Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/541 E. 2023/1659 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/541
KARAR NO : 2023/1659

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2020/95 Esas – 2021/147 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2020/95 Esas ve 2021/147 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;, müvekkiline ait ve Almanya trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının, Almanya’da bulunan … tarafından düzenlenen 11.09.2019 tarihli maliyet tahmin raporu ile KDV dâhil 8.313,44 EUR olarak tespit edildiğini, 1 no.’lu davalı sigorta şirketinin 06.11.2019 tarihinde müvekkiline 15.219,35-TL ödeme yaptığını, işbu tarihli kurun 6,3959 TL olarak alındığında davalının yaptığı kısmi ödeme tutarının 2.379,85 EUR’a tekabül ettiğini, iş bu ödeme ile müvekkilinin zararı karşılanmamış olduğunu, kısmi ödemenin mahsubuyla bakiye 5.933,58 EUR nun davalılardan tahsili amacıyla iş bu davanın açıldığını, davalı sigorta şirketleri ZMMS ve İMMS sıfatıyla zarar görene gerçek zararını ödemek zorunda olduğundan hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödenmek zorunda olduklarını, müvekkilinin aracı yabancı plakalı olup yurt dışında tamir edileceğinden zararın plakasının kayıtlı olduğu Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesinin gerektiğini, müvekkilinin daimi ikametgâhı ve aracın Almanya plakalı olduğu dikkate alındığında müvekkilinin zararı gidermek için yabancı para EUR üzerinden harcama yapacağının da kabulünün gerektiğini, davalı sigorta şirketlerinin temerrüde düştüğünü, müvekkilinin adına hasar ihbarı 26.12.2019 tarihinde davalı sigorta şirketlerine yapıldığını, davalı sigorta şirketinin muhtemel süre uzatım talebinin reddinin gerektiğini, davacı tarafça takip edilen benzer pek çok davada dava dilekçesi tebliğ edildikten sonra davalı sigorta şirketi mahkemeden süre uzatım talebinde bulunduğunu, ancak davalının işbu yöndeki muhtemel talebi yargılamayı geciktirme mahiyetinde olduğunu, davanın kabulüne; bakiye hasar bedelinden oluşan 5.933,58 EUR maddi tazminatın, 1 numaralı davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 09.01.2020 tarihinden itibaren (bakiye poliçe teminat limitinin temerrüt tarihindeki yabancı para cinsinden karşılığı ile sınırlı olarak); 2 numaralı davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 09.01.2020 tarihinden itibaren (ZMMS poliçe teminat limitini aşan tutardan sorumlu olmak kaydıyla) yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, vekâlet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafa söz konusu kaza nedeniyle aracında meydana gelen hasar için 06/11/2019 tarihinde 15.219,35 TL hasar ödemesi yapıldığını, davanın dava konusu kaza nedeniyle aracında meydana gelen hasarın müvekkili şirket sigortalısının kusuru oranında karşılandığını, dolayısıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davanın esastan ve usulden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; poliçede yer alan ihtiyari mali mesuliyet teminatının devreye girebilmesi için zorunlu trafik poliçesindeki teminat miktarını aşan bir zararın mevcut olması gerektiğini, meydana gelen zarar ile ilgili olarak ilk önce trafik sigortasına müracaat edilmesini bu poliçenin yetersiz kalması halinde ihtiyarı mali sorumluluk sigortasına müracaat edildiğini, davacı tarafça talep edilen hasar miktarının fahiş olduğunu ve gerçek zarar miktarını yansıtmadığını, davacının aracının yabancı plakalı olması sebebiyle zararının yabancı para üzerinden hesaplanmasına ilişkin beyanları ve taleplerinin hukuka uygun olmadığını, müvekkili şirket adına dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ile vekalet ücretininden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “.. davanın kabulü ile; bakiye 5.933,58-Euro maddi tazminatın davalı … A.Ş bakiye poliçe limiti ile temerrüt tarihindeki TCMB ‘nin Efektif satış kuru üzerinden sorumlu olmak üzere davalı Euroko Sigorta A.Ş ZMMS poliçe limitini aşan kısımdan ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 09/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak bir yıllık euro mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 2.684,65-TL harçtan peşin alınan 672,56-TL’nin mahsubu ile 2.012,09-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılan 734,76-TL ilk harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 5.895,16-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yapılan 450,00-TL bilirkişi ücretinin ve 104,80-TL tebliğat ve posta ücreti olmak üzere toplam 554,80-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat tutarının yabancı para üzerinden hesaplanması ve kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz kararının, haksız fiilin gerçekleştiği tarihteki kur üzerinden verilmesi gerekirken temerrüt tarihinin dikkate alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, Almanya’da tanzim edilen ekspertiz raporuna göre bilirkişi raporu düzenlenmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, hükmün, bakiye poliçe teminat limitinin tespit edilebilir olduğu halde, müvekkili şirketin ve diğer davalı … yönünden ayrı ayrı ve açıkça belirtilmeden kurulmasının hatalı olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması, aksi halde ise hasar ödemesi yapılan 06.11.2019 tarihinden itibaren yasal faiz olarak dikkate alınmasının gerektiğini, resen gözetilecek nedenlerle; kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılardan … A.Ş. Tarafından hasara uğradığı iddia olunan araç ile ilgili 06.11.2019 tarihinde 15.219,35 TL ödeme yaptığını, davacı tarafından zararının karşılandığını, mahkemece hükme esas alınan 29.08.2020 tarihli bilirkişi raporunun, davacı tarafça sunulan, davacının aracında meydana gelen hasarın miktarına dair Almanya’da düzenlenen 29.08.2020 tarihli ekspertiz raporu doğrultusunda tanzim edildiğini, dolayısıyla, mahkeme kararının da bu yönüyle hatalı olup, kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen hasar bedelinin fahiş olup sigortacının sorumluluğunun hasara uğrayan aracı kazadan bir gün önceki haline getirdiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araca atfedilen kusur oranın da davalı tarafça kabulünün mümkün olmadığını, kararda sigorta şirketlerinin sorumlu oldukları tutarların ayrı ayrı belirtilmesi, poliçe teminat limitlerinin açıkça gösterilmesi, davalı sigorta şirketlerinin yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden de teminat limitleri doğrultusunda sorumlu tutulması gerektiğini, bu yönüyle kararın hatalı olduğunu, re’sen dikkate alınacak gerekçelerle; kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bakiye hasar tazminatının, kazaya sebep olduğu iddia edilen aracın zorunlu trafik sigorta poliçesi ile ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesini tanzim eden davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.Bu kurallar yargıda açıklık ve netlik prensibinin bir gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında tereddüt ve yeni ihtilaflara neden olur.
Somut olayda, dosya kapsamındaki poliçelerden anlaşıldığı üzere, davacıya ait yabancı plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde olmak üzere; davalılardan … A.Ş.’ye ait ihtiyari mali sorumluluk, … A.Ş.’ ye ait zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı anlaşılmaktadır.
Zorunlu Mali Mesuliyet (trafik) Sigortası, motorlu bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitlerle sigortalamaktadır.
Başka bir anlatımla, bu sigortayla işletenin KTK’nun 85/1. maddesinde hükme bağlanan sorumluluğu sigorta örtüsüne alınmaktadır. Ancak, sigorta teminatının üzerinde bir zarar bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulur.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir.
Buna göre, kaza sonucu meydana gelecek zararlar öncelikle zorunlu trafik sigorta poliçesinden karşılanmalı, sigorta limiti üstünde olup da karşılanmayan zararlar var ise İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası tarafından ödenmelidir.
Bu durumda mahkemece, davacı vekiline hangi sigorta şirketinden hangi poliçe teminatına göre talepte bulunduğunun tespiti için HMK nın 31. Maddesi uyarınca dava dilekçesi açıklattırıldıktan sonra, dosya içerisindeki tüm poliçeler incelenerek, poliçelerdeki teminat limitleri belirlenmek, gerektiğinde sigorta uzmanı bilirkişiden rapor alınarak isteme konu maddi tazminat kaleminden (hasar bedelinden) ve harç ile yargılama giderlerinden hangi teminat çerçevesinde, hangi davalının sorumlu tutulduğu infazda meydana gelebilecek karışıklığı da önleyecek şekilde tespit edilmek ve davacının uğradığı zararın teminat limiti kapsamında kalıp kalmadığı, aşan kısım olup olmadığı belirlendikten sonra yukarıdaki düzenlemeler ışığında hüküm kurulmak gerekirken, yazılı şekilde ve infazda tereddüt uyandıracak biçimde karar tesisi isabetli olmamıştır.
Kabule göre ise, davalılardan … A.Ş’ nin hangi tarihte temerrüde düştüğünün hüküm fıkrasında açıklanmaması doğru görülmemiştir.
Kaldırma neden ve şekline göre davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının belirtilen yönden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim. Heyet takdirine sunulur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2020/95 Esas ve 2021/147 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde anılan taraflara iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre istinaf edenlerin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.