Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/56 E. 2023/993 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/56
KARAR NO : 2023/993

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2017 (Dava) – 22/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/1230 Esas – 2020/406 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarihli 2017/1230 Esas ve 2020/406 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2013 tarihinde davadışı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile seyir halinde iken kendi şeridini ihlal ederek diğer şeride geçtiğini, bu esnada karşı yönden gelen müvekkili … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile çarpması sonucu çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, vücudunda meydana gelen arazı gösteren Aydın Atatürk Devlet Hastanesi’nden alınan %48 oranındaki engelli sağlık kurulu raporunun dava dilekçesinin ekinde yer aldığını, davanın safahatında rapor alındığında müvekkilinin maluliyet oranının (kalıcı iş göremezlik) açığa kavuşacağını, kazaya dair Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/266 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın yürütüldüğünü, kaza tespit tutanağında sürücü …’un tam ve asli kusurlu bulunduğunu, kusur durumunun yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile netlik kazanacağını, … plakalı otomobilin davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, davalı sigorta şirketine daha önce yapılan başvuru neticesinde müvekkiline bir kısım ödeme yapılmış olsa da bu ödemenin müvekkilinin gerçek zararını karşılamaktan uzak olması sebebiyle işbu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde 30.07.2013 – 30.07.2014 vadeli trafik poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sürekli sakatlık tazminatı teminat limitinin 250.000,00-TL olduğunu, kusur oranlarının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi veya İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü tarafından belirlenmesini, davacıya ait Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 09.03.2015 tarihli %37 maluliyet oranını belirtir sağlık kurulu raporu ile Aydın Devlet Hastanesi’nin 19.04.2016 tarihli %48 maluliyet oranı belirtir engelli sağlık kurulu raporu olup, bu iki maluliyet raporundaki sakatlık oranları arasındaki çelişkinin Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından giderilmesini, sürekli sakatlık tazminatının hesaplanmasında Genel Şartlar (ek:3)’ de belirtilen sürekli sakatlık tazminatı hesaplama yönteminin kullanılması gerektiğini, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının tespiti ile eğer takmamışsa belli bir oranda kusur indirimi yapılmasını, davacı tarafın yaptığı başvuruya istinaden hasar dosyası açıldığını, aktüer raporu ile 107.507,24-TL sürekli sakatlık tazminatının tespit edildiğini, tazminatın müvekkili şirket adına … tarafından 18.05.2017 tarihinde yatırıldığını, bu sebeple davacının işbu davaya konu tazminat talebinin haksız, mükerrer ve fahiş olduğunu, yapılan ödemenin güncelleştirilerek mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca bu ödeme ile poliçe teminat limitinin 142.492,76-TL kaldığını, davacı tarafın maluliyet oranının değişmesinin söz konusu olduğunu, bu durumdan müvekkili şirket sorumlu olmadığı için temerrüdün dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, ıslah edilecek miktar için faiz başlangıcının ise ıslah tarihi olacağını, temerrüt tarihine yönelik bu itirazları kabul olmaz ise bu takdirde temerrüdün ödeme tarihinden itibaren olacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Dosya içinde Ege Üniversitesi’nden maluliyet raporu alındığı, Ankara ATK’nın kusur raporunda davacının kusursuz olduğunun belirtildiği, 03/06/2020 tarihli aktüerya bilirkişinin raporuna göre, davacının 10.366,86-TL geçici iş göremezlik, 63.964,76-TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu, davalı … A.Ş’nin 18/05/2017 tarihinde 107.507,2-TL tazminat ödemesi yaptığı, Ege Üniversitesinden alınan maluliyet raporu yeterli olduğundan usul ekonomisi de dikkate alınarak davacı vekilinin yeniden maluliyete yönelik İstanbul ATK’dan rapor alınması talebinin reddine karar verildiği, hesap bilirkişinin raporu da yeterli olduğundan usul ekonomisi dikkate alınarak bu talebin de reddi ile davacının mevcut kaza nedeniyle maluliyetten kaynaklı tazminat giderleri davalı sigorta şirketinden karşılandığından ve talep edecek tazminat alacağı kalmadığından, DAVANIN REDDİNE…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Mahkemece aldırılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu raporunda, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe göre davacının kalıcı maluliyet oranının %18, tıbbi iyileşme süresinin 12 ay olarak bildirildiğini, ancak dosya kapsamında mevcut Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden alınan 07.09.2018 tarihli maluliyet raporunda kalıcı maluliyet oranının %29, tıbbi iyileşme süresinin ise 9 ay olacağı kanaatinin bildirildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için itiraz edilmişse de itirazlarının yerel mahkemece reddedilerek mevcut maluliyet raporu doğrultusunda tazminat hesaplaması yaptırılarak karar verildiğini, oysa maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre alınması gerekirken, kaza tarihinden 6 yıl sonra yürürlüğe giren yönetmeliğe göre alındığını, kaza 12.12.2013 tarihinde meydana gelmiş olduğundan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre alınması gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince ödenecek tazminata temel teşkil edecek olan maluliyetin, bu maluliyetin ne kadarının iddia edilen kaza sebebiyle oluştuğunun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’na gönderilerek maluliyet raporu aldırılması gerektiğini, müvekkilinin maluliyetinin tespiti aşamasında yapılan hatanın tüm dosya kapsamına sirayet ettiğini, bu nedenle müvekkilinin trafik kazası sebebiyle uğramış olduğu zararın da tazmin edilmediğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının temelinde maluliyet raporuna yönelik itirazlar olduğu, bu raporun hatalı düzenlenmesinin tüm dosyaya sirayet etmesi sonucunda da gerçek zararın hesaplanmadığı belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuş olduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere, maluliyete ilişkin alınacak raporların; haksız fiil 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, kaza tarihi olan 12.12.2013 tarihi itibariyle yürürlükteki yönetmelik “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” olup, hükme esas alınan raporun ilgili yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmeyip, mahkeme müzekkeresinde açıkça bu yönetmeliğe göre düzenlenmesi yönünde talepte bulunulmuş olduğu gerekçesiyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut bulunan Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi heyet raporunda %29 maluliyet ve 9 ay iyileşme süresi belirlendiği, Aydın Atatürk Devlet Hastanesi sağlık kurulu raporuna göre %48 maluliyet belirlendiği, yine DEÜ Hastanesi Adli Tıp ABD heyet raporunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenen raporda ise %37 maluliyet oranı belirlendiği görülmekle, dosya kapsamında tüm raporlar birbiriyle çeliştiği gibi, esasen hiçbirinin de kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenmediği görülmekle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Usule uygun şekilde alınacak maluliyet raporuna göre yeniden alınacak olan aktüer raporunda, öncelikle davalı sigorta şirketinin ödeme tarihi olan 18.05.2017 tarihi itibariyle ödemesinin zararı karşılayıp karşılamadığı irdelenip, karşılamaması halinde ise güncelleme yapılarak hesaplama yapılması gerektiği açıktır. Her ne kadar aktüer hesabında PMF-1931 yaşam tablosuna göre hesap yapılmış ve bu durum davacı taraf aleyhine olmuşsa da, davacı vekilinin açıkça aktüer raporuna yönelik beyan dilekçesinde bu şekilde hesaplama yöntemini kabul ettiklerine dair beyanı nedeniyle, davalı tarafın usuli müktesep hakları da gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi için kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1230 Esas – 2020/406 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 14/06/2023