının kaskosunun bulunup bulunmadığının ve var ise zararın kasko şirketi tarafından karşılanıp karşılanmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, Yargıtay kararları gereği onarımı yapılan araçlar için fatura kesilmesi zorunlu kabul edildiğinden, eğer KDV ödenmiş ise faturalarının sunulmasını, aksi halde KDV’den müvekkilinin sorumlu tutulmamasını, sigorta şirketine başvuru yapmadan İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak masraf yapan davacının iyi niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden ekspertiz ücretinin TTK md.1426 kapsamında değerlendirilemeyeceğini, kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin de reddi gerekip, müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru olmadığından temerrüde düşmediğini, avans faizi talebinin de reddi gerektiğini, haksız fiil sorumluluğunda uygulanacak faizin yasal faiz olacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI: Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; 24/08/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıya ait … plakalı araç sürücüsü …’ın aracın ön kısmıyla … plakalı araca arkadan çarptığı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/d maddesinde düzenlenen ‘Araç sürücüleri trafik kazalarında arkadan çarpma hallerinde asli kusurlu sayılırlar’ şeklindeki kuralı ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsü …’ün ise kazanın oluşumunda etken bir davranışının olmadığı, trafik kazası tespit tutanağında sürücü ifadelerinde … plakalı araca diğer aracın arkadan çarptığının belirtildiği, ancak bilirkişi tespit raporunda aracın önden ve arkadan hasarlandığının tespit edildiğinin belirtildiği, aracın önden hasarlandığına ilişkin tutanaktaki sürücü ifadelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığından aracın önden ve sol ön tekerlek kısmından nereye çarptığı veya nasıl hasarlandığının anlaşılamadığı, aracın kaza ve kaza sonrası hasar fotoğraflarına ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, hasar onarım faturası olmaması, davalı sigorta şirketi tarafından aracın incelenmesinin talep edilmesine rağmen davacı tarafından bunun sağlanmaması, aracın önden ve sol ön tekerlek kısmından nereye çarptığı veya nasıl hasarlandığının anlaşılamaması, araçtaki hasar ile kazanın uyumlu olmadığının tespit edilmesi nedeniyle hasar değerlendirmesinin yapılamadığı, yine değer kaybı yönünden de değerlendirme yapılamadığı anlaşılmakla, DAVANIN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından, “…Kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün müvekkiline arkadan çarpması nedeniyle asli kusurlu olduğunu, kaza sonrası araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/97 D. İş sayılı dosyası ile bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda, müvekkilinin kullanmış olduğu araçta 29.747,80 TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, mahkemece sadece bir kez rapor aldırılarak itirazları dahi değerlendirilmeden, aldırılan tek bir raporda bulunan eksiklik ve çelişkiler giderilmek için ek rapor veya Adli Tıp Kurumundan rapor da aldırılmadan davanın reddine karar verildiğini, verilen bu kararın eksik, hatalı ve çelişkilerle dolu olduğunu, yerel mahkeme dosyasına sunulu delillerin dikkate alınmadığını ve irdelenmediğini, bilirkişice düzenlenen raporda; aracın hem arka kısım hem de ön kısım hasarlarının değerlendirme dışında tutularak hesaplama yapılmadığını, bununla da kalmayıp bilirkişi raporunda arkadan çarpmanın varlığı kabul edilmesine rağmen hiçbir inceleme ve hesaplama dahi yapılmadan rapor hazırlandığını, dava dosyası dikkatlice incelendiğinde dosyaya ibraz edilen kaza tutanağında çizilen krokiden de net olarak anlaşılacağı üzere, müvekkili sola dönmek için beklerken … plakalı aracın, müvekkiline ait araca arkadan çarpması sonucunda müvekkilinin aracının yolun çaprazında bulunan kaldırıma çarptığını ve bilirkişice hazırlanan raporda değerlendirme dışı tutulan ön kısımdaki hasarların bu şekilde meydana geldiğini, dosyada mevcut olan kaza tutanağında ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sundukları kaza yeri fotoğraflarında da bu hususun açıkça görüldüğünü, her ne kadar bilirkişice düzenlenen raporda; müvekkiline ait aracın ön kısmında meydana gelen hasarın oluşabilmesi için aracın, sabit bir cisme, (duvar, yüksek kaldırım, bordür, ağaca vb.) çarpması gerektiği belirtilse de müvekkiline ait davaya konu aracın, savrulup sol çaprazında bulunan kaldırıma çarptığını, bunun sonucunda da aracın ön kısmında hasar meydana geldiğini, bilirkişice hazırlanan raporda bu kroki ve İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesince alınan tespitlerin göz önünde bulundurulmamasının eksik ve hatalı inceleme yapıldığını gösterdiğini, mahkemece de itirazlarının hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, mahkemeden çelişkileri gidermek adına yeniden ek rapor alınması ya da Adli Tıp’a gönderilmesi taleplerinin de reddedildiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı taraf trafik sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davadan önce araç üzerinde yaptırılan tespit sonucunda alınan tespit bilirkişi raporunda araçtaki hasarın KDV dahil 29.487,80-TL olduğunun belirtildiği, mahkemece de otomotiv bilirkişiden kusur ve hasar raporu alındığı, taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağında davadışı sigortalı araç sürücüsünün davacının aracına arkadan çarptığını açıkça beyan etmiş olduğu da gözetilerek, kazanın meydana gelmesinde %100 davalı sigorta şirketine sigortalı aracın kusurlu bulunduğu, bununla birlikte bilirkişinin, kaza ile hasarın uyumlu olmadığından bahisle zarar hesabı yapmadığının görüldüğü, gerekçe olarak da kaza tespit tutanağında davacının aracına arkadan çarpıldığı belirtilmesine rağmen tespit raporunda aracın sol ön kısmında da hasar olduğunun belirtilmesi ve ön taraftan alınan hasarın nedeninin anlaşılamaması olarak gösterildiği, mahkemece de buna dayalı olarak davanın reddine karar verildiği görülmüşse de, sözkonusu rapor hüküm kurmaya elverişli nitelikte değildir. Dosyada mevcut kaza tespit tutanağında, kazaya dair taraflarca çizilen araç resimlerinde davacı aracının sol ön ve arka kısımlarından hasar aldığı açıkça işaretlenmiş olup, araç fotoğraflarının da dosyada mevcut olduğu, davacı tarafça da rapora süresinde itiraz edilmiş ve arkadan çarpmanın etkisi ile aracın sol ön kısmının kaldırıma çarptığının açıklanmış olduğu anlaşılmakla, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen mahkeme kararının, ATK Trafik İhtisas Dairesi, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan itirazları da karşılayacak şekilde yeni bir rapor alınmak üzere HMK 353/1-a-6. madde gereğince kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/604 Esas- 2021/237 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023