Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/395 E. 2023/1335 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/395
KARAR NO : 2023/1335

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2018 (Dava) – 24/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1065 Esas – 2020/800 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarihli 2018/1065 Esas ve 2020/800 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalılardan …’ye ait davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı … sigortanın ZMMS ile sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davacıların desteği olan …’in yolcu olarak bindiği ve davalı … ZMM ile sigortalı olan … plakalı motosikletin karıştığı kazada motosiklette yolcu olan …’in vefat etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı anne ve baba için ayrı ayrı şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalınan tazminatın sürücü ve işleten açısından 01.07.2018 kaza tarihinden itibaren, … açısından 23.08.2018 ve … açısından 22.08.2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalı sigorta şirketlerinin limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, ayrıca yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı anne ve baba için ayrı ayrı 40.000,00 TL ve davacı abi için ise 30.000,00 TL manevi tazminatın 01.07.2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte sürücü-işletenden (sigorta şirketleri hariç) tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın Foça Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini, kusurun şerit değiştiren motosiklet sürücüsünde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Foça C.başsavcılığının 2018/1468 soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, motosiklette bulunan davacıların murisinin alkollü olduğunu, motosiklet sürücüsünün de hem alkollü ve hem de kusurlu olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru oranında ve teminat limiti ile sorumlu olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediğini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yerine getirilmeden ikame edilen davanın usulden reddi gerektiği, mevzuat gereği dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuru yapılması, başvuru sırasında ibrazı zorunlu olan evrakların belirtildiği, evrakların tamamlanması için cevabi yazının iletildiğini ancak eksiklikler tamamlanmadığını, davaya konu kazaya karışan … plakalı araca ait müvekkil şirket Trafik Sigorta Poliçesi ile 12.04.2018/2019 tarihleri arasında sigortalı olduğu, anılan poliçe gereğince, müvekkili şirketin sorumluluğu, sakatlanma ve ölüm kişi başına poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olup mahkemece tazminat hesabı alınması halinde TRH-2010 hayat tablosu ve 1,8 oranında teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiği, davacı yanın müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiği, yine aktüerya hesaplamasında dikkat edilmesi gereken hususun ölüm tarihi itibarı ile müteveffanırı yaşı olduğu, müteveffanın gelir durumunun ispatı ise davacılara düştüğü, dava dilekçesinde müteveffanın kardeşi … açısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiği zira, kardeşlerin birbirlerine destekliğinden bahşedebilmek için müteveffanın maddi anlamda refah içinde olduğunun ve kardeşlerine destek sağladığının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, davacının bir sosyal sigorta kuruna bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemeler şirketimizden talep edilemeyeceğinden dolayı mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun tespiti gerektiğini, davacının gelir durumunu somut delillerle kanıtlaması gerektiği, kanıtlanamaması halinde Yargıtay içtihatlarınca davacının gelir durumu asgari ücret olarak kabul edilmesi gerektiği, herhangi bir tazminat hesaplanması durumunda;vefat edenin motosiklette yolcu olduğundan olayda hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, başvuru şartının yerine getirilmediğini, temerrüt faizi istenmesinin haksız olduğunu, davacının talep edebileceği faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “….Maddi tazminat yönünden; davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacılardan … için 37.733,76.-TL, davacı … için 23.243,84.-TL destekten yoksun kalınan tazminatın davalılardan …dan 27/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, maddi tazminat talebi yönünden davalılar …, … ve … A.Ş.’ye karşı açılan davanın reddine, manevi tazminat yönünden açılan davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece gerek kusurlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, gerekse Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 Tarihli, 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı ilamı ile iptal edilen yasanın, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği nedeniyle dikkate alınmadığını, geriye yürümemenin kesinleşip kapanan dosyalar açısından geçerli olduğunu, derdest olarak devam eden dosyalarda iptal kararının uygulanması gerektiğini, her ne kadar yerel mahkemece müteveffa açısından %20 müterafik, %20 hatır taşıması indirimi uygulanmış ise de iş bu husus da hakkaniyete aykırı olduğundan gerek yapılan indirim, gerekse yerel mahkemece taktir edilen ilam vekalet ücretleri açısından hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıktığını, zira iki arkadaşın …’ya masraflar ortaklaşa karşılanmak suretiyle gittiğini, bir ödemenin varlığı durumunda hatır taşımasından bahsedilmeyeceğini, kaldı ki hatır taşımasının varlığına karine getiren hakimin hatır taşıması ve/veya müterafik kusur indirimi yapması halinde karşı vekalet ücretine ilişkin hüküm kuramayacağını, bu durum hakkaniyete aykırı olup, yargıtayın ve istinafın yerleşik kararlarının da bu yönde olduğunu, tüm dosya kapsamı incelendiğinde gerek tüm kusura, gerek hesaplamaya gerekse hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi ile hükmedilen karşı vekalet ücretlerine itiraz edilerek müvekkil talepleri doğrultusunda bozulmasına karar verilmesini istediklerini belirterek yerel mahkeme kararının müvekkilleri lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur yönünden ise dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, gerekçeli karara esas alınan 27.06.2019 tarihli kusur raporunda sigortalı araç sürücüsüne yönelik atfedilen %100 kusur değerlendirmesine katılmadıklarını, bilirkişi raporunda; hukuka ve hakkaniyete aykırı, afaki bir kusur oranı belirlenmiş olup yapılan tazminat hesaplamasının da hatalı olduğunu, 27.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda sigortalı araç sürüsünün %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığını ancak söz konusu bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağının birbirleri ile çelişmekle kusur oranı fahiş nitelikte olup hukuka ve hakkaniyete aykırı olan iş bu kusur izafesini kabul etmediklerini, zira sigortalı araç sürücüsünün olayda hiçbir kusuru bulunmadığını, dosyadaki raporlar ve KTT arasında çelişki mevcut olduğundan çelişkinin giderilmesi için İTÜ veya karayolları fen heyeti üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilip iş bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, buna ek olarak müteveffanın kask ve dizlik takmadan yolculuk ettiğinden dolayı hem de alkollü araç sürücüsünün aracına binmesinden dolayı müterafik kusurlu olduğunu, bu sebeple mahkemece emsal kararlar gereğince gerekli koruyucu ekipmanı takmadığından dolayı davacı için %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ancak bu indirimin hatır taşıma indirimi ile birlikte uygulanması gerektiğini, bu durumda hatır ve müterafik indirimi olarak asıl alacak üzerinden toplam %40 indirim yapılması gerektiğini, Yargıtay’ın tazminat davalarına bakan dairelerin çoğunluğunun TRH 2010 hayat tablosu uygulamasına geçtiğini, Yargıtayın son dönem içtihatları da gözetilerek hesaplamada, TRH tablosu ve %1.8 faiz oranının esas alınması gerektiğini, davacı vekilinin pmf tablosuna göre hesap yapılmasını talep etmesinin hukuka aykırı olup ;poliçe tanzim tarihine göre esasalınması gereken TRH-2010 yaşam tablosu olduğunu, bahsedilen huşuslar göz önünde bulundurulmadan yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek usule ve yasaya aykırı ilamının kaldırılarak davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklı destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacılar vekili ve davalı … A.Ş.vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Dosyanın UYAP ortamında incelenmesi sırasında davacı …’in yargılama aşamasında karar tarihinden uzunca bir süre önce 06/01/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 50.maddesinde tanımlanan gerçek kişilerin taraf ehliyeti ve 4721 Sayılı TMK’nın 28/1. fıkrası uyarınca ölümle son bulur. Kural olarak, bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Ölü kişi adına hüküm kurulamaz. 6100 Sayılı HMK’nın 55. Maddesi hükmü dikkate alınarak ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir. Bu halde mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı mevcuttur.
Yargıtay 4. HD’nin 2021/18641 E. – 2021/5093 K. Sayılı 21/09/2021 tarihli kararında vurgulandığı gibi karar tarihinden sonra istinaf incelemesi sırasında taraf sıfatı sona eren davacının tüm mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması için kararın kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
2-Mahkemece, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle hesaplanan tazminattan yapılan indirim nedeniyle reddedilen tutar yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; hakimin takdir hakkını kullanarak yapmış olduğu indirim nedeniyle mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeğinin ve istinaf edenlerin sıfatına göre vekalet ücretinin aleyhe arttırılamayacağının hükümde gözetilmemesi hatalı olmuştur.
3-Kabule göre de; dosya kapsamına göre, hesaplanan tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması yönünden ayrı ayrı %20 oranında indirim yapılması yerinde ise de, yapılacak indirimin her bir davacı için hesaplanan maddi tazminat üzerinden önce %20 indirim yapıldıktan sonra kalan tazminat tutarı üzerinden tekrar %20 oranında indirim yapmak suretiyle tazminatın hesaplanmış olması hatalı olmuştur. Bu durumda, her bir davacı için hesaplanan tazminat üzerinden ayrı ayrı %40 olarak indirim yapılarak davacılar lehine hükmedilecek tazminatın hesaplanması gerekmekle davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının belirtilen yönlerden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli, 2018/1065 Esas ve 2020/800 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma nedeni ve şekline göre davacılar ve davalı … A.Ş. vekillinin sair itirazların bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı … tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcı ile davalı … A.Ş. tarafından yatırılan toplam 1.041,30-TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında davacılar ve davalı … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.21/09/2023