Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/681 E. 2023/1744 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/681
KARAR NO : 2023/1744

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2021
NUMARASI : 2018/840 Esas – 2021/370 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2021 tarihli 2018/840 Esas ve 2021/370 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı, maliki ve sürücüsü davalı … olan … plakalı aracın 06.03.2015 tarihinde … plakalı araca çarptıktan sonra, yolun kenarında yaya olarak bulunan davacıya çarparak, davacının yaralanmasına neden olduğunu, kaza tespit tutanağına ve adli tıp raporuna göre davalının yüzde yüz kusurlu olduğunu, açılan ceza davasında davalıların cezalandırılmasına karar verildiğini, davacının maluliyet ve kazanç kaybının oluştuğunu, sigorta şirketi tarafından bir kısım ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kazaya bağlı olarak müvekkilinin karşılanmamış olan beden bütünlüğünün bozulması Nedeni ile 1.000,00-TL İş Gücü (Kazanma Gücündeki Azalma-Efor Kaybı) Kaybı Tazminatının, Kaza Nedeni ile 500,00-TL Geçici İş Görememezlik Tazminatının, Kaza Nedeni ile 1.500,00-TL Sürekli İş Görememezlik Tazminatının, Kaza Nedeni ile 500,00-TL Geçici Bakıcı Giderinin, Kaza Nedeni ile 1.000,00-TL Sürekli Bakıcı Giderinin, Sigorta şirketi/davalı tarafından karşılanmayan 500,00 TL tedavi sırasında harcanmak zorunda kalınan yol vb giderlerinin, bilirkişi raporlarından sonra dava değerini artırma ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile trafik kazasının meydana geldiği 06.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek ne yüksek mevduat faizi/avans ile birlikte davalı sigortacıdan tahsili ile müvekkille verilmesine, Müvekkilde meydana gelen yaralanmalar nedeni ile müvekkilin duyduğu üzüntü, elem ve ızdırap için ise 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birliktediğer davalı …’dan tahsili ile müvekkile verilmesine, davalıların malvarlıklarına dava değeri kadar tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın zorunlu mali fnesuliyet sigortasından uğramış olduğu zararlarını sigorta şirketi … A.Ş’den tazmin ettiğini, davacı tarafın ayrıca tazminat talep etmeye hakkı olmadığını, davacı tarafın kaza tarihinde 66 yaşında olup yaşı itibari meslekte çalışma gücünü kaybettiğini, 06.05.2015 tarihindeki kazadan 41 ay yani 3 yıl 5 ay sonra dava açmasının kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu, haksız kazanç temin etme çabasında olduklarını belirterek davacı tarafın tazminat taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 06.01.2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 105038615 no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacı vekiline 25.12.2017 tarihinde 30.076,26 TL ödendiğini, yapılan bu ödemenin taraflar arasında çekişmesiz olduğunu, yapılan ödeme gereği müvekkil şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğinden davanın reddine, Müvekkili Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılan ödeme ile müvekkilin sorumluluğunun sona erdiğinin tespiti ile davanın reddine karar verilmesini ,tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, müterafik kusur nedeniyle tazminattan uygun oranda indirim yapılmasına, kusur durumu ve yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazede Adli Tıp’a sevkedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, kaza tarihinden ticari faiz yürütülmesi talebinin reddine, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….Maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 06/03/2015 tarihinde meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle; müteveffa …’e yapılan ödemeden sonra bakiye kalan 14.856,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.717,92 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.403,00 TL geçici bakıcı giderine esas tazminat, 420,00 TL tedavi gider alacağı olmak üzere toplam 19.397,11 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den alınarak davacılara müştereken verilmesine, müteveffanın sürekli bakıcı giderinden kaynaklı ihtiyacı olmadığından bakıcı giderine yönelik ve tedavi giderinin bakiye kısımlarına yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine, 6098 sayılı TBK’nın 56. Maddesi uyarınca tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın özellikleri ve dosya kapsamına kazandırılan deliller göz önünde bulundurularak takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara müştereken verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalılardan … Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sürekli sakatlık tazminatı hesabı davacı yanın vefat tarihi olan 13.12.2019 tarihine kadar yapılması gerektiğini, somut olayda davacı yanın vefat tarihi ve bakiye ömrünün belli olduğunu, buna rağmen mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunda davacı için 2026 yılına kadar tazminat hesabının yapıldığını, bu durumda da fahiş ve hatalı şekilde gelecek dönem tazminatının hesaplandığını, davacı yanın vefat ettiği 13.12.2019 tarihine kadar sürekli sakatlık hesabı yapıldığında müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin yeterli olacağını, mahkeme nezdinde alınan maluliyet raporuna göre davacı yanda 2 aylık geçici iş görmezlik süresinin belirlendiğini, ancak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe ve geçici dönem bakıcı gideri zararı sağlık giderleri teminatına alındığını, ayrıca sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını, mahkeme kararına dayanak bilirkişi hesap raporunda PMF 1931 yaşam tablosunun kullanıldığını, ancak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar maddelerine uygun olarak TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesap yapılmasının gerektiğini, ayrıca hesaplama yapılırken aktüeryal yöntem kullanılarak 1,8 teknik faizin uygulanması gerektiğini, iş kazası değerlendirilmesi yapılmadığını, SGK dan davacı müteveffaya yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılardan … Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davaya konu trafik kazasının 06/03/2015 tarihinde, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın, aynı istikamette önünde seyreden dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili sollamak istediği sırada otomobilinin sağ yan kısmıyla, … plaka sayılı aracın sol yan arka kısımlarına çarpması, akabinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun solunda bulunan 11538 sokak üzerinde beklemekte olan davacı …’e çarpması ve davacının yaralanması sonucu gerçekleşmiş, davacı …’in yargılama sırasında 13/12/2019 tarihinde vefat ettiği davaya tüm mirasçılarının devam ettiği böylelikle taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle, davalı sürücü … hakkında Seferihisar Asliye Ceza mahkemesine kamu davası açıldığı, anılan dosyada yapılan yargılama sırasında, mahkemesince ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden alınan 27/04/2016 tarihli rapora göre, davalı sürücü …’ın sollama kurallarına riayet etmediği gerekçesiyle asli ve tam kusurlu, … plaka sayılı aracın sürücüsü dava dışı …’in ve yaya müteveffa …’in kusursuz olduklarının bildirildiği, davalı sürücünün taksirle yaralama suçundan 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre davacı …’in sürekli iş göremezlik oranının %20, geçici iş göremezlik süresinin 2 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, anılan raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlandığı, söz konusu rapora davalı sigorta şirketince itiraz üzerine bu kez ATK 2.İhtisas Kurulundan alınan 28/05/2020 tarihli rapora göre davacı …’in sürekli iş göremezlik oranının %20, geçici iş göremezlik süresinin 2 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, ancak raporun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlandığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketince, davacıya 25/12/2017 tarihinde 30.076,26 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dr. … ile trafik bilirkişisi tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan 08/02/2021 tarihli raporda, davalı sürücünün kusurlu, davacı muris ve dava dışı …’in kural ihlali olmadığı, PMF 1931 VE %10 arttırım %100 eksiltim esasına göre davacının geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararının 1.717,92 TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı alacağının 53.496,66 TL olup, bu tutardan davalı yanca önceden ödenen ve güncellenen tutar olan 38.640,47-TL nin mahsubu sonrası 14.856,19 TL kaldığı, bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 2.403,00TL, SGK ca karşılanmayan tedavi giderinin 180,00 TL, tedavi ile ilgili ulaşım giderinin 240,00 TL olmak üzere toplam maddi tazminat alacağının 19.397,11 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı kaldığına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde:
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince (sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından) davalıdan talep edilebilir. Diğer yandan geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi SGK’nun sorumluluğunu düzenleyen, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi tarafından geçici iş göremezlik zararları tedavi gideri kapsamında görülmediği gibi, Yargıtay 10. H.D.’nin 2016/10172 E. – 2019/10217 K. Sayılı ve 24.12.2019 tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Geçici iş göremezlik zararlarının, TBK’nun 54. maddesi kapsamındaki zararlardan olması ve araç işletenin sorumluluğunda bulunması, kaza tarihinde yasanın 92. maddesinde açıkça sigorta teminat dışında sayılmaması nedeniyle geçici iş göremezlik zararları davalının sorumluluğundadır. Genel Şartlarda sigorta primine esas alınan bu zararların SGK sorumluluğunda olduğu belirtilmiş ise de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesine aykırı şekilde SGK’nın sorumluluğunda olduğunun düzenlenmesi, davalının geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığı sonucunu doğurmaz. Genel şartlar ile sorumluluğu kanun ile belirlenen SGK’nın, aktarılan prim sebebiyle geçici iş göremezlik ödemesinden de sorumlu olacağına ilişkin düzenleme, SGK yönünden bağlayıcı olmadığından, zarar görene karşı da ileri sürülemez. Bu nedenle, davalı vekilinin, müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiş, esastan reddi gerekmiştir.
2-Davalı sigorta şirketi vekilinin SGK’ dan olayın iş kazası olup olmadığının araştırılması gerektiğine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
SGK tarafından davacı … ‘e rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, ancak anılan kurumca sadece davacının hizmet döküm cetveli gönderilmiştir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
İlk derece mahkemesince, davacı murise SGK tarafından rücuya tabi yapılan bir ödeme olup olmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
3-Davalı sigorta şirketi vekilinin hükme esas alınan aktüer rapora istinaf itirazlarının incelenmesinde ise :
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Hükme esas alınan aktüer raporun, PMF yaşam tablosuna göre hazırlandığı, söz konusu raporda davacı …’in bakiye ömrünün 2026 yılına kadar devam edeceğinin varsayıldığı, ancak davacı …’in 13/12/2019 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, aktüer bilirkişi Dr. …’den TRH 2010 Tablosu’na göre müteveffa …’in 13/12/2019 tarihinde vefat ettiği hususu nazara alınarak ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp hangi tarihte bittiği, davacı açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek tazminat hesaplamasının yapılması için, ek rapor alınıp, usuli kazanılmış haklarda (davacı mirasçıları ile davalı …’ın kararı istinaf etmedikleri vs.) dikkate alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davalı … Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının iki ve üçüncü bentlerde belirtilen sebeplerden ötürü kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2021 tarihli 2018/840 Esas ve 2021/370 Karar kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 09/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.