Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/581
KARAR NO : 2021/523
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/567 Esas
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/567 Esas sayılı kararının dairemizce incelenmesi talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, mahkemece müvekkilinin alacağı hususunda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporlarda müvekkilinin davalılardan ne miktar alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalı …. ve …. arasında organik bağ bulunduğu yönünde 10/11/2020 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiğini, tüm raporlar incelendiğinde müvekkilinin takipte ve davasındaki haklılığının açıkça anlaşıldığını, davalı …. .nin 25.01.2017 tarihinde …. tarafından kurulduğunu, firmanın sadece ismini değiştirerek aynı yerde aynı işle ve aynı işçiler-yöneticilerle faaliyetine devam ettiği, …. şirketinin … ve … tarafından kurulan …. firmasının devamı niteliğinde olduğunu , davalı borçluların sürekli şirket kurup kapattıklarını, halen …. firmasının faaliyet gösterdiği fabrikanın …. firmasının mülkiyetinde olduğunu, fabrikanın kısa bir süre önce elden çıkarıldığını ve …. firmasının kiraladığının tespit edildiğini, …. firmasının asıl faaliyetlerini …. firması üzerinden yürüttüğünün bilirkişi raporu ile de ortaya konulduğunu , bilirkişi raporlarının davalarınındaki haklılıklarını ispatlar nitelikte olduğunu beyanla davalı ….’nin …. /İzmir adresindeki menkulleri ve tüm mal varlığı ile şirketin tüm hisseleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak İzmir 28.İcra Dairesinin 2017/11490 sayılı dosyasında takip tarihi 13/07/2017 itibariyle 1.075.485,12 TL alacakları için ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre “Davacının iddiasının yargılamayı gerektirdiği, toplanan deliller dikkate alınarak bu aşamada ihtiyati haciz talebi yerinde görülmediği…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen …. ile …. arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu ve muvazaalı olarak mal kaçırdıklarını, bu sebeple ….şirketi aleyhine yapılan haciz işlemlerine bu şirket kapanıp aynı adreste …. Şirketi bulunduğu için devam edilemediğini, oysa aynı adreste aynı işin aynı çalışanlarla faaliyetine devam ettiğini, bu muvazaalı işlemler neticesinde ihtiyati haciz taleplerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Talep; ihtiyati haczin reddine dair verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Davacı ile davalılardan …. Arasında yapılan genel kredi sözleşmesinde dava dışı … … ve … müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile yer almakta olup, davacı tarafından kredi borcunu ödemede temerrüde düşen yukarıda anılan borçlulara karşı icra takibi yapılmış, yapılan takipte haciz mahallinde …. şirketinin kapandığı, yerine …. şirketinin olduğu gerekçesiyle haciz işlemleri yapılamamış, davacı tarafça …. firması ile …. firması arasında fiili ve organik bağ bulunduğu iddia edilerek şimdilik 150.000 TL kredi borcunun davalılardan tahsili talepli eldeki dava açılmış ve ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, mahkemece 04.06.2018 tarihli ara karar ile davalı kredi borçluları …, … ve ….yönünden eldeki davanın açılış değeri olan 150.000 TL yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiş, diğer davalı …. şirketi hakkındaki iddianın ise yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yargılamaya devam edilmiş, hesap bilirkişi ve serbest muhasebeci mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 10.11.2020 tarihli rapora göre, yapılan incelemede davalı …. şirketinin diğer davalı …. şirketi ile aynı adreste kurulduğu, daha sonra …. şirketinin adresini değiştirdiği, …. Şirketinde çalışan …., … ve ….’ın daha önce …. şirketinde çalışırken daha sonra …. şirketinde çalışmaya başladıkları, …. şirketinin tek yetkilisi olan ….’in evlilik sebebi ile daha sonra soyadını …. olarak değiştirdiği, bu sebeple diğer davalılar ile akrabalık ilişkisinin bulunuyor olabileceği, tüm bu bilgiler karşısında iki şirket arasında organik bağ olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiş, bunun üzerinde davacı 27.11.2020 tarihli dilekçesi ile davasını 1.075.485,12-TL olarak ıslah ederek, 13.07.2017 tarihi itibariyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.075.485,12 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve davalı …. firmasının TÜM MALVARLIĞI ÜZERİNE ve ŞİRKETİN TÜM HİSSELERİ ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine teminat alınmaksızın İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11490 E. sayılı dosyasında takip tarihi olan 13.07.2017 tarihi itibariyle 1.075.485,12 TL alacak için ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile talebin reddine karar verilmiş ise de, alınan bilirkişi raporundaki tespitler ışığında davacının haklılığını yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı anlaşılmakla; istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İlk derece mahkemesinin kararına karşı ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/01/2021 tarihli, 2018/567 Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 1.075.485,12 TL alacağı karşılayacak şekilde davalı ….’nin menkul, gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarına yeter miktarının İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
4– 6741 Sayılı Yasanın 8/2 maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen banka teminattan muaf olduğundan, karşı tarafın ve 3. şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak TEMİNATSIZ OLARAK kararın yerine getirilmesine, devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5- İhtiyat haciz isteyen kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 910,00 TL ücreti vekaletin karşı taraftan (borçludan) alınarak talep edene verilmesine,
7-İhtiyati haciz isteyenin yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
8-İhtiyati haciz isteyenin yatırdığı 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının karşı taraf davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
10-Artan yargılama giderinin yatırana iadesine,
11- Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 10/06/2021