Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/356 E. 2021/288 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/356
KARAR NO : 2021/288
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2021
NUMARASI : 2020/784 Esas
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali İstemli
TALEP: ihtiyati tedbir
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli, 2020/784 esas sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; davalı şirketin 18.08.2020 tarihinde yapılan genel kurulunda yeni yönetim seçiminin hükümsüz olduğunu, bu konuda İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan derdest davanın bulunduğunu, buna rağmen bu genel kurul kararı ile seçilen yönetim kurulu üyeleri tarafından 27.10.2020 tarihli genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrıldığını, bu nedenle bu genel kurulun batıl ve hükümsüz olduğunu, bunun yanı sıra 27.10.2020 tarihli genel kurulda 2 nolu gündem maddesi ile şirket yöneticilerinin rekabet yasağının kaldırıldığını, 3 nolu gündem maddesi ile Ağustos ayında yapılan genel kurulda ücret verilmeme kararına rağmen bu kez her bir yönetim kurulu üyesine aylık 20.000,00-TL huzur hakkı verilmesine karar verildiğini, her iki kararın da iyi niyet kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek, 27.10.2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların hükümsüzlüğünün tespitine ve bu talep kabul edilmez ise aynı genel kurulun 2 ve 3 nolu gündem maddesi ile alınan kararların iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebi ile batıl olduğunun tespiti olmadığı takdirde iptaline ve söz konusu kararların yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketin 18/08/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya usule uygun olduğunu bu kararların iptali için açılan davada mahkemenin yönetim kurulu seçimi konusundaki tedbir talebini reddettiğini, dava konusu genel kurul usulüne uygun yapıldığını kararların yasaya ve usule uygun olduğunu, davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
TTK 395 maddesinde yönetim kurulu üyelerinin şirkette işlem yapma yasağı şirkete borçlanma yasağı TTK 396 maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin şirketle rekabet yasağı düzenlenmiştir. Anonim şirketlerde tüm ortakların haklarının korunması bakımından bu yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmuş olup, asıl olan yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapma yasağı ve rekabet etme yasağıdır. Ancak haklı nedenlerle olması halinde genel kurul bu yasakları kaldırabilir. Dosyaya sunulan genel kurul tutanağında çoğunluk pay sahiplerinin oylarıyla yasağın kaldırılmasını haklı kılan bir neden ortaya konulmamış olup bu nedenin varlığı ancak yargılama sırasında bildirilecek deliller sonucunda anlaşılabilir. Dolayısıyla yasağın kaldırılmasını haklı kılacak nedenin bulunup bulunmadığı yargılamaya muhtaç bir konu olup bu aşamada çoğunluk hissesine sahip paydaşlar dışındaki paydaşların ve şirketin geri dönülemez zararlarının oluşmaması bakımından 27/10/2020 tarihli genel kurulun 2 nolu gündem maddesiyle alınan kararın yürütmesinin durdurulması bakımından ihtiyati tedbir talebinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketin 18/08/2020 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu üyeliğine kendilerinin çoğunluk oylarıyla … ve … seçilmiş aynı genel kurulda şirket yöneticilerine huzur hakkı verilmemesine oy birliğiyle karar verilmiştir. Dolayısıyla mevcut yönetim kurulu üyeleri ve 18/08/2020 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmemesi yönünde oy kullanmıştır. 18/08/2020 tarihli genel kurul toplantısından 27/10/2020 tarihli genel kurul toplantısına kadar her bir yönetim kurulu üyesine aylık 20.000-TL huzur hakkı verilmesi gereğine ilişkin hangi şartların değiştiği veya oluştuğu 27/10/2020 tarihli genel kurul toplantı tutanağında ortaya konulmamıştır. Bu karar mevcut yönetim kurulu üyesi iki ortağın çoğunluk oylarıyla alınmıştır. Bu davada şirket yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilip verilmemesi ve her birine aylık 20.000-TL huzur hakkının iyi niyet kurallarına aykırı olarak yüksek olup olmadığı sunulacak delillerle araştırılacaktır. Dolayısıyla yargılamaya muhtaç bir konudur. Ancak mevcut yönetim kurulu üyelerinin çoğunluk oyuyla alınan bu kararın şirketin ve diğer ortakların dönülemez zararlarının oluşmaması bakımından söz konusu kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kararının ihsası rey niteliğinde olduğunu, müvekkili şirket genel kurulunda alınan kararların doğru yada haklı olup olmadığının yargılamaya muhtaç bir konu olduğunu, davacı iddialarının bir delilinin olmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, alınan kararların usulsüz olduğunun ispat edilmesinin gerektiğini ileri sürerek 27/10/2020 tarihli genel kurulda alınan 2 ve 3 nolu kararların yürütülmesinin durdurulması yolundaki ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Talep; iptali istenen 27/10/2020 tarihli genel kurulda alınan 2 ve 3 nolu kararlara ilişkin mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati tedbir istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
Anonim şirketlerde rekabet yasağı yönetim kurulu üyeleri bakımından getirilmiş ve yasağın genel kurul kararıyla kaldırılabileceği açıkça hükme bağlanmıştır. Ancak, yasağın kaldırılmasını haklı kılacak nedenlerin bulunup bulunmadığının yargılama muhtaç olup, azınlık pay sahiplerinin zarara uğrayabileceği muhtemel olduğundan bu hususta verilen tedbir kararının yerinde olduğu, huzur hakkının verilmesi hususunda alınan karalarında oy çokluğuyla alındığından mahkemece verilen tedbir kararının her iki madde yönünden yerinde olduğu anlaşılmakla; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli, 2020/784 esas sayılı ara karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 97,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 259,80 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/04/2021