Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/366 E. 2023/1448 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/366
KARAR NO : 2023/1448

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2020/256 Esas – 2020/696 Karar
DAVA : Zorunlu ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
BAM KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli 2020/256 Esas ve 2020/696 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanca zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçeleri ile teminat altına alınan … plakalı aracın, davacının maliki olduğu … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı aracında yüksek maddi hasar meydana geldiğini, davalı şirkete hasar ve değer kaybı tazminatının karşılanması amacıyla başvuru yapıldığını, ancak davalının bir miktar ödeme yapsa da tüm zararı karşılamadığını, dava şartı arabuluculuk sürecinde uzlaşma sağlanamadığından belirsiz alacak davası olarak açtıkları iş bu davada fazlaya ilişkin hak ve alacağı saklı kalmak kaydı ile 4.693.40 TL maddi hasara ilişkin tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili, ZMMS poliçe teminat sınırını aşan kısmı için şimdilik 100 TL tazminatın kusurlu aracın İhtiyari Mali Mesuliyet sigortacısı olan davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili, ekspertiz gideri, yargılama giderleri ile vekalet ücreti davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 13/11/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile; bakiye hasar bedeli ve değer kaybı maddi tazminat istemin arttırarak toplam 46.301,04 TL maddi tazminatın( 4.693,40 TL’sinden ZMSS, geri kalan miktardan İMSS olarak sorumlu tutulmasına) temerrüt tarihi olan 24.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan yetki itirazında bulunduğunu, … plakalı aracın trafik sigorta poliçesi ve genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalının poliçe limiti ile sınırlı ve sigortacısının kusuru ve zarar nispetinde sorumlu olduğunu, davalı şirket başvuru üzerine davacıya 26.549.99.-TL maddi hasar tazminatı ve 7.756.61.-TL değer kaybı tazminatı ödendiğini, sigortanın zenginleşme aracı olmadığını, üçüncü kişilerin maruz kaldığını, gerçek zarar miktarının araştırıp saptanarak ödemesi esas olduğunu, dolaylı ve yansıma zararları poliçe kapsamında olmadığını, değer kaybı tespiti için genel şartlar ekinde yer alan esaslara göre hesaplama yapılası, Yargıtay uygulamasına göre hasar bedeli araç rayicinin %50 aştığında aracın tamiri ekonomik olmayıp zarar miktarı belirlenirken mağdura ait araç pert kabul edilmesi gerektiğini ve sovtaj değeri dikkate alınarak zarar miktarı ile belirlenmesi gerektiğinden davanın öncelikle usulden reddi, aksı halde esastan reddi ile yargılama gider ve vekalet ücreti davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kabulüne, 39.058,01-TL hasar bedeli ve 7.243,39-TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 46.301,04-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 09.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından genel şartlar ekinde bulunan formulasyona göre hesaplama yapılarak 15 794436 0001 sayılı hasar dosyası kapsamında davacı yana 09.01.2020 tarihinde 26.549,99-TL hasar bedeli, 26.12.2019 tarihinde 7.756,61-TL değer kaybı tazminatı ödenerek müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, bu itibarla söz konusu ödemeler nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğu sona ermesi nedeniyle işbu davanın reddi gerekirken yerel mahkeme tarafından Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gerekçe gösterilerek hesaplama yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama kalmadığı gerekçesiyle tekrar serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplama yapılıp tazminata hükmedilmesinin hatalı olup, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli ve araç değer kaybına ilişkin tazminatın, ZMMS ve İMMS sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden … plakalı aracın davacı adına kayıtlı olduğu, 18/11/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davacıya ait aracın hasara uğradığı, kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketince 02/12/2018-02/12/2019 tarihleri arasında zorunlu trafik sigorta poliçesi ve kasko sigorta poliçesince teminat altına alınan … plakalı aracın %100 tam ve asli kusurlu olduğu, zorunlu trafik sigorta poliçesinin teminat limitinin 36.000 TL, ihtiyari mali sorumluluk poliçe limitinin 100.000,00 TL olduğu, davacı yanca davalı sigorta şirketine başvuru yapılması üzerine zorunlu trafik sigorta poliçesi limitinden 26.549,99 TL hasar tazminatı, 7.756,61 TL değer kaybı tazminatı ödendiği, zorunlu trafik sigorta poliçe limitinin 1.693,40 TL kaldığı, hükme esas alınan ve bilirkişiler … ve … tarafından tanzim olunan 27/10/2020 tarihli rapora göre, kazanın oluşumunda davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü …’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı taraf sürücü …’ün kusurunun olmadığı, dava konusu … plaka sayılı araçta, kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 65.608 00.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin, davacı tarafa hasar tazminat bedeli olarak 09.01.2020 tarihinde 26.549,99.-TL ödeme yaptığı; buna göre davalı sigorta şirketinin bakiye hasar tazminat yükümlülüğünün 39.058,01-TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, bahse konu … plaka sayılı araçta; Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları “ek 1. değer kaybı hesaplama formulüne” göre 12.381,79.-TL ve; Yargıtay’ın “değer kaybı” ile ilgili içtihatlarına göre; 15.000,00-TL değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin, davacı tarafa değer kaybı bedeli olarak 24.12.2019 tarihinde 7.756,61 -TL ödeme yaptığı, … plaka sayılı aracın; hasar ve değer kaybı sigorta ekspertiz ücretinin 600,00.-TL (KDV Dahil) olduğu görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği, mahkemece bakiye hasar bedelinin 39.058,01. TL , bakiye değer kaybı 7. 7.243,39 TL bedellerinin hüküm altına alındığı, davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesinin bakiye teminat limiti ve ihtiyari mali sorumluluk teminat poliçesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğu görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas – 2019/40 Karar sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve Genel Şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 153. maddesinde; “İptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken Kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E. – 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı).
Bu itibarla; Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir. 2918 Sayılı Yasa’nın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun’da öngörülen usul ve esaslara tabidir… Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun’da düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, bu yöndeki mahkeme kabulü isabetlidir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, 6100 sayılı HMK m. 355 hükmü uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmamasına nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli 2020/256 Esas ve 2020/696 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 3.162,84 -TL istinaf karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 850,00-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.312,84-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydına,
b)İstinaf başvuru harcı olarak davalıdan alınan 162,10-TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı tarafça istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa davalı tarafından yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 04/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.