Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/355 E. 2021/281 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/355
KARAR NO : 2021/281
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/08/2020 – 22/01/2021
NUMARASI : 2020/262 Esas ve 2020/267 Karar
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/08/2020 tarihli haciz kararına karşı itirazın reddine ilişkin 22/01/2021 tarihli, 2020/262 D.İş. esas ve 2020/267 D. İş. karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz isteyen alacaklı banka vekili 06/10/2020 tarihli dilekçesi ile; bonoya bağlı borçların senetteki ödeme yerinde ödenebileceğini ödeme yerinin özel yetkili icra dairesi olarak kabul edildiğini, buna göre alacaklının kambiyo senedinde yazılı ödeme yerinde icra takibinde bulunabileceğini açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yeri ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayıldığını, o halde bononun düzenlendiği yer icra dairesinde takip yapılabileceğini, TTK 777/3 maddesinde bu durumun açıkça ortaya konulduğunu Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu yetki itirazının yerinde olmadığını itirazın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İTİRAZ :
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili dilekçesinde; takip dosyası üzerinde yaptıkları incelemede 31.10.2017 tanzim, 04.08.2020 vade tarihli bono da her ne kadar İzmir Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu hususunda ibare mevcut ise de, müvekkillerinin HMK 17. Maddesinin 1 fıkrasında yazılı kişilerden olmadığını, müvekkillerinin İzmir dışında ikamet ettiklerini, hiçbirisinin İzmir’de ikametlerinin bulunmadığını, geçersiz yetki sözleşmesi ve müvekkillerinin ikametgahı dikkate alındığında Kırkağaç Mahkemelerinin yetkili olup, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkisiz olduğunu, ihtiyati haciz kararına yetki yönünden itiraz ederek, yetki itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemenin 22/01/2021 tarihli ek kararı ile; İtiraza konu mahkememizin 10/08/2020 tarihli 2020/262 D.İş esas 2020/267 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile 31/10/2017 düzenleme tarihli 04/08/2020 vade tarihli düzenleyenleri ……, ….., ….. lehdarı ….. olup ciro yoluyla hamili ….. olan bonoya dayanılarak ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile 513.000-TL alacak için %10 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verildiği, bonoda ihtilaf halinde İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğu ibaresinin bulunduğu gibi tanzim yerinin İzmir olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki tüm deliller incelenip değerlendirilmiştir. TTK 777/3 maddesinde “açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır” hükmüne yer verilmiştir. İhtiyati haciz talebinin bonoya dayalı olduğu, TTK 777/3 maddesine göre senedin düzenlendiği yer aynı zamanda ödeme yeri sayılır, ihtiyati haciz talebi konusunda ödeme yeri mahkemesi de yetkili olmakla, itiraza konu bononun düzenleme yeri dolayısıyla ödeme yeri İzmir olup, mahkememizin ihtiyati haciz konusunda yetkili olduğu anlaşılmakla, ihtiyati hacze itirazın reddine karar vermek gerekmiştir….. Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı borçlular ….., ….., ….., ….., ….., ….., …..’a velayeten ….. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin tacir yani HMK.17 Md. (1) fıkrasında yazılı kişilerden olmadıkları, bu nedenle bono’da yer alan “İzmir mah.ve ic.d.lerinin” yetkili olduğuna ilişkin yetki sözleşmesinin onlar yönünden geçerli bulunmadığını, kaldı ki, senet borçlularının tamamının Manisa Kırkağaç ilçesinde mukim ve bu durumun İsimleri altındaki adreslerinden açıkça belli olduğu ahvalde; itirazımızın reddine dair karar usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinin kabulü ile İzmir 3. ATM’nin 22/01/2021 tarihli ihtiyati hacze yetki yönünden itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Talep; bonoya dayalı ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece 852.914,66 TL üzerinden ihtiyati haczin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Talebe konu bono; 31/10/2017 tanzim tarihli, 04/08/2020 vade tarihli, keşide yeri İzmir, keşidecilerinin ……, ….., ….. lehdarı ….. olan ve hamilinin davacı ….. olduğu görülmüştür.
Somut olayda; senedin tanzim edildiği yerin ödeme yeri sayıldığı, senedin tanzim yeri İzmir olduğundan, yapılan yetki itirazının reddine dair verilen kararın yerinde olduğu, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 14/10/2014 tarihli, 2014/20018 esas ve 2014/23646 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
HÜKÜM :
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/01/2021 tarihli, 2020/262 D.İş. esas ve 2020/267 D. İş. karar sayılı kararına karşı davalıların istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıların yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın üzerilerinde bırakılmasına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/04/2021