Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/560 E. 2023/1750 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/560
KARAR NO : 2023/1750

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2014/275 Esas – 2019/1084 Karar

BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2015/574 ESAS, 2016/69 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali (Rücuen Tazmin İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/07/2014
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarihli 2014/275 Esas ve 2019/1084 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Asıl dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’e ait olan … plakalı aracın davalı sürücü … yönetiminde iken meydana gelen kaza sonucunda …’ın % 98 oranında malul kaldığını, aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi bulunmadığı için yaralanan bu kişinin müvekkiline başvurduğunu, maluliyet durumunun Dr.Faruk İlker Bergama Devlet Hastanesi’nden alınmış olan sağlık raporu ile sabit olduğunu, kazanın oluşunda davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, … adına velayeten … ve … tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu kaza ve yaralanma nedeniyle …’a 116.981,00 TL’yi … Bankası … Şubesi’nden 28/05/2014 tarihinde EFT yoluyla ödediğini ve İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/214 D.İş Esas ve Karar sayılı dosyasında borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını ve haklarında İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7835 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, …’ın ödenen maddi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle müvekkiline başvurduğunu, bu başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından değerlendirildiğini ve 2014/5056.69 Esas ve 2015/673 Karar sayılı kararla “56.175,05 TL’nin 28/05/2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte müvekkilinden alınarak …’a ödenmesine” karar verildiğini, … adına velayeten … ve …’nın müvekkili hakkında Çorlu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1014 sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, müvekkilinin 75.601,35 TL ödemek durumunda kaldığını, bu ödemenin 20/02/2015 tarihinde … Bankası … Şubesi’nden EFT yoluyla yapıldığını, müvekkili tarafından ödenen 75.601,35 TL’nin tahsili için İzmir 1.ATM’nin 2015/291 D.İş Esas ve Karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını ve bu kararla İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5210 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazlarının haksız olduğunu, müvekkili tarafından aktüerya raporuna göre tazminat ödemesi yapıldığını, bu raporlarda tarafların kusur oranlarının değerlendirildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca müvekkilinin rücu hakkının bulunduğunu, belirterek, davalıların itirazının iptaline, müvekkili yararına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar açılan davanın reddini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASINDA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı …’e ait olan … plakalı aracın davalı sürücü … yönetiminde iken meydana gelen kaza sonucunda …’ın % 98 oranında malul kaldığını, aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi bulunmadığı için yaralanan bu kişinin müvekkiline başvurduğunu, maluliyet durumunun Dr.Faruk İlker Bergama Devlet Hastanesi’nden alınmış olan sağlık raporu ile sabit olduğunu, kazanın oluşunda davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, … adına velayeten … ve … tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu kaza ve yaralanma nedeniyle …’a 116.981,00 TL’yi … Bankası … Şubesi’nden 28/05/2014 tarihinde EFT yoluyla ödediğini ve İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/214 D.İş Esas ve Karar sayılı dosyasında borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını ve haklarında İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7835 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, …’ın ödenen maddi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle müvekkiline başvurduğunu, bu başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından değerlendirildiğini ve 2014/5056.69 Esas ve 2015/673 Karar sayılı kararla “56.175,05 TL’nin 28/05/2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte müvekkilinden alınarak …’a ödenmesine” karar verildiğini, … adına velayeten … ve …’nın müvekkili hakkında Çorlu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1014 sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, müvekkilinin 75.601,35 TL ödemek durumunda kaldığını, bu ödemenin 20/02/2015 tarihinde … Bankası … Şubesi’nden EFT yoluyla yapıldığını, müvekkili tarafından ödenen 75.601,35 TL’nin tahsili için İzmir 1.ATM’nin 2015/291 D.İş Esas ve Karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını ve bu kararla İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5210 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazlarının haksız olduğunu, müvekkili tarafından aktüerya raporuna göre tazminat ödemesi yapıldığını, bu raporlarda tarafların kusur oranlarının değerlendirildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca müvekkilinin rücu hakkının bulunduğunu, belirterek, davalıların itirazının iptaline, müvekkili yararına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 22/05/2015 havale tarihli dilekçesi ile; icra takibinde diğer davalı …’in itirazı bulunmadığı halde kendisinin sehven davalı olarak gösterildiğini, bu nedenle bu davalı yönünden davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.
Dava dilekçesi davalı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Görülmekte olan asıl dava dosyamız yönünden davanın kısmen kabulü ile; davalıların İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7835 sayılı icra takip dosyasında, 116.981,00-TL lik asıl alacağa yönelik yapmış oldukları itirazın iptali ile, takibin 116.981,00-TL lik alacağa, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, alacak likit olmayıp, yargılamayı gerektirdiğinden ve bilirkişi raporuyla hesaplandığından, davacının, icra inkar tazminat talebinin bu aşamada reddine, 461,51-TL lik işlemiş faize yönelik talebinin de reddine, 300,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 70,50-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 370,50-TL nin icra dosyasında, icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, …. dava dosyası ile birleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/574 Esas, 2016/69 Karar sayılı dosyasında, davalıların İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5250 sayılı dosyasındaki itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 75.601,35-TL lik asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, alacak likit olmayıp, yargılamayı gerektirdiğinden ve bilirkişi raporuyla hesaplandığından, davacının, icra inkar tazminat talebinin bu aşamada reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme asıl ve birleşen dava yönünden vermiş olduğu kısmı kabul kısmi ret kararının gerekçesinde her iki davada talep etmiş oldukları icra takibi öncesine ilişkin işlemiş faiz talepleri yönünden ret kararı verdiğini, ancak kararın gerekçesinde işlemiş faiz talebine yönelik hususa değinilmemiş olup sadece hüküm kısmında işlemiş faize yönelik talebin reddine şeklinde karar verildiğini, mahkemeler tarafından verilecek olan kararlarda taraflar arasındaki uyuşmazlık ve bu uyuşmalık sonucunda mahkemede oluşan kanaat ve bu kanaatin gerekçesinin kararda açıkça belirtilmesi gerektiğini, davacı müvekkili kurumun ödeme tarihi itibari ile işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılara rücu hakkının bulunduğunu, dolayısı ile asıl ve birleşen davada davacı müvekkilin ödeme tarihinden icra takiplerinin açılmış olduğu tarihe kadar işlemiş olan faizlere yönelik taleplerin mahkeme tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğunu, asıl davaya konu icra dosyasında davalardan her ikisinin birleşen davada ise davaya konu icra dosyasına ise davalı …’ın borca itiraz ettiğini, açıklanan nedenler ile davalıların müvekkili kurumca yapılan icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, icra takibine konu edilen alacaklar likit alacak kapsamında olup hesaplanabilir nitelikte olduğunu, dolayısı ile davalıların icra dosyalarına yapmış oldukları itirazlar ve kötü niyetli tutumu gereği %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte iken mahkeme tarafından icra inkar tazminatının reddi hatalı olup bu yönü ile de mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma gereğinin hasıl olduğunu, re’sen dikkate alınacak sebeplerle, asıl ve birleşen davanın kısmen reddine yönelik kararının istinaf incelemesi neticesinde kısmen redde ilişkin kısımlarının kaldırılarak, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, İİK’nın 67/2 uyarınca davacı … tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen davanın davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı, … Yönetmeliğinin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmekte olup, eldeki davada uyuşmazlık ,görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarih ve 2021/17896 E-2021/4942 K. sayılı kararı ile “… tarafından ödediğinin rücuen tahsili için zarar sorumluları olan gerçek kişi malik ve sürücüye karşı açılan davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna hükmedilmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/24573 Esas, 2022/963 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, asıl ve birleşen dava da davacı … üçüncü kişiye ödediği tazminatı gerçek kişi davalılara rücu amacıyla davaya konu icra takiplerini başlatmış, borçlular tarafından takiplere itiraz edilmesi üzerine eldeki davaları açmışlar, mahkemece işin esasına girilerek istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır.

Kabule göre ise, gerekçeli karar başlığında birleşen dava dosyasının taraflarının gösterilmemesi HMK nın 297/2-b maddesine aykırı ise de bu husus mahallinde her zaman düzeltilecek türden olduğundan kaldırma nedeni yapılmamış, anılan yöne eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Bu durumda, davaya bakmakla görevli olmayan ilk derece mahkemesince davaya bakılmış bulunulduğundan ve bu husus kamu düzeninden olup, aynı zamanda resen değerlendirileceğinden, asıl ve birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının re’sen kaldırılmasına, HMK’nun 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden, HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesinin hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ birleşen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarihli 2014/275 Esas ve 2019/1084 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Görevli mahkemenin, İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
4-Dosyanın İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
5-İstinaf eden davacı vekilinin yatırmış olduğu 54,40-TL istinaf başvuru harcı ve 148,60-TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 203,00-TL harcın istinaf eden davacı tarafa iadesine,
6-Artan gider avansının resen yatıran tarafa iadesine,
7-Dairemiz kararının bir örneğinin, UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m.353/1-a-3 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.