Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/502 E. 2023/1604 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/502
KARAR NO : 2023/1604

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2021
NUMARASI : 2019/1246 Esas – 2021/120 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
BAM KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2021 tarihli 2019/1246 Esas ve 2021/120 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.08.2019 tarihinde davalı sigorta şirketince 03.04.2019-03.04.2020 tarihleri arasına geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan ve dava dışı …’na ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkili …’e ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kazada tam ve asli kusurlu olduğunun görüldüğünü, davalı … A.Ş’nin kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sıfatıyla sorumlu olduğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının Almanya’da bulunan … adli bilirkişi ve mühendislik bürosu tarafından düzenlenen 27.08.2019 tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil tamir maliyeti 3.891,41 EURO, müvekkilinin aracının rayiç değerinin 4.800,00 EURO, hurda değeri ise 1.750,00 EUR olarak tespit edildiğini, bu durumda aracın total pert olduğu kabul edilerek, müvekkili nezdinde gerçekleşen gerçek zararın, aracın rayiç değerinden hurda değerinin düşülmesi sonucu 3.050,00 EURO olarak belirlendiğini, davalı yanca 26.11.2019 tarihinde 1.960,07 TL tutarında kısmi ödemede bulunulduğunu bildirerek müvekkilinin aracında kaza sebebi ile oluşan 2.740,03 EUR bakiye maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 15.11.2019 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin İstanbul ili, Sarıyer ilçesi sınırlarında bulunduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin hak kaybına uğramaması açısından davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile 03.04.2019-2020 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, anılan poliçe gereğince müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, masraf, vekâlet ücreti sorumluluklarının bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, müvekkili şirket tarafından davacıya 1.960,07-TL ödeme yapıldığını, ödeme davacı tarafın da kabullendiğini, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, ancak mahkemece zarar yönünden bilirkişi raporu alınacaksa ödenen tutarın hesaplama tarihi itibariyle güncellenerek nihai zarar tutarından mahsup edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminat ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte talep edilebileceğini, davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…toplanan deliller ile içerik olarak yeterli bulunan 02.07.2020 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalının sigortalısına ait aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğu, trafik kuralı ihlali saptanamayan … plakalı otomobil sürücüsü davacı …’in kazanın oluşumunda kusursuz olduğu kaza neticesinde davacının aracında 3.050,00 Euro hasar meydana geldiği, kazanın sigorta poliçesi teminat süresinde meydana geldiği ve zararın sigorta poliçe limiti kapsamında kaldığı bu nedenle davalının sigortalının sigortacısı olarak meydana gelen hasar bedelinden sorumlu olduğu; davacının aracında meydana gelen 3.050,00 Euro tutarındaki hasara ilişkin davalı tarafından 26.11.2019 tarihinde 1.960,07 TL olarak yapılan kısmi ödeme tutarına karşılık olan 310,02 Euro mahsubu ile bakiye 2.739,98 Euro bakiye alacağının bulunduğunun anlaşıldığı; davacı aracının yurt dışında kayıtlı olduğu ve kazanın Türkiye’de meydana gelmesi aracın hasarının tamiratını Türkiye’de yaptırmasını gerektirmeyeceği ve davacının tazminatı yabancı para cinsinden talep edebileceği, davacının 2.740,03 Euro bakiye hasar tazminatı talep ettiği nazara alınarak, davacının bakiye hasar alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile, bakiye 2.739,98 Euro hasar bedeli tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 15.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafından talep edilen 667.00 Euro bilirkişi ücretinin yargılama giderleri arasında davalıdan tahsiline…” gerekçesiyle “…Davacının davasının kısmen kabulü ile, bakiye 2.739,98 Euro hasar bedeli tazminatın davalının temerrüt tarihi olan 15.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; haksız fiilden doğan borçların haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabi olduğunu, mahkemece bilirkişi raporu alınması durumunda, davacının muhtemel zararı, Türkiye piyasası şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca aracın Türkiye dışında yapılması sonucu TL-EURO kuru nedeniyle oluşan zarar farkından müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, taleplerin kısmen dahi kabulüne karar verilecek ise bakiye poliçe limitinin dikkate alınması gerektiğini ve gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmesi gerektiğini, davacı, talebini kanıtlar nitelikte hiçbir belge ibraz etmediğini, işbu durumun sebepsiz zenginleşmeye sebep olduğunu, halihazırda onarılmış bir araç hakkında talep olunan işbu talebin haksız olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulu fatura olmadığından KDV dahil ödeme yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle, mağdur tarafından KDV’nin ödendiğinin yahut ödeneceğinin kanıtlanmasının gerektiğini, yerel mahkemenin eksik incelemede bulunduğunu, aksi kabul anlamına gelmemek üzere yeni bir raporun tanzimi gerektiğini, davaya konu hasara uğrayan aracın her ne kadar yurt dışı tescilli olduğu bilinse de tamirinin Almanya’da yapılması şart olmamakla birlikte eğer orada yapıldıysa ilgili hasar faturalarının mutlaka mahkemeye sunulmasının gerektiğini, eğer sunulması mümkün olmadığı takdirde mahkemenin yurt dışı piyasa rayiçlerini araştırarak bir sonuca varmasının gerektiğini, aksi kabul anlamına gelmemek üzere davacının Türkiye’de hangi zaman aralığında ikamet sebebi ile ülkeye döndüğü anlaşılıyorsa şirketin sadece Türkiye’deki hasar onarım bedelinden sorumlu olabileceği aksi takdirde davacının kötü niyetiyle herhangi bir tazminata hak kazanamayacağının göz önüne alınmasının gerektiğini, araç kullanılacak durumda ise onarım olanağının olup olmadığının gözetilmesi gerektiğini, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiden aracın kaza tarihinde kayıtlı olduğu yabancı ülkedeki 2. el piyasa rayiç fiyatının tespiti ile tespit edilecek bedelle Türkiye’deki 2.el piyasa rayiç fiyatının hangisinin ekonomik olduğu hususlarında ek bilirkişi raporu alınarak aracın gümrüğe terk edilmiş devletleşmiş olduğu göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi,6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
1-) Davacıya ait araç yabancı plakalı olup, kaza sonucu hasar görmüştür. Davacı tarafından hasarlı araç yurt dışına çıkarılmıştır. Kazadan sonra Almanya ülkesinde bir Mühendislik Bürosundan aldırılan 28/08/2018 tarihli eksper raporunda davacıya ait aracın Almanya’daki piyasa değerinin 4.800,00 Euro, hasar bedelinin KDV dahil 3.891,41 Euro, sovtaj edelinin 1.750,00 Euro olduğunun belirlendiği, dosyada bilirkişi … ve …’dan alınan 02/07/2020 tarihli raporda ise; kazanını oluşumunda davalı sigortalısı bulunan … plakalı aracın %10 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacının kusursuz bulunduğu, davaya konu aracın onarım maliyetinin kdv dahil 3.891,41 Euro, rayiç değerinin 4800 Euro, sovtaj bedelinin 1750 Euro olduğu, bu haliyle aracın onarım bedelinin rayiç değerinin %50 sini aştığı, aracın tamirinin ekonomik olmadığı, pert total işlemine tabi tutulması gerektiği, buna göre davacının gerçek zararının 4800 Euro-1750 Euro= 3050,00 Euro olduğu, davalı sigorta şirketince davacıya 26/11/2019 tarihinde 1.960,00 TL ödendiği, kısmi ödeme tarihi itibariyle TCMB efektif satış kuru karşılığının 6.3222 TL olduğu bu bedelin de 310,02 Euro’ya tekabül ettiği davacının bakiye hasar bedelinin 2.739,98 Euro olduğu, Almanya da yapılan 667,08 Euro eksper giderinin makul olduğunun bildirildiği, anılan raporun davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen rapora süresi içinde itiraz edilmediği görülmüş, raporun, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli, dosya kapsamı ile uyumlu olup, Almanya’daki piyasa şartlarına göre aracın rayiç değerinin belirlendiği ve aracın gümrüğe terk edilmemesi nedeniyle sovtaj (hurda) değerinin mahsup edildiği, HMK nın 357/1 maddesi uyarınca ilk derece yargılaması sırasında bilirkişi raporuna itiraz yolu ile ileri sürülmeyen hususların istinaf kanun olu aşamasında ileri sürülemeyeceği, 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi uyarınca, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebileceği, yabancı para cinsinden yapılan harcamaların, yabancı para alacağı olarak dava edilebileceği ve ödeme günündeki kura göre işlem göreceği, davacı alacağının, yabancı para cinsinden meydana gelmesi sebebiyle 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca fiili ödeme tarihinde T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının tahsiline karar verilmesinin de mümkün olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kasamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmemiş, esastan reddi gerekmiştir.
2-) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğuna esas poliçe teminat limitinin 39.000,00 TL olmasına göre, davalının sorumluluğunun poliçe teminat ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bu yöndeki istinaf itirazları haklı görülmüştür.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı sigorta şirketi lehine kaldırılarak düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2021 tarihli 2019//1246 Esas ve 2021/120 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, bakiye 2.739,98 Euro hasar bedeli tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 15.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının (davalı 39.000,00 TL poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 1.209,11 TL nisbi karar ve ilam harcından alınan 302,50 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 906,61 TL nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, Dairemiz karar tarihi itibariyle bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2/3 maddesi de nazara alınarak davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 17.713,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 33,00 TL e-tebligat, 57,00 TL tebligat gideri, 19,20 TL müzekkere posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 909,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 908,54 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 302,50 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı toplamı 353,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının talep ettiği 667,00 Euro bilirkişi ücretinin davacı tarafından ödendiği tarihteki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-İlk derece mahkemesi tarafından verilen 26/12/2021 tarih ve 2019/1246 Esas -2021/120 Karar sayılı karar ile davalı lehine reddedilen tazminat tutarı yönünden vekalet ücreti takdir edilmediğinden, bu hususta davalı vekilince istinaf itirazı olarak ileri sürülmediğinden, usuli kazanılmış haklar uyarınca hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine, ”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-)Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
b-)Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 162,10-TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davalı sigorta şirketi tarafından yargılama sırasında yapılan 162,10- TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
ç-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-)Davalı tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
e-)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.