Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/679
KARAR NO : 2023/1829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : 2020/72 Esas – 2021/246 Karar
DAVA : Kambiyo Senedinden (çek) Kaynaklanan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
BAM KARAR TARİHİ : 23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2021 tarihli ve 2020/72 Esas – 2021/246 Karar
sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 17. İcra Dairesi’nin 2019/2044 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibine konulan … Bank … Şubesi … iban numaralı hesabından verilen TR5570954 seri nolu, 09.01.2019 tarihli ve 109.244.90 TL bedelli çek tutarının 24.290.60 TL’ lik kısmı dışında kalan 84.954,30 TL kısmından dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacaklının, alacaklı sıfatı ve takip hakkının bulunmaması nedeni ile öncelikle takibin tamamı ile iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…davanın kabulü ile; davacının İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2019/2044 esas sayılı takip dosyasına konu 109.244,90 TL bedelli çekten dolayı davalıya 84.954,30 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yer alan terditli taleplerinden asıl ilk talepleri olan takibin iptali takiplerinin değerlendirilmediğini, somut olayda ciro değil alacağın temliki söz konusu olduğundan, çekin kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takibe konu edilemeyeceğini, bu nedenle icra takibinin iptaline karar verilmemesinin hatalı olduğunu, çek hakkında karşılıksız işlemi yapılmamasına rağmen doğrudan icra takibine konu edilmesi mümkün olmamasına rağmen iptal kararı verilmemesinin hatalı olduğunu, kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çek üzerindeki müvekkiline ait ciro, ibrazdan önce olup, TTK 793 m. uyarınca davacı yanca aksinin kanıtlanması gerektiğini, davacı yetkili hamile, lehtara süreceği defileri ileri süremeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
I)Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
a- Dava, 2004 sayılı İİK’nun 72/3 maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, genel mahkemelerde görülen bu davada mahkemenin İcra Mahkemesinin yerine geçerek takibin iptaline ilişkin hüküm kurması mümkün olmayıp sadece tespit hükmü kurmakla yetinmesi gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece hükümde davacının icra takibine dayanak çek nedeniyle kısmen borçlu olmadığına karar verilmesi yerinde olup, takibin iptaline karar verilmesi mümkün değildir. Davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
b-Takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK’nın 67/2. maddesi, ” Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre ret veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 67/2. madde hükmündeki düzenlemeye göre, borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına; alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde ise istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının takibi başlatmakta kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davalı borçludadır. (Bkz. Prof. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd.)
Somut olayda; takip tarihinde davalının davacı aleyhine icra takibini kötüniyetli olarak başlattığının kabulü mümkün olmadığından mahkemece, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
II)Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, muhatap bankanın … … Şubesinin 1702/2020 tarihli cevabi yazısından, davaya konu çekin 19/01/2019 tarihinde takas sistemi çerçevesinde … Sanayi Ticaret A.Ş tarafından ibraz edildiğinin bildirilmesine, ibrazdan sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olmasına, davacının şahsi defilerini davalı bankaya karşı ileri sürmesinin mümkün olmasına göre, 6100 sayılı HMK m. 355 hükmü uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, 6100 sayılı HMK m. 355 hükmü uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, taraf vekillerinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2021 tarihli ve 2020/72 Esas – 2021/246 Karar sayılı kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2- a)İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 269,85 TL harcın, başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydına,
b)İstinaf başvuru harcı olarak davacıdan alınan 162,10-TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davacı tarafça istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç)İstinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 5.803,21- TL harçtan, başlangıçta peşin olarak alınan 1.450,80- TL’nin mahsubu ile bakiye 4.352,41-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydına,
d)İstinaf başvuru harcı olarak davalıdan alınan 162,10-TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
e)Davalı tarafça istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.