Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/547
KARAR NO : 2023/1613
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2020 (Dava) – 19/01/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/20 Esas – 2021/25 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 19/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2021 tarihli 2020/20 Esas ve 2021/25 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2019 tarihinde dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile davacı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kazası yaptığı, kaza sebebiyle davacının aracında oluşan hasar bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, zaman aşımının gerçekleştiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı delillerinin tebliğ edilmediğini, müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Davanın kısmen kabulü ile 3.398,62-Euro hasar bedelinin 831,96-Eurosu yargılama aşamasında ödendiğinden bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Bakiye 2.566,66-Euronun 10/02/2019 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ait istemin reddine…” karar verilmiştir.
13/04/2021 tarihli tashih kararı ile ”…Mahkememizden verilen 2020/20 E-2021/25 K sayılı 19/01/2021 tarihli gerekçeli kararının hüküm kısmının 4 nolu bendinde sehven yazıldığı anlaşılan “…4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” yerine “…4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde tashih edilmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda kusuru bulunmayan müvekkiline, %25 oranda kusur izafe edilmiş olmasının kabulünün mümkün olmadığını, her ne kadar kararda müvekkilinin alınan bilirkişi raporuna göre %25 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmışsa da bunun doğru olmadığını, müvekkili dikkatli ve hız sınırlarına uygun olarak kavşağa girmiş olup bilirkişi raporunda %25 kusur verilmesinin doğru olmadığını, maalesef “kavşak kazalarında iki sürücünün de mutlaka kusuru vardır.” yönündeki varsayımsal hatalı görüşün iş bu raporda da devam ettirildiğini, oysa bu kazada kusurun %100 oranında sigortalı araç sürücüsüne ait olduğunu, müvekkilinin Sapak Kavşağı istikametine doğru seyir halinde iken; sigortalı karşı araç sürücüsü …’nun, … Bulvarı üzerinden 2. Cadde istikametine dönme amacıyla kendi yönüne ait ” DUR ve kavşak içerisindeki araçlara yol ver” levhasını da dikkate almayarak kavşağa giriş yaptığını, bu suretle sigortalı araç sürücüsünün bu sırada kavşakta geçişini tamamlamak üzere bulunan ve geçiş önceliğine sahip müvekkiline ait … plakalı aracın ön kısımlarına çarptığını ve bunun sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu durumun polis memurları tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğunu, 2918 s. Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a maddesini ve 53/b maddesi ile yine aynı kanunun 84/1-h maddesindeki trafikte yapılabilecek asli kusurlu hareketlerden sayılmış olup, sigortalı araç sürücüsünün bu maddeleri ihlal ederek müvekkilinin aracında maddi hasar oluşmasına sebebiyet verdiğini, müvekkli dikkatli ve yavaş bir şekilde kavşağa girdiği halde yukarıda sayılı maddeleri ihlal eden ve ” DUR ve kavşak içerisindeki araçlara yol ver” levhasını görmezden gelerek kazaya sebebiyet veren sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda hiçbir kusuru olmayıp bu hususta hiçbir delil bulunmamasına rağmen müvekkiline yerel mahkeme kararında %25 kusur atfedilmiş olmasının kabulünün mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılarak, HMK 353 1 (a) maddesi gereği davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı kazadan kaynaklı yabancı plakalı araçta meydana gelen hasar nedeni ile hasar bedeli tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı … şirketine ZMM sigortası ile sigortalı bulunan aracın, davacıya ait yabancı plakalı araca çarpmak suretiyle hasarlanmasına neden olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında alınan kusur ve hasara ilişkin bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu kök ve ek raporda, davalıya sigortalı aracın kazada %75 oranında asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı sürücünün asli kusurlu, davacı sürücünün ise tali kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığı, raporların kaza tutanağı ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ancak davacı dava dilekçesinde, davalının sigorta teminatı dahilinde maddi zarardan sorumlu olduğunu açıkça belirtmesine karşın mahkemece hüküm kurulurken davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmamış olması talep aşımı niteliğinde olduğundan HMK 26/2. maddesine aykırı olup hükmün bu sebeple resen bozulması gerekmekte ise de, dosyada toplanması gereken başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususun da mevcut olmadığı anlaşıldığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazının belirtilen yönden HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2021 tarihli 2020/20 Esas ve 2021/25 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın kısmen kabulü ile 3.398,62-Euro hasar bedelinin 831,96-Eurosu yargılama aşamasında ödendiğinden bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Bakiye 2.566,66- Euro tazminatın, davalının temerrüde düştüğü10/02/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine (Davalı … şirketinin sorumluluğu kaza tarihindeki poliçe limitini aşmamak kaydıyla),
Fazlaya ait istemin reddine,
b-Alınması lazım gelen 1.545,58-TL harçtan peşin alınan 516,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.029,48-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
c-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan ilk masraf 578,30-TL, 14 davetiye gideri 90,70-TL bilirkişi ücreti 1200-TL, tespit bilirkişi gideri 3.328,70-TL toplamı 5.167,70-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre taktiren 3.868,99-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
f-HMK 333 md gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacıdan alınan 59,30-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 162,10-TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 16,50-TL e-tebligat masrafı ve 50,00-TL posta masrafı toplamı 228,60-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19/10/2023