Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/375 E. 2023/1414 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/375
KARAR NO : 2023/1414

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2021
NUMARASI : 2020/63 Esas – 2021/26 Karar
DAVA : Anonim Şirket Olağanüstü Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
BAM KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2021 tarihli 2020/63 Esas ve 2021/26 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu, müvekkillerinden …’ın Karşıyaka 3.Noterliğinin 06/10/2017 tarih ve 24092 yevmiye nolu, yine 22/08/2019 tarih ve 16829 yevmiye nolu ihtarnameleri ile şirket bilançolarını ve faaliyetlerine ilişkin bilgi talep ettiğini ve incelemek istediğini, 2017 ve 2018 yıllarında olağan genel kurulun yapılmadığını, kendisine hiçbir yanıt verilmediğini, müvekkilinin ayrıca 31/01/2020 tarihli toplantıda da bilgi almak istediğini, ihtarnameler gönderdiğini ve bilgi alamadığını belirttiğini, bu durumun TTK’nun 437.maddesine aykırı olduğunu; dava konusu genel kurul toplantısında murahas ya da yönetim kurulu üyesinin hazır bulunmadığını, bu durumun TTK’nun 407/2.maddesine aykırı olduğunu; yönetim kurulu üyesi …’ın müvekkillerinden …’a yönelik … adlı örgüt ile anlaşarak yaptığı eylemlerden dolayı Türkiye’ye girişte yapamadığını, bu konuda İstanbul 18.Ağır Ceza Mahkemesinden yargılandığını, müvekkili …’a yönelik eylemin ilgili iddianamede açıkça yer aldığını bildirerek; alınan genel kurul kararlarının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına; 31/01/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı …’ün 06.02.2019 tarihinde vefat ettiğini, şirketi fiili olarak idare eden ve her türlü işlemi yapan davacıların, şirkete yeni bir yönetim kurulu başkanı seçmek için talepte bulunmak yerine, kendi çıkarları için şirketin mahvına sebep olacak işlemler yapmaya başladıklarını, bunun üzerine şirket ortaklarından …’ın, mahkemenizin 2019/495 E.sayılı dosyası ile şirket genel kurulunu toplantıya çağrılması için izin talebinde bulunduğunu, mahkemenizin 2019/495 E. 2019/728 K.sayılı ve 27.11.2019 tarihli kararı ile şirket genel kurulunu toplantıya çağırmaya izin ve yetki verilmesine karar verildiğini, işbu karar doğrultusunda, 31.01.2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılıp sadece şirketin temsilinin sağlanması için yönetim kurulu üyesi olarak … seçildiğini; davacılardan …’ın, müvekkili şirketin vekilleri de istifa ettikten sonra, özellikle şirketin temsil kabiliyeti bulunmayan bir dönemde, müvekkili şirket aleyhine ilmasız icra takibi başlattığını; 31.01.2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, sadece şirketin temsilinin sağlanması amacıyla yönetim kurulu üyesi seçilmesine ve kararın iptal edilmesi halinde şirketin temsilcisiz kalacağı açık olmasına rağmen, davacıların şirketi temsilen kayyım talebinde dahi bulunmamasından asıl amaçlarının şirketin istikbalini sağlamak değil, şirketi temsilcisiz bırakarak, haksız fayda sağlamak olduğunu; davacı …’ın çekmiş olduğu ihtarnamenin, 31.01.2020 tarihli toplantıya ilişkin olmadığını, toplantı tarihinden çok önce 08.04.2019 tarihinde çekildiğini, davacı …’ın toplantıda bilgi alma talebinde bulunmadığını ve tutanağa geçmediğini, fiili olarak şirketi idare ettiğinden ve şirket kayıtları açık olduğundan, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte aksi durumda dahi toplantıda alınan karar ile bilgi talebi arasında illiyet bağı bulunmadığını; TTK 407/2. madde gereğince Av. …’ın, yönetim kurulu üyesi …’ı temsilen toplantıya katıldığını ve kesinlikle kabul etmemekle birlikte aksi durumda dahi TTK 407/2. maddesi gerekçesinde, bu yüküme aykırılığın genel kurul kararlarının geçerliliğini etkilemediğinin belirtildiğini; işbu toplantının iptal edilmesi veya toplantıda alınan ve şirketi temsile yarayan tek kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasının şirketin mahvına sebep olacağından, müvekkil şirketin, 31.01.2020 tarihli toplantının yapılmasından evvel, devam eden davalarda kendini temsil edememesi nedeniyle bir kısım dava dosyaları düşmüş olduğundan ve sadece şirketin temsil boşluğunu bilen kötüniyetli kişilerce başlatılan icra takiplerine, acele iş olması ve hak kaybına neden olmamak adına, şirketin temsil organının ve vekilinin bulunmaması nedeniyle, şirket yönetim kurulu üyesi sıfatıyla … tarafından itirazda bulunulduğunu bildirerek, tedbir talebinin ve davanın reddini karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; dava konusu 31/01/2020 tarihli davalı şirket genel kurul toplantısında alınan kararların hukuka uygun olduğu, iptalini gerektirir bir neden bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; toplantı tutanağının (4) no’lu maddesinde belirtildiği üzere ortaklar … ve … vekili … söz alarak genel kurullarda en az bir yönetim kurulu üyesinin bulunması şartı olduğunu ve Olağanüstü Genel Kurulun yasaya ve hukuka aykırı olduğunu belirttiğini, bu itibarla toplantı tutanağının yasaya uygun yapıldığına ilişkin olan 3 maddeye şerh koyduğunu, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararında belirtildiği gibi yönetim kurulu üyelerinin genel kurula katılmamalarının yaptırımı TTK. da düzenlenmiş olup TTK.407/2. maddesi ile bağlantılı olmadığını, davalı yanın cevap dilekçesinde yönetim kurulu üyesi …’ın istediği zaman Türkiye’ye giriş yapabildiğinin belirtildiğini, bu halde usulüne uygun olarak ilan edilen ve …’ın haberdar olduğu Olağanüstü Genel Kurula katılmamış oluşu, Olağanüstü Genel Kurulunun başlı başına iptaline yeter bir sebep olduğunu, pay sahipleri bu düzenleme ile birlikte önceki yılların ve içerisinde bulunulan yılın finansal tablolarını karşılaştırmalı olarak inceleyerek şirket gidişatı hakkında fikir beyan edebileceklerini, ortaklar şirket gidişatının olumsuz olduğu kanaatine varır ise, yönetim kurulunu görevden alarak şirketin kötü gidişatının önüne geçebileceklerini, müvekkillerin Genel Kuruldan önce ve Genel Kurul sırasında bilgi alma haklarının yok sayıldığını, şirket genel kurulunun amacına uygun bir genel kurul yapılmadığını, o halde iptalinin gerektiğini, şirket ortağı müvekkil …’ın Karşıyaka 3. Noterliği’nden 06/10/2017 tarihli 24092 yevmiye numaralı ve yine 22 Ağustos 2019 tarihli 16829 yevmiye numaralı ihtarnameler ile şirket bilançoları ve faaliyetlerine ilişkin bilgi talep ettiğini, 2017 ve 2018 yıllarında olağan genel kurulların yapılmadığını belirterek kendisine bilançolar verilmesini talep etmişse de talebine bir yanıt alamadığını, iyi niyet kurallarına aykırı olarak yapılan bu işlem şirketin durumunu takip etme olanağı bulamayan müvekkili bilgilenme hakkından mahrum bıraktığını, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, açıklanan sebeplerle, kararı istinaf ettiklerini, belirtilen mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, anonim şirket olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlık, davalı şirketin 31/01/2020 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesinin asaleten hazır olmamasının ve davacı ortak …’ın bilgi alma hakkının engellenmesinin genel kurulda alınan kararların iptalini gerektirip gerektirmediği, gündemde alınan 1,2,3 ve 4. maddelerde alınan kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Davaya konu olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde; 1.gündem maddesi ile, “…’ün divan başkanı, …’ın yazman olarak seçilmesine oybirliği ile” karar verildiği; 2.gündem maddesi ile “başkanlık divanına toplantı tutanaklarını imzalama yetkisi verilmesine oybirliği ile” karar verildiği anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nun 446/1.maddesi uyarınca karar aleyhinde oy kullanmayan ve muhalefet şerhini toplantı tutanağına geçirtmeyen şirket ortaklarının iptal davası açmaları mümkün olmadığından gündemin 1. ve 2.maddesi ile alınan kararların iptalinin talep edilmesi mümkün olmadığından bu yönde verilen ilk derece mahkemesi red kararı yerindedir.
Toplantının 3.gündem maddesi “boşalan yönetim kurulu üyeliğinin tamamlanması için 15/11/2020 tarihine kadar görev yapacak bir yönetim kurulu üyesinin seçilmesi, yetki ve sürelerinin tespiti” ile ilgili olup “yönetim kurulu üyeliğine A grubu hissedarlardan …’ün 884.520 olumsuz oya karşılık 1.013.220 olumlu oyla ve oy çokluğu ile” seçildiği, davacıların vekillerinin toplantı tutanağına ilgili yönetmelik gereğince en az bir yönetim kurulu üyesinin ve Bakanlık temsilcisinin bulunması şartının derc edilerek muhalefet şerhi koyduğu anlaşılmaktadır. Toplantı tutanağına kimlerin olumsuz oy kullandığı yazılmamış ise de, olumsuz oyların sayısının (884.520) davacıların oylarının sayısına (221.130×4=884.520) eşit olması ve muhalefet şerhi koymaları gözetildiğinde davacıların olumsuz oy kullandıklarının kabulü gerekir. Bu durumda, davacıların gündemin 3.maddesi ile alınan karar ile ilgili olarak TTK’nun 446/1.maddesinde öngörülen genel kurul toplantısına katılıp karar aleyhinde oy kullanmak ve muhalefet şerhini toplantı tutanağına geçirtmek şartlarını yerine getirdikleri anlaşılmıştır.
Gündemin 4.maddesi “dilek ve temenniler, kapanış” olup herhangi bir karar alınmamıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde 22/03/2012 tarihinde kurulduğu, ortaklarının …, …, …, …, …, …, …, … ve … adlı ortaklarından oluştuğu,şirketin sermayesinin 2.340.000 adet hisseye ait olduğu, bu hisselerin 491.400 adedinin …’a, 245.700 ünün …’a, 245.700 ünün …’e, 245.700 ünün …’e, 128.700 ünün …’e, 245.700 adedinin …’a, 245.700 adedinin …’a, 245.700 adedinin …’a, 245.700 adedinin …’a ait olduğu, 15/11/2017 tarihli ve 2017/07 sayılı yönetim kurulu kararı ile …’ün 15/11/2020 tarihine kadar yönetim kurulu başkanlığına, …’ın ise aynı tarihe kadar yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, yönetim kurulu başkanı …’ün 06/02/2019 tarihinde vefat etmesi nedeniyle yönetim kurulu üyesi … tarafından Karşıkaya Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/495 esas sayılı dosyası ile genel kurulu toplantıya çağırmaya izin davası açtığı, mahkemece 27/11/2019 tarihli ve 2019/728 karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile davacı …’ın davalı şirketi toplantıya çağırmaya izin ve yetki verilmesine kesin olarak karar verildiği, bu karar üzerine anılan davacının davalı şirketi davaya konu 31/01/2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısına çağırdığı ve davaya konu genel kurul toplantısının icra edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu toplantıya ilişkin hazirun cetveli incelendiğinde ise; şirket ortaklarından …’ın asaleten, …’ın vekili … aracılığıyla vekaleten, …’ün asaleten, … ‘in vekaleten, …’ın vekaleten, …’ın vekaleten, …’ın vekaleten, …’ın vekaleten ve …’ın vekaleten toplantıya katıldıkları, şirket ortaklarından … ortakları ile …’un toplantıya katılmadıkları görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, davacıların, davalı şirketin 31/01/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında gündemin 3. Maddesi ile alınan karara muhalefet ettikleri, muhalefet şerhinin genel kurul toplantı tutanağına geçirildiği, iş bu davanın TTK’nun 445. maddesi hükmü uyarınca 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde 06/02/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür.
1-Davacılar vekilinin olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesinin asaleten hazır olmamasına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6102 Sayılı TTK’nun 407/2. maddesi “Murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunmaları şarttır. Diğer yönetim kurulu üyeleri genel kurul toplantısına katılabilirler. Denetçi genel kurulda hazır bulunur, üyeler ve denetçiler görüş bildirebilirler.” hükmünü içermektedir. Anılan hükümden anlaşılacağı üzere genel kurul toplantısında en az bir yönetim kurulu üyesinin asaleten hazır olması gerekir.
Somut olayda ise, dava konusu genel kurulda davalı şirket yönetim kurulu üyesi … asaleten hazır değildir. Bu durum TTK’nun 407/2. maddesi hükmüne aykırıdır. Maddenin gerekçesinde ise bu yükümlülüğe aykırılığın genel kurul kararlarının geçerliliğini etkileyemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Emsal nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18/06/2018 tarih 2016/12403 Esas 2018/4469 Karar sayılı ilamında “…Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK’nın 407/2 maddesi gereğince murahhas üyelerin ve denetçinin genel kurula katılmamasının başlı başına iptal sebebi sayılamayacak olmasına …. göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece madde gerekçesinin maddenin yorumu ile birlikte değerlendirilerek yönetim kurulu üyesinin genel kurula katılmamasının başlı başına genel kurul kararlarının iptalini gerektirmeyeceği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/3273 Esas – 2022/8547 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.).
Açıklanan nedenlerden ötürü, davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin, müvekkillerinden …’ın bilgi alma yükümlülüğünün davalı şirket tarafından ihlal edilmesinin genel kurul kararının iptalini gerektirdiği yönündeki istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
6102 Sayılı TTK’nın 437/5 maddesi “Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi almayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hallerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.” hükmünü taşımaktadır.
Anonim şirket pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkının TTK’nın 437. maddesi gereğince dava konusu yapılabileceği, ancak bilgi alma hakkının ihlali nedeniyle genel kurul toplantısında yanlış bir karar alınmış olması bir başka deyişle bilgi vermeme ile alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunması halinde kararların iptalinin söz konusu olabileceği, eldeki davada davacılardan … ‘ın bilgi alma hakkının ihlali nedeniyle yanlış bir karar alındığına dair somut bir iddia ve delil bulunmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemece verilen red kararı yerinde olup, davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/1507 Esas – 2022/5921 Karar sayılı ilamı ile 2006/2171 Esas – 2007/10775 Karar sayılı ilamı aynı doğrultutadır.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2021 tarihli 2020/63 Esas ve 2021/26 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davacılardan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf kanun yolu başvuru harcı olarak davacılardan alınan 162,10 TL harcın hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.