Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/553 E. 2023/1667 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/553
KARAR NO : 2023/1667

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2018 (Dava) – 16/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/388 Esas – 2021/146 Karar
DAVA : İtirazın iptali(Tazminat Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2021 tarihli 2019/388 Esas ve 2021/146 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkil şirkete Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi ile trafik sigortası bulunduğunu, sigortalı aracın dava dışı sürücü … tarafından sevk edilmesi sırasında 12.03.2015 tarihinde alkollü ve asli tam kusurlu olarak karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu dava dışı …’ nın malul olduğunu, maluliyet nedeniyle 16.11.2016 tarihinde dava dışı …’ya müvekkili tarafından 180.000,00-TL ödeme yapıldığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca “Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” olması halinde sigorta şirketine ödemiş olduğu tazminatı kendi sigortalısından rücu etme hakkı getidiğini, alacağın tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun İzmir 11. Dairesinin 2018/977 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu … Plakalı aracın müvekkili tarafından …’ya 11.03.2015-13.03.2015 tarihleri arasında kiraya verildiğini, … tarafından kollukta verilen ifadede kendisinin haberi olmadan … isimli şahsın aracı aldığını ve araç …’de iken kaza yaptığını beyan ettiği, Bergama CBS’nin 2015/856 sayılı soruşturmasında verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına İlişkin 08.10.2015 tarihli karar içeriğinde kira ilişkisinin açık olduğunu, aracın … tarafından müvekkilinin bilgisi dışında … İsimli şahsa ödünç olarak verildiğini beyan ederek davalı müvekkili yerine geçerek davayı takip etmesi veya davalı müvekkili yanında davaya katılması amacıyla …- ve …’ya davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin talebi doğrultusunda dava … ve …’ya ihbar edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın kabulü ile davalı …’un İzmir 11.İcra Müdürlüğünün 2018/977 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin … yönünden aynen devamına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli işyerinin sahibi olup araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, dava konusu … plakalı aracın müvekkili tarafından …’ya 11.03.2015-13.03.2015 tarihleri arasında kiraya verildiğini, kiracının bilgisi dışında; … isimli şahsın aracı aldığını ve araç … de iken kazaya karıştığını, kiracı olan …’nın kollukta alınan ifadesinde kendisinin haberi olmadan … isimli şahsın aracı aldığını ve araç …’de iken kaza yaptığını beyan ettiğini, Bergama CBS’nin 2015/856 sayılı soruşturmasında verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına İlişkin 08.10.2015 tarihli karar içeriğinde kira ilişkisinin açık olduğunu, müvekkilinin işleten sıfatı bulunmadığının 2918 sayılı yasanın 3.maddesi gereğince yapılan tanımdan anlaşıldığını, müvekkilinin işletmesinin iştigali araç kiralama olması nedeni ile burada uzun süreli kiralama şartı aranmaması gerektiğini, müvekkilinin kira sözleşmesini akdederken gerekli yasal prosedürü işlettiğini, şahsın ehliyhet ve kimlik fotokopisinin bir örneğini aldığını, müvekkilinin kiralayan olarak yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aracın zilyetliğini kiracıya devrettiğini, zilyetliğin devrinden sonra kiracının kusurundan sorumlu tutulmasının beklenemeyeceğini, davalının işleten sıfatı bulunmadığını, müvekkilinin işleten olarak kabulü halinde dahi müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kazayı gerçekleştiren şoförün müvekkili açısından 3. kişi konumunda olduğunu, bu sebeple de 3. kişinin ağır kusurundan dolayı sorumlu tutulamayacağını, 2918 sayılı yasanın 86. maddesinde düzenlenen ve müvekkilinin sorumluluğunu ortadan kaldıran kurtuluş beyinnesinin dosya açısından gerçekleştiğini, kiracı olan kişinin bilgisi dışında araç alınmış ve kullanılmış bu sırada da kaza yapmış olduğundan şoförün farazi işleten konumunda olduğunu, her ne kadar aracı sahiplenme kastı olmasa da TCKda da tanımlandığı gibi kullanım hırsızlığının söz konusu olduğunu, müvekkilinin oluşan hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükünün TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince davalı … şirketine ait olduğunu, bilirkişi raporlarının tamamına itiraz ettiklerini, görevsiz mahkemede sunulan cevap dilekçesi ve delilleri, dava ihbar olunanların beyanları da gözönüne alınarak; müvekkilinin işleten sıfatının olup olmadığı, hukuki olarak kendisine izafe edilebilecek bir kusurun olup olmadığının tespiti açısından sigorta hukuku konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor tanzim edilmesini talep etmiş olmalarına rağmen bu taleplerinin karşılanmadığını belirterek İzmir kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında araçta yolcu olarak bulunan dava dışı hak sahibi …’ya ödenen tazminatın alkollü araç kullanma nedenine dayalı olarak, sözleşme tarafı olan sigortalısı davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda,12/03/2015 tarihinde yasal sınırın üzerinde 1,24 promil alkollü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken kendi sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun kenarında yer alan bariyerlere çarpması ve ardından taşıt yolunun kenarında bulunan tarlaya doğru takla atarak durması şeklinde tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, araçta yolcu olarak bulunan dava dışı çocuk …’nın yaralandığı anlaşılmıştır.
İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2018/977 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı/alacaklı … A.Ş. tarafından davalı/borçlu … ve … aleyhine 22/01/2018 tarihli ödeme emri ile 180.000,00 TL asıl alacak, 19.173,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 199.173,70 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu … tarafından takibe süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu; 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan nöroloji uzmanı ile bir trafik uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11/12/2019 tarihli raporada, … plakalı araç sürücüsü …’nin kaza anında 1.24 promil alkollü olduğu, kazanın sırf alkolün etkisi ile meydana geldiği tıbbi kanaatin oluştuğunu ve kazanın meydana gelmesinde %/100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, belirlenen kusur durumunun, somut olayın özelliklerine uygun, düzenlenen raporun açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; ayrıca davalının rapora itiraz etmediği; davalının maliki ve işleteni olduğu aracın dava dışı sürücüsünün kaza anında salt alkolün etkisi altında tek taraflı ve tam kusurlu olarak direksiyon hakimiyetini kaybederek kazanın meydana gelmesine neden olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan sigorta genel şartları uyarınca, kaza sonucu meydana gelen zarar nedeniyle davacı tarafından dava dışı hak sahibine ödenen tazminatın alkollü araç kullanma hukuki sebebine dayalı olarak araç işletenine rücu hakkının bulunduğu; davalı vekili, her ne kadar davalının … firmasının sahibi olması ve aracını kiralaması sebebiyle işleten sıfatının bulunmadığı, dolayısı ile meydana gelen zarardan ve ödenen tazminattan sorumlu olmadığı gerekçesi ile mahkeme kararına itiraz etmiş ise de, dosya kapsamında sunulan belgelere göre ve davalının da kabulünde olduğu üzere, dava konusu … plakalı aracın davacı tarafından dava dışı ihbar olunan …’ya 11/03/2015-13/03/2015 tarihleri arasında kiraya verildiği, 3 günlük kiralama süresi kısa süreli kiralama olup, yasa ve uygulamaya göre kısa süreli kiralamalar araç malikinin işleten sıfatını ortadan kaldırmadığı; diğer taraftan aracı arkadaşı …’tan rızası dışında aldığı veya çaldığı iddia edilen dava dışı ihbar olunan sürücü …’nün aracı kiralayan arkadaşından çaldığı veya rızası dışında aldığı yönündekidavalının iddiası soyut olmakla, bu hususun ispatlanmadığı da nazara alınarak; davacının araç işleteni sıfatı ile yapmış olduğu tazminat ödemesini davalı işletene rücu etmesi yasaya uygun olmakla, mahkemece alınan aktüer raporda davacı tarafından hak sahibine yapılan ödemenin yerinde olduğu yönünde tespit yapıldığı nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2021 tarihli 2019/388 Esas ve 2021/146 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 13.605,55-TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 3.401,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 10.204,25-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023