Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/419 E. 2021/453 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/419
KARAR NO : 2021/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2021/5 Esas- 2021/5 Karar
DAVA : Delil Tespiti- İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2021
İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/5 Esas- 2021/5 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi talep eden vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
TALEP
Talep eden vekili, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu’nda tescilli 2019/08012 nolu tasarım tescil belgesinin sahibi olduğunu, aleyhine tespit istenenin müvekkiline ait tasarımdan doğan haklarına tecavüz edip etmediğinin, aleyhine tespit istenen tarafından üretilen veya ürettirilen, satılan ürünler ile benzer olup olmadığının, ortak unsurlar bakımından örtüşüp örtüşmediğinin, ithal işlemine tabi tutulup tutulmadığının, karşı tarafın iş yerinde, bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak tespitini, Türkiye sınırları içerisinde herhangi bir yerde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları yerde el konulmasını, muhafaza altına alınmasını ve ihtiyati tedbirini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; ” Bilirkişi raporunda tespit talebine konu olan 2019/08012 tarihli tasarım başvurusunun karşı tarafın iş yerinde tespit edilen ve 2018/10142 başvuru numaralı faydalı model ile başvuru yapmış olduğu ürünler ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, faydalı model araştırma raporunun buluşun yeni olmadığı veya teknik özelliklerin buluş konusuna katkı sağlamadığı ile talep eden tarafın 2019/08012 numaralı tasarımın başvuru tarihinin, savunmaya dayanak yapılan 2018/10142 sayılı faydalı model tarihinden sonra olduğu belirtildiğinden SMK’nın 159. Maddesinde aranan yaklaşık ispat olgusunun dosya kapsamında gerçekleşmediğinden tedbir talebi yerinde görülmediği …” gerekçesiyle tespite konu yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 03/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda yer alan maddi olguların tespit edildiğine, ihtiyati tedbir talebini reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Karşı yanın 2018/10142 numaralı ”Panjur Lamelleri için Sökülebilir Birleştirici Tapa” isimli faydalı model buluş başvurusuna ilişkin araştırma raporu olumsuz geldiğinden tescilinin reddine karar verilmiş olup Türk Patent Enstitüsü nezdinde koruma altında olmadığı gibi hak sahipliği de bulunmadığını, müvekkilinin 2019/08012 sayılı tasarım tescil belgesi ile on adet birbirinden farklı şekil, özellik ve işlevde tasarımının koruma altında olduğunu, korunması gereken tescilli bir hakkın varlığından bahsedilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesi tarafından bu hususun dikkate alınmamasının yorumda esaslı yanılgıyı doğurduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbire isteminin reddine ilişkindir.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özel düzenleme içeren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159. maddesinde HMK’nın 390/3. maddesindeki “yaklaşık ispat” koşulundan farklı olarak “ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek ” koşuluna yer verildiği için bu kanun kapsamda istenen tedbir taleplerinde daha yüksek bir ispat koşulu aranması gerekmektedir. Elbetteki ihtiyati tedbir kararı ölçülü ve orantılı olmalı, yeni davaların doğmasına yol açılmamalıdır. Somut olayda ihtiyati tedbir isteyen taraf tescilli tasarım hakkına sahip olduğunu, aleyhine tespit istenen karşı tarafın ürettiği mallar ile tasarım hakkına tecavüz ettiğini belirterek tasarıma tecavüzün önlenmesi, durdurulması, karşı tarafın ürettiği ürünlere, bu ürünlerin üretiminde kullanılan vasıtalara el konulmasını talep etmiştir. Yerinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre, davalının davacıya ait tescilli tasarımından daha önce faydalı model başvurusunda bulunduğu, başvurusu yapılan faydalı model ile tasarımdaki ürünlerin aynı olduğu, faydalı modelin tescil sürecinde alınması gereken araştırma raporunda faydalı modelin yeni olmadığının tespit edildiğinin belirtildiği ve faydalı modelin tescil edilemediğinin tespiti karşısında; başta üretimin durdurulması gibi ileride telafisi güç zararların meydana gelmesine yol açacak şekilde ciddi tedbir kararı verilmesi için yeterli ispat koşulu şimdilik yerine getirilmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/5 Esas- 2021/5 Karar sayılı kararına karşı ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından talep eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran talep edenden alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin talep edenden alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Talep eden tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 162,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran talep eden tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 27/05/2021