Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/617 E. 2023/1724 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/617
KARAR NO : 2023/1724

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2018/1261 Esas – 2021/158 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Sürekli ve Geçici İş Göremezlik Tazminatı
DAVA TARİHİ : 01/11/2018
BAM KARAR TARİHİ : 02/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarihli 2018/1261 Esas ve 2021/158 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/11/2011 tarihinde, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve kaza sonucunda ağır yaralandığını, kaza ile ilgili olarak Sındırgı Cumhuriyet Başsavcılığınca 2011/925 sayılı soruşturmanın yürütüldüğünü, kaza tespit tutanağında … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirtildiğini, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davalı sigorta şirketine başvurduklarını ancak herhangi bir ödeme alamadıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere şimdilik, 100,00- TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00- TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden sigortalısının kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava şartı olan müvekkili şirkete başvuru şartını yerine getirmediğini ve zaman aşımına uğradığını, deliller toplandıktan sonra müvekkilinin sorumluluğunun azami limit çerçevesinde sadece davacının maddi zararları ile sınırlı olacağını, davacının faiz talebini kabul etmediklerini, davanın öncelikle usulden, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “… tüm dosya kapsamına göre; dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyet nedeniyle tazminat davasıdır. 03.11.2011 günü saat 11:30 sıralarında dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile Balıkesir ili Sındırgı İlçesi Balıkesir yolu Kuvayi Milliye Anıtpark mevkiine geldiğinde yoldaki yağ döküntülerinin de etkisi ile viraja girerek direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun karşı tarafına geçerek sağ tarafa devrilmesi sonucu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kaza neticesinde … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Mahkemece aldırılan denetime elverişli ve açık 16/05/2019 havale tarihli kusur raporuna göre; kazanın oluşumunda; davalı sigorta poliçeli aracın sürücüsü olan dava dışı …’ ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, yolcu davacının kusursuz olduğu; davacının yaralanması nedeniyle Ege Üniversitesi ATK ‘nca aldırılan 23/08/2019 tarihli rapor ve 24/12/2019 tarihli ek raporda; davacının meydana gelen kaza nedeniyle sürekli göremezlik oranının olay tarihindeki yaşına göre 13,1, bugünki yaşına göre de %14,3 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olarak belirtildiği, raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkememizce itibar edildiği, mahkememizce aldırılan hesap bilirkişi raporuna göre davacının geçici maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 2.131,29-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının 163.849,76-TL olduğunun belirtildiği, hesap bilirkişisi raporununda denetime elverişli ve açık olduğu anlaşıldığından mahkememizce itibar edildiği, bu nedenlerle … plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortası poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketinin meydana gelen zararlara ilişkin poliçe kapsamında sorumluluğu bulunduğu…. ” gerekçesiyle “… davanın kabulü ile; 163.849,76 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile 2.131,29-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 165.981,05 TL maddi tazminatın 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvuru şartının yerine getirilmediğini, hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin sigorta şirketine ibraz edilmesinin gerektiğini, özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun eksik olduğuna dair davacıya bildirim yapıldığını, ancak eksiklikler giderilmeden dava açıldığını, hükme esas alınan bilirkişi tarafından tanzim edilen hesap raporunda, davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz etmiş olduğu SGK HDC’lerine göre hesaplama yapıldığını, mahkemece davacının geliri yönünden araştırma yapılması ve davacının kazadan önceki gelir durumunu gösterir maaş bordrolarının dosya içerisine aldırılması, SGK hizmet dökümünün temin edilmesinin gerektiğini, Ege Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen maluliyet raporunda kalıcı maluliyet oranı 13,1 , rapor tarihinde %14,3 olarak tespit edildiğini, bu oranın hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafınca alınan 22.01.2019, 18.06.2019, 24.01.2020 tarihli medikal firma raporlarında da görüleceği üzere başvuranın tüm vücut fonksiyon kaybının bulunmadığının, maluliyet oranının %0 olduğunun belirlendiğini, bu sebeple Ege Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından alınan maluliyet raporunda tespit edildiği bildirilen %14,3 lük oranın olması gerekenin üzerinde olduğunu, dosyaya ekte sunulu raporda başvurucu tarafından sunulan rapor ile medikal firma raporu arasında fahiş fark bulunmakta olduğundan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, SGK tarafından dosyaya gönderilen müzekkere cevabında, kazazede için düzenlenen Balıkesir Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporunda belirtilen 30 gün geçici iş göremezlik dönemi için(03.11.2011 – 22.01.2012) 2.642,75-TL ödeme yapıldığının belirtildiğini, davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin zararının SGK’nın sorumluluğunda olup ilgili Kurum tarafından karşılandığını, hesaplamaya esas alınan Ege Üni. Raporunun hatalı olduğunu, davacının 4 ay geçici iş göremez olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmadan hesap raporunun tam kabulünün yerinde olmadığını, davacının kaza anında sigortalı araçta hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasının gerektiğini, müvekkili şirketin ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olup, bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak nitelikte fahiş olduğunu, mahkemece davacının ıslahtan önceki tazminat talepleri için dava tarihinden itibaren, ıslahtan sonraki tazminat talepleri için ise ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olarak dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını, davanın, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açıldığını, kısmi davanın, dava konusunun dava edilmeyen bölümü için borçluyu temerrüde düşürmeyeceğini, bu nedenle KTK’nun 98/1 ve 99/1 maddeleri hükümlerinde sigortacının gerek bedensel, gerekse şeye gelen zararları ödeme yükümlülüğünü durumunun sigortacıya ihbarından itibaren sekiz iş gününde ödenmesi gerektiği hükme bağlanmış bulunan ve aynı konuya açıklık getiren TTK’nun 1299. maddesinden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olup, ancak ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faizin başlayabileceğini, kararının usul ve yasaya aykırı olup, kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan davacının, geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarının, kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın zorunlu trafik sigorta poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.

1-Davalı sigorta şirketi vekilinin başvuru dava şartının yerine getirilmediğine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
2918 Sayılı KTK’ nın 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan ve 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava tarihi 01/11/2018 olup, anılan tarih itibariyle başvurunun dava şartı niteliğinde olduğu, davacının dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, davalının davacı yana maluliyet raporunu ibraz etmediği gerekçesi ile herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının davalıya eksik evrakla başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görülmemiş, esastan reddi gerekmiştir.
2-Davalı sigorta şirketi vekilinin, davacının gelirinin ve hizmet döküm cetvelinin SGK dan temine edilmediğine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, Balıkesir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 13/11/2018 tarihli müzekkere ile davacıya yapılan ödemeler sorulmuş, anılan kurumca verilen 16/11/2018 tarihli cevapta ise, davacıya 03/11/2011- 22/01/2012 tarihleri arasında 2.642,75 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği ve söz konusu yazıya davacıya ait hizmet döküm cetvelinin de eklendiği görülmüştür.
Hükme esas alınan aktüer rapor SGK tarafından gönderilen hizmet cetveline göre hazırlanmıştır. Bu itibarla davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları haklı bulunmamış ve esastan reddi gerekmiştir.
3-Davalı sigorta şirketi vekilinin maluliyet oranına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunulması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/3089 E, 2021/3441 K sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Eldeki davaya konu 03/11/2011 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanlığı tarafından belirlendiği, bu yönü ile anılan raporun yeterli bir rapor olduğu, doğru mevzuat hükümlerine göre tanzim olunduğu anlaşılmaktadır.
Anılan nedenlerden ötürü, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
4-Davalı sigorta şirketi vekilinin, hesaplanan tazminattan hatır taşıması yapılması gerektiğine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde:
Hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için, davalı tarafın cevap dilekçesinde, bu yöndeki savını ileri sürmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. (Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2019/818 Esas, 2019/9417 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır)
Eldeki davada, davalıya dava dilekçesi 09/11/2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili ise süresinden sonra sunduğu 07/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde hatır taşıması savını ileri sürmüştür.
İlk derece mahkemesince verilen istinafa konu gerekçeli kararda davalı vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması konusundaki talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış ise de süresi içinde sürülmeyen hatır taşımasına dayanılarak tazminattan indirim yapılması mümkün olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği görülmüştür.
5-Davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının poliçenin teminat kapsamı dışında olduğuna yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde :
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmıştır.25/02/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir.Ancak; geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve SGK’ ca karşılanmayan tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5305 Esas, 2021/7685 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)
Açıklanan nedenlerden ötürü, somut olayda mahkemece hüküm altına alınan geçici iş göremezlik tazminatı davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunduğundan, bu yöne ilişen davalı vekilinin istinaf itirazlarının da esastan reddi gerekmiştir.
6-Davalı sigorta şirketi vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde:
2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 Esas, 2022/4707 Karar Sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.) Davacı vekilinin dava dilekçesinde faiz talebinde bulunması yeterli olup, ayrıca değer arttırım dilekçesinde faiz talebinde bulunmasına gerek yoktur.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilince eldeki belirsiz alacak davası açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvurulduğu, ancak başvurunun davalıya ne zaman tebliğ edildiğine yönelik dosya kapsamında tebellüğ şerhi bulunmadığı, davalı sigorta şirketince davacıya verilen 17/01/2018 tarihli cevapta eksik evrak bulunduğunun bildirildiği, bu sebeple ödeme yapılmadığı, davalı vekilinin, davacının ödeme talebine red cevabını verdiği 17/01/2018 tarihine 8 iş gününün eklenmesi üzerine davalı sigorta şirketinin 30/01/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, mahkemece hüküm altına alınan tazminattan davalı sigorta şirketinin anılan tarihten itibaren faiz ile sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı bur durum olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da esastan reddi gerekmiştir.
7-Davalı sigorta şirketi vekilinin müterafık kusura yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise:
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Kanununun 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurunda kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince, davalı vekilinin müterafık kusura ilişkin savunması konusunda bir değerlendirme yapılmadığı görülmüş ise de, Dairemizce resen yapılan değerlendirme de, kazaya karışan sigortalı araçta davacının yolcu olduğu, kaza tespit tutanağında davacı yolcunun emniyet kemeri takılı olup olmadığına dair bir tespitte “belirsiz” ibaresinin işaretlendiği, kaza sırasında davacının araçtan fırlayıp yola savrulmadığı, dosyadaki ifadelerden sigortalı aracın kaza sonucu sağ yan tarafa yattığının ve davacının araç içerisinden çıkarıldığının anlaşıldığı, davacının maluliyetine ilişkin Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen rapora göre, davacıda sağ humerus (üs kol) kırığına bağlı sürekli iş göremezlik oluştuğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan vakıalar karşısında, davacının emniyet kemeri takmadığının sabit olmamasından ve yaralanmanın niteliğinden ötürü, davalı vekilinin müterafık kusur indirimine yönelik istinaf itirazları yerinde bulunmamış ve esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/02/2021 tarihli ve 2018/1261 Esas – 2021/158 Karar sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalıdan alınması gereken 11.338,16-TL istinaf karar harcından peşin alınan 566,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 10.771,26-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf kanun yolu başvuru harcı olarak davalıdan alınan 162,10 TL harcın hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 02/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.