Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/488 E. 2023/1570 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/488
KARAR NO : 2023/1570

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2020 (Dava) – 30/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/63 Esas – 2020/639 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 28/01/2020

İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN BİRLEŞEN
2020/100 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Kooperatifin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
BAM KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2020 tarih ve 2020/63 Esas – 2020/639 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Asıl ve birleşen dosyada davacılar vekili dava dilekçelerinde; müvekkili davacıların terkin edilen davalı kooperatifin üyesi olduklarını, her iki müvekkilinin aidatlarını ödediklerini, 18/03/2001 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının altıncı maddesinde kooperatifin tasfiyesi kararının alındığını, tasfiye tarihine kadar eski üyelerin alacaklarının bir banka hesabına yatırılması konusunda davalı gerçek kişi yöneticilere yetki verildiğini, müvekkillerinin yurt dışında ikamet etmeleri nedeni ile alınan kararlardan haberlerinin olmadığını, müvekkillerine tebligat gönderilmediğini, tasfiye sonucunda kooperatifin sicilden terkin edildiğini, davacıların yapmış olduğu ödemeler ve kooperatifin vadettiği şeylerin teslimi ve tescilinin gerçekleşmediğini, bu nedenle tasfiyenin tam olarak yapılmadığını bildirmiş kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … cevap dilekçesinde; kooperatifin ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye sonucunda 30/12/2002 tarihinde kapanışın sicile tescili yapılarak kaydının terkin edildiğini, tasfiyenin sona erdirilmesinden tasfiye memurlarının sorumlu olup kendilerinin bu konuda bir tetkik yükümlülüğünün bulunmadığını, müdürlüğün yasal hasım konumunda olup dava açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını, tamamlanmış bir tasfiye nedeniyle sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu bildirmiştir.
Davalı tasfiye memurları ve davalı … vekili cevap dilekçesinde; hangi nedenle ihya talebinde bulunulduğunun belirsiz olup davacıların önce tasfiye memurunu hasım göstererek esas hakkında bir dava açması, davanın açıldığı mahkemenin Kooperatifin İhyası gerektiği kanaatine vararak davacılara kooperatifin ihyası davası açması için süre vermesi ve daha sonra ihya davasının açılmasının gerektiğini, bu şartın ön şart niteliğinde bulunduğunu, kooperatifin tasfiyeden önce üye olupda istifa edenlerin ya da üyeliği sair suretlerde sona erenlerin kooperatiften olan alacaklarını talep etmeyen ya da almayanların alacaklarını bankaya yatırma kararı alarak … Bankası … Şubesine yatırdığının anlaşıldığını, davacıların üye ve kooperatiften alacaklı iseler anılan bankaya başvurup, yasal bir engel yoksa kendi adlarına yatırılan parayı bankadan alabileceklerini, belli sürede parayı almamalarının kendi kusurlarından ileri gelmiş olması nedeni ile yakınma ya da ihya davası açma hakları bulunmaması nedeni ile, dava açmakta hukuki yararlarının olmadığını, davacıların kooperatife ortak oldukları ve alacaklı oldukları iddialarını kabul etmediklerini, mahkemenin aksi kanaate varması halinde zaman aşımı def’inde bulunduklarını, davacıların bir an için geçmişte kooperatife ortak oldukları düşünülse dahi ortaklıklarının sair suretlerde sona erip uzun süre kooperatifle bağlarını koparmış olmaları nedeni ile ortaklık sıfatı taşıdıklarını iddia edemeyeceklerine göre 3 aylık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle genel kurul kararlarının iptalini talep edemeyeceklerinden ihya davası açmalarında hukuki yararlarının bulunmadığını, davacıların dava dilekçelerinde kooperatifin “ yapmış olduğu ödemeler ve /veya .. vaad ettiği şeylerin teslim veya tescil edilmemiştir” açıklamasına bağlı olarak kooperatif yönetimi ya da tasfiye memurundan şahsa münhasır taleplerde bulunamayacaklarını ve bu nedenle kooperatifin ihyası talebinde bulunamayacaklarını, ihya davasının sadece tasfiye memuruna yöneltilmesi gerekirken, son yöneticilere açılmasının da yanlış olduğunu bildirmiş, davanın ön şart, hukuki yarar, husumet ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davacı tarafın terkin edilen kooperatif hakkında yaptığı ödemelerin iadesi amaçlı olarak alacak davası açmak üzere üyesi oldukları ve tasfiye sonucu terkin edilen kooperatifin ihyasını talep ettikleri, dosyaya sunulan belge örnekleri, kooperatif tarafından davacılara hitaben üyelik aidatlarının ödenmesi konusunda yazılan yazılar, tasfiye halindeyken kooperatifin adına kayıtlı banka hesabı ile ilgili olarak tasfiye kurulunun bankaya hitaben yazdığı üyelere yönelik ödeme yazısında adı geçen üyelere kooperatifle ilişkisi kesildiği bildirilmiş ise de davacıların kooperatif üyesi olmadıklarına veya alacakları bulunmadığına dair dosyada bir bilgi ve belgenin toplanmadığı, yalnız bu ibarenin davacıların iddiaları karşısında kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin kabulünü gerektirmeyeceği, davacı tarafın banka yazısında belirtilen ödemeleri almadığını iddia ederek dava açacağını iddia etmesi karşısında bu ödemelerin davacılara yapılıp yapılmadığı, yapılmamışsa sorumlusunun banka veya kooperatif olup olmadığının ancak açılacak davada tartışılabileceği, ilgili yazıya göre her iki davacının listede adının yer alıp adlarına yatırılmış bir miktar alacaklarının bulunduğu, dosyada toplanan delillere göre davacıların açacaklarını bildirdikleri ödemelerin iadesine bağlı alacak davası konusunda yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği, mahkememizdeki ihya davasında davacıların haklılığını kanıtlayacak ölçüde delil toplanmasının gerekmediği…” gerekçesiyle 1-Davalı … hakkında açılan davanın davalının dava ehliyetine sahip olmaması nedeniyle HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2-Davalı … hakkında açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, 3-a-Davalı … ile tasfiye memuru … hakkında açılan asıl dava ile davalı tasfiye memuru … hakkında açılan birleşen davaların KABULÜ ile; …’nün Merkez-… sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun 547. maddesi uyarınca tasfiye sonunda sicil kaydı terkin edilen Sınırlı Sorumlu …’nin, davacıların kooperatif üyesi sıfatıyla kooperatif aleyhinde açacakları alacaklarının tahsili istemli davaların görülüp sonuçlandırılması ve ilamının infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla …’ne tescili ile ihyasına, b-Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek ve açılacak davada kooperatifi temsil etmek için ihyasına karar verilen kooperatifin son tasfiye memurları olan …, … ‘ ın tasfiye memuru olarak atanmalarına, kooperatifin son tasfiye memurları olmaları nedeniyle tasfiye memurlarına takdiren ücret verilmesine yer olmadığına, c-Kararın …ne tescil ve ilanına, 4-Ayrıntıların gerekçeli kararda gösterilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen dosya davalıları vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ve … ın son Tasfiye Memuru Oldukları … üyelerini konut sahibi yaptığını, ferdi mülkiyete geçmiş, akabinde 2001 Genel Kurulunda Kooperatifin Tasfiyesine, Kooperatife ortak olupda kooperatifle ilişiği ihraç ya da istifa nedeniyle sona erenlerin kooperatiften olan alacaklarının bankaya yatırılması ve kendilerine bilgi verilmesinin karar altına alındığını, kooperatifden alacaklı eski üyeelerin paraları … Bankası … – … şubesine yatırıldığını, adresleri kooperatifçe bilinenlerin kendilerine yazılı bilgi verildiğini, bu bildirimi alan eski üyelerden tasfiyeden önce yönetime başvuranlar için yönetimce paralarının ödenmesi için bankaya yazılar yazıldığını, eski üyelerin tamanına yakınının bankadan paralarını aldıklarını, ancak yurt dışında olupda adresleri kooperatifçe bilinmeyenlerin olduğunu, daha sonra kooperatifin usulüne uygun biçimde tasfiye edildiğini, tasfiye ilanlarının yapıldığını, kooperatifin 2002 yılında …nden terkin edildiğini, davacılara usulüne uygun tasfiye edilmiş bir kooperatifin ihyasını talep ettiklerini, dava dilekçesinde hangi nedenle ihya talebinde bulunulduğunun belirsiz olduğunu, kooperatifin eski üyeleri oldukları ve Mahkemece bankaya yazılan yazı sonrası bankadan alınan bilgilerden de davacıların adlarınada bankaya para yatırıldığının anlaşıldığını, davacılarında 2001 yılı tasfiye kararı öncesinde kooperatif üyeliklerinin sona erdiğinin anlaşıldığını, davacılar ilgili bankaya müracaat ile kooperatifçe kendi adlarına yatırılan paraların kendilerine ödenmesini talep edebileceklerini ancak Kooperatifin ihyasını talep edemeyeceklerini, kooperatifin ihyasını talep etmekte hukuki menfaatlerinin olmadığını, davacıların kooperatifin tasfiyesinin üzerinden 18 yıl geçtikten sonra kooperatifin ihyası talebinde bulunduklarını, kooperatifin ihyasını talep eden eski üyenin öncelikle tasfiye memurunu hasım göstererek esas hakkında bir dava açması, davanın açıldığı mahkemenin kooperatifin ihyası gerektiği kanaatine vararak davacıya / davacılara kooperatifin ihyası davası açması için süre vermesi ve daha sonra ihya davasının açılması, yani ihya isteminin ciddi ve inandırıcı olması gerekeceğini, bu hususun ihya davasının ön şartı olduğunu, kooperatifle ortağı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği itibarı ile eser sözleşmesi değil, ortaklık ilişkisi olduğunu, kooperatifte ortağa karşı yüklenici, ortak da kooperatif nezdinde iş sahibi olmadığını, kooperatifin hangi işleri yapacağına, yapmayacağına genel kurulun karar vereceğini, genel kurulaı ortakların iradesini yansıttığını, ortakların genel kurul kararları dışında kooperatifin tasfiyesinden önce kooperatif yönetiminden yada tasfiye sonrasında tasfiye memurundan şahsa münhasır taleplerde ve bu nedenle de kooperatifin ihyası talebinde bulunamayacaklarını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatifin ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalı … hakkında açılan davanın davalının dava ehliyetine sahip olmaması nedeniyle HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … hakkında açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … … ile tasfiye memuru … hakkında açılan asıl dava ile davalı tasfiye memuru … hakkında açılan birleşen davaların KABULÜ ile; …’nün Merkez-… sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun 547. maddesi uyarınca tasfiye sonunda sicil kaydı terkin edilen Sınırlı Sorumlu …’nin, davacıların kooperatif üyesi sıfatıyla kooperatif aleyhinde açacakları alacaklarının tahsili istemli davaların görülüp sonuçlandırılması ve ilamının infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla…’ne tescili ile ihyasına, karar verilmiş olup, hüküm davalılar …, … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davaya konu …’nün merkez-… sicil no’sunda kayıtlı Sınırlı Sorumlu …’nin TTK’nun 547. maddesi kapsamında yapılan tasfiye sonucunda …’nce sicil kaydının 30/12/2002 tarihinde terkin edildiği, tasfiye memurlarının … ve … olduğu gelen sicil kayıtları ile anlaşılmıştır.
Kooperatifin tüzel kişiliği …nden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik …nden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, kooperatif tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir. İhya davası açmakta hukuki yarar bulunmalı, bunun için tam olmasa da, kanaat uyandırıcı bazı delillerin varlığı aranmalıdır. Hiçbir neden ve açıklama gösterilmeden, bir kanıt sunulmadan, soyut, içi boş nedenlere dayalı ya da terkinden uzunca bir süre geçtikten sonra, kötüniyetle, salt kooperatifi zarara uğratmak amacıyla ihya isteminde bulunulması halinde hukuki yararın bulunmadığının kabulü de gerekir. Bir kooperatifin ihyası, emek, mesai, masraf ve zaman gerektirdiğinden, ihya davasının, gerçek amacına uygun, inandırıcı nedenlere ve delillere dayalı olarak açılması gerekir. Bu noktada sınır, TMK’nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralları ile çizilmelidir.
Somut olayda; davacı tarafın terkin edilen kooperatif hakkında yaptığı ödemelerin iadesi amaçlı olarak alacak davası açmak üzere üyesi oldukları ve tasfiye sonucu terkin edilen kooperatifin ihyasını talep ettikleri, dosyaya sunulan belge örnekleri, kooperatif tarafından davacılara hitaben üyelik aidatlarının ödenmesi konusunda yazılan yazılar, tasfiye halindeyken kooperatifin adına kayıtlı banka hesabı ile ilgili olarak tasfiye kurulunun bankaya hitaben yazdığı üyelere yönelik ödeme yazısında adı geçen üyelere kooperatifle ilişkisi kesildiği bildirilmiş ise de davacıların kooperatif üyesi olmadıklarına veya alacakları bulunmadığına dair dosyada bir bilgi ve belgenin toplanmadığı, yalnız bu ibarenin davacıların iddiaları karşısında kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin kabulünü gerektirmeyeceği, davacı tarafın banka yazısında belirtilen ödemeleri almadığını iddia ederek dava açacağını iddia etmesi karşısında bu ödemelerin davacılara yapılıp yapılmadığı, yapılmamışsa sorumlusunun banka veya kooperatif olup olmadığının ancak açılacak davada tartışılabileceği, ilgili yazıya göre her iki davacının listede adının yer alıp adlarına yatırılmış bir miktar alacaklarının bulunduğu, dosyada toplanan delillere göre davacıların açacaklarını bildirdikleri ödemelerin iadesine bağlı alacak davası konusunda yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalılar …, … ve … vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/63 Esas – 2020/639 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55 TL istinaf karar harcının davalılar …, … ve …’ dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına
3-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2023