Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/628
KARAR NO : 2023/1789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2018 (Dava) – 20/01/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/15 Esas – 2021/75 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 22/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2021 tarih ve 2018/15 Esas – 2021/75 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinde ZMMS poliçesi ile sigortalı davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait ve idaresindeki … plakalı yabancı plaka araca çarparak hasarlandırdığını, müvekkiline ait otomobilin kayıtlı olduğu Almanya piyasa şartlarına göre hasar tespitinin yapıldığını KDV dahil 14.618,14 Euro hasar hesaplandığını, ayrıca müvekkilinin bilirkişilik ücreti olarak 999,60 Euro ödeme yaptığını, davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğünü, davalı …’in sürücü, davalı …’in işleten, davalı …nın ise ZMSS sigortacısı olarak meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, davanın kabulüne, 14.618,14 Euro maddi tazminatın davalılardan temerrüde düştükleri tarihten itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ödenmesine, 999,60 Euro ekspertiz ücretinin ise fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı olarak yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının kazanın meydana gelmesinde ani frene basması nedeni ile kusurlu olduğunu, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, gerçek zararı yansıtmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının eksik belge ile başvuruda bulunduğunu, davalıya ait aracın müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limiti ve sigortalı sürücünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, gerçek zararı yansıtmadığı, zenginleşmeye yönelik olduğunu, mahkemece yeniden kusur ve hesap incelemesi yapılması gerektiğini, talep edilen ekspertiz ücretinin de yerleşik uygulama ile rayiçle ters düştüğünü savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… 24/07/2017 tarihinde … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, taraflarca kazaya ilişkin olarak maddi hasarlı kaza tespit tutanağının düzenlendiği, davacının aracında hasar oluştuğu ve bu hasarın kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın zmss sigortacısı, işleteni ve sürücüsü tarafından tazmin edilmesi gerektiği iddiasıyla işbu davayı ikame ettiği, davalı … tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de, KTK’nun 110.maddesine göre davalı sigorta şirketinin İzmir ilinde bölge müdürlüğünün bulunduğu, HMK’nun 7. maddesine göre iş bu davada mahkememizin yetkili olduğu, bu nedenle davalının yetki itirazının mahkememizce yerinde görülmediği, davacının aracının yabancı plakalı olduğu, kaza sonrası ikamet ettiği Almanya’ya dönerek aracındaki hasarı burada tespit ettirdiği, aracın Türkiye’de tamir ettirilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, davacının bu konuda seçimlik hakka sahip olduğu, bu hakkını ikamet ettiği ülkede tamir ettirme yönünde kullanması nedeniyle aracın Almanya’da tamir edilmesi halindeki tamir bedeline hükmedilmesi gerektiği, ayrıca bulunduğu ülke parası ile harcama yapmış/yapacak olması da gözetildiğinde yabancı ülke parasıyla tazminat isteğinde hukuka aykırılık bulunmadığı, aracın onarımı yapılsın yada yapılmasın, onarıma dair fatura olsun ya da olmasın sigortacının hasar bedelini KDV dahil ödemek zorunda olduğu, buna göre … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 06/10/2016-06/10/2017 tarihleri arasında karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alındığı, poliçede maddi hasarlarda araç başına 33.000,00 TL sigorta limitinin belirlenmiş olduğu, mahkememizce makine mühendisi bilirkişi … dan alınan 10/05/2019 bilirkişi raporunda davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin(yedek parça, işçilik ve KDV dahil olmak üzere) 6.754,24 Euro olduğu, davacı tarafından talep edilen ekspertiz ücretinin Almanya ülkesinin koşullarına göre makul olmadığının tespit edildiği, taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK’nun 07/04/2020 tarihli raporunda davacının aracında meydana gelen hasar ve zararın yedek parça, işçilik ve kdv dahil olmak üzere 2.283,82 Euro olarak hesaplandığı, davacı tarafından ATK raporuna itiraz edilmiş ve yeniden hesap için dosyanın başka bir bilirkişiye tevdii edilmesi istenilmiş ise de, alınan ATK raporunun davacı tarafından dava öncesinde yaptırılan ekspertiz incelemesi ile mahkememizin 10/05/2019 tarihli bilirkişi raporunu irdelediği, ayrıca dosya kapsamında bulunan hasara ilişkin fotoğrafları da gözettiği, hasarın kapsam ve boyutunu buna göre belirlediği, davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporu ile mahkememizce alınan ilk rapor arasındaki çelişkiyi giderdiği, 07/04/2020 tarihli raporun hasar bedeline ilişkin belirtilen hususlar da gözetilerek gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında ve teminat limitiyle sorumlu olduğu, … palakı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … adına kayıtlı olduğu, bu davalının işleten sıfatı ile meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, diğer davalı …’in de kazanın meydana gelmesinde kusurlu araç sürücüsü ve haksız fiil faili olarak sorumlu olduğu, davacının hasar bedelini sürücü, işleten ve zmss sigortacısı olan davalılardan da davalı sürücünün kusuruna göre talep edebileceği, davaya konu alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olduğu, bu nedenle davalı işleten ve sürücü yönünden dava konusu alacağa haksız fiil tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanabileceği, davalı sigorta yönünden ise temerrüdün davacının davalı sigorta şirketine başvurusundan itibaren 8. iş gününde gerçekleştiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 2.283,82 Euro maddi tazminatın trafik kaza tarihi olan 24/07/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine (davalı … kaza tarihi olan 2017 yılı itibariyle sigorta teminat limiti ile 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla), fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, Anasaya Mahkemesinin iptal kararının da dikkate alınarak müvekkili aracında oluşan değer kaybı ve hasar miktarının poliçe genel şartlarına göre değil, gerçek zarar prensibine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkiline ait aracın onarımının Almanya’da yapıldığından hasar tespitinde alman rayiçleri ve standartlarının uygulanması gerektiğini, yurt dışı ekspertiz giderine ilişkin faturanın dosyaya ibraz edildiğini, müvekkilince ödenen bilirkişi ücretinde kesinti yapılmasının doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araçtaki hasar bedelinin karşı araç sürücü, malik ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, araçtaki hasar bedeline ilişkin alınan Adli Tıp Kurumu raporunun davacı tarafından dava öncesinde yaptırılan ekspertiz incelemesi ile mahkemece alınan 10/05/2019 tarihli bilirkişi raporunu ve dosyada bulunan hasara ilişkin fotoğrafları da gözeterek hasarın kapsam ve boyutunu belirlemesine ve ayrıca davacı tarafından alınan ekspertiz raporu ile mahkemece alınan ilk rapor arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olmasına, her ne kadar davacı vekili bu raporda genel şartlara göre hesaplama yapıldığını belirtmiş ise de hesaplamanın bu şekilde yapılmamış olduğunun sabit olmasına, ekspertiz gideri yargılama giderlerinden olup yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul ve red oranına göre karar verilmesinin yerinde olmasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2021 tarih ve 2018/15 Esas – 2021/75 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023