Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/427
KARAR NO : 2023/1538
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2020
NUMARASI : 2019/439 Esas – 2020/610 Karar
DAVA : Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Maddi Tazminat (Hasar Bedeli)
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
BAM KARAR TARİHİ : 12/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2020 tarihli 2019/439 Esas ve 2020/610 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı aracın, dava dışı …’in sevk ve idaresinde iken 25/12/2018 tarihinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davalı sigorta şirketinin müvekkiline ait aracın kasko sigortasını tanzim eden şirket olup meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine hasar ihbarında bulunulmasına rağmen davalı şirket tarafından müvekkilinin zararının ödenmediğini, bu nedenle hasar tespiti için İzmir 5 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/18 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesini, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen 80.000,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketten tahsiline, hasar dosyası kapsamında yaptırılan eksper incelemesi için ödenen eksper ücreti ile otopark ücreti olarak şimdilik 50,00 TL’nin, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/18 D.İş sayılı delil tespit dosyasında sarf edilen 687,30 TL mahkeme gideri ve 450,00 TL vekalet ücretinin, iş bu dava nedeniyle sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüş, 02/10/2020 tarihli değer arttırım dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 118.000,00-TL ye arttırmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istediklerini, davaya konu araçta oluşan hasarla ilgili müvekkili sigorta şirketine yapılan hasar başvuru akabinde açılan hasar dosyası ile toplanan delil ve belgeler neticesinde aldırılan ekspertiz raporu ile hasar miktarının orjinal parçalar üzerinden işçilik fiyatları dahil toplam 77.966,10 TL olduğunun belirlendiğini, ancak karşı tarafın aracını yetkili servisten alıp yetkili servis niteliği dahi taşımayan ancak davacı şirkete ait araç sürücüsü, şirket yetkilisinin eşi …’in bağlantısı olduğu ismi şaibeli pek çok dosyalarında gördükleri bir servise götürerek burada çok abartılı ve tümüyle gerçeğe aykırı rakamlar üzerinden düzenlendiği belli olan fatura ile tespit raporunu kabul etmediklerini, mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve gerçek zararın tespitini istediklerini, taraflar arasında imzalanan kasko poliçesi genel şartlarında açıkça hüküm altına alınmış olan muafiyet ve tenzilatların hasar bedeline mutlaka uygulanması gerektiğini, kasko poliçesinde kararlaştırılan aracın yetkili serviste onarımının yapılmaması halinde hasar bedeline %20 muafiyet uygulanmasına dair düzenlemeye davacı tarafından dava dilekçesinde itirazda bulunulmadığını belirterek, davanın reddini talep ettiği ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece;”… onarımın davalı sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu yetkili serviste yapılmadığının anlaşıldığı, bu nedenle kaza tarihinde taraflar arasında geçerli bulunan kaza tarihinde taraflar arasında geçerli bulunan 06/08/2018 tarihli … A.2. maddesinin servis muafiyetleri başlıklı maddesinde yer alan “… … anlaşmalı servis sistemine üye olmayan bir başka marka yetkili serviste yapılacak onarımlarda eksper tarafından belirlenecek hasar tutarının %20 si oranında tazminattan muafiyet kesintisi yapılacaktır.” şeklindeki muafiyet şartı gereği sigorta eksperi tarafından hesaplanan 92.000,00 TL hasar bedelinin %20’si olan 18.400,00 TL muafiyet bedelinin, mahkememizce alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan 118.000,00 TL hasar bedelinden mahsubu ile 99.600,00 TL olarak belirlenen hasar bedeli tazminatının poliçe teminat limiti içinde kaldığı ve davacının bu tutarı davalıdan talep edebileceği kanaatine varıldığı, davacı vekilinin tazminat talebini ıslah ile 118.000,00 TL ye arttırması nedeniyle davanın kısmen kabulüne; İzmir 5. Sulh Hukuk mahkemesi’nin 2019/18 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit giderleri ve vekalet ücreti ile eksper ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine; kazadan sonra aracın otoparkta kalması nedeniyle ödenen otopark ücreti kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalmadığından davalı sigorta şirketinin otopark ücretinden sorumlu tutulamayacağı; taraflar tacir olup davacının dava tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceğine ve fazlaya ilişkin talebin reddine…” gerekçesiyle “…Davacının davasının kısmen kabulü ile; 99.600,00 TL hasar bedeli tazminatının dava tarihi olan 04/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; poliçede yer alan muafiyet şartı uyarınca %20 oranında indirim yapılmasının doğru olmadığını, vekil oldukları İzmir 5. Tüketici Mah. 2015/2386 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda iskonto uygulanamayacağının belirtildiğini ve hasar bedelinin de iskontosuz şekilde hesaplandığını, 6102 Sayılı TTK’nın 1425. maddesi de göz önünde tutularak, aracın yetkili servisler dışında onarılması halinde bunun yaptırımının poliçede düzenlenmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait aracın, davalı sigorta şirketince kasko sigorta poliçesi ile teminat örüntüsü içerisine alındığı, dava konusu hasarın sigortalı tarafından gerçekleştirilen tek taraflı kaza sonucu meydana geldiği, davacı yanca davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine hasar bedelinin ödenmediği, davacının iş bu davayı hasar bedelinin tahsili istemi ile açtığı, mahkemece bilirkişi … ve makine mühendisi İbrahim Kurşun tarafından tanzim olunan raporun hükme esas alındığı, söz konusu raporun denetime elverişli, ayrıntılı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan “Maksimum Kasko Sigortası Poliçesi”nin ” Servis Muafiyet Uygulamaları” başlıklı maddesinde; … Sigortanın poliçede tanımlanmış olduğu … Anlaşmalı Marka Yetkili Servislerin (Aracınızın markasının üretici veya temsilcisi tarafından onarım yetkisi verilen yetkili servisleri) dışında … yetkili servis sistemine üye olmayan bir başka marka yetkili servisinde onarım yapılması durumunda her bir hasarda, eksperce belirlenecek hasar tutarının %20’si oranında tenzili muafiyet uygulanacaktır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
6102 Sayılı TTK’nun 1423/2. Maddesinde “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacı sigortalı tarafından, TTK’nın 1432/2. maddesi uyarınca, 14 gün içerisinde poliçe sözleşmesine itiraz edilmediğinden, poliçenin yukarıda açıklanan muafiyet klozu geçerli olup, ilk derece mahkemesince, araçta oluşan hasar tutarının %20’si oranında tenzili muafiyet uygulanması sonucu hükmedilen tutar yerinde olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2020 tarihli, 2019/439 Esas ve 2020/610 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davacıdan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davacı yanca yatırılan istinaf kanun yolu başvuru harcının hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.