Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/466 E. 2021/386 K. 04.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/466
KARAR NO : 2021/386
KARAR TARİHİ: 17/05/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2016/1542 Esas ve 2021/155 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli, 2016/1542 esas ve 2021/155 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; her üç davalının müvekkili şirkette sigortalı olarak çalıştıklarını, daha sonra davalılardan …’in 10.11.2015 tarihinde, …’in 15.03.2016 tarihinde, …’in ise 24.07.2016 tarihinde işten ayrıldıklarını, her üç davalının da Rekabet sözleşmesi yasağı imzaladığını,buna göre 1.maddede işten ayrıldıkları tarihten itibaren 2 yıl süre ile Ege bölgesindeki tüm illerde geçerli olmak üzere kendi adlarına veya başka bir yakını adına iş yeri açamayacaklarının kararlaştırıldığını, 2.maddeye göre ise, belirtilen iş kollarında herhangi bir firmaya danışmanlık yapmayacağı, bu iş kollarından birinde çalışmayacağı veya iş yeri kurmayacağı, aksi halde … firmasından aldığı son aylık ücretinin 30 katı tutarında cezayı ödemeyi taahhüt ettiklerini, davalıların işten ayrıldıktan sonra bu rekabet sözleşmesi hükümlerini ihlal ederek davacı şirket ile aynı işi yapan …, …, … Mühendisilik gibi şirketlerde çalıştıklarını, bunun üzerine davalı … için İzmir 22.İcra Dairesinin 2016/14661 Esas sayılı dosyası, davalı … için İzmir 22.İcra Müdürlüğü’nün 2016/14662 Esas sayılı dosyası ve davalı … için İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1663 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalıların takip dosyalarına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davalıların itirazlarının ayrı ayrı iptali ile takiplerin devamına ve asgari ücretler yıllara göre değiştiğinden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, her bir davalı için %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmelerinde, davalı işçilerin son aylık ücretlerinin 30 katı tutarındaki ceza ödeyecekleri kararlaştırılmış olduğu ve dava dosyası içeriğine göre davalıların her birinin işten ayrıldıkları zaman aldıkları ücret miktarı 1.300 TL. olduğundan, sözleşmeye göre her bir davalının ödenmesi gereken ceza miktarının (1.300 x 30 ay = ) 39.000 TL. olarak hesaplandığı buna göre, icra dosyalarındaki talep daha az olduğundan davanın kabulüne karar vermek gerektiği , davacı taraf her ne kadar cezai şart miktarı bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasını talep etmiş ise de, davalıların aldığı o zamanki ücret ile 30 kat fazlası cezai şarta tabi tutulmasının işçi ücretinin miktarı düşünüldüğünde hakkaniyetli olmadığı, işçilerin ekonomik anlamda mağduriyetine sebebiyet vereceğinden bu talebin reddine…. Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusunu oluşturan rekabet yasağı sözleşmelerinden müvekkillerinin hiçbir şekilde haberdar olmadığını, davaya konu icra takiplerinin konusunu oluşturan müvekkilleri ile davacı şirket arasında yapıldığı iddia olunan rekabet yasağı sözleşmesini kabul etmemekle birlikte sözleşme, yasal unsurları taşımadığından bu sözleşme niteliklerinin haiz olmadığını, Yargıtay rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliğini değerlendirirken sözleşmenin konu, yer ve zaman koşulları bakımından geçerliliğini incelemenin yanında işçinin müşteri çevresine ve iş sırlarına ulaşma olanağına sahip olup olmadığını, işverenin önemli derecede zarara uğrama tehlikesinin bulunup bulunmadığını incelediğini, Yargıtay tüm bu şartların hepsini kümülatif olarak değerlendirerek tüm şartlar kanuna uygun olduğu taktirde rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğuna karar verdiğini, bu koşullardan herhangi birinin bulunmaması halinde akdedilen rekabet yasağı sözleşmesini geçersiz saydığını, davacı dilekçelerinde bildirdiği iş yerlerinde müvekkillerinin rekabet yasağını ihlal edip çalıştıklarından bahisle iddialarda bulunmuşsa da hiçbir şekilde bu hususun kabulü mümkün olmadığını, davalıların haksız yere itiraz ettikleri bir durum bulunmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; davacı şirketten ayrılan davalı çalışanların rekabet yasağı sözleşmesine aykırı hareketleri nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tahsili amacı ile açılan icra takibine, yapılan itiraza karşı açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalılar arasında HMK m.57 uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığı mevcuttur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihinden itibaren ise, bu sınır 5.880,00 Türk lirasıdır. Davalıların istinafa konu ettiği miktarın her bir davalı yönünden 2.600,00 TL olması nedeniyle 23/02/2021 tarihli gerekçeli karar kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Davacı tarafından davalılara karşı ayrı ayrı icra takibi yapıldığı, davalıların ayrı ayrı itirazı üzerine takiplerin durduğu ve eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Davanın niteliğine bakıldığında davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcuttur. İhtiyari dava arkadaşlığında, dava arkadaşı sayısı kadar dava vardır.
İstinaf sınırı (HMK m. 342/2) ve temyiz sınırı (HMK m. 362/1-a) her dava arkadaşının sayısı için ayrı ayrı belirlenir.(… – … Syf-382)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının davalılara iadesi cihetine gidilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalılar vekilinin yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 133,21 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 295,31 TL harcın davalılara iadesine,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/05/2021