Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/630 E. 2021/499 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/630
KARAR NO : 2021/499
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2020
NUMARASI : 2019/173 Esas ve 2020/508 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli, 2019/173 esas ve 2020/508 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kağıt karton üreticisi olduğunu, fabrikalarında yaşanabilecek iş kazalarına karşı koruma sağlamak için uzun yıllardır işveren mali sorumluluk sigortası yaptırdığını, 13/05/2005-27/04/2006 tarihleri arasındaki dönemde davalı sigorta şirketi nezdinde işveren mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu dönemde müvekkiline ait Kemalpaşa fabrikası işçilerinden …’nun 17/07/2005 tarihinde iş kazası geçirdiğini, kazalı işçinin tedavisinin yapıldığını ve uzun yıllar fabrikada çalışmaya devam ettiğini, ancak iş kazasına bağlı tazminat davalarının tâbi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına yakın bir tarihte İzmir 5. İş Mahkemesinin 2015/123 Esas sayılı dosyası dava açıldığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kazalı işçi tarafından İzmir 7. İcra Dairesi’nin 2017/5888 sayılı dosyasıyla anılan mahkemeden alınan ilamın takibe konulduğunu ve müvekkili şirketten 02/02/2018 tarihinde 121.638,74 TL’nin tahsil edildiğini, ödemeden sonra davalı sigorta şirketine rücu içi müracaatta bulunulduğunu, sigorta şirketince 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle ödeme yapılmadığını, iş kazalarında maddi ve manevi tazminat talep haklarının 10 yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, bu talep ileri sürülmeden işverenin sigorta şirketinden rücu talebinde bulunabilmesinin mümkün olmadığını belirterek iş kazasına bağlı olarak yapılan ödemenin 10.000 TL’lik kısmının kazalı işçiye ödemenin yapıldığı tarih olan 02/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket açısından zamanaşımı süresinin dolduğunu, ihbarın 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapıldığını, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluğunun bulunmadığını, davacının müvekkili şirket nezdinde düzenlenen 7246336 numaralı ve 13/05/2005-13/05/2006 tarihleri arasında geçerli İşveren Mali Sorumluluk poliçesinin mevcut olduğunu belirterek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 73/1. maddesi gereğince, rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 15. maddesi gereğince, sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler on yılda zaman aşımına uğrar…. Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstinaf irademizin görmezden gelinmesi suretiyle verilen 19.02.2021 tarihli haksız ek kararın ortadan kaldırılmasına, yasal süre içerisinde ileri sürdüğümüz katılma yolu ile istinaf talebimiz kabul edilerek, Yerel Mahkemenin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Mahkemece verilen 09/10/2020 tarih 2019/173 Esas, 2020/508 sayılı kararın taraf vekillerine 10/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 22/01/2021 tarihinde istinaf edildiği, ancak sonrasında 01/02/2021 tarihinde istinaf başvurusundan feraget ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 27/01/2021 tarihinde katılma yoluyla kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece istinaf talebinden feragat üzerine istinaf talebinin reddine dair 10/02/2021 tarihli ek karar verildiği ve taraflara 17/02/2021 tarihinde tebliğ olunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin 15/02/2021 tarihli talebi üzerine mahkemece davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf talebini de HMK 348/2 maddesi uyarınca 19/02/2021 tarihinde reddettiği, kararın davalı vekiline 24/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 26/02/2021 tarihinde ek kararı istinaf ettiği, istinaf talebinin süresinde olduğu anlaşılmıştır.
İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen karşı taraf, istinaf yoluna başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesinde istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir.(HMK m.348/1)
İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder(HMK m.349/2) veya talebi istinaf mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile istinaf yoluna başvuranın talebi de reddedilir.(HMK m.348/2)(Prof. Dr. Baki Kuru Medeni Usul Hukuk Ders Kitabı 5. Baskı Syf.500)
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davalı vekilinin katılma yoluyla kararı istinaf ettiği, davacı vekilinin istinaf talebinden feragat ettiği, mahkemece davalı vekilinin de istinaf talebinin HMK/348/2 maddesi uyarınca reddedilmesinin de yerinde olduğu, kararda kamu düzenine aykırılığında bulunmadığı anlaşılmakla; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli, 2019/173 esas ve 2020/508 karar sayılı dosyasına davalı vekilinin katılma yolu ile yaptığı istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Davalının katılma yoluyla yatırdığı toplam 2.239,00 TL harcın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Harç, gider avansı ve masraf iadelerinin karar kesinleştiğinde ilk derce mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden sonra iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2021