Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/550 E. 2023/1707 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/550
KARAR NO : 2023/1707

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018 (Dava) – 30/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/443 Esas – 2020/640 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan Ölüm Nedenli )
BAM KARAR TARİHİ : 02/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2020 tarihli 2019/443 Esas ve 2020/640 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinin desteği, …’ün 30/06/2018 tarihinde aracıyla seyir halinde iken davalı …’in yönetimindeki … plaka sayılı aracın çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, davacılardan …’ün desteğin eşi olup, diğer davacıların çocukları olduğunu, olayda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, davalı sürücüye ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısının davalı sigorta şirketi olup, yaptıkları başvuru üzerine davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılarak 10/10/2018 tarihinde davacı …’e 47.311,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini, bu ödemenin yetersiz olup ibranamenin iptali ile bakiye zararın tahsili için dava açtıklarını, davacı …’ün desteğinden yoksun kaldığını, desteğin çok erken yaşta kaybedilmesi nedeni ile davacıların bundan böyle yaşamlarındaki boşluk ve eksikliğin karşılığı olarak manevi tazminat talebinde bulunduklarını bildirmiş, ibranamenin iptaliyle davacı … için şimdilik 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile tahsiline, davacı … için 100.000,00-TL, diğer davacı çocukların her biri için 50.000,00’er TL olmak üzere toplam 300.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalılardan tahsiline, faizin işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/11/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; trafik kazasında eşini yitiren davacı … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 82.105,63 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte davalı işleten ve sürücüden ile sigortadan tahsilini, davacılardan … için 100.000 TL diğer davacı çocukların her birisi için 50.000 TL olmak üzere tüm davacılar için toplam 300.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile tahsiline, yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin (2918 sayılı KTK m.111/2) iptali ile bakiye maddi tazminatın sigorta şirketinden tahsiline, faizin işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın asli ve tam kusurlu olup müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, olay sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu bildirmiş, davanın görev ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; olay nedeniyle açılan hasar dosyasında davacı …’e %25 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 47.311,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanıp 10/10/2018 tarihinde ödendiğini, tazminatın ibraname karşılığı ödenmesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ancak bir misli ile fark olması halinde ibranamenin hükümsüz sayılabileceğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranınında sorumlu olup, sigortalının kusurunun ve zararın davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, müteveffanın kask takmadan ve kullandığı araca uygun gerekli kıyafet tertibatını almamasının vefat etmesinde en önemli etken olup, müterafik kusuru nedeni ile %25 oranında indirim yapılması gerektiğini, yeni trafik sigortası genel şartlarına göre hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle ve yapılan ödemeden sonra bakiye poliçe teminatı ile sorumlu olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, teminatın tek hasar görenlerin birden fazla olması durumunda KTK’nun 96.maddesi gereğince teminatın paylaştırılmasının gerekli olduğunu bildirmiş, ceza davasının bekletici mesele yapılarak davanın yetki ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”….Davacı …’ ün maddi tazminat istemine ilişkin davasının KABULÜ ile; Davaya konu 19/09/2018 tarihli ibra, mutabakat, temlik, tazminat makbuzu başlıklı ibranamenin Karayolları Trafik Kanununun 111.maddesi uyarınca iptali ile;138.095,93-TL destekten yoksun kalma tazminatından davalı sigorta şirketi tarafından 10/10/2018 tarihinde yapılan 55.990,30-TL ödemenin mahsubu ile geriye kalan 82.105,63-TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … yönünden 30/06/2018 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 11/08/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı …’ e verilmesine, Davacıların manevi tazminat istemine ilişkin davalarının KISMEN KABULÜ ile; Davacı … için 60.000,00-TL davacılar …, …, … ve … için 20.000,00′ er TL olmak üzere toplam 140.000,00-TL manevi tazminatın 30/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ ten alınarak davacılara verilmesine, Davacıların manevi tazminata ilişkin davalarının KISMEN REDDİ ile; Davacı …’ ün 40.000,00-TL davacılar …, …, … ve …’ ün 30.000,00′ er TL olmak üzere toplam 160.000,00-TL fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava ilk önce Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/260E 2019/151K sayılı dosyası ile ikame edilmiş olup görev itirazlarının kabulünün ardından dosyanın İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderildiğini, görevsiz mahkemenin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden karar verme hususunu görevli gördüğü mahkemeye bırakması gerektiğini, hüküm kurulurken dosyada da aynı şekilde dikkate alınması gereken görevsizlik kararına ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirilmediğini, davaya dayanak olay ile ilgili olarak yapılmakta olan ceza yargılaması derdest olup yargılamanın nihayete ermediğini, kararın kesinleşmediğini, müvekkilinin olayın gelişimindeki kusurunun sabit görülmediğini, olaya ilişkin tek görgü tanığı ceza dosyasında dinlenmiş olup yerel mahkemede hüküm kurulurken tanık beyanının da dikkate alınmadığını, her iki dosya arasındaki illiyet bağı sabit iken yargılama sona ermeden, olayın gelişiminde asli ve tam kusurlu olan müteveffa iken mahkemece aksi yönde yapılan yargılamanın hatalı olduğunu, yaşanan olayda kusuru bulunmamasına rağmen soruşturma kapsamında tutuklu olarak yargılandığını; savcılık dosyasına sunulan uzman bilirkişi raporunda da müvekkilinin kusuru bulunmadığı tespit edildiğinden tahliyesinin sağlandığını, uzman bilirkişi raporu ceza dosyasının içerisinde mevcut olup yerel mahkemeye de sunulmasına rağmen yerel mahkeme tarafından incelenmediğini ve hükümde bahsinin geçmediğini, manevi tazminatın miktarını tayin etme yerel mahkemenin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı,duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerektiğini, takdir edilecek manevi tazminatın hakkaniyete uygun olması gerektiğini, tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının gözetilmesi, manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartların gözetilmesi gerektiğini, Yerel mahkeme tarafından hükmolunan manevi tazminat miktarının kusur dahi net değilken fahiş olduğunu, müvekkilinin tabi ki suç işleme kastı bulunmadığını, müteveffanın kendi hayatını hiçe sayan kusuru sebebiyle bu olayın yaşandığını ve müvekkilinin de olayın tarafı haline geldiğini, müvekkilinin henüz 21 yaşında iken tutuklu yargılandığını, ıslah dilekçesinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek tehiri icra taleplerinin kabulü akabinde istinaf taleplerinin kabulüne, müvekkili yönünden hatalı ve eksik inceleme neticesinde kurulan hükmün bozulmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından esas alınan Kusur Raporuna itirazları sunulmuş olmasına rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, %75 kusur oranı esas alınarak bakiye tazminat hesaplamasını kabul etmediklerini, Trafik İhtisas Raporuna göre kusur oranının terditli düzenlendiğini, iş bu durumda sigortalıya %75 kusur verilmesinin kabul edilemeyeceğini, kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün hızlı olmadığının aşikar bir durum olduğunu, zira olay günü kolluk kuvvetleri tarafından denetim yapıldığını, trafik kontrolünün yapıldığı bir yolda sigortalı araç sürücüsünün nizamlara aykırı olarak yüksek hızda seyir etmesinin aklı alır bir durum olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen trafik kazasında herhangi bir kusuru bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu düşünülse bile kendisine atfedilebilecek kusur oranının en fazla %50 olduğunu, zira gerçekleşen trafik kazasına ilişkin olarak olayın oluş şekline ilişkin bilgi, görüntü ve tanık anlatımının mevcut olmadığını, bakiye tazminat kalmaması sebebiyle aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün %50 kusur oranı ve müterafik kusur oranı yapıldığı takdirde Müvekkili şirket tarafından ödenen tazminat tutarının yeterli ve bakiye tazminat kalmadığının görüleceğini, bakiye tazminat kalmaması sebebiyle de aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müteveffanın meydana gelen trafik kazasında kask takmaması sebebiyle müterafik kusuru bulunduğunu, müteveffanın vefatında kask takmaması, araca uygun kıyafet giymemiş olmasının en önemli etken olduğunu, Eski 818 sayılı BK’nun 43. ve 44, yeni 6098 sayılı TBK’nun 52. ve 53. Maddeleri uyarınca, hakkaniyet indirimi yapılma sebebi kabul edilmesi gerektiğinin, öğreti ve uygulamada kabul edildiğini, bununla birlikte, müteveffanın motosiklet üzerinde seyahat halindeyken kask takmaması ve uygun kıyafetler giymemesi sebebiyle ağır kusurlu olması nedeni ile de hesap yapılırken asgari % 25 oranında indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde yapılan incelemeler neticesinde ve öncesinde belirttikleri hususlar dahilinde yapılan araştırmalar ve değerlendirmeler gereği kazanın meydana gelmesiyle alakalı olarak tanzim edilen kaza tespit tutanağı, kolluk ifade tutanakları ve araştırma tutanaklarında çelişkinin bulunması ve müvekkili sigorta şirketini kandırmaya yönelik gerçekleştirilen davranışlar sebebiyle kazanın genel şartlara aykırı olması sebebiyle davanın her halükarda reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini, masraf ve ücreti vekâletin de davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle vefat eden müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacı eşi … için bakiye destek tazminatı ve manevi tazminat; çocukları olan diğer davacılar yönünden manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulüne; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş.vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında kusurun tespitine yönelik alınan rapor ve ceza soruşturması ile yargılama sırasında alınan kusur raporları da nazara alındığında mahkemece tespit edilen kusur durumunun somut olayın özelliklerine uygun, dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, benimsenen kusur oranının da olayın oluşuna göre Dairemizce uygun bulunduğu, davalılar vekillerinin kusur yönünden itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
2-Davalı Dilara vekilinin aktüer rapora süresinde itiraz etmediği bu nedenle aktüer raporun adı geçen davalı yönünden kesinleştiği; davalı sigortanın ise tazminat hesabına esas alınan kusur oranı ve müterafik kusur indirimi uygulanmamış olması yönünden aktüer rapora itiraz ettiği, raporda uygulanan hesaplama yöntemi yönünden başkaca itirazının bulunmadığı; dosya kapsamına, kusur durumuna ve tarafların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ekonomik durumuna göre mahkemece takdir edilen manevi tazminat tutarının yüksek olmadığı anlaşılmış davalı …’nın bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir.
3-Diğer taraftan HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemeyeceğinden, henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik kararları üzerine görevli/yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır. Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 13/06/2019 tarihli, 2018/260E.- 2019/1513K. Sayılı görevsizlik kararının 3 nolu bendinde”Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,” karar verilmiş, davacının süresinde başvurusu üzerine görevli mahkemede davaya devam edilmiş ve dava esastan kabul edilmiştir. Bu durumda görevli mahkemede devam eden davada, “kabul görmüş bir görev itirazının varlığı” dikkate alınarak davalı lehine ayrıca bir yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği, eldeki davada yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla davalı Dilara vekilinin bu yöne ilişkin itirazının da reddine; davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
4-6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Kanununun 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurunda kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/21203 Esas, 2021/6808 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır) Müterafik kusur yönünden mahkemece re’sen değerlendirme yapılması gerekirken, davalı sigorta vekili cevap dilekçesi ve rapora itiraz dilekçesi ile müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunduğu halde mahkemece bu hususta olumlu-olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Koruyucu tertibatlar bakımından yollama yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150/2-a maddesinde “üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, elektrikli bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı takması zorunludur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağında, müteveffanın idaresindeki motorsikletle seyir halindeyken kazaya karıştığı tespiti yapıldığı, “kask yok” kısmının işaretli olduğu görülmektedir. Kaza sonucu müteveffanın ölüm nedeninin ATK otopsi raporunda genel vücut travması kafatası kırığı kafa, beyin ve beyincik kanaması kaynaklı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Şu durumda, davacının kafa bölgesinden yaralandığı anlaşılmakla Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, indirim yapılmamış olması doğru görülmemiştir. Her ne kadar, kararı istinaf eder diğer davalı … karara müterafik kusur yönünden itiraz etmemiş ise de, belirtilen husus mahkemece resen incelenmesi gereken bir husus olup, adı geçen davalı hakkında da hesaplanan tazminat üzerinden müterafik kusur indirimi yapılmasına karar verilmiştir.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının istinafa gelen davalılar lehine kaldırılmasına, hakimin takdir hakkını kullanarak yapmış olduğu indirim nedeniyle mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeğinin hükümde gözetilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca belirtilen yönden kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2020 tarihli, 2019/443 Esas ve 2020/640 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davacı …’ ün maddi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davaya konu 19/09/2018 tarihli ibra, mutabakat, temlik, tazminat makbuzu başlıklı ibranamenin Karayolları Trafik Kanununun 111.maddesi uyarınca iptali ile;
138.095,93-TL destekten yoksun kalma tazminatından %20 müterafik kusuru indirimi yapılarak hesaplanan 110.476,74-TL tazminattan davalı sigorta şirketi tarafından 10/10/2018 tarihinde yapılan 55.990,30-TL ödemenin mahsubu ile geriye kalan 54.486,44-TL’nin, davalı … yönünden 30/06/2018 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 11/08/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı …’ e verilmesine,
2-a-Davacıların manevi tazminat istemine ilişkin davalarının KISMEN KABULÜ ile;
Davacı … için 60.000,00-TL davacılar …, …, … ve … için 20.000,00′ er TL olmak üzere toplam 140.000,00-TL manevi tazminatın 30/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ ten alınarak davacılara verilmesine,
b-Davacıların manevi tazminata ilişkin davalarının KISMEN REDDİ ile;
Davacı …’ ün 40.000,00-TL davacılar …, …, … ve …’ ün 30.000,00′ er TL olmak üzere toplam 160.000,00-TL fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE,
3-a)-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 5.608,64-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 170,78-TL ve 1.232,00-TL tamamlama harcından oluşan toplam 1.402,78-TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 4.205,86-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b)-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat istemi yönünden alınması gereken 9.563,40-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 888,03-TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 8.675,37-TL harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-)Davacı tarafça maddi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan 1.402,78-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
d)-Davacı tarafça manevi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan 888,03-TL harcın davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine,
4-Maddi tazminat istemi yönünden; davacı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
5-a-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 8.600,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’e verilmesine,
b-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının reddedilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
6-a-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’e verilmesine,
b-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının reddedilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
7-a-)Davacı …’nin manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’ye verilmesine,
b-)Davacı …’nin manevi tazminat istemine yönelik davasının reddedilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
8-a-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’e verilmesine,
b-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının reddedilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
9-a-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’e verilmesine,
b-)Davacı …’ün manevi tazminat istemine yönelik davasının reddedilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
10-Maddi tazminata ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle bu istem yönünden davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 174,00-TL on üç adet tebligat, 86,5-TL on yedi adet elektronik tebligat gideri, 1,0-TL kep ücreti, 63,35-TL müzekkere gidiş dönüş posta gideri, 38,00-TL talimat posta gideri ile 1.450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.848,75-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
11-Maddi tazminat istemi yönünden davalılarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
12-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle bu istem yönünden davacı tarafça yapılan iki adet posta ve müzekkere giderinden oluşan toplam 13,00-TL yargılama giderinden 7/15’inin karşılığı olan 6,07-TL yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine, 8/15’inin karşlığı olan 6,93-TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
13-Manevi tazminat istemi yönünden davalı … tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmamakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
14-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,

ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı … vekilinin sair istinaf itirazları ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davalılardan alınan istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalılara iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında
Davalı … tarafından yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ ne verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02/11/2023