Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/400 E. 2023/1242 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/400
KARAR NO : 2023/1242

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020 (Dava) – 16/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/183 Esas – 2021/134 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2021 tarihli 2020/183 Esas ve 2021/134 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu … ve davalı kefil … arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, borcun ödenmesi için 03/05/2019 tarihli ihtarnamenin davalı ve borçluların sözleşmede bildirilen adreslerine keşide edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2019/14922 sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borçlu … tarafından dosyaya itirazda bulunulduğunu, arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına ilişkin tutanağın ekte olduğunu, davalının itirazlarının mesnetsiz olduğunu, icra takibini geciktirmeye yönelik olduğunu, bu hususun müvekkili bankanın kayıtları ve bu kayıtlar üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını, tüm hesap hareketlerinin sunulduğunu, kredi sözleşmesi metninde temerrüt halinde uygulanacak faiz oranının ne şekilde hesaplanacağının da açıkça belirlendiğini, borçlular hakkında yapılan icra takibinde talep olunan faiz oranının kredi sözleşmesi ile banka uygulamasına uygun olduğunu belirterek, borçlu/davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, itiraz dilekçesindeki hususlarla ilgili beyanlarının devam ettiğini, bankanın sunmuş olduğu hesap bilgileri ve hesap hareketlerinin hatalı olduğunu, bu sebeple alacakla ilgili asıl borcu, fer’ilerini ve faizlerini kabul etmediklerini, genel kredi sözleşmesinin TBK m.20’de bahsi geçen genel işlem koşullarına sahip olduğunu ve müvekkili için TBK m.20/3’deki düzenlemenin aksine maddelerin her birinin tartışılarak kabul edilme durumunun söz konusu olmadığını, ilgili sözleşmenin karşılıklı irade beyanı eksikliğinden kaynaklı yok hükmünde olduğunu, müvekkiline karşı açılan takibin kötü niyetli olduğunu beyanla, davacının itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Taraf delilleri toplanarak banka kayıtları üzerinde de inceleme yaptırılmak suretiyle bankacı bilirkişiden rapor aldırıldığı, raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkemece itibar edildiği, buna göre; davalının davaya konu genel kredi ve teminat sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, bu nedenle takip tarihi itibariyle 26.943.63-TL asıl alacak 5.613.35-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi 280.67-TL faizlerin % 5 gider vergisi 395.52-TL noter masrafı 33.233.17-TL nakdi alacak toplamı banka alacağından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla davalının sorumluluğunun bulunduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 11.maddesi gereği davacı bankanın takip tarihinden itibaren 26.943.63-TL ticari kredi asıl alacağına yıllık % 39.60 oranında temerrüt faizi, faizin % 5 gider vergisi uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu, davalının itirazının kısmen haksız olduğu, alacak belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmekle, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; davalı borçlunun İzmir 1.İcra Müdürlüğünün 2019/14922 sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 26.943,63TL asıl alacak, 5.613,35 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 280,67 TL faizlerin %5 gider vergisi, 395,52 TL noter masrafı olmak üzere toplam 33.233,17 TL alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak üzere devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 33.233,17 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takip tarihinden itibaren 26.943,63 TL asıl alacağa yıllık %39,60 oranında temerrüt faizi ve faize %5 gider vergisi uygulanmasına…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, bankanın sunmuş olduğu hesap bilgileri ve hesap hareketlerinin hatalı olduğunu, bu sebeple alacakla ilgili asıl borcu, fer’ilerini ve faizlerini kabul etmediklerini, genel kredi sözleşmesi karşılıklı irade beyanı eksikliğinden kaynaklı yok hükmünde olduğundan müvekkiline karşı açılan takibin kötüniyetli olduğunu, bilirkişi raporundaki hesaplamaların eksik, hatalı, bilimsel verilerden uzak olduğunu ve dosya içeriği ile örtüşmediğini, mahkemece, eksik ve hatalı olarak düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, genel kredi sözleşmesine kefalete dayalı banka alacağı için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olan davalının, sözleşme öncesi bilgilendirilmiş olduğu gibi TBK uyarınca gerekli şartlar da yerine getirilerek kefaletinin alınmış olduğunun görüldüğü, taksitli ticari kredilerin 6 taksidi ödenmesine rağmen devam eden taksitler ödenmediğinden hesabın kat edildiği ve davadışı asıl borçlu ile davalı kefile kat ihtarı gönderildiği, verilen sürede de borç ödenmediğinden icra takibine başlanmış olduğu, ancak davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu görülmüştür. Mahkemece, bankacı bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle banka kayıtları da incelenerek alınan raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, kaldı ki davalı vekilinin gerek bilirkişi raporuna itirazlarında ve gerekse istinaf dilekçesinde soyut şekilde itirazda bulunmuş olup, banka hesap özetlerinde herhangi bir hata tespit edilmediği gibi, genel işlem şartlarına yönelik sözleşmenin geçersizliğine neden olabilecek bir durum da bulunmadığı, bilirkişi raporunda alacak miktarı daha fazla belirlenmekle birlikte taleple bağlı kalınarak sonuca gidilmiş olduğu, bu durumun da istinafa gelen davalı taraf lehine bulunduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/183 Esas-2021/134 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 2.270,15-TL istinaf karar harcından peşin alınan 567,53-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.702,62-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023