Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/384 E. 2023/1240 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/384
KARAR NO : 2023/1240

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019 (Dava) – 20/01/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/573 Esas – 2021/72 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2021 tarihli 2019/573 Esas ve 2021/72 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.08.2019 tarihinde … plakalı aracın müvekkili …’e ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, karşı araç sürücüsünün dikkatsiz bir şekilde aracın sol ön kapısını açarak müvekkilinin aracının sağ arka kapısına çarptığını ve maddi hasara sebebiyet verdiğini, davalı tarafın ZMMS poliçesi nedeniyle maddi hasardan sorumlu olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkiline ait Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası oluşan hasarının, Almanya’da bulunan … Motorlu Araç Bilirkişi Bürosu tarafından Alman rayicine göre hesaplanmış olduğunu, 23.08.2019 tarihli rapor ile KDV dahil 2.984,19 EUR olarak tespit edildiğini, davalı sigorta şirketi, zarar görene gerçek zararını ödemek zorunda olduğundan hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemek zorunda olduğunu, nitekim Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, müvekkiline ait araçta kaza sebebiyle meydana gelen değer kaybı tutarının 200,00 EUR olarak tespit edilmiş olup, değer kaybının Alman rayicine göre hesaplanması gerektiği, işbu davaya konu kaza sebebiyle müvekkilinin aracında meydana gelen tamirat masrafı ve değer kaybı toplamının 3.184,19 EUR olduğunu, ayrıca müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla alınması zorunlu bilirkişi raporunun tanzimi için müvekkili tarafından 663,13 EUR ödemede bulunulduğunu, işbu meblağın da fiili ödeme günü tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini, müvekkilinin aracının yabancı plakalı olduğunu, müvekkilinin daimi ikametgahı da Almanya olduğundan araçtaki zararın Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin zararının tazmininin de EUR üzerinden hesaplanması ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesini, sigorta şirketinin 8 iş günü içinde tazminatı ödemek zorunda olduğunu, müvekkili adına hasar ihbarının 04.11.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine yapıldığını, ihbarı izleyen sekizinci iş günü sonu olan 15.11.2019 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmolunması gerektiğini belirterek, fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla 2.984,19 EUR hasar bedeli ve 200-EUR değer kaybından oluşan toplam 3.184,19 EUR maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 15.11.2019’dan itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 663,13 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 33.000-TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde dava başvurusundan önce davacı vekiline 19.07.2017 tarihinde 707,28-TL değer kaybı tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, bu nedenle talebin reddi gerektiğini, diğer yandan yapılacak değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi ve 2. el rayiç rakamının (kilometre yoğunluğu ve pazarlık payı ile birlikte) dikkate alınması gerektiğini, “Değer Kaybı” miktarının tespit edilebilmesi için Trafik Sigortası Genel Şartları Ek-1’de yer alan hesaplama yönteminin esas alınması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Davacının aracının yabancı plakalı olduğu, kaza sonrası ikamet ettiği Almanya’ya dönerek aracındaki hasarı burada tespit ettirdiği, aracın Türkiye’de tamir ettirilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, aracın Almanya’da tamir edilmesi halindeki tamir bedeline hükmedilmesi gerektiği, ayrıca bulunduğu ülke parası ile harcama yapmış/yapacak olması da gözetildiğinde yabancı ülke parasıyla tazminat isteğinde hukuka aykırılık bulunmadığı, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın, onarıma dair fatura olsun ya da olmasın sigortacının hasar bedelini KDV dahil ödemek zorunda olduğu, … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alındığı ve poliçede maddi hasarlarda araç başına 39.000,00 TL sigorta limitinin belirlenmiş olduğu, mahkemece alınan hesap ve kusur bilirkişi raporuna göre; davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin (yedek parça, işçilik, değer kaybı ve KDV dahil olmak üzere) 3.184,19 Euro olduğu, meydana gelen hasar ile kazanın uyumlu ve ilintili olduğu ve davacı tarafından ödenen ekspertiz ücretinin Almanya ülkesinin koşullarına göre makul olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusuru oranında ve teminat limitiyle sorumlu olduğu, bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve yerleşik Yargıtay uygulamasına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, temerrüdün davacının davalı sigorta şirketine başvurusundan itibaren 8. iş gününde gerçekleştiği anlaşılmakla; DAVANIN KABULÜ İLE, 3.184,19 Euro maddi tazminatın 15/11/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE (kaza tarihi olan 2019 yılı itibariyle davalı sigorta teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla), davacı tarafından talep edilen ekspertiz masrafı olan 663,13 Euronun fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Davacı taraf öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 33.000-TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın değer kaybı talebi ile ilgili müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirme neticesinde dava başvurusundan önce davacı vekiline 19.07.2017 tarihinde 707,28-TL değer kaybı tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, bu ödeme ile müvekkili şirketin başkaca bir borcunun kalmadığını, bu nedenle talebin reddinin gerektiğini, diğer yandan yapılacak değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi ve 2.el rayiç rakamının (kilometre yoğunluğu ve pazarlık payı ile birlikte) dikkate alınması gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları Ek-1’de yer alana hesaplama yönteminin esas alınması gerektiğini, mahkeme kararının eksik inceleme nedeniyle ortadan kaldırılması gerektiğinin ortada olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar bedeli, değer kaybı ve ekspertiz ücreti istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; mahkemece maddi hasarlı trafik kazasına dayalı talepler yönünden bilirkişi raporu alınmış olduğu, Almanya’da kayıtlı davacı aracı bakımından Almanya’da alınan ekspertiz raporunun da dosyaya sunulu olduğu, sözkonusu raporların ayrıntılı ve uyumlu olduğu, değer kaybı bakımından gerçek zararın tespiti ilkesine uygun olarak aracın önceki hasarlarına göre kaza öncesi durumu, tamir boyutu, km.si, yaşı ve kaza sonrasındaki durumuna göre değerlendirme yapılmış olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde, rapora itirazında ve istinaf dilekçesinde eldeki dava dosyasına uygun düşmeyen birtakım beyanların bulunduğunun görüldüğü, bu kapsamda dava öncesinde 19.07.2017 tarihli bir ödeme belgesi sunulmamış olmasının yanısıra, kaldı ki, bu ödeme iddiasındaki tarihin dava konusu kaza tarihinden de önceki bir tarih olması dikkate alındığında bu savunmaya itibar edilmediği, davadan önce davacı tarafça arabuluculuğa başvurulduğuna ve anlaşamama sureti ile bu sürecin sonuçlandırıldığına dair belgelerin dosya kapsamında bulunması karşısında bu yöndeki itirazların da reddi gerektiği anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yönelik tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/573 Esas-2021/72 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.392,42 TL nispi karar harcından, davalı tarafından 59,30 TL maktu ve 348,10 TL nispi olmak üzere yatırılan toplam 407,40 TL karar harcının mahsubu ile kalan 985,02 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023