Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/422 E. 2021/331 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/422
KARAR NO : 2021/331
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2020/532 Esas ve 2020/681 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/04/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2020 tarihli, 2020/532 esas ve 2020/681 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı taraf dava dilekçesinde; dava konusu alacağı müvekkiline temlik eden dava dışı diğer müvekkili …’e ait ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı araçların 13.02.2020 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün ” aynı şeritte ve aynı istikamette önünde seyreden araca çarpmak ” kusurunu ifa suretiyle tam kusurlu olduğunu, kusur durumunun SBM Komisyon kararı ve şirketler arasındaki mutabakat ile davalı şirket sigortalısında tam oranda olacak şekilde izafe edildiğini, davalı … şirketinin kazada kusurlu olan … plakalı aracın 100000028692465 nolu poliçe ile KZMM Sigortasını tanzim eden şirket olup dava konusu araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, ayrıca kaza sonrası dava konusu araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/24 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini ve anılan dosyada Makine Mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda, dava konusu alacağı müvekkiline temlik eden dava dışı diğer müvekkiline ait araçta 33.113,83 TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, uyuşmazlık konusu taleplere ilişkin olarak davalı … şirketinin “…” olan KEP adresine 22.07.2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak alacaklara ilişkin olarak karşı yan tarafından ödeme yapılmadığını, ayrıca Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk sürecinde de taleplerin karşı yana iletildiğini yine çözüm sağlanamadığını, gerçek hasar bedelinin (aracın onarımının ekonomik olup olmadığının ve kusur durumunun) tespitinin yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporuyla ancak mümkün olduğundan belirsiz alacak davası açtıklarını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 1.000 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10 TL olmak üzere toplamda 1.010 TL maddi tazminatın 22/07/2020 başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/24 D.İş sayılı dosyasında sarf edilen 943,30 TL delil tespit gideri ile 755,2 TL delil tespit vekalet ücretinden ibaret toplam 1698,5 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline, işbu dava nedeniyle sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı yana aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf cevap dilekçesinde; dava dilekçesi incelendiğinde, davaya konu alacağın, sigorta alacağından kaynaklı ” Temlik Sözleşmesi” ne dayandırıldığını, ancak, ne temlik edenin (dava dışı …) ne de temlik olunanın davacı …’ün sigortacılık faaliyeti yapmaya yetkili kişi/kuruluşlardan biri olmadığını 6102 sayılı T.T.K’nun 1401. Maddesi ve B.K.’nun 183. Maddesi dikkate alındığında, temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu , kaldı ki, sigorta alacağının temlikinin ileride tahsil edilip edilmeyeceğinin belirli olmadığı gibi, rizikonun temliki anlamına gelen ve yasal anlamda sigortacılık faaliyetini zorunlu kılan davaya konu olayda, sigortacılık faaliyetinde bulunmayan davacının, taraf ehliyetinin bulunduğundan söz edilmeyeceğini, bu nedenle, husumet itirazında bulunduklarını davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, dava dilekçesinin “Sonuç ve İstem” başlıklı bölümünde , davanın 6100 Sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca, belirsiz alacak olarak yöneltilmiş olduğunu ancak, davacı tarafça sunulan dava dilekçesinin, “Açıklamalar ” başlıklı bölümünün 2. (4.) maddesinde, davaya konu edilen araçta meydana gelen hasar bedelinin İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/24 D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiği ve 33.113,83.-TL olduğunun beyan ve ikrar edildiğini, oysa ki dava tarihi itibariyle bilinen/ belirlenebilir olan alacakların, belirsiz davaya konu edilemeyeceğinin yasa gereği olup, bu konuda ki Yargıtayın yerleşmiş içtihatları uyarınca da, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini ve dava dilekçesine usul yönünden itiraz ettiklerini, davacı tarafça davaya konu edilen alacağın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili isteminde bulunulmuş ise de, ticari nitelikte olmayan dava konusu alacak için avans faizi talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek faiz oranı ve gerekse faizin başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, müvekkili sigorta şirketi tarafından 24.03.2020 tarihinde … Sigorta A.Ş.’ne 3.889,93.-TL rücuen tazminat ödemesi yapıldığını, bu durumun ödeme belgeleri ile sabit olduğunu, yani, davaya konu edilen aracın gerçek zararının dava dışı araç malikinin sigortacısına rücuen ödenmiş olduğunu, dava konusu taleplerin reddinin gerektiğini, nitekim Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçelerinde asli amacın, zarar görenin uğramış bulunduğu gerçek zararın giderilmesi olduğunu, gerçek hasar bedelinin , bu konuda uzmanınca, tespitinin zorunlu olduğunu , dava konusu olaya ilişkin, ancak Adli Tıp Özel İhtisas (Trafik) Kurulunca yapılacak olan inceleme sonucu, gerçek kusur ve zarar oranının tespit edilebileceğini, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/24 D. İş dosya kapsamındaki raporun , kazaya ilişkin olay ve fotoğraflarla uyuşmadığı gibi, rayiç bedelinin çok üzerinde olduğunu, taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, poliçe özel ve genel şartlarına aykırı teminat dışı olan yargılama giderleri yönünden de, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, reddinin gerektiğini, ayrıca, sayın mahkemece yaptırılacak hesaplamada, ZMSS Sigorta Genel Şartları B.2, B.2.2. ve B.2-3 maddeleri uyarınca, kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulanmasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuat kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğu dikkate alınarak, yedek parça ve işçilik bedellerindeki iskonto oranlarının uygulanması gerektiğini, Davacı tarafça dosya kapsamına sunulan herhangi bir fatura olmadığı gibi, KDV sorumluluğumuzdan da söz edilemeyeceğini, öte yandan, davacı tarafça , davaya konu olay nedeniyle, davaya konu edilen araçta oluştuğu iddia edilen , değer kaybı talebi yönünden de, müvekkili … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğuna gidilemeyeceğini , aksinin ise gerek Sigorta Genel Şartları ve gerekse Sigorta Poliçesi hükümleri ile bağdaşmadığını, amaç ve kapsamına da aykırı olduğunu , ayrıca davaya konu edilen aracın, kaza öncesindeki durumu, kilometresi, modeli ile yılı ve buna bağlı olarak piyasadaki tercih durumu, parça değişiminin nasıl ve yetkili servisçe yapılıp yapılmadığı, geçmiş hasar durumu ve detayları, boya onarımı, tarafların kusur durumu, kazanın sigorta şirketine bildirim süresi gibi birçok etkene bağlı olduğu, nitekim, tarafların kusur durumu , aracın , anlaşmasız (özel) serviste onarım görmüş olduğu, aracın markası/ modeli, kilometre kaydı ve değişen parçaları, davacı tarafa, Müvekkili Sigorta Şirketince yapılan ödeme, dikkate alındığında, davacının poliçe teminat dışı olan (bakiye) değer kaybı isteminde bulunamayacağını, müvekkili Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin , davacının gerçek zararını karşıladığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; anılan yasal düzenleme çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; 13/02/2020 tarihli trafik kazasında zarar gören araç malikinin … olduğu, … ‘in bu kaza nedeniyle … plaka sayılı aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı zararına ilişkin tazminat alacağını davacı …’e 01/07/2020 tarihli sözleşme ile temlik ettiği, her ne kadar temlik sözleşmesinin yukarıda anılan 7251 sayılı yasanın 57 md. ile eklenen EK MADDE 6’nın yürürlük tarihi olan 22/07/2020 tarihinden önce yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğu kabul edilse bile, söz konusu yasal düzenleme ile yalnızca temlik yasağının değil ödeme yasağının da getirildiği, anılan ek madde 6’nın 2. Fıkrasına göre “tazminat ödemesinin yalnızca hak sahibine” yapılacağının öngörüldüğü, hak sahibi olarak ise trafik kazası nedeniyle doğrudan zarar gören kişi olarak kabul edildiği, eldeki davada hak sahibinin trafik kazasında aracı hasarlanan … olduğu, … dışındaki kişilere ödeme yapılmasının anılan yasal düzenleme karşısında artık mümkün olmadığı, taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyetinin; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiği, sıfatın, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına geldiği, davacı sıfatının, dava konusu hakkın sahibini belirlediği, dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması gerektiği, bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirleneceği, taraf sıfatının bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın açılmasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece resen nazara alınacağı, açıklanan yasa maddesi ile hukuki işlem güvenliği sağlanarak, hak sahiplerinin korunması amaçlandığından artık hak sahibi dışındaki kişilere ödeme yapılması mümkün olmadığından davacı temlik alanın eldeki davada aktif husumet ehliyetini yitirdiği anlaşılmakla davacının davasının aktif husumet yokluğundan reddine, anılan yasal düzenlemenin temlik sözleşmesinden sonra yürürlüğe girmiş olması karşısında eldeki davanın açılmasında davacıya kusur izafe edilemeyeceğinden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına… Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı müvekkil … vekili ( İzmir 19. Noterliğinin 14/02/2020 tarih ve 32635 yemiyeli vekaletnamesinde ….’ ne üçüncü kişiler nezdinde bulunan alacakları temlik etme ve temlik alma yetkisi verilmiştir) ile diğer davacı müvekkil … ekte yer alan 01/07/2020 tarihli temliknameyi düzenleyerek, temlik eden …’ in maliki olduğu … plakalı aracın 13/02/2020 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle davalıdan olan bir kısım hak ve alacakları ile bu olaya konu edilen esas hak niteliğindeki alacaklarını birbirlerine ivazlı olarak devir ve temlik ettiğini, hukuka aykırı bir durumu olmadığını ileri sürerek yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı taraf vekalet ücreti yönünden, usul ve yasaya aykırı biçimde kurulan hüküm kısmının kaldırılarak, davalı müvekkili … Sigorta A.Ş. adına vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; davacı temlik alan tarafından dava dışı malikin aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortasından tahsili talebi ile açılan tazminat davasıdır.
Mahkeme gerekçesine dayalı 7251 Sayılı Yasanın 57. maddesi ile eklenen Ek Madde 6. Yürürlük tarihinin 22/07/2020 tarihi olduğu görülmüştür.
Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından birisi kanunların hukuk güvenliği sağlaması, bu doğrultuda geleceğe yönelik, öngörülebilir kurallar içermesi gerekliliğidir. Bu nedenle, hukuk devletinde güven ve istikrarın korunabilmesi için kural olarak kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara uygulanırlar. Kanunların geriye yürümezliği ilkesi uyarınca kanunlar kamu yararı ve kamu düzeninin gereği kazanılmış hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren kanunların geçmişe etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir.
Davacı ile temlik eden … arasında temlik sözleşmesinin 01/07/2020 tarihinde imzalandığı, 7251 Sayılı Yasa ise 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, eldeki davaya uygulanması mümkün değildir. Bu sebeple mahkemece hukuki değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile; kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılıp talebin esası ile ilgili hüküm kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/10/2020 tarihli, 2019/962 esas ve 2020/4174 kararı da bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkeme kararı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırıldığından, bu aşamada davalı vekilinin vekalet ücreti hakkındaki istinaf talebinin konusu kalmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2020 tarihli, 2020/532 esas ve 2020/681 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yeniden yargılama yapılıp esasla ilgili hüküm kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
4-İstinaf eden davacı vekilinin yatırmış olduğu;
a-59,30 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacı tarafa iadesine,
b-162,10 TL istinaf başvuru harcının mahkemece yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden davalı vekilinin yatırmış olduğu;
a-59,30 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafa iadesine,
b-162,10 TL istinaf başvuru harcının mahkemece yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
6-Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/04/2021