Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/603 E. 2023/1906 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/603
KARAR NO : 2023/1906

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2017 (Dava) – 10/11/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/71 Esas – 2020/580 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 06/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2020 tarih ve 2017/71 Esas – 2020/580 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.11.2014 tarihinde davalılardan …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı servis otobüsünde yolcu olarak bulunan …’ın otobüsten inmek üzereyken sürücünün yolcuyu indi zannederek kapıları kapatıp hareket ettiği esnada yolcuların şoföre bağırması sonucu sürücünün olayı fark edip frene bastığını ve bu sırada …’ın kapıya sıkışıp ani frenin etkisi ile otobüsten düşerek yaralandığını, olayın sürücünün hatası ve asli kusurundan kaynaklandığını, İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/136 esas sayılı dosyasında sürücünün suçlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiğini, aynı zamanda ATK Başkanlığınca verilen raporda araç sürücüsü olan …’in olayda asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, açıkladığı nedenlerle müvekkilin kaza sonrası hastaneye kaldırıldığını ve ağır bir ameliyat geçirdiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin sol kalça kemiğinde meydana gelen kırık için ameliyat sırasında protez yerleştirildiğini, dayanılmaz acılar çektiğini ve sonrasında tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürmeye çalıştığını ve bu sakatlık durumunun süreklilik arz ettiğini, … plakalı aracın … San ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, B.K gereğince araç işleticisinin kusursuz sorumluluk esasınca sorumlu olduğunu, bu nedenle araç malikinin de oluşan zarardan araç sürücüsüyle birlikte müştereken ve müteselsil olarak sorumlu olduğunu, … plakalı aracın 84754590 numaralı poliçe ile … Sigorta A.Ş ile sigortalandığını, sigorta şirketine 8361995 nolu hasar kayıt dosyası üzerinden 05/01/2015 tarihinde yapılan müracaat neticesinde … Sigorta’ya bağlı 14836977 acente nolu … Sigorta Acenteciliği … tarafından müvekkiline 30/12/2016 tarihinde 28.871,00-TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, ancak yapılan ödemenin hiçbir şekilde müvekkilinde oluşan zararı tam olarak karşılamadığını, maddi tazminat yönünden … Sigorta A.Ş’nin de müteselsil olarak sorumluluğunun bulunduğunu, sigorta şirketine yapılan hasar bildirimine ilişkin olarak açılan 8361995 hasar kayıt nolu dosyadaki mali sorumluluk miktarlarının da belirtilmiş olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilin bedensel zarara uğradığını ve maddi manevi olarak çok yıprandığını, bu nedenle tedavi masrafları, bakıcı giderleri güç (efor) kaybı nedeniyle oluşan maddi zararın ve ameliyat nedeniyle çektiği acı ve ameliyat sonrasında bir başkasının yardımına muhtaçlık nedeniyle yaşamakta olduğu olumsuz psikolojik durumun verdiği elemlere karşı manevi zararın tahsili için işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek, sürekli sakatlık nedeniyle ömür boyu sürecek bakıcı giderleri ve efor kaybından kaynaklanan zarara karşılık şimdilik 10.000,00 TL sinin tüm davalılardan ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.Şti.nden faiziyle birlikte tahsiline, dava sonunda doğacak alacağın tahsil edilebilmesi ve davalıların mal kaçırmasını engelleyebilmek için kazaya karışan davalı … San. Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı … plakalı aracın trafik kaydına, üçüncü kişilere devir ve temliğini engelleyecek şekilde tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Turizm Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın … Sigorta A.Ş’ne ihbarını, müvekkili aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, davada kazadan itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle davanın görev yönünden reddini, kazanın meydana gelmesinde ve davacının zarar görmesinde müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin aracı … Sigorta A.Ş’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile … Sigorta A.Ş’ye tüm oto sigorta poliçesi ile sigortalandığından müvekkili şirketin bu olay sebebi ile sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, müvekkilinin olayda kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 01.07.2014-01.07.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı bulunduğunu, poliçede teminat limitinin kişi başı 268.000,00-TL olduğunu, trafik sigortacısı olan müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirket tarafından davacıya maluliyet nedeniyle 30.12.2016 tarihinde %100 kusur ve %26 maluliyet oranları esas alınarak 28.771,00-TL ödeme yapıldığını savunarak, dosyanın kusur ve maluliyet için ATK ya gönderilerek rapor düzenlenmesini, kusur ve maluliyet tespiti halinde uzman bilirkişilerce hesaplama yapılmasını, hesap sonucundan müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesini, bakiye tazminat hesaplanması halinde yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…1-Davacılar …, … ve …’ ın maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 52.916,53-TL Bakım gideri, 610,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 53.526,53-TL maddi tazminatın davalılardan … Sigorta A.Ş.’ den temerrüt tarihi 16/01/2015 tarihinden diğer davalılar … ve … San.Tic. Ltd. Şti’den kaza tarihi 06.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
2-Davacılar …, … ve …’ ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San.Tic. Ltd.Şti’ den kaza tarihi 06.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bakıcı gideri talebine ilişkin tazminatın sürekli sakatlık teminatı kapsamından ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporunun 01/03/2018 tarihinde düzenlendiğini, raporda davacının sürekli bakıcı ihtiyacının bulunmadığının belirtildiğini, kurul raporunda davacının bakıcı ihtiyacına dair herhangi bir belirleme bulunmadığını, kurul raporunda davacının bakıcı ihtiyacına dair herhangi bir belirleme bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bakıcı giderinin olacağının kabulü halinde ise, bakıcı gideri tazminatının, kişi başı teminat limiti ile sınırlı olarak sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, davacının bakıma muhtaç olduğunun kesin şekilde tespit edilmesinden sonra yapılacak hesaplamada somut olayın özelliklerinin büyük önem taşıdığını, yerel mahkemece tedavi giderlerine ilişkin tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, tedavi gideri tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak nitelikte fahiş ve kabul edilemeyeceğini, hatalı bilirkişi raporunun esas alınarak davanın ıslahını kabul etmediklerini, yerel mahkemece 16/01/2015 temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız ve kabul edilemez nitelikte olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın karşı araç işleten, sürücü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Kanun’un geçici 1 inci maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98 inci maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir.
Davacı, yaralanması nedeniyle tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı ve ileride yapmak zorunda kalacağı tüm giderleri, yapılması zorunlu tedaviler ve ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masrafları isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı kaza sonucu oluşan tedavi giderleri ile yine tedavi giderlerinden sayılan bakıcı giderini talep etmekle bu giderler trafik sigorta şirketinin sorumluluğunda olmakla davalı sigorta şirketinin bu itirazları haksız görülmüştür.
2-) Dosya kapsamında, davacı müteveffanın kaza sebebiyle maluliyetinin tespiti yönünden alınan 01/03/2018 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu raporuna göre kaza sebebiyle maluliyet oranının %54, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olduğu ve kalça protez arızasına bağlı sürekli bakıcı ihtiyacının bulunmadığı bildirilmiştir. Tazminatın tespiti amacıyla alınan 02/05/2020 tarihli aktüer raporda doktor bilirkişinin de bulunduğu gözetilerek yapılan tespitte, davacının kaza sebebiyle 3 yıl boyunca mutlak bakım ihtiyacının olacağının dosyadaki tüm sağlık kayıtlarına göre tespit edildiği, buna göre aktüer raporda bakım giderinin 9 ay ve 3 yıl süreli olarak ikili şekilde asgari ücretin brütü üzerinden hesaplandığı, mahkemece de 3 yıllık süre esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktaır. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulamaz. Mahkemece yapılması gereken iş, davacının kaza sebebiyle bakım ihtiyacı olup olmadığı varsa süresinin tespiti yönünden aktüer ve maluliyet raporu arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde Adli Tıp Kurumundan rapor alındıktan sonra gerekirse aktüer bilirkişilerden ek rapor alarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
3-) Dava dilekçesinde davacı, tedavi masrafları, sürekli sakatlık nedeniyle ömür boyu sürecek bakıcı giderleri ve efor kaybı nedeniyle 10.000 TL belirsiz alacak talebinde bulunduğu, mahkemece 13/09/2017 tarihli celsede, davacının maddi tazminat talebini açıklar mahiyette dilekçe sunması için süre verildiği, davacı tarafından verilen 26/09/2017 tarihli dilekçe ile maddi tazminatın 2.000 TL’sinin tedavi giderleri, 8.000 TL’sinin ise bakıcı giderleri olduğunun belirtildiği, bunun üzerine mahkemece bir sonraki 11/12/2017 tarihli celsede güç kaybına ilişkin alacak miktarının bildirilmediğinin tespiti üzerine aynı celsede davacı vekilinin “10.000 TL’lik maddi tazminatın 2.000 TL’lik kısmı tedavi giderine ilişkindir. Kalan 8.000 TL’lik kısım ise sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkindir. Bakıcı gideri için istediğimiz rakam 4.000 TL’dir. 4.000 TL de sürekli iş göremezlik tazminatı istiyoruz. ” diyerek talebini açıkladığı, yargılamanın devamında talep artırım dilekçesi ile 2.000 TL’lik tedavi giderini attırmadığı, bakım giderini ise 8.000 TL olarak talep etmiş olduklarından 52.916,53 TL’ye arttırdığını belirtmiştir. Davacı her ne kadar talep arttırım dilekçesinde bakım giderini 8.000 TL olarak talep etmiş olduğunu ve bu bedeli attırdığını beyan etse de, daha önce 11.12.2017 tarihli celsede açıklamış olduğu talebinde bakıcı giderini 4.000 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını da 4.000 TL olarak talep etmiş olduğundan artık davacının burada sadece bakıcı gideri yönünden talebini arttırmış olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece 4.000 TL’lik kalıcı iş göremezlik talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaması hatalı olmuş, bu husus re’sen kaldırma sebebi yapılmıştır.
4-) Dosyadaki evraklara göre, davacı tarafından poliçe kapsamında ödeme yapılması için davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine davalı sigortacı tarafından davacıya 30.12.2016 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı görülmektedir. Davalı sigortacının başvuru üzerine tam tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu gözetildiğinde, eksik ödenen kısım için, eksik ödemenin yapıldığı tarihten itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek temerrüt faizine karar verilmesi gerekirken, olay tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru olmamış, bu konudaki davalı istinaf itirazları haklı görülmüştür.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/71 Esas – 2020/580 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 59,30 TL ve 854,80 TL istinaf karar harçlarının talep halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/12/2023