Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/464 E. 2021/395 K. 04.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/464
KARAR NO : 2021/395
KARAR TARİHİ : 17/05/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021
NUMARASI : 2017/1130 Esas ve 2021/234 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/03/2021 tarihli, 2017/1130 esas ve 2021/234 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’in eşi, … ile …’in babaları, …’in oğlu olan engelli elektrikli bisiklet kullanıcısı …’in 24.10.2016 tarihinde, … sevk ve idaresindeki … plakalı … ‘ye ait tırın İzmir Otogar mevki dört yol kavşağında kendisine çarpması sonucu vefat ettiğini,Olaya ilişkin İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesi 2016/914 Esas sayılı kamu davası açıldığını,… plakalı aracın diğer davalı … tarafından 15.11.2015-15.11.2016 tarihleri arasında, Poliçe No: 0001-0210-13376731 ile “Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortası” ile sigortalandığını,kaza sonrası hayatını kaybeden …’in, … ailesinin babası olarak evin geçimini ve çocuklarının eğitimlerine devam etmesini sağlayan kişi olduğunu, tüm bu nedenlerle Davacı anne … için 15.000,00-TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 20.000,00-TL ve eş … için 30.000,00-TL olmak üzere toplam 85.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … ve …’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini, ayrıca Davalılardan araç sürücüsünün neden olduğu trafik kazası neticesinde müteveffa …’in vefatı sebebiyle, belirsiz alacak davası olarak açılan iş bu davada tahkikat aşamasında müvekkillerinin uğradığı maddi zarar ve yoksun kalınan destek miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere, fazlaya ilişkin tüm alacak, talep, ıslah ve dava hakkımızı saklı tutarak şimdilik, Davacı eş ve çocuklar için şimdilik 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, ve Cenaze ve defin masrafları ile ölüm olayı neticesinde gerekli sair giderler için yapılmış zararın karşılanması adına 1.000,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Alınan kusura ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre ölenin tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise kusursuz olduğu anlaşılmış ise de, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin pek çok kararında da belirtildiği gibi, araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Yapılan aktüer incelemede, davacılardan …’in alabileceği DYK tazminat alacağının önceden ödenen ve güncelleştirilen bedelin mahsubu sonrası 126.985,83 TL olduğu, davacı …’in talep edebileceği DYK tazminat alacağının önceden ödenen ve güncelleştirilen bedelin mahsubu sonrası 9.376,58 TL olduğu, davacı …’in talep edebileceği DYK tazminatının önceden ödenen ve güncelleştirilen bedelin mahsubu sonrası 24.541,75 TL olduğu, davacı …’in talep edebileceği DYK tazminat alacağının 33.419,79 TL olduğu, davacıların talep edebileceği cenazeden kaynaklı maddi tazminat alacaklarının 1.200,00 TL olduğu anlaşılmış, bu tazminatların yukarıda belirtildiği gibi, olayın meydana gelmesinde hiç bir kusuru bulunmayan davalı işleten ve sürücüden değil yalnızca ZMM sigortacısı olan Sigorta şirketinden talep edilebileceği, yine olayın meydana gelmesinde hiç bir kusuru bulunmayan davalı işleten ve sürücüye karşı açılan manevi tazminat yönünden de davanın reddine… Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirkete davacı … yönünden herhangi bir başvuru yapılmadan huzurdaki davanın açıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiği, müteveffa sürücünün kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu durum poliçe teminatı dışında yer aldığını, ayrıca cenaze ve defin giderlerinin poliçe teminatı kapsamında yer almadığını, bu hususta bir delil mahkemeye sunulmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; TBK m. 53 hükmüne göre maddi zarar kalemlerinden biri olan cenaze giderlerinin de davalılardan alınarak müvekkile ödenmesi talep edildiğini, yine yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca yerel mahkemenin “dava tarihinden itibaren” ve “yasal faiziyle birlikte” tazminat ödenmesine hükmettiği ve faiz türü ile faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak tanzim edildiği kararın kaldırılarak; müvekkillere ödenmesi gereken tazminatların (20.03.2017 tarihinde sigorta şirketine başvurumuzun ulaşmasıyla temerrüt gerçekleştiğinden) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar tarafından ödenmesi gerektiğini, mahkemece manevi tazminat taleplerimizin davalı … ve diğer davalı … şirketi yönünden reddine karar verilmişse de bu karar yasaya ve yerleşik içtihatlara açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak verilen usule aykırı yerel mahkeme kararında reddedilen kısımların kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, trafik kazasına dayalı, davalı araç maliki, sürücü ve sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Haksız fiil sorumluluğunun kabul edilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiil olması, failin kusurlu olması, hukuka aykırı fiilden bir zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile zarara sebebiyet veren fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması şeklinde dört koşulun bulunması gerekir.
Somut olayda; davacıların desteği müteveffa …’in dava konusu kazada, kask takmayarak kazanın sonucu üzerinde kendi yaralanmasında zarar artırıcı etkisi olup, ayrıca; ters yönü kullanıp geçiş önceliği vermediğinden dolayı %100 tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü aynı zamanda davalı …’ün kusurunun bulunmadığının belirlendiği, hal böyle olunca talep edilen tazminatın teminat dışında kaldığı anlaşılmakla bu yönü ile davanın esastan reddinin gerektiği, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5999 esas ve 2020/6162 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Ancak mahkemece desteğin, davalı, sigortalı araç sürücüsü yada işleteni olmaması nedeniyle; işleten veya sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu olsalar bile, kendilerinin ölümü nedeniyle desteğini yitiren kimselere destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurunun yansıtılamayacağına dair mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bazı kararlarının somut olaya uygulanmasının mümkün bulunmamasına rağmen, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin dayanak yapılan ilamına yanlış anlam yüklenerek davanın yazılı şekilde kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi vekilinin itirazları bu yönü ile yerinde görülmüştür.
Öte yandan, davacılardan … hakkında, davalılardan sigorta şirketine herhangi bir başvuru yapılmadan eldeki davanın açıldığından bu davacının davasının usulden reddinin gerektiği anlaşılmakla, davacıların istinaf taleplerinin reddine, davalı … Vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Kabule göre; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarlarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmekte iken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1095 esas ve 2020/4563 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
HÜKÜM :
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin reddine,
2-Davalı … vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE,
3-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/01/2021 tarihli, 2019/602 esas ve 2021/66 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Maddi tazminat davası yönünden, davacı …’in açtığı davanın usulden reddine,
5-Maddi tazminat davası yönünden, tüm davalılara karşı açılan davanın reddine,
6-Manevi tazminat davası yönünden; davalılar … ve … … ‘ne karşı açılan davanın reddine,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken maddi ve manevi tazminat davası için 2 x 59,30 TL = 118,60 TL’nin peşin ve ıslah ile alınan 1.051,30 TL’den mahsubu ile 932,70 TL’nin davacılara iadesine,
8-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
10-Maddi tazminat yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen ve takdir olunan; 16.156,15 TL’nin davacı …’ten, 4.080,00 TL’nin davacı …’ten, 4.080,00 TL’nin davacı …’ten, 4.080,00 TL’nin davacı …’ten alınarak davalılara verilmesine,
11-Manevi tazminat yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar davalılar … ve … …’ne verilmesine,
12-Davacıların yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın üzerinde bırakılmasına,
13-İstinaf eden davalı … ‘nin yatırmış olduğu;
a-162,10 TL istinaf başvuru harcının davacılardan alınarak davalı …’ne ödenmesine,
b-Başvuru sırasında alınan 3.339,25 TL istinaf karar harcının davalı … ‘ne iadesine,
13-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2021