Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/650 E. 2023/1832 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/650
KARAR NO : 2023/1832

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2019/604 Esas – 2021/186 Karar
DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
BAM KARAR TARİHİ : 23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarihli 2019/604 Esas ve 2021/186 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … San ve Tic Ltd Şti ünvanlı şirket arasında 18/10/2016 tarihli, 13.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalıların da bu sözleşmeleri müşterek borçlu- müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, imzalanan bu sözleşmeler ile davalı şirkete krediler tesis edildiğini, borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından borçlulara İzmir 23. Noterliğinden 25/09/2018 tarih ve 24862 yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameye konu borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine İzmir 1. İcra Dairesi’nin 2018/16233 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların ödeme emrine itiraz ettiklerini ve itiraz üzerine anılan icra dairesince davalılar açısından takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, dava konusu icra takibinde yer alan 7930886 ve 7946356 nolu kredilerin … kefaleti ile kullandırılan krediler olduğunu, bu kredilere fonun kefaletine istinaden yasal süreler geçtikten sonra … tarafından ödeme yapılmasıyla müvekkili banka tarafından kredi alacağına tahsilat yapılacağını, müvekkili bankanın tahsilat yapsa dahi yasal düzenleme gereğince … adına takibe devam etmek mükellefiyetinde olduğunu, bu nedenle … tarafından ödenecek tutar bakımından da borçlunun borcunun devam ettiğini, tahsil edildiğinde kefaleti nispetinde … ye ödenmek üzere davalının itirazının takip tutarının tamamı için iptali gerektiğini, davalılar hakkında yürütülen icra takip dosyasında takip tarihinden dava tarihine kadar takibe konu 10.000,00 TL bedelli 1568514 nolu teminat mektubunun müvekkili bankaya iade edildiğini ve riskin ortadan kalktığını, takibe konu 7930886 ve 7946356 nolu borçlu cari kredi hesaplarına 332.544,08 TL tahsilat yapıldığını, ilgili ödemelerin dava tarihinden önce icra dairesine bildirildiğini ve davaya konu harca esas değer hesaplamasından düşüldüğünü bildirerek, davalıların zmir 1.İcra Dairesinin 2018/16233 Esas sayılı dosyasına itirazlarının iptaline ve takibin devamı ile davalı borçluların %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın maddi ve hukuki temelden yoksun olduğunu, davacı tarafından davalı … San ve Tic Ltd Şti’ne 18/10/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, söz konusu krediye diğer davalıların müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, kredi sözleşmesinin İİK 296’daki konkordato nedeniyle sözleşmenin feshedilemeyeceğine dair düzenlemeye aykırı biçimde konkordato geçici mehil süresi içerisinde sona erdirildiğini, kredi borçlarını vadesi geldiğinde ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kalan müvekkilleri davalı şirketlerin 20 Eylül 2018 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticareti Mahkemesi’nin 2018/1096 Esas sayıda ve müvekkili diğer davalı şahısların da aynı mahkemede 2018/1119 Esas sayıda konkordato talepli dava açtıklarını, davacı bankanın hemen kredi sözleşmesini sona erdirme ve acele bir şekilde müvekkilinin davalılarının mallarını haczetme telaşına düşerek konkordato sebebiyle genel kredi sözleşmesini henüz vadesi gelip de ödenmeyen taksit bulunmadığı halde sonra erdirerek, İzmir 23. Noterliğinden 25/09/2018 tarihli 24862 yevmiye sayılı ihtarnameyle kredi hesaplarını kat ederek, 24 saat içinde işlemiş faiziyle birlikte kredinin ödenmesini de ihtar ettiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2018/1096 ve 2018/1119 Esas sayılı dava dosyalarından 20 Eylül 2018 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde müvekkilleri davalılar hakkında konkordato geçici mehil kararı verildiğini, davacı bankanın İzmir 23. Noterliğinden 25/09/2018 tarihli ve 24862 yevmiye sayılı ihtarnameyle kredi sözleşmesinin müvekkili davalıların konkordato talep etmiş olmaları sebebiyle feshedildiğnin şüphesiz olduğunu, davalıların konkordato talepli davayı ikame ettikleri tarihin 20 Eylül 2018 olduğu halde davacı banka ile birlikte müvekkilinin borçlu olduğu bankaların bu tarihten sonra hep birlikte genel kredi sözleşmelerini feshettiklerini ve hesabı kat ettiklerini, müvekkilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2018/1096 E. ve 2018/1119 Esas sayılı dosyalarında konkordato talepleri reddedilen davaların kararlarının İzmir 17.Hukuk Dairesi tarafından bozularak ortadan kaldırıldığını, yeniden düzenlenecek tensip kararı ile konkordato geçici mehil kararı alarak tüm takiplerin durdurulmasına dair tedbir kararı verileceğinden işbu davanın söz konusu konkordato davalarının sonucunu beklemesi gerektiğini, takip dosyası ile nakde çevrilmemiş durumda bulunan teminat mektuplarında talep olunup faiz işletildiğini, oysa tazmin edilmemiş söz konusu teminat mektupları için talepte bulunulmasının ve faiz talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kefillerin her biri yönünden hangi GKS ‘ye imza attıkları, hangilerinden ve kefalet limitine bağlı olarak ne kadardan sorumlu tutulabileceklerinin tespitinin gerektiğini, İİK 294/3 uyarınca tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği taktirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracağından , İİK 288/1 uyarınca geçici mühlet, kesin mühlet sonuçlarını doğuracağından, konkordato mühletleri boyunca faiz işletilmesinin kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, hem geçici mehil süresi içinde hem de mahkeme bozma uyarınca verilecek yeni geçici mehil ve bir yıllık kesin mehil süreleri içinde konkordato mehilleri boyunca İİK 288/1 ve İİK 294/3 maddeleri uyarınca faiz işletilmesinin mümkün olmadığını bildirerek, davacı bankanın konkordato davası kesinleşmeden hesabı kat etmesinin İİK 296 ve diğer yasa hükümlerine aykırı olduğundan davanın reddine, İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1198 d.iş sayılı dosyasından ihtiyati haczin kaldırılmasına, esasa girildiği taktirde İzmir 2. Asliye Ticareti Mahkemesinin 2018/1096 Esas ve 2018/1119 Esas sayılı konkordato talepli davalarının sonucunun beklenmesine, davacı aleyhine %15 ten az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “… davanın İİK 296 kapsamında reddi gerektiği.. ” gerekçesiyle “…davanın reddine,… yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalıların konkordato talepleri, İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1119, 2018/1096 ve 2019/67 E sayılı dosyalarından ayrı ayrı reddedildiğini ve anılan kararların kesinleştiğini, mahkeme kararlarının dosyada mevcut olduğunu, yasal şartları oluşmadığı için hem mahkeme ve hem istinaf mahkemesi tarafından reddedilen konkordato taleplerinin, dava dosyasındaki bilirkişi raporu ile sabit hale gelmiş banka alacağının tahsiline engel teşkil etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı borçlular hakkında çok sayıda icra takibinin başlatıldığını, bu takiplere dayalı olarak menkul/gayrimenkul/mal, hak ve alacaklarının tamamı üzerine çok sayıda haciz uygulandığını, keşide edilen çekleri ödenmediği için çeklerin karşılıksız işlemine tabi tutulduğunu ve bu hususlara ilave olarak konkordato talebinin de reddedilmiş olması sonrasında müvekkili bankanın; taraflar arasında imzalanan ve dosyada mübrez Kredi Sözleşmesinin VI. maddesi hükümlerinden kaynaklanan ve kanuni düzenlemelerden kaynaklanan haklarını kullanarak yasal yükümlülükleri çerçevesinde hesap kat sürecini başlattığını, resen gözetilecek sebeplerle kaldırılmasına, davanın kabulü ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.

Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı gerçek kişiler ile şirketlerin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 20/09/2018 tarihinde 2018/1096 ve 2018/1119 sayılı “konkordato talepli” davalar açmaları neticesinde mahkemenin de 25/09/2018 tarihinde “konkordato geçici mühleti” kararı vermesi üzerine davacı bankanın aynı gün hiç vakit kaybetmeksizin kredi ilişkisini kat ettiğini ihbar ile kullandırılan krediler nedeniyle bakiyenin ödenmesini ihtar ettiğini, kredi ilişkisinin davacı banka tarafından ivedilikle kat edildiği 25/09/2018 tarihine kadar vadesi gelip de ödenmemiş olan hiçbir kredi taksidinin bulunmadığının dosyada tanzim olunan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, vadesi gelip de ödenmemiş hiçbir taksit bulunmamasına rağmen davacı bankanın, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan müvekkili davalılar hakkında geçici konkordato mühleti verilir verilmez kredi sözleşmesini kat edip ödeme talebinde bulunmasının müvekkillerinin faaliyetinin devamını olumsuz etkilediğini, konkordatoya başvurma gerekçesiyle işletmenin devamı için arz eden sözleşmelerin sona erdirilemeyeceğinin İİK 296.maddesinde gösterildiğini, davacı bankanın bu yola başvurması kötü niyetini ortaya koyduğunu, İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu itirazın iptali davasına ilişkin olarak esasa girdiğini, taraf delillerini topladığını, bilirkişi incelemesine başvurduğunu ve nihayetinde davayı esastan reddettiğini, dava harçlarını dahi nisbi olarak hesapladığı halde davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmettiğini, işbu davanın konusunun para olduğunu, bu nedenle davalı taraf lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ancak mahkemece maktu vekalet ücreti hükmedildiğini, ayrıca davacı bankanın kötü niyetli olduğunu bildirerek, kararın kötü niyet tazminatı ve davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacı banka ile davalılardan … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 18/10/2018 tarihinde 13.000.000,00- TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların söz konusu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatı ile imza attıkları, her bir kefilin kefalet limitinin 16.500.000,00 TL olarak belirlendiği, davacı bankanın, kredi hesaplarını 25/09/2018 tarihinde kat ederek davalılara İzmir 23. Noterliği’nin 25/09/2018 tarih ve 24862 yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek, 9.162.968,16 TL lik borcun, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içerisinde ödenmesinin, 65.000,00 TL ve 130.000,00 USD teminat mektupları ile 13 adet iade edilmeyen çek yaprağından ileri gelen 20.800,00 TL’nin depo edilmesinin istenildiği, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin davalılara 27/09/2018 tarihinde tebliğ olunduğu, kat ihtarına istinaden davalılar vekilince İzmir 29. Noterliğinin 12/10/2018 tarih ve 8174 yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek bankaca hesaplarının kat edilmesinin sebebinin taraflarınca İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2018/1096 Esas ve 2018/1119 Esas sayılı dosyaları ile açılan konkordato davasına ilişkin olduğu, anılan mahkemece 20/09/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müvekkillerine geçici mehil verildiğini, banka tarafından İİK’nun 296/1 maddesine aykırı olarak hesabın kat edildiğini, bu durumun hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığını ve müvekkillerinin hesaplarındaki paralara takas, mahsup ve blokaj uygulanamayacağını, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, davacı banka tarafından keşide olunan ihtarnameden sonuç alınamaması üzerine davalılar aleyhine davaya konu İzmir 1. İcra Dairesinin 2018/16233 Esas sayılı icra dosyası ile örnek 7 ödeme emri göndermek suretiyle 24/12/2018 tarihinde ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde 9.162.406,01 TL asıl alacak, 885.699,25 TL işlemiş faiz, 44.284,96 TL BSMV olmak üzere toplam 10.092.390,22 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %40 oranlarda işleyecek temerrüt faizi, icra harç, masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsili ile 7 adet iade edilmeyen çek yaprağından dolayı 11.200,00 TL ve 65.000,00 TL, 130.000 USD bedelli 4 adet teminat mektubunun depo edilmesinin talep edildiği, davalı borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçlular vekilince icra takibine konu asıl alacağa ve ferilerine 26/12/2018 tarihinde itiraz edildiği, icra takibinin icra dairesince 31/12/2018 tarihli kararı ile durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın bir yıllık hak düşürücü içerisinde açıldığı, davalıların İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde 20/09/2018 tarihinde açtıkları 2019/67 esas sayılı dava dosyası kapsamında 20/09/2018 tarihinden itibaren üç aylık geçici mühlet kararı verildiği, aynı mahkemede …, … ve … tarafından konkordato davasının açıldığı önce birleştirildiği, sonra tefrik olunarak ayrı esasa kaydedildiği, yapılan yargılama sonucunda anılan mahkemece verilen 21/12/2018 tarih ve 2018/1096 esas, 2018/1539 Karar sayılı ilamı ile konkordato projesinin uygulanabilirliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği, kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2019/551-551 esas, karar sayılı ilamı ile kararın HMK’ nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece 2019/67 esas, 2019/794 karar sayılı ilamı ile konkordato projesinin kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, kararın dosya davacılarınca istinaf edilmesi üzerine dosyanın yeniden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderildiği, davacıların istinaf kanun yolu başvurusundan feragat etmeleri üzerine anılan dairece verilen 2020/318 esas 2020/837 karar sayılı ilam ile feragat nedeniyle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1096 esas sayılı konkordato davasının 25/09/2018 tarihli tensip tutanağı ile 20/09/2018 tarihinden itibaren başlamak üzere davalılardan … Tic. Ltd Şti, … San. Ve Tic. Ltd.Şti, … San. ve Tic . Ltd. Şti, … SAN. ve Tic. Ltd Şti, … San. Tic. Ltd. Şti ve dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti hakkında üç ay süre geçici mühlet kararı ve 6183 Sayılı AATUHK hükümlerine tabi başlatılacak takiplerde dahil olmak üzere davacı şirketler aleyhine hiç bir takip yapılmaması, mevcut ve ileride yapılacak tüm takiplerin yapılmasının durdurulmasına yönelik olarak da ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmış, davacı banka geçici mühlet içinde davaya konu takibe dayanak borcu kat edip icra takibine girişmiş ise de, istinafa konu kararı veren ilk derece mahkemesinin yargılaması devam ederken konkordato davasının red ile sonuçlandığı ve red kararının kesinleştiği ve dava konusu icra takibinin yapılmasına yasal bir engel kalmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın esasına girilerek taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümleri değerlendirilerek, davacı bankanın davalılardan dava konusu icra takibi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı konusunda dosyada raporu bulunan bankacı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin tüm, davacı banka vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarihli 2019/604 Esas ve 2021/186 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-a)Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
b)Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar ve başvuru harçlarının talep halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından kendilerine iadesine,
6-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.