Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/4
KARAR NO : 2023/890
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2018 (Dava) – 26/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/38 Esas – 2020/519 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARARYAZIM TARİHİ : 31/05/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2020 tarihli ve 2018/38 Esas – 2020/519 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/07/2018 tarihinde …’a ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı aracın asli kusurlu olup davalı sigorta şirketinin ZMMS sigorta poliçesini düzenleyen şirket olarak, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin aracında kaza nedeniyle meydana gelen maddi zarardan sigorta teminatının yabancı para karşılığı ölçütünde, davalı …’ın kazaya tam kusuru ile sebebiyet veren araç sürücüsü olarak araç sürücüsünün kusur sorumluluğu ve araç işleteninin kusursuz sorumluluğu ilkelerine göre zararın tamamından sorumlu olduğunu, iş bu davaya bakmaya İzmir Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının Almanya’da bulunan … Ltd.Şti. tarafından düzenlenen 30/08/2018 tarihli bilirkişi raporu ile araçtaki hasar miktarının KDV dahil 24.595,17 Euro, aracın rayiç değerinin 24.300,00 Euro, hurda değerinin 4.775,00 Euro olarak tespit edildiğini, bu durumda aracın total pert olduğu kabul edilerek müvekkili aracının rayiç değerinden hurda değerinin düşülmesi sonucu 19.525,00 Euro tutarında zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin daimi ikametgahı ve aracın Almanya plakalı olup zararı gidermek için yabancı para Euro cinsinden harcama yapacağının kabulü gerektiği, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu, yurtdışında tamir edileceğinden zararın Alman rayiç değerlerine göre belirlenerek fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, hasar ihbarının 01/11/2018 tarihinde yapıldığı ve davalı sigorta şirketinin 14/11/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, ayrıca müvekkili tarafından araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla zorunlu olarak alınması gereken bilirkişi raporunun tanzimi için 645,93 Euro ödeme yapıldığını ve iş bu meblağın fiili ödeme gününde Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 19.525,00 Euro maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 16/07/2018 tarihinden, davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 14/11/2018 tarihinden itibaren (ZMMS poliçe teminat limitinin temerrüd tarihindeki yabancı para cinsinden karşılığı ile sınırlı olarak) yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesien göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 645,93 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kanuni vekalet ücretinin KDV hariç hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza ile ilgili olarak sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami 36.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından dava açılmadan önce müvekkili şirkete müracaat edildiğini ve hasar dosyası açıldığını, ancak kusur durumlarının nasıl dağıldığının belirlenemediğini ve müvekkili şirket tarafından tanzim edilen Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının bir kusur sigortası olması nedeni ile değerlendirme yapılamadığını, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Kurumuna, hasar tespiti için Teknik Üniversite veya Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesinin uygun olacağını, talebi kabul anlamına gelmemek üzere araç üzerindeki gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, davaya konu kazanın Türkiye sınırlarında gerçekleştiğinden Türkiye’de geçerli olan hesaplama ölçütlerinin dikkate alınması gerektiğini, davacı vekilinin eksper ücreti talebinin kabulünün mümkün olmadığını, eksper tayininin hukuki olmadığını, eksperin davacı tarafından belirlenmiş olması nedeni ile eksper ücretinin de davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, davacının avans faizi talebinin de yasaya aykırı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan taleplerde ancak kanuni faiz uygulanabileceğini savunarak, haksız ve fahiş olan maddi tazminata ilişkin talebin reddine, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediği için masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın müvekkilinin ikametgahı da olan … ilçesinde meydana gelmesi ve diğer davalının adresinin de … olması nedeni ile yetkili mahkemenin Bafra ilçesi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, ayrıca meydana gelen kazada müvekkili tam kusurluymuş gibi kaza tespit tutanağı tutulmuş ise de müvekkilinin tam kusurunun bulunmadığını, kaza tarihinde anılan yerde sollama yasağı bulunmadığını, kaza tespit tutanağında olay yerinin de yanlış tasvir edildiğini, müvekkili gidiş gelişe açık solllaması serbest olan cadde üzerinde ilerlerken, önüne yavaşça ilerlerleyen davacıya ait aracın kontrolsüz bir biçimde müvekkilinin şeridine girmesi nedeni ile kazanın meydana geldiğini, mahallinde keşif yapılarak gerekirse dosyasının Adli Tıp Kurumuna sevkini istediklerini, hasara uğramış olan parçaların hangileri olduğunun ispat edilmesi gerektiği gibi daha sonrasında anılan parçaların Türkiye ve Almanya ülkelerindeki tamir fiyatları konusunda da ikna edici ve denetime elverişli bir rapor alınması gerektiğini, bunun yanında davacının müvekkili bağlı olmasa bile dayandığı bilirkişi raporu ile bağlı olduğunu, anılan bilirkişi raporunda davaya konu aracın pert total kabul edilip 4.775,00 Euro hurda bedeli indirildiğini, müvekkilinin bu hususta açık rızası olup dava konusu aracı 4.775,00 Euro bedelle kazalı olarak almak istediğini, anılan kaza sonucu sadece sol ön ve sol arka kapısı zarara uğramış olan bir aracın pert total olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte kullanım amacı hususi olan bir aracı kullanan müvekkilinin sorumlu olabileceği faiz haddinin yasal faiz olacağını savunarak, davanın esastan reddine, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…16/07/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davalı sigorta şirketinin kazanın meydana gelmesinde sürücüsü tam kusurlu olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu ve kazanın sigorta poliçesi teminat süresi içerisinde meydana geldiği , bu nedenle davalı sigorta şirketinin sigortalı aracın sürücüsünün kusuruyla neden olduğu hasar bedelinden sigortalının sigortacısı olarak sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere; davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu bu nedenle araç işleteninin kusursuz sorumluluğu ve araç sürücüsü olarak kusur sorumluluğu ilkelerine göre meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğu; kazanın meydana gelmesinde davacı tarafın kusurunun bulunmadığı ve aracında kaza nedeniyle 19.525,00 EURO tutarında zarar meydana geldiği , davacının bilirkişi (ekspertiz) ücretini yargılama gideri olarak talep edebileceği…” gerekçesiyle davacının davasının KABULÜ ile, 19.525,00 Euro hasar bedeli tazminatının, davalı … A.Ş.’den temerrüde düştüğü 14/11/2018 tarihinden itibaren (zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçe teminat limitinin 14/11/2018 tarihindeki yabancı para cinsinden karşılığı ile sınırlı olmak kaydıyla), diğer davalı …’dan kaza tarihi olan 16/07/2018 tarihinden itibaren; 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili yerin, müvekkilininde ikametgahı ve kaza yeri olan Bafra ilçesi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, meydana gelen kazada, genel geçer uygulamayı belirleyen ATK Trafik İhtisas Dairesi ya da İstanbul Teknik Üniversitesinden rapor alınmadan, tek kişiden alınan kusur raporunun hükme esas teşkil etmesinin doğru olmadığını, kusur raporuna karşı itirazda bulunduklarını ancak mahkemece olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığını, mahallinde keşif taleplerinin mahkemece görmezden gelindiğini, kaza sırasında müvekkilinin hızının 53,92 olarak çıktığını ve bununda müvekkilinin aşırı hızda olmadığını gösterdiğini, ayrıca davacının aracının ağır hasar durumunun esasen müvekkilinin frene basmasına rağmen davacının aracını sola kırarak müvekkiline sol orta kısmından kendisinin çarptığını gösterdiğini, davacının şerit değiştirme ve manevra hatası ile daha bir sürü sürüş hatasının mevcut olduğunu, mahallinde keşif yapılarak adli tıp kurumundan ya da İTÜ’den rapor alınması gerektiğini, iddiaları ispat ile mükellef olan davacının, Türkiye’de herhangi bir tespit yaptırmadığını, öncelikle hasara uğramış olan parçaların hangileri olduğu hususunu ispat etmesi gerektiğini, sadece davacının abartılı faturasını kabul edip kendi hiç bir araştırma ve inceleme yapmadan düzenlenen 17/08/2020 tarihli raporun hükme esas alınasının hatalı olduğunu, olayın bir haksız fiil olduğunu, uygulanacak faizinde yasal faiz olması gerektiğini, davalının davacının zararını yabancı para bedeli üzerinden tazmini şeklindeki kararın hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedelinin karşı yan zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve malikten tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan 17/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda, değişmesi gereken yedek parça ve işçilik fiyatlarının Almanya şartlarına uygun olduğu belirtilerek Almanya’dan alınan ekspertiz raporundaki hasar bedeli aynen kabul edilmiştir. Davalı … vekilince söz konusu rapora süresi içerisinde hasar bedeli belirlenirken neye göre hesaplandığının belirtilmediği, hasar bedelinin denetlenebilir olmadığı, söz konusu bedelin fahiş olduğu gerekçeleriyle itiraz edilmiştir. Bunun yanı sıra yine hükme esas alınan 15.02.2020 tarihli kusur bilirkişi raporuna da aynı davalı tarafından gerekçeleri gösterilerek itiraz edilmiş, ancak mahkemece bu konularda herhangi bir karar verilmeden yani itirazlar karşılanmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bu nedenlerle; davalı … vekilinin hasar ve kusur bilirkişi raporlarına yaptığı ciddi ve somut itirazları konusunda yeni bir rapor aldırılmadan ve itirazları karşılanmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; İTÜ Karayolları Kürsüsünden seçilecek üç kişilik bilirkişi heyetinden, davaya konu olayda tarafların kusur durumu ve ortaya çıkan hasarın Almanya emsal bedelinin tespiti konusunda denetime elverişli ve davalının itirazlarını karşılar nitelikte yeni bir rapor alınmasından ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/38 Esas – 2020/519 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … tarafından yatırılan 2.037,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı …’a iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2023