Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/42 E. 2023/903 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/42
KARAR NO : 2023/903

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2016/908 Esas – 2020/613 Karar
DAVA : Trafik Kazasında Uğranılan Bedensel Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/06/2016
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 tarihli 2016/908 Esas ve 2020/613 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/08/2015 tarihinde davalı sigorta şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan dava dışı sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın bisikletli müvekkili …’a çarpması sonucunda müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, ancak taleplerinin süresi içinde karşılanmadığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan kusur oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı sürücüsünün kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, “..Davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kırmızı ışık ihlalinin kim tarafından yapıldığının tespit edilememesi nedeniyle kusur durumunun net olarak belirlenememesi halinde her iki tarafın da %50 kusurlu olduğu kabul edilerek bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince yeteri kadar inceleme yapılmadan, somut, objektif ve hukuki verilere dayanılmadan yanlış sonuçlara ve kanaate varılarak hazırlanan rapora rağmen, eksik ve hatalı incelemeye dayalı hüküm kurulması nedeniyle istinaf kanun yoluna başvuru zorunluluğunun hasıl olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında uğranılan bedensel zarardan kaynaklanan maddi tazminatın (sürekli ve geçici iş göremezlik) tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 53. [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 74.] maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. (Yargıtay(kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2019/4252 Esas, 2020/3782 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Eldeki davada her iki taraf da yeşil ışıkta geçtiğini savunmuştur. Kaza tespit tutanağında her iki sürücünün yeşil ışıkta geçtiğini iddia etmesi nedeniyle kusur tespitinin yapılamadığı, keşfe dayalı alınan 01/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı sigortalısı bulunan … plakalı araç sürücüsünün yeşil ışıkta seyir halinde olduğunun kabulü durumunda anılan sürücünün kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsü davacının kusursuz olduğu, davacının kırmızı ışık ihlali yaptığının kabul edilmesi halinde ise davalı sigortalı sürücünün %75 davacının %25 kusurlu olduğuna karar verilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan 06/09/2019 tarihli raporda davacı …’ın iddia ettiği şekilde kaza meydana gelmiş ise; davacı sürücü yönetimindeki bisiklet ile kendi seyir yönüne yeşil ışık yanmakta iken kavşak alanına girdiği sırada, seyir yönüne göre sağ taraftan kırmızı ışık ihlali yaparak gelen ve kavşağa giren dava dışı sürücü yönetimindeki otomobilin sadmesine maruz kalarak karıştığı kazanın meydana gelmesinde etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından kusursuz olduğunun, dava dışı sürücü idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşağa kırmızı ışık ihlali yaparak girmiş bu tavrı ile sol taraftan gelen ve yeşil ışıkla aynı kavşağa giren davacı sürücü idaresindeki bisiklete çarpması ile neden olduğu kazada dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olmakla asli derecede tamamen kusurlu olduğunun, dava dışı sürücü …’ın iddia ettiği şekilde kaza meydana gelmiş ise; dava dışı sürücü yönetimindeki otomobil ile yeşil ışıkta kavşak alanına girdiği sırada sol tarafta kendisine yanmakta olan kırmızı ışığa rağmen kırmızı ışık ihlali yapıp aynı kavşağa girerek otomobilin önünü kapatan davacı sürücü yönetimindeki bisiklete çarpması ile karıştığı kazada etken, hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından atfı kabil kusuru olmadığı, davacı sürücü sevk ve idaresindeki bisiklet ile olay mahalline geldiğinde, kendi yönüne yanmakta olan kırmızı ışığa rağmen kırmızı ışık ihlali yaparak kavşak alanına girmiş bu tavrı ile sağ taraftan gelen ve yeşil ışıkta aynı kavşağa giren dava dışı sürücü yönetimindeki otomobilin sadmesine maruz kalarak meydana gelen kazada, dikkatsiz, kontrolsüz ve kurallara aykırı hareket etmiş olmakla asli derecede tamamen kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Kaza 16/08/2015 tarihinde 18.30 saatinde olmuştur. Araçların kaza anındaki konumu ve hava durumu ile görüş mesafesinin, kusur durumunun tespiti için bu eldeki dosyadaki, ceza dosyasındaki ve hasar dosyasındaki tüm deliller bir arada değerlendirilmelidir. Bunun için de tarafların iddia ve savunmalarının tespiti bakımından gerekirse kazanın tarafları da çağırılmak suretiyle, kaza tespit tutanağında yer alan görevliler, ceza dosyasında bulunan tanıklar ile kazanın meydana geldiği yerde, kaza tarihi ile aynı/ benzer hava şartlarının olduğu gün tespit edilerek kaza ile aynı saatte keşif yapılması, tanıkların imkân dâhilinde kaza mahallinde yapılacak keşifte beyanlarına başvurulması, davacı veya davalı sigortalısı araç sürücüsü …’ın kimin kırmızı ışıkta geçtiğinin tespitinin yapılması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak tüm araştırma ve incelemeye rağmen dosya kapsamındaki delillerden kimin kırmızı ışıkta geçtiği kesin olarak belirlenemiyorsa, bu durumda her iki tarafı da %50 kusurlu kabul edilip, sonucuna göre bir karar verilmelidir.( Yargıtay HGK 2017/17-2112 Esas, 2020/850 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’ nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 tarihli 2016/908 Esas – 2020/613 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre istinaf edenin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 01/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.