Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/695 E. 2023/1775 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/695
KARAR NO : 2023/1775

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2020 (Dava) – 12/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/229 Esas – 2021/245 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/229 Esas – 2021/245 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın, işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı araçla 27.07.2019 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinde ilerlemekte iken, önünde bulunan ve müvekkiline ait … plakalı araca arka kısmından çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın zorunlu trafik mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, müvekkilinin, kazadan kısa bir süre sonra, halen yerleşik olduğu Almanya’ya döndüğünü ve hasarlı aracını, “KFZ Sachverstandigen Büro” ünvanlı hasar tespit bilirkişisine muayene ettirdiğini, inceleme sonunda, araçta toplam 3.030,25 Euro tutarında maddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, bilirkişi incelemesi için ayrıca 698,29 Euro ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketine hasar başvurusunda bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından, 04.02.2020 tarihinde, 3.159,54 TL ödeme yapıldığını, ödemenin yapıldığı tarihte 1 Euro = 6,61 TL olduğundan 477,70 Euro’ya denk düştüğünü, bakiye kısmın tahsilini teminen arabuluculuk aşamasında da olumlu bir sonuç elde edilemediğinden eldeki davayı ikame etmek zorunluluklarının doğduğunu belirterek, toplam 3.030,25 Euro tutarındaki hasar bedelinden yapılan 477,70 Euro tutarındaki ödeme düşüldükten sonra kalan 2.552,55 Euro’nun ödeme günündeki TL karşılığının, davalı sigorta şirketi bakımından, kendisine yapılan hasar başvurusunun tebliğ tarihine 8 iş gününün eklenmesiyle ulaşılacak 16.01.2020 tarihinden, davalı sürücü bakımından ise, kaza tarihi olan 27.07.2019 tarihinden itibaren 3095 S.K. 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ekspertiz ücreti olarak ödenen 698,29 Euro da dahil olmak üzere, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin Maslak-Sarıyer/İstanbul olduğunu, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti (36.000 TL) ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacının da kabul ettiği üzere hasar aşamasında 3.159,54 TL ödeme yapılmış olup bakiye poliçe limitinin 32.840,46 TL olduğunu, mahkemece müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönünde karar verilecek olursa, sorumlu tutulması gereken (bakiye) poliçe limitinin açık şekilde gösterilmesinin gerektiğini, poliçeye müstenit sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber, masraf ve vekâlet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının öncelikle kusur ve zarar olgularını ispat etmesi gerektiğini, MÖHUK 34/1.maddesi hükmünde; “Haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tâbidir” denilmekte olup, mahkemece bilirkişi raporu alınması durumunda davacının muhtemel zararının, Türkiye piyasası şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca aracın Türkiye dışında yapılması sonucu TL-Euro kuru nedeniyle oluşan zarar farkından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bakiye poliçe limitinin dikkate alınması ve gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu tazminatın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte talep edilebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun olarak tebligat çıkarıldığı, ancak davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Davalı tarafça yapılan yetki itirazının, davalı şirketin bölge temsilciliği gözetilerek reddine karar verildiği, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … plakalı kamyonet sürücüsü … idaresindeki aracı ile seyri sırasında Karayolları Trafik Kanunu 56. ve Trafik Yönetmeliği 107. maddesi hükümlerine aykırı davranışı nedeniyle bu kazanın oluşumunda etken olduğu, aynı kanunun asli kusurları belirleyen 84 –d ‘arkadan çarpma asli kusuru’ nu ihlal ederek asli etken olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’nın aracı ile seyri sırasında arkadan çarpılma şeklinde kazaya karıştığından bu kazaya bir dahili olmadığı, kaza nedeniyle … plakalı … tipindeki otomobilde yedek parça işçilik KDV dahil 3.030,82 Euro’luk hasar meydana geldiği, sigorta şirketi tarafından 3.159,54 TL’ nin 04.02.2020 tarihinde ödendiği ve işbu ödeme tarihi itibariyle 1 Euro = 6,6136 TL olmakla, ödenen bedelin 477,70 Euro’ya tekabül ettiği, bu duruma göre davacı yanın giderilmemiş zararının 3.030,82–477,70=2.552,55 Euro olduğu, … plakalı aracın 10.10.2018-2019 tarihleri arasında geçerli poliçe ile davalı … AŞ tarafından ZMM (trafik) sigorta teminatı kapsamına alındığı, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminatları arasında yedek parça ve işçilik zararları ile değer kaybı zararlarının bulunduğu, hesaplanan zarar miktarının teminat limiti içinde olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından kazanın ve hasarın teminat içinde kaldığı kabul edilerek ödeme yapıldığı, dava konusu aracın Almanya‘da ödenen bilirkişi ekspertiz rapor ücretinin 698,29-Euro (KDV dahil) olduğu, sözkonusu ekspertiz ücretinin o ülke ekonomik ve sosyal koşullarına göre uygun olduğu değerlendirilmekle, dava konusu 2.552,55 Euro maddi tazminatın davalılardan … yönünden haksız fiil tarihi olan 27/07/2019 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ekspertiz rapor tarihi olan 14/01/2020 tarihi dikkate alınarak belirlenen temerrüt tarihi olan 27/01/2020’den itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek değişken faizi ile birlikte ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, ekspertiz ücreti olan 698,29 Euronun fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL olarak yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine dair hüküm tesisi gerekmekle; DAVANIN KABULÜ İLE, dava konusu 2.552,55 Euro maddi tazminatın davalılardan … yönünden haksız fiil tarihi olan 27/07/2019 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 27/01/2020 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek değişken faizi ile birlikte ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, ekspertiz ücreti olan 698,29 Euronun fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL olarak yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … A.Ş vekili tarafından, “….Haksız fiilden doğan borçların haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabi olduğunu, mahkemece davacının muhtemel zararının Türkiye piyasası şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca aracın Türkiye dışında yapılması sonucu TL-Euro kuru nedeniyle oluşan zarar farkından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zarara uğrayan aracın yurt dışından geçici olarak gelip gelmemesinin önemi olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, taleplerin kısmen dahi kabulüne karar verilecek ise bakiye poliçe limitinin dikkate alınması gerektiğini ve gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebini kanıtlar nitelikte hiçbir belge ibraz etmediğini, bu durumun sebepsiz zenginleşmeye sebep olduğunu, halihazırda onarılmış bir araç hakkındaki işbu talebin haksız olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulu fatura olmadığından KDV dahil ödeme yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin eksik incelemede bulunduğunu, aksi kabul anlamına gelmemek üzere yeni bir rapor tanzimi gerektiğini, aracın her ne kadar yurt dışı tescilli olduğu bilinse de tamirinin Almanya’da yapılması şart olmamakla birlikte eğer orada yapıldıysa ilgili hasar faturalarının mutlaka mahkemeye sunulması gerektiğini, sunulması mümkün olmadığı takdirde mahkemenin yurt dışı piyasa rayiçlerini araştırarak bir sonuca varması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacının Türkiye’de ne zamandır, ne niyetle bulunduğunun, eğer sürekli ikamet sebebi ile ülkeye döndüğü anlaşılıyorsa şirketin sadece Türkiye’deki hasar onarım bedelinden sorumlu olabileceğinin göz önüne alınması gerektiğini, nitekim TMK madde 2 gereği herkesin haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olup uymayanları hukuk düzeninin korumasının mümkün olmayacağını, yabancı plakalı motorlu araçların kazadan sonra gümrüğe terk edilmesinin, her zaman bunların tamamen yok olmuş sayılacağı anlamına gelmeyeceğini, bu durumlarda, aracın onarım olanağı olup olmadığının gözetilmesi gerektiğini, onarımı olanaklı olmasına rağmen gümrüğe terk edilmiş araçlardaki zararlarda, Türkiye’deki onarım giderleri ile kayıtlı olduğu ülkedeki piyasa değeri karşılaştırılarak hangisi az ise ona göre belirlenmesi gerektiğini, bu durumda mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiden aracın kaza tarihinde kayıtlı olduğu yabancı ülkedeki 2. el piyasa rayiç fiyatının tespiti ile tespit edilecek bedelle Türkiye’deki 2.el piyasa rayiç fiyatının hangisinin ekonomik olduğu hususlarında ek bilirkişi raporu alınarak aracın gümrüğe terk edilmiş/devletleşmiş olduğu göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin işbu hususta araştırma yapmayarak eksik inceleme ile hüküm kurduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yabancı plakalı araçla yapılan maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde; Almanya plakalı ve o ülkede kayıtlı aracın Türkiye’de karıştığı trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça Alman bilirkişi bürosundan alınan eksper raporunun çevirileriyle sunulmuş olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından da eksper raporu alındığı ve bu doğrultuda 3.159,54-TL kısmi ödeme yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi heyetinden alınan raporda her iki raporun da ayrıntılı olarak irdelendiği, karşılaştırmalı ve gerekçeli olarak Alman piyasa koşulları da değerlendirilerek düzenlenen raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğunun görüldüğü, gerçek zararın karşılanması ilkesi uyarınca Almanya’da ikamet eden davacının zararının Alman piyasa koşullarına göre değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, aynı nedenlerle KDV’nin de dahil edilmesinde hukuka aykırı bir yön olmadığı anlaşılmakla bu yöndeki itirazların reddi gerekmiştir.
Bununla birlikte, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bakımından bakiye poliçe limiti gözetilerek hüküm tesis edilmemiş olması doğru olmamış, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının kabulü gerekmiştir. Ancak, bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Dairemizce davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bakiye poliçe limiti ile (39.000-3.159,54=35.840,46 TL) sınırlı olduğuna dair cümle eklenmesi suretiyle yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … AŞ vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden hüküm tesisine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … AŞ vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/229 Esas-2021/245 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KABULÜ ile, dava konusu 2.552,55 Euro maddi tazminatın davalılardan … yönünden haksız fiil tarihi olan 27.07.2019 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 27/01/2020 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek değişken faizi ile birlikte ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (sigorta şirketi kaza tarihi olan 27.07.2019 itibariyle geçerli poliçe limitinden bakiye kalan 35.840,46 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davacı tarafa verilmesine,
b-Ekspertiz ücreti olan 698,29 Euronun fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL olarak yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine,
c-Dava tarihi itibariyle alınması gereken 1.324,72 TL harçtan peşin alınan 331,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 993,54 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
d-Davacı tarafından yapılan 393,38 TL harç, 1.180,00 TL yargılama gideri ve 4.510,95 TL (698,29 Euro’nun ödeme tarihindeki kur değeri 6,46 TL olmakla) ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 6.084,33 TL’nin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine,
e-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
f-Zorunlu arabuluculuk kapsamında 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
g-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine”,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı … A.Ş vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … A.Ş’den alınan 331,18‬ TL istinaf karar harcının istek halinde bu davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı … A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023