Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/465
KARAR NO : 2023/1439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2018 (Dava) – 16/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/1305 Esas – 2021/125 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1305 Esas, 2021/125 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 16.06.2018 tarihinde müvekkili … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkili ile birlikte bulunan torunları …, … ve …’nun yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını, kaza tespit tutanağında sürücülerin yeşil ışıkta geçtiğine dair beyanları ve kaza olay yerini gösteren mobese kamera görüntüleri olmadığı gerekçe gösterilerek tarafların kusurluluk derecelerinin tespit edilemediğini, ancak müvekkilinin olay yerinden çektiği fotoğraflar incelendiğinde, davalı sürücü …’nun kırmızı ışıkta geçtiğinin ve tam kusurlu olduğunun ortada olduğunu, kaza sonrası ifade veren müvekkilinin, sürücü …’nun kırmızı ışık kuralı ihlali sırasında telefonla konuştuğunu, ikaz amacıyla ve üst üste korna çalmasına rağmen sorumluluğunu yerine getirmeyip kazaya sebebiyet verdiğini belirtmiş olduğunu, kaza nedeniyle maddi ve manevi zarar meydana geldiğini, çocukların yaşları küçük olmasının da etkisiyle, ruhen büyük bir travma geçirdiğini, kaza nedeniyle aracın da ciddi hasar gördüğünü ve yaklaşık beş bin lira tamirat masrafı çıktığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, araçta meydana gelen hasar için 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, küçük çocuklar için ayrı ayrı 3.000,00 TL olmak üzere toplamda 9.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın, müvekkili şirket nezdinde (trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı aracın 16.06.2018 tarihinde karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin tazminine ilişkin olduğunu, davacı tarafın işbu davaya konu araç hasarına ilişkin talepler bakımından müvekkili şirkete dava öncesinde herhangi bir başvuru yapmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere, kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatların teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin sigorta poliçesinden kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul manasında olmamak üzere, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, yine kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava açmadan önce sigorta şirketine başvurmamış oldukları dikkate alındığında, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesinin 2 numaralı paragrafında, olay yerinde çekilen fotoğraflarda müvekkilinin kırmızı ışıkta geçtiğinin görüldüğünün beyan edildiğini, ancak ne dava dilekçesi ekinde, ne de dava dosyasına kazaya ilişkin fotoğraf sunulmadığını, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine kırmızı ışıkta geçenin daavcı tarafın kendisi olduğunu, bu hususun, tanıklarının ifadeleri ve dosyaya sunacakları kaza fotoğrafları dikkate alınarak yapılacak bilirkişi incelemesiyle anlaşılacağını, davacı aracının hızlı bir şekilde yol aldığını, içerisinde 8 kişinin bulunması ve markası/modeli de dikkate alındığında hem taşıdığı yük, hem de aracın teknik özeklikleri itibariyle davacı aracının kırmızı ışıkta durmuş olması halinde, trafik ışıklarından kaza yerine kadar olan kısa mesafede bu kadar hızlanabilmesinin mümkün olmadığını, bunun da davacının kırmızı ışıkta geçtiğini ve dolayısıyla tam kusurlu olduğunu kanıtladığını, müvekkilinin olay esnasında telefonla konuştuğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, bu hususun Cumhuriyet Başsavcılığından gelen evraklarda olay tarihinde davacı tarafın aracında bulunan yolculardan …’nun müvekkilinin telefonla konuştuğunu görmediği beyanı ve gerekse müvekkiline ait telefonun olay günü arama dökümünden anlaşılacağını, müvekkilinin kırmızı ışıkta durup kendisine yeşil ışığın yanmasıyla birinci viteste hareket ettiğini, hareket ettiğinde yol müsait olmasına rağmen aniden davacı sürücünün aracının karşısına çıktığını, iddia edildiği gibi kornaya basma durumunun olmadığını, davacının birçok kanun maddesini de ihlal ederek -araç kapasitesinin üzerinde yolcu taşıyarak, çocuk koltuğu kullanmayarak ve emniyet kemeri bağlamayarak- ihlal ettiğini, araca fazla yolcu bindirerek sürücünün dikkatinin dağılmasına sebep olunduğunu, davacının tam kusuruyla neden olduğu bu kazada müvekkilinin de aracında hasar oluşmasına sebep olduğunu, asıl mağdur olanın müvekkili olduğunu, manevi tazminat ile ilgili olarak davaya konu trafik kazasında yalnızca maddi hasar meydana geldiğini, yolcuların bedensel bütünlüğünü zedeleyecek bir durum oluşmadığını, kaldı ki müvekkilinin kazada kusuru olmaması dolayısıyla, manevi zarar oluşmuş olsaydı dahi bundan sorumlu tutulmasının beklenemeyeceğini, davacı sürücünün kırmızı ışıkta geçerek kendi kusuruyla sebep olduğu trafik kazasında tazminat isteyemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “….Tanık …’un keşif esnasındaki beyanında; ‘Ben Akçay caddesi üzerinde size göstermiş olduğum şuan önünde durduğumuz ışıklarda bana kırmızı ışık yanması sebebiyle sol şeritte durdum bekliyordum. … marka araba … lokantasının olduğu taraftan geldi, sol tarafa göbekten dönmek istediğinde karşı migrosun önündeki ışıkta bekleyen araçlara yeşil ışık yandı, orada kırmızı ışıkta bekleyen bütün araçlar hareket etti, beyaz araç o esnada bu şahin marka arabaya çarptı, benim gördüğüm kadarıyla beyaz araba yeşil ışıkta geçti daha doğrusu yeşil ışık yanınca hareket ettiğini ben gördüm, ben tarafları tamınam, Allah için gördüğümü anlatıyorum’, şeklinde beyanda bulunduğu, yapılan yargılama esnasında gerek duruşma esnasında, gerekse keşif mahallinde dinlenen tanık anlatımları ile davacı ve davalı asillerin kazanın oluşumuna dair anlatımlarıyla birlikte kazanın meydana geldiği mahalde mahkemece yapılan gözlemlerde; davacının ilerlemiş olduğu yöndeki trafik ışıklarında kendisine kırmızı ışık yandığı esnada harekete devam ederek kavşaktan sola döndüğü sırada … önündeki ışıklarda bekleyen davalının kendisine yeşil ışık yanmasıyla birlikte hareket etmesi sırasında davacının davalı aracını görmüş olması ve kendisinin kırmızı ışık ihlali yapmış olmasına rağmen frene basarak durmak yerine kornaya basmayı tercih ettiği esnada kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığı, davacı …’in kırmızı ışık ihlali yapmış olması nedeniyle tam kusurlu kabul edildiği, davalı …’nun ise kusursuz kabul edildiği, kazanın meydana gelmesinde davacı … tam kusurlu olduğundan davacıların maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri yönünden DAVANIN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili tarafından, “…Mahkemenin gerekçesine katılmalarının mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna karşı mahkemeye sundukları dilekçede bilirkişinin raporunda olasılıklar üzerinden bir değerlendirme yaptığını ve bunun yerinde olmayıp, bu olasılıkların bertaraf edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, mahkemenin bu beyanlarını dikkate almadan sürücü müvekkilinin kırmızı ışıkta geçtiğini kabulle, kazanın meydana gelmesine neden olduğundan bahisle davanın reddine karar vermesinin yerinde olmadığını…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araç hasar bedeli ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kaza tespit tutanağında her iki taraf da yeşilde geçtiğini beyan ettiğinden kusur izafesi yapılamamış olduğu, mahkemece kaza yerinde keşif yapılarak trafik bilirkişiden kusur raporu alınmış olduğu, keşifte ve duruşmada da tanıkların dinlendiği, alınan raporda bilirkişinin görüş olarak; dosya kapsamına ve kaza mahalline göre davacının kırmızı ışıkta geçmiş olduğu ve kazaya etken olanın davacı olduğu yönünde görüş bildirmiş olduğu, mahkemece aksi kanaatle davalı sürücünün kırmızı ışıkta geçtiğinin kabulü halinde ise bu davalının kazaya etken olarak kabul edileceğini bildirdiğinin görüldüğü, gerek keşif mahallinde ve gerekse duruşmada dinlenen tanık …’un kaza fotoğraflarında da açıkça plakası yazılı taksinin sürücüsü olduğu ve kazaya dair tarafsız olduğu değerlendirilen beyanında; davacı araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçtiği, davalının ise yeşil ışıkta geçtiğine dair beyanda bulunduğu, davacı tarafça sunulacağı belirtilen fotoğrafların ise yargılamanın hiçbir aşamasında sunulmadığının görüldüğü, bununla birlikte olayın oluşumu, davalı tarafça sunulan kaza fotoğrafları, keşif tutanağı, tarafsız tanık beyanı ve bilirkişi raporu tüm olarak değerlendirildiğinde, davacıların dava dilekçesinde talep ettiği maddi ve manevi tazminatlara yönelik yerel mahkemenin red kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1305 Esas – 2021/125 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55 TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2023