Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/524 E. 2021/418 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/524
KARAR NO : 2021/418
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2020/574 Esas ve 2021/118 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi tespit
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2021

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/02/2021 tarihli, 2020/574 esas ve 2021/118 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle, davalı … 07.06.2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle sigortalısının 143.764,29-TL tutarındaki hasarını karşıladığı ve müvekkil şirketin kazada kusurlu olduğu iddiasına dayanarak müvekkil şirkete karşı İzmir 20.İcra Müdürlüğünün 2017/12811 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıp rücuen tahsil talebinde bulunduğunu, müvekkil şirketin davalı … şirketine bir borcu bulunmadığını, meydana gelen kazada kaza sonrasında araçta bulunan sürücünün 17 yaşındaki kızı …. yaşanan karışıklık dolayısıyla ehliyetsiz araç sürücüsü olarak kaydedildiği ancak hatanın fark edilmesiyle aracın sürücüsünün …. olduğu tespit edildiğini bu durumun Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/378 esas, 2018/808 karar sayılı dosyası ile araç sürücüsünün …. değil …. olduğu yönünde karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, davalı … şirketinin, sigorta teminatı kapsamında kabul edilen hasar bedelinin tazmini amacıyla müvekkil şirkete başvurmasının hukuka aykırı olduğunu ve müvekkil şirketin işbu davaya konu hasar bedelini ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davalı … müvekkil şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirket aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmiş ve her ne kadar icra takibi durmuş olsa da müvekkil şirketin ticari itibarı zedelendiğini, başvurduğu ticari kredi işlemleri icra takibinin varlığı sebebiyle olumsuz sonuçlandığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, davalı … ile yapılan arabuluculuk görüşmeleri, anlaşmama ile sonuçlandığını, tüm bu nedenlerden dolayıda İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12811 Esas sayılı icra dosyasında davacı müvekkilin bir borcunun bulunmaması dikkate alınarak müvekkilin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle hareket ederek müvekkillerin ticari hayatına zarar veren davalı … şirketinin %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafça açılan dava tamamen kötü niyetli olarak açıldığını, kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini, İzmir 20. İcra Müdürlüğü 2017/12811 E. sayılı takip dosyası 30.01.2020 tarihinde takipsizlik dolayısıyla kapatılmış olup yine bu icra takibine yönelik 17.06.2020 tarihinde de kendilerinin feragat dilekçesi gönderdiklerini, dolayısıyla davanın açılması kötü niyetli ve hukuki bir yarar da bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davaya konu İzmir 20. İcra Müdürlüğü 2017/12811 E. Sayılı icra takip dosyası 30.01.2020 tarihinde takipsizlik dolayısıyla kapatılmış durumda olduğunu, 17.06.2020 tarihinde de kendilerinin icra takibinden feragat ettiğine yönelik talep gönderdiklerinden açılmış olan davanın konusuz kaldığını, icra dosyasının incelenmesi halinde de bu husus görüleceğini, dolayısıyla davacının aleyhine bir icra takibi bulunmadığından menfi tespit davasının açılmasına da yer olmadığını, mevcut durumda davacı aleyhine yürüyen, borçlu olduğu iddia olunan herhangi bir takip söz konusu olmadığından, davacının davayı açmakta bir hukuki yararı da kalmadığını, hukuki yarar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h maddesinde de düzenlendiği üzere dava şartı olup aynı kanunun 115/1. maddesi gereği re’sen gözetileceği belirtildiğini, davacı aleyhine yürüyen herhangi bir icra takibi kalmamış olduğundan dava şartı eksikliğinden davanın reddi gerektiğini, davacının davayı açmakta bir hukuki yararı bulunmadığından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; tarafların karşılıklı kabulünde olduğu üzere takip dosyasında takip alacaklısı olan …. A.Ş, ‘nin dosyamız davalısı …. A.Ş ile birleşerek …. A.Ş. Adını aldığı anlaşılmış; her ne kadar davacı İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12811 Esas sayılı icra dosyasında davacı müvekkilinin bir borcunun bulunmaması dikkate alınarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle hareket ederek müvekkillerinin ticari hayatına zarar veren davalı … şirketinin %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi talebiyle dava açmış ise de, takip borçlusu olan davacının süresinde yaptığı geçerli itiraz üzerine aleyhinde başlatılan icra takibinin durduğu, duran takip nedeniyle dava tarihi itibarı ile davalı … tarafından itirazın iptali davası açılmadığı gibi, iş bu davanın açıldığı tarihten önceki bir tarihte İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2017/12811 E. sayılı dosyasında takip alacaklısı olan davalı … vekilinin beyan edilmekle tek taraflı hüküm ifade eden vekaletnamedeki yetkiye istinaden geçerli feragat beyanı ile davacıya yönelik olarak takibin konusuz kaldığından bahisle 17.06.2020 tarihinde takipten feragat ettiğine dair feragat dilekçesini takip dosyasına sunduğu, yine takip dosyasında davacı vekilinin sunduğu 30.01.2020 tarihli dilekçesi ile dosyanın takipsizlik nedeniyle kapalı konuma getirilmesi talebini içeren dilekçe sunduğu anlaşılmakla; görülmekte olan davada öncelikle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği bu hususunun mahkemece resen gözetmesi gerektiğinin anlaşılmasına göre, davacının hakkını temin için hukuken mümkün olan menfi tespit davası dışındaki davaları açabilecekken öncelikle takip dosyasında takip borçlusu olan davacının borçlu olmadığının tespiti ve kötü niyetle hareket ederek müvekkilinin ticari hayatının zedelendiğinden bahisle %20 tazminat istemi ile menfi tespit davası açmakta HMK’nun 114/1-h maddesi gereğince hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından hukuki yarar dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 115/2 maddesi gereğince usulden reddine…. Karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının hukuki düzenlemelerden ve hakkaniyetten uzak olduğunu ileri sürerek kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, İİK72. maddesi uyarınca açılmış bulunan menfi tespit davasıdır.
Somut olayda; davalı yan 17/06/2020 tarihinde icra dosyasına verdiği dilekçe ile takipten feragat ettiğini bildirdiği, söz konusu feragat davanın açıldığı 25/09/2020 tarihinden önce yapılmış olup, bu durumda davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yarar dava şartlarından olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/12199 esas ve 2013/16600 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
HÜKÜM :
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/02/2021 tarihli, 2020/574 esas ve 2021/118 karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi