Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/688 E. 2023/1712 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/688
KARAR NO : 2023/1712

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020 (Dava) – 23/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/83 Esas – 2021/86 Karar
DAVA : Tazminat (Maddi Hasarlı Trafik Kazasından Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 02/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2020/83 Esas ve 2021/86 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, davalı … Başkanlığı adına kayıtlı … plakalı 2016 model … marka araç, 12.07.2019 günü saat 17.20’de davalı …’ın sevk ve iradesinde İzmir Karşıyaka ilçesi sınırlarında müvekkiline ait … Almanya plakalı araca sol arka kısımdan çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araçta meydana gelen hasarın tespitinin Almanya’da yaptırıldığını, alınan eksper raporunda 6.240,75-Euro olarak tespit edildiğini, raporun düzenlenmesi için 692,34-Euro, raporun tercüme işlemleri için 1.180,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından davalı … şirketine yapılan başvuru üzerine davalı … şirketi tarafından 370,00-Euro ödeme yapıldığını, bakiye 7.263-Euro için gidilen arabuluculuk yolunda anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, 7.263,09-Euro maddi zararlarının davalı … şirketi yönünden teminat kapsam ve limitleri dahilinde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aynen tahsilinin mümkün olmaması halinde fiili ödeme günündeki Merkez Bankası döviz efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı olarak tazminine, davalı … şirketi yönünden 25.10.2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden 12.07.2019 tarihinden itibaren 3095 s. yasa’nın 4/a md. uyarınca faiz işletilmesine, bilirkişi ücreti, tercüme ücreti 1.180,00-TL’nın yargılama gideri olarak 30.12.2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 21.03.2019 – 21.03.2020 tarihleri arasında 261201005566 numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olan müvekkilinin sigorta eksper raporu doğrultusunda 18.10.2019 tarihinde 2.250,00-TL ödeme yaparak yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının talep ettiği ikame araç bedelinin sigorta poliçesi teminatı dışında olduğunu, eksper ve tercüme işlem ücretinin müvekkilinin sorumluluğunda bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutağında asli kusurlu taraf … olarak belirtilmiş ise de kusur durumunu belirleme açısından tutulan tutanağın yetersiz olduğunu, kazanın tam olarak nasıl gerçekleştiğinin tutanaktan anlaşılamadığını, aracın kaza sonrasında Almanya’ya götürüldüğünü ve Almanya’da tamir ettirildiğini, kaza anına ilişkin fotoğraflar bulunmadığından ve araç derhal Almanya’ya götürüldüğünden davacının iddia ettiği zararın tamamının kaza sonucu meydana geldiğine yönelik şüphelerin bulunduğunu, bilirkişi ve keşif marifetiyle kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, müvekkili ile diğer davalı … şirketi arasında tanzim edilen sigorta poliçesinde maddi tazminat kısmında araç başına 36.00.00-TL, kaza başına 72.000,00-TL teminat kapsamı belirlendiğini, davacının iddiasına göre davalı sigorta şirketinin teminat kapsamında yapması gereken ödemeyi yapmadığını, sigorta şirketinin davacının talep ettiği maddi tazminattan öncelikli olarak sorumlu olduğunu, davacının Almanya’da yetkili olduğunu iddia ettiği bilirkişilik bürosundan aldığı raporun yeterli olmadığını, Türkçe tercümesinden araç durumu, hasarın oluşumu bölümlerinin beyana göre düzenlendiğinin anlaşıldığını, kapsamlı bir inceleme yapılamadığının raporda açıkça yazıldığını, 6.240,75-Euro olarak belirlenen zararın raporun yeterli ve inandırıcı olmaması, zararın tamamının kaza sonucunda meydana gelip gelmediğine dair şüphenin mevcudiyeti ve belirlenen rakamın fahiş olması sebepleri ile raporu kabul etmediklerini, davacının 700-Euro tutarında ikame araç bedeli taleplerini kabul etmediklerini savunarak, haksız olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı …’a 04.03.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından cevap dilekçesi ve kanıt listesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 5.850,68 EURO hasar bedelinin, 5.675,24EURO’dan sorumlu olmak kaydıyla davalı … yönünden 18.10.2019, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 12.07.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4A mad.göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 700 EURO ikame araç bedeline ilişkin isteminin davalılar … ve … yönünden kabulüne, kaza tarihi olan 12.07.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4A mad.göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Bilirkişi ekspertiz rapor ücreti olan 692,34 EURO’nun hüküm tarihindeki Kur değeri üzerinden ( TL ) karşılığının yargılama giderlerine dahil edilmesine, Tercüme masrafı olan 1.180,00-TL yargılama giderlerine dahil edilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hukuka uygun olmayan bu kararın kaldırılması gerektiğini, işbu davada tespit edilen kusur durumu denetlenebilir olmadığı, hükme esas teşkil eden kusur tespitinin varsayımdan öteye gitmediğini, bilimsel ve somut verilere dayanmadığını, ikame araç bedelinin müvekkiline yükletilebilmesinin mümkün olmadığını, dava dosyasına sunulmuş olan bilirkişi raporunda da aynen “Ancak, dosyada davacı yanın araç kiraladığı ve böyle bir ücret ödediğine dair belge ya da fatura görülmemiştir.” şeklinde belirtildiği üzere davacının talep etmiş olduğu ikame araç zararını belgelendiremediğini, doktrine göre haksız fiilin hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olmak üzere dört unsuru bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere işbu davada müvekkilinin kusurlu olduğunu varsaysak dahi; zararın varlığını ispat yükünün zarar görene ait olduğunu, ancak işbu uyuşmazlıkta davacının, tazminat talep edebilmesi için ispatlaması gereken zarar şartını ispatlayamadığını, dolayısıyla olmayan ikame araç zararının müvekkiline yükletilebilmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/8393 E., 2011/2307 K. ve 17/03/2011 tarihli kararında; dava açma masrafları yanında, davadan önce yapılan delil tespit davası niteliğindeki ekspertiz ve bilirkişi ücretinin de sigorta teminatı kapsamında olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla, bilirkişi ekspertiz rapor ücretinin müvekkiline yükletilebilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması suretiyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporuna taraflarınca itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunun keşif yapılmadan, kusur incelemesi dahi yapılmadan hazırlandığını ve yerel mahkemenin bu rapor doğrultusunda hüküm kurduğunu, Trafik sigortası Genel şartları Eki Değer Kaybı Formülasyonuna göre değer kaybı tespiti yanında, Yargıtay kararına atıf yapılarak değer kaybı hesaplaması yapıldığını ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda işaret edilen Yargıtay karalarının eski tarihli olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 26.04.2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6704/3 sayılı kanun ile değişik 90. Maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir…” hükmünün düzenlendiğini, bu hüküm ile trafik sigortası kapsamındaki tazminatlar genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olacağı açık bir şekilde düzenlendiğine göre, bu kanuna aykırı şekilde bir hesaplama yapılamayacağını, hal böyleyken bilirkişi raporunda geçen aksi yöndeki hesaplamaların trafik yasasına ve trafik sigortası genel şartlarına açıkça aykırı olduğunun tartışmasız olduğunu, bilirkişi raporuna yukarıdaki hususlar ile itiraz edildiğini, bilirkişi Ek Raporunda ise aynı bilirkişi tarafından tekrar inceleme yapılarak kök bilirkişi raporunun aynen tekrar edildiğini, tekrar edilen bilirkişi raporuna karşı taraflarınca yine itiraz edilmişse de, itirazları değerlendirilmeden ek raporun, kök raporla birlikte hukuka aykırı şekilde hükme esas alındığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hukuka aykırı hesaplama yapıldığı ve hatalı değerlendirmeler ile değer kaybı belirlendiği defaatle yargılamayı yapan mahkemeye itirazen sunulmasına rağmen, kurulan hükümde savunmaları hakkında karar verilmediğini ve savunmaları hükümde değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararları doğrultusunda somut olayda ıslah edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, Yerel Mahkeme tarafından eksik inceleme sonucu kurulan hükmün bu yönüyle de hukuka aykırı olması nedeniyle bozulması gerektiğini, öncelikle bilirkişinin kaza yerinde keşif yaparak kusur durumunu değerlendirmesi gerektiğini, ayrıca bilirkişi raporunda davacı yanın aracının tamirat süresinin 4-5 gün olabileceğinin belirtildiğini, davacı yanın kaza tarihinden kaç gün sonra Almanya ya gittiği,neden Türkiye de aracın tamirat ve bakımının yapılmadığının tespiti açısından Emniyet Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı yanın Türkiye ye giriş çıkışlarını gösterir pol net kayıtları ile birlikte dosyanın bilirkişiye yeniden tevdiini istemelerine rağmen bu hususlara ilişkin herhangi bir işlem yapılmadan yeniden bilirkişi raporu düzenlenip hüküm kurulduğunu, ikame araç bedelinin müvekkiline yükletilebilmesinin mümkün olmadığını, dava dosyasına sunulmuş olan bilirkişi raporunda da “Ancak, dosyada davacı yanın araç kiraladığı ve böyle bir ücret ödediğine dair belge ya da fatura görülmemiştir.” şeklinde belirtildiği üzere davacının talep etmiş olduğu ikame araç zararını belgelendiremediğini, dolayısıyla olmayan ikame araç zararının müvekkiline yükletilebilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı oluşan bakiye hasar bedeli ve ikame araç bedeli ile ekspertiz ücreti alacağı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kusurun tespitine yönelik makine mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli, dosya kapsamı ve kaza tutanağındaki tespit ile uyumlu olduğu,yine tespit edilen hasar bedelinin yeterli araştırma sonucu tespit edildiği; davalı sürücü …’ın kök rapora süresinden sonra sadece kusur ve ikame araç bedeli yönünden itiraz etmiş olması, ek rapora ise hiç itiraz etmemiş olması nedeniyle adı geçen yönünden raporların kesinleştiği; davalı belediyenin kök rapora süresinde itirazı üzerine ek rapor alınmış olduğu; haksız fiil nedeni ile davacının aracının kullanamadığı günler için bilirkişi raporunda hasarın boyutuna göre belirlenen tamir süresinin ve günlük ikame araç bedelinin makul olduğu, davalı belediyenin malik ve işleten sıfatı ile davalı araç sürücüsünün ise haksız fiil sorumlusu olarak ikame araç bedelinden sorumlu olduğu; yerleşik uygulamaya göre de ekspertiz ücreti yargılama gideri olup, mahkemece yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesinde usul ve asaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan davalı … vekili raporda belirlenen değer kaybı bedelinin usulüne uygun tespit edilmediği, yargılama sırasında bu hususta mahkemeye defaatle yapmış oldukları itirazların değerlendirilmediği belirtilerek bu yönünden karara itiraz etmiş ise de, dosya kapsamında değer kaybı bedeli talep edilmediği gibi mahkemece de bu yönde bir karar verilmediği, kaldı ki dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davalı vekilinin değer kaybı bedeli yönünden itirazının da bulunmadığı nazara alındığında istinaf itirazında hukuki yararının bulunmadığı, bu hususun ayrıca HMK 357/1 maddesine aykırı olduğu; yine davalı … vekili ıslah edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği belirtilerek karara itiraz etmiş ise de, dosya kapsamında davacı tarafından ıslah dilekçesi sunulmadığı ve mahkemece bu yönde karar verilmediği halde davalı … vekilinin bu yönlere ilişkin itirazlarının dosya kapsamı ve dosya kapsamında verilen karar ile ilgisinin olmadığı, bu nedenle itirazlarında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekili ve davalı … vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2020/83 Esas ve 2021/86 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
Davalı …’dan alınması gereken 2.547,02-TL istinaf karar harcından peşin alınan 952,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.595,02-TL’nin davalı …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı …’ndan alınması gereken 2.547,02-TL istinaf karar harcından peşin alınan 951,23-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.595,79-TL’nin davalı …’ndan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı … ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2023