Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/539 E. 2023/1559 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/539
KARAR NO : 2023/1559

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2016 (Dava) – 16/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/909 Esas – 2020/778 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/909 Esas – 2020/778 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02.04.2014 tarihinde evinin yakınındaki marketten dönerken, davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile müvekkiline çarptığını, müvekkilinin çevredeki vatandaşların yardımıyla hastaneye götürüldüğünü ve kaza neticesinde sol klavikula kırığı ve sağ tivbia şaft kırığının meydana geldiğini, müvekkilinin bacak ve ayaklarından özürlü hale geldiğini ve halen ayağını bükemediğini, kaza dolayısıyla kişilik haklarının da zarara uğradığını, kazanın meydana gelmesinde …’un asli kusurlu olduğunu ve İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/688 E. sayılı dosyasında yargılanarak hapis cezası ile cezalandırıldığını, müvekkiline çarpan aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası tespit edilemediğinden müvekkilinin daimi iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakım, tedavi ve yol giderleri alacağı tazminatlarını davalının tazmin etmekle yükümlü olduğunu, diğer davalı … motosikletin sürücüsü olarak ve davalı … da işleteni olarak müşterek ve müteselsilen zararı tazmin etmekle mükellef olduklarını, kaza tarihinde 49 yaşında olan müvekkilinin büyük bir psikolojik travma da yaşadığını belirterek, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davada şimdilik 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL daimi iş göremezlik zararı, 300,00 TL tedavi gideri, 300,00 TL bakım gideri alacağı ve 400,00 TL yol gideri alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (…, …’nden poliçe limitleri dahilinde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden ise 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar …’tan ve …’tan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat isteminin 263.659,95-TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … asaleten sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının, olay tarihinde sağına soluna bakmadan, yaya geçidi bulunmayan bir yerde aniden kaldırımdan inerek kontrolsüz bir şekilde karşıya geçmeye çalıştığını, motosikleti ile korna çalıp uyardığını, ancak davacı aniden yola çıktığından, kendisi fazla hızla gitmediği halde direksiyon manevrasına rağmen çarpmayı önleyemediğini, ceza mahkemesi dosyasında hakkında ceza tertip edildiğini, dosyanın şu anda Yargıtay’da olduğunu, kendisine bu trafik kazası nedeniyle bir kusur izafe edilemeyeceğini, davacının topallayarak yürüdüğünün de sabit olmadığını, çok şiddetli bir çarpmanın söz konusu olmadığını, güvenlik kameralarının bir görüntüsünü talep ettiğini, buradan durumun açıkça belli olacağını, istenilen manevi tazminatın haksız zenginleşmeye sebep olacağını, geçici ve daimi iş göremezlik isteminin de yerinde olmadığını beyanla, davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru şartının bulunduğunu, somut olayda ise davacı vekili tarafından dava öncesinde müvekkili kuruma herhangi bir başvuru yapılmamış olup dava şartının sağlanmadığını, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespitinin gerektiğini, hesaplamada ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosunun ve iskonto oranı (teknik faiz) %1,8’in dikkate alınacağını, müvekkili kurumun dolaylı zararlardan (geçici iş göremezlik, bakıcı, tedavi ve ulaşım giderleri) kaynaklanan tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, 6111 sayılı Kanun’un düzenlemeleri uyarınca bu giderlerin tazmininin SGK’ya bırakıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesini, …nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, müvekkili kuruma herhangi bir başvuru yapılmadan dava ikame edildiğinden müvekkilinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Dahili davalıların dosyaya ilişkin herhangi bir beyan dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI: Mahkemece, “…Tüm dosya içeriğine göre; olayın meydana gelmesinde davacının %25 oranında kusurlu olduğu, davalı …’un ise %75 kusurlu olduğu, davacının maluliyetinin %65 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 ay olduğu, SGK’ dan gelen yazıya göre davacıya kaza nedeni ile bir ödeme yapılmadığı, buna göre kusur indirimi de yapıldığında davacının talep edebileceği daimi iş göremezlik bedelinin 254.358,20 TL ve geçici iş göremezlik bedelinin 6.029,59 TL olduğu, geçici bakıcı gideri bedelinin 2.409,75 TL olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi amaçlı yol giderinin 600,00 TL olup, buna pansuman ve tıbbi malzeme gideri de eklendiğinde toplamda 862,50 TL olduğunun tespit edildiği, buna göre toplam tazminat miktarının 263.659,95 TL olduğu, bu miktarın teminat limiti dahilinde olduğu, davacı taraf dava miktarını artırarak 6.029,50 TL geçici iş göremezlik, 254.358,30 TL daimi iş göremezlik, 2.409,75 TL bakım gideri ve 600,00 TL yol gideri ve 300,00 TL tedavi gideri talep ettiği, davacı vekili tedavi ve yol gideri alacağı bakımından raporda belirtilenden fazla miktarda artırım yaptığından maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, manevi tazminat yönünden ise, davacının çektiği elem ve ızdırap, davalıların maddi durumları ve davacının zenginleşmesine sebebiyet vermeyecek ölçüde hakkaniyete göre takdiren 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmakla, sonuç olarak; MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 254.358,20.-TL sürekli işgöremezlik zararı, 6.029,50.-TL geçici işöremezlik zararı, 2.409,75.-TL bakım gideri zararı, 862,50.-TL yol ve tedavi gideri TOPLAMI OLAN 263.659,95.-TL’nin davalı … yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; takdiren 7.500,00.-TL manevi tazminatın davalılar … ve … mirasçılarından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili tarafından, “…Başvuru şartlarının yerine getirilmemiş olması sebebiyle davanın usulden reddedilmesi gerekirken mahkemece bu savunmaları üzerinde durulmadan ve gerekli inceleme yapılmadan gerekçesiz şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini, davacı vekili tarafından, dava açılmadan önce müvekkili şirkete başvurulduğu belirtilmiş ise de, başvuru esnasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde alınmış sağlık kurulu raporu bulunmadığı gibi mahkemece de bu yönetmeliğe uygun şekilde rapor alınmadan usul ve yasaya aykırı şekilde yasaya aykırı karar verildiğini, yönetmelik kapsamında yetkilendirilen sağlık kuruluşu tarafından düzenlenmeyen raporun hükme esas alındığını, sürekli sakatlık raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Yönetmeliği çerçevesinde yetkili bir hastaneden alınmasının sigortacılık mevzuatı gereği yasal bir zorunluluk olduğunu, kaza ile ilgili tedavinin sona ermiş olması ve sonrasında yetkili ve resmi kurumdan rapor alınması gerektiğini, kurumun geçici iş göremezlik (bakıcı giderleri, tedavi giderleri gibi dolaylı zararlar) zararından tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, husumetin SGK’ya yöneltilmesi gerektiğini, kusur raporu aldırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, müvekkili kurumun yalnızca kaza tarihinde sigortasız aracın kusuru oranında tazminat ödemekle yükümlü olacağını, dosyada kusur durumuna ilişkin dayanak yeterli belge bulunmadığı anlaşıldığından, geçerli kusur durumunun tespiti için kusur raporu alınması ve alınacak raporda belirtilen kusur oranlarına göre tazminat konusunda hüküm kurulması gerektiğini, temerrüt tarihinin de hatalı olduğunu, müvekkili kuruma yapılan başvuru üzerine evrak talep edildiğini, ancak gerekli belge müvekkiline iletilmek yerine haksız yere huzurdaki davanın ikame edildiğini, hal böyleyken müvekkilinin temerrüde düşmesinin söz konusu olmadığını, öte yandan yasal faiz işletilmesi gerekeceğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ışığında istinaf itirazlarının incelenmesi sonucunda; davalı … vekilinin kusura yönelik itirazının kabulü mümkün görülmemiştir. Şöyle ki, kaza akabinde davalı sürücü …’un olay yerinden kaçmış olması nedeniyle kaza tespit tutanağı düzenlenememiş olduğu, bununla birlikte Yargıtayca onanmakla kesinleşen ceza dosyasından alınan kusur raporunda davalı sürücünün asli kusurlu bulunmuş olduğu, kusur bakımından ceza dosyasındaki raporun bağlayıcı olmadığı gözetilerek mahkemece de trafik bilirkişiden rapor alınmış olduğunun görüldüğü, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bu raporda da davalı sürücü …’in asli-%75 kusurlu olduğu ve davacının ise tali-%25 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, bahse konu raporun olayın oluşumuna ve dosya kapsamına da uygun olduğu görülmekle, dosyada kusur bakımından herhangi bir çelişki ve belirsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, bu yöndeki itirazın reddi gerekmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak, Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden; kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta kaza tarihi 02.04.2014 olup mahkemece Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp ABD’ndan alınan heyet raporunun da usul ve yasaya uygun şekilde “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri uyarınca düzenlenmiş olduğu görülmekle, davalı … vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin, geçici işgöremezlik tazminatından, bakıcı/sağlık giderlerinden ve yol giderlerinden müvekkilinin sorumlu olmadığına dair itirazlarının da reddi gerekmiştir. Zira, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik/bakıcı/tedavi ve yol giderlerinden kaynaklı zararlardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine (ve poliçe bulunmayan hallerde …na) de ait olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının kabulü mümkün görülmemiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/23302 E.- 2022/9696 K., 2021/2511 E.- 2021/2452 K).
Davalı … yukarıda açıklanan nedenlerle bu giderlerden sorumlu olmakla birlikte, bakıcı ihtiyacının aktüer raporunda 3 ay olarak kabul edilip buna göre hesaplama yapılmış olduğu, bu konuda dosya kapsamında bir doktor görüşü ise bulunmadığı görülmekle, bu yön itibariyle davalı vekilinin itirazlarının kabulü gerekmiş, davacının bakıcı ihtiyacına dair mahkemece yapılan eksik incelemenin tamamlanması için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Yine, dava tarihi 05.10.2016 olup, davadan önce başvuru şartının yerine getirilip getirilmediği de müphem kalmıştır. Davalı … birtakım beyanlarında başvuru olmadığını, diğer beyanlarında ise eksik belge ile başvurulduğunu belirtmiş olup, dosya kapsamında başvuru evraklarının bulunmadığı da anlaşılmakla, mahkemece bu konudaki belirsizlik ve eksiklik giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Başvuru evraklarının mahkemece dosyaya celbi, davadan önce başvuru yok ise sözkonusu dava şartının “tamamlanabilir dava şartı” niteliğinde olduğu da gözetilerek gerekli işlemlerin temini ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, kararın bu husustan dolayı da kaldırılması gerekmiştir.
Yine, kabule göre de, …nın kaza tarihindeki poliçe limitinin 268.000 olmasına ve mahkemece hüküm altına alınan tutara ve yargılama giderleri toplamına göre, anılan davalının yargılama giderleri/vekalet ücreti bakımından “poliçe limiti ile orantılanarak sorumlu tutulması” gerekliliğine dikkat edilmemesi de doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan eksiklikler giderilmek ve istinafa gelenin sıfatı da gözetilerek usuli müktesep haklara da dikkat edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmasından ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/909 Esas – 2020/778 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … tarafından yatırılan 4.630,70 TL istinaf karar harcının istek halinde bu davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/10/2023