Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/468 E. 2023/1440 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/468
KARAR NO : 2023/1440

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2018 (Dava) – 16/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/1468 Esas – 2021/124 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1468 Esas, 2021/124 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın 22.08.2018 tarihinde, diğer davalı … sevk ve idaresinde iken, takip mesafesini ihlal etmesi nedeni ile önünde seyir halinde olan müvekkili şirkete ait … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait araçta meydana gelen hasar, tamir bedeli, tamir süresi, değer kaybı ve kazanç kaybı ile ilgili olarak İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/98 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, verilen raporda, 42.952,00 TL hasar meydana geldiği, aracın rayiç değerinin 50.000,00 TL olduğu, bu nedenle aracın onarımının ekonomik yönden uygun olmayıp pert-total işlemi yapılması gerektiğinin belirtildiğini, 17.500,00 TL sovtaj değeri düşüldüğünde 32.500,00 TL hasar bedelinin tespit edildiğini, … plakalı aracın diğer davalı … A.Ş.’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, … A.Ş.’ye başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, araçta oluşan hasar bedelinin ödenmesi hususunda, İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7884 sayılı ve 2018/8657 sayılı dosyaları ile icra takibi açıldığını, takibe haksız ve kötü niyetle itiraz edilmiş olduğundan itirazın iptali amacı ile işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, davalılar tarafından yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak üzere takiplerin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağının düzenleniş amacının olayın oluşuyla ilgili bilgilerin yazılı hale getirilmesi olduğunu, işbu tutanağın tarafların kusur durumlarının tespiti amacı taşımadığını, zira taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanaklarında kazalardaki kusur durumunu tespit etme yetkisinin taraflarda olmadığını, bu nedenle kesin bir hukuki geçerliliği olmadığını, davacının kazanç kaybı talebinin ise hukuka aykırı olup -kabul anlamına gelmemesi kaydıyla- icra takibinde kazanç kaybı olarak talep ettiği miktarın neye göre belirlediğinin de belli olmadığını, bir dayanağı veya belgesi bulunmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, ekspertiz raporunda tespit edilen hasar miktarı 15.000,00 TL olup, bu tutar alacaklıya teklif edilmiş ise de alacaklı tarafından kabul edilmeyerek icra takibi başlatıldığını, talep edilen hasar bedelinin fahiş olup, tespit dosyasının müvekkili şirketin yokluğunda neticelendirildiğini, bu nedenle tespite ilişkin masraflardan sorumluluklarının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalının kusurlu olup olmadığının tespitinin gerektiğini, dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesini, davacı tarafın taleplerinin yeni genel şartlar kapsamı dahilinde değerlendirilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, hasarın ihbarı üzerine müvekkili şirket sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan davacının faiz talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini, uygulanması gereken faiz türünün ise yasal faiz olacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/98 D.İş sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporunda pert-total sonucu zarar miktarının 32.500,00-TL olduğunun bildirilmiş olduğu, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda davalı tarafa ait … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacı tarafa ait … plakalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, dava konusu … plakalı araçta toplam gerçek hasarın 25.000 olarak bulunduğu ve ayrıca araçta kaza nedeniyle kazanç kaybının 472,00 TL (KDV dahil) olduğu kanaatine varıldığı, her iki bilirkişi raporu arasında çelişki olması nedeniyle çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, aldırılan 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; … plakalı aracın pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, kaza tarihi öncesindeki hasarlı hali ile 2.el piyasa rayiç değerinin 47.000,00 TL olacağı, hasarlı halinin (sovtaj bedeli) 16.500,00 TL olması sebebiyle araçtaki hasar bedelinin 30.500,00 olabileceği, pert-total sebebiyle yeni araç temin edilinceye kadar KDV dahil 472,00 TL kazanç kaybı meydana gelebileceği kanaatinin bildirildiği, davacının aracını kazadan sonra tamir ettirmeksizin sattığı anlaşılmakla aracın satışına ilişkin fatura ile araç satış sözleşmesini sunmasının istenildiği, davacı vekilinin sunduğu belgelerden, … plakalı aracın İzmir 30. Noterliği’nin 25/06/2018 tarih ve 19944 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile 3. şahsa satıldığı, aynı gün davacı şirket tarafından alıcıya 16.500,00-TL bedelli fatura düzenlendiğinin anlaşıldığı, davacı tarafın aracı 16.500,00-TL’na satmış olması nedeniyle sovtaj bedeli olarak bu rakamın kabul edildiği, davacı tarafın aracında meydana gelen hasarın tazmini için davalılardan … A.Ş aleyhine İzmir 14. İcra Dairesi’nin 2018/8657 sayılı dosyası ile 32.500,00-TL hasar bedeli, 919,60-TL hasar tespit masrafı ve 485,00-TL hasar tespit vekalet ücreti olmak üzere toplam 33.904,60-TL’lik icra takibi başlatmış olmakla birlikte, diğer davalılar … ve … aleyhine de İzmir 14. İcra Dairesi’nin 2018/7884 sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olup takip alacaklarının aynı olduğunun anlaşıldığı, davacının tek takip ile tüm davalılardan zararını talep edebileceği halde 2 farklı icra takibi ile zararının tahsili cihetine gitmiş olduğu, aynı alacaktan dolayı iki farklı icra takibi yapılmış olması nedeniyle aynı alacaktan dolayı davalıların ayrı ayrı iki farklı icra vekalet ücreti ve icra gideri ödemelerinin adil ve hakkaniyetli olmadığı kanaatine varıldığı, bunun aksi yönde bir kabulün bir alacağın birden fazla borçlusu olması halinde aynı alacağı her bir borçlu için ayrı ayrı takip yapma yolunu seçen alacaklı lehine borçlular aleyhine vekalet ücreti ve icra gideri ödenmesine sebep olunacağı, bu nedenle davaya konu edilen takiplerden dolayı davalılardan herhangi birinin icra dosyasına ödemiş olacağı icra vekalet ücreti ve icra giderlerine dair tahsilatın ödeme yapılmayan diğer takipte de hesaba dahil edilmesi yönünde hüküm kurulduğu, delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu ile mahkemece aldırılan 01/09/2019 tarihli bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi gideren 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin benimsenmesi sonucunda; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7884 sayılı dosyası ile TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDI İLE, davalı … A.Ş ‘nin İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/8657 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 30.500,00- TL hasar bedeli, 662,90-TL tespit masrafı, 485,00-TL delil tespiti vekalet ücreti, olmak üzere 31.647,90-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/8657 sayılı dosyası ile TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDI İLE, davalı … ve … ‘nin İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/7884 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 30.500,00- TL hasar bedeli, 472,00-TL kazanç kaybı, 662,90-TL tespit masrafı, 485,00-TL delil tespiti vekalet ücreti, olmak üzere 32.119,90-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7884 sayılı dosyası ile 2018/8657 sayılı dosyalarına davalılardan herhangi birinin yapmış olacağı asıl alacak, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, icra masrafı ve yargılama giderine dair ödemelerin ödeme yapılmayan diğer dosyanın hesabına aynen dahil edilmesine ve toplam alacak miktarından mahsup edilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN, “…Yerel mahkemenin, İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8657 ve 2018/7884 sayılı dosyalarına, davalılardan birinin yapacağı asıl alacak, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, icra masrafı ve yargılama giderlerine ilişkin ödemelerin ödeme yapılmayan diğer dosyanın hesabına aynen dahil edilmesine ve toplam alacak miktarından mahsup edilmesine dair karar verdiğini, davaya konu iki ilamsız takip dosyası olması nedeni ile icra masrafı ve icra vekalet ücretinin her iki dosya yönünden ayrı hesaplanması gerekirken ve mahkemenin, tahsilde tekerrür olmamak kaydını sadece asıl alacakla sınırlı olarak belirlemesi gerekirken, tüm alacak kalemlerini kapsayacak şekilde genişletmesinin hatalı olduğunu, aksi durumun, masraf ve vekalet ücretinin müvekkili şirketin üzerinde kalması sonucunu doğuracağını, bunun da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda, aracın onarım süresinin 15 gün olacağının ve kazanç kaybının aylık 800,00 TL kiralama ücreti üzerinden 472,00 TL olacağının belirtildiğini, dava konusu aracın müvekkili şirket tarafından müşteriye uzun süreli olarak kiralanmış olup, uzun süreli kiralamada aylık ödemenin yaklaşık 800,00 TL+KDV olarak belirlendiğini, kazanç kaybının hesaplanmasında bilirkişinin hataya düştüğünü ve ikame araç bedelini günlük araç kiralama bedeli üzerinden hesaplaması gerekirken, filo yönetim sözleşmesindeki uzun süreli kiralamadaki aylık bedeli esas aldığını, müvekkili ile müşterisi arasında uzun süreli sözleşmelerde belirlenen kiralama ücretinin, günlük kiralama bedelinden farklı ve daha düşük olacağını, bu nedenle hesaplama yaparken, sözleşmedeki kiralama bedelinin esas alınmasının hakkaniyete aykırı olup mahkemenin itirazlarını dikkate almadan eksik ve hatalı karar verdiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DAVALI … A.Ş VEKİLİ TARAFINDAN; “…Hükmedilen tazminat miktarının fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, ekspertiz raporunda tespit edilen hasar miktarının 15.000,00 TL olduğunu, bu tutar alacaklıya teklif edilmişse de alacaklı tarafından kabul edilmeyerek icra takibi başlatıldığını, tespit dosyasının müvekkili şirketin yokluğunda neticelendirildiğini, yokluğunda yapılan tespite ilişkin masraflardan da sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece müvekkili şirket tarafından dosyaya sunulmuş olan ekspertiz raporu dikkate alınmadan fahiş olarak yokluklarında yapılan hesaplamaya dayalı tespit raporunun dikkate alınmasının hatalı olduğunu, davacı ödemeyi kabul etmediğinden müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, faiz sorumluluğunun bulunmadığını, aracın ağır hasarlı olması halinde trafikten çekme belgesi, pert olması halinde hurda tescil belgesi müvekkili şirkete teslim edilmeden tazminatın ödenmeyeceğinin hükümde belirtilmediğini, hurda tescil belgesinin ibrazının zorunlu olduğunu, aksi takdirde ödeme yapıldıktan sonra başvuru sahibinin yükümlülüklerini yerine getirmeyebileceğini, mahkeme tarafından her iki icra dosyasının itirazının iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının tüm davalılardan tek bir icra takibi ile zararını talep edebilecek iken iki farklı icra takibi yaparak alacağını tahsil etmek istemesinin, aynı zarardan dolayı birden fazla masraf kaleminin ödenmesi yolunu oluşturduğunu, söz konusu durumda yerel mahkeme tarafından ikinci olarak yapılmış olan takibinin iptali ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken her iki icra dosyasında da itirazın iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç hasar bedeli ve kazanç kaybına dair yapılan icra takiplerine itirazların iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı tarafça önce sürücü ve işleten olan şahıslara karşı 2018/7884 sayılı icra takibinin başlatıldığı, ardından yaklaşık 1 ay sonra da diğer davalı sigorta şirketine karşı aynı alacağa dayalı olarak (ancak kazanç kaybı ve işlemiş faiz istenilmeksizin) 2018/8657 sayılı icra takibinin başlatıldığı, davalıların süresindeki itirazları üzerine de her iki takibe yönelik işbu itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davadan önce alınan eksper raporlarının ve tespit dosyasından alınan bilirkişi raporunun dosya içerisinde bulunduğu, mahkemece de otomotiv bilirkişiden rapor alındığı, kazada davalı taraf sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğu, tarafların kusura itiraz etmemiş olması nedeniyle bu hususun netleşmiş olduğu, hasar bakımından mahkemece alınan ilk raporda pert total sonucu gerçek zararın rayiç-sovtaj farkı olan 25.000-TL olduğunun, kazanç kaybının ise kiralama sözleşmesindeki bedel de dikkate alınarak KDV dahil 472 TL olduğunun belirlendiği, bu rapora yönelik olarak taraflarca itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte, mahkemece delil tespit raporundaki rakamlarla işbu rapor arasında çelişki oluşmuş olması nedeniyle farklı bir bilirkişiden çelişkiyi gidermek amacıyla rapor alındığı, bu son alınan ve mahkemece hükme de esas alınan raporda kazanç kaybı bakımından aynı şekilde KDV dahil 472 TL, pert değerlendirmesi sonucunda gerçek zarar tutarı olarak da 30.500-TL zarar olduğuna dair görüş bildirildiği, bu rapora davacı tarafça zarar miktarının az hesaplandığı ve uzun süreli kiralama sözleşmesindeki rakama göre kazanç kaybının belirlenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle itiraz edildiği görülmüştür. Davacı tarafça son alınan rapora bu gerekçelerle itiraz edilmişse de, anılan raporun, ilk rapora göre davacı lehine daha yüksek tazminat miktarı belirlemiş olduğu ve kazanç kaybı bakımından da ilk rapor ile aynı yönde olduğu gözetildiğinde, davacı tarafça itiraz edilmeyen ilk rapordan sonra alınan ikinci rapora yönelik yapılan itirazların ve bu doğrultudaki istinaf isteminin, usuli müktesep haklar gözetilerek kabulü mümkün görülmemiştir.
Tazminatın fahiş olduğuna dair davalı sigorta şirketi vekilinin itirazlarının da, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmasının yanısıra, davalı tarafça bilirkişi raporlarına yönelik yargılama sırasında itirazda bulunulmamış olmasından dolayı HMK 357/1. madde de gözetilerek reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin “trafikten çekme/hurda belgesinin” kendilerine verilmesi yönünde hükümde açıklık olması gerektiğine dair itirazının da kabulü mümkün görülmemiştir. Zira, somut uyuşmazlıkta kazaya uğrayan davacı aracının davacı tarafça satılmış olduğu, yapılan hesaplamada da zaten sovtaj bedelinin düşülerek davalı tarafın ödeyeceği tazminat miktarının belirlendiği açıktır.
Yine, davalı sigorta şirketi vekilinin her iki icra dosyası yönünden itirazın iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu ileri sürülmüşse de, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takiplerin yapılmış olduğu, davalıların sorumluluk nedenlerinin ve başvuru vs.prosedürlerin farklılık arz ettiği, zorunlu takip/dava arkadaşlığı olmadığı açık olmakla bu yöndeki itirazın da kabulü mümkün görülmemiştir.
Davacı vekilinin, mahkemece vekalet ücreti ve masraflar yönünden de hükümde bunlardan birine dair yapılan ödemenin diğer icra dosyasına da mahsup edileceğine dair hükmünün hatalı olduğuna dair istinaf itirazı ise yerinde görülmüştür. Zira, davalılar arasında zorunlu takip/dava arkadaşlığı bulunmadığından ayrı ayrı takip başlatılmasına yasal engel bulunmadığı, herbir takibin masraf ve vekalet ücretinin ayrı olacağı, takibe konu asıl alacak (hasar bedeli ve kazanç kaybı) yönünden hükümde zaten “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” denilmiş olduğu, tespit masrafları ve tespit vekalet ücreti bakımından da -davacı tarafça yapılan bu masraflar tek olduğundan- bu giderlerin de takipte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsil edileceğinin açık olduğu görülmekle, mahkeme hükmünün 3.fıkrasındaki icra takibi masraf ve vekalet ücretlerinin iki takip arasında mahsuplaşılmasına dair cümlenin HMK 353/1-b-2.madde uyarınca hükümden çıkartılması suretiyle Dairemizce yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … A.Ş (… AŞ) vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının ise HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1468 Esas – 2021/124 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/7884 sayılı dosyası ile TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDI İLE,
Davalı … A.Ş ‘nin İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/8657 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 30.500,00- TL hasar bedeli, 662,90-TL tespit masrafı, 485,00-TL delil tespiti vekalet ücreti, olmak üzere 31.647,90-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/8657 sayılı dosyası ile TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDI İLE, davalı … Ve … ‘nin İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2018/7884 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 30.500,00- TL hasar bedeli, 472,00-TL kazanç kaybı, 662,90-TL tespit masrafı, 485,00-TL delil tespiti vekalet ücreti, olmak üzere 32.119,90-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
c-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 2.194,11-TL harçtan, peşin alınan 169,52-TL’ nin mahsubu ile bakiye 2.024,59-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 900,00-TL bilirkişi ücreti, 272,80-TL posta ve tebligat ücreti ile ilk dava açılış gideri olan 210,62-TL harcın kabul red oranına göre takdiren 1.274,67 -TL davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
f- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine”,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
b-Harçlar Kanunu gereğince davalı … A.Ş’den alınması gereken 2.161,87‬ TL istinaf karar harcından peşin alınan 548,53 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.613,34 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça karşılanan 44,00 TL tebligat gideri ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcına ilişkin toplam 206,1‬0 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2023