Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/352 E. 2023/1490 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/352
KARAR NO : 2023/1490

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2019 (Dava) – 19/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/894 Esas – 2020/500 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2020 tarih ve 2019/894 Esas – 2020/500 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin henüz 21 yaşında üniversite öğrencisi olan bir genç olduğunu, müvekkilinin Marmaris’te çalışmak üzere davalı … Ltd. Şti. …’ın sevk ve idaresindeki davalı … Ltd. Şti.’ne ait … plakalı otobüsle İzmir’den Aydın’a giderken 19/06/2015 tarihinde saat 13:00 civarında Torbalı ilçesi mevkiinde şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile emniyet şeridinde park halinde duran … plakalı araca çarptığını, ardından aynı istikamette seyir halinde olan … plakalı araca çarparak sağ yana doğru devrildiğini, söz konusu kaza sonucunda müvekkilinin ciddi şekilde yaralandığını ve kısa süreli bilinç kaybı yaşadığını, çevresindekilerin yardımıyla Torbalı Devlet Hastanesine ulaştırılan müvekkiline hastanede ilk müdahale yapılarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiğini, burada yapılan incelemede sol omuzda ciddi kesikler, kesiklerin içinde cam ve taş parçaları tespit edildiğini, ayrıca başından ve vücudunun çeşitli yerlerinde kazaya bağlı yaralanmalar meydana geldiğini, müvekkilinin günlerce çok ciddi ağır ve acılar çektiğini, yapılan ağrı kesici iğnelerin ve ilaçların dahi ağrılarını dindiremediğini, kaza nedeniyle sol kolunda doku kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin hali hazırda sol kolunu kullanamadığını, yakınlarının yardımıyla günlük ihtiyaçlarını giderdiğini, müvekkilinin çalıştığı bir iş olmaması nedeniyle sağlık giderlerinin babasının sigortasından karşılandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Taş. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın aracın işleteni ve SGK’ya ihbar edilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının manevi tazminatın hukuki niteliği olan ceza, telafi ve tatmin görüşü ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın sigortalı şirket tarafından tanzim edilen 15/11/2014 – 2015 vadeli poliçe ile zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigorta poliçesi ve 17/11/2014 – 2015 vadeli poliçe ile birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat tutarını kabul etmediklerini, kazanın meydana geliş biçimi, davacının sosyal ve ekonomik durumları gibi somut veriler göz önüne alındığında talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, davacı tarafından eldeki dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen kazada bir kusurunun bulunmadığını, davacının talep ettiği manevi tazminat için herhangi bir zarar ispatlayamadığını, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…19/06/2015 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası sonucu yaralanarak sürekli malul hale gelen davacının maddi tazminat alacağının 261.424,85 TL olduğu, davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle yaşına göre meslekte kazanma gücünde azalma (kalıcı sakatlık-maluliyet) oranının %23.2 (yüzdeyirmiüçnoktaiki) olduğu, davacıda kazaya bağlı “Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Uyum Bozukluğu” tanılarının bulunduğu ancak manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketinden talep edilemeyeceği, manevi tazminat talebinin diğer davalılar … Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti ile …’dan talep edilebileceği anlaşıldığından, davacı tarafça açılan maddi tazminat istemli davanın kabulüne, manevi tazminat istemine yönelik davanın ise davalı sigorta şirketi yönünden reddine, davalılar … Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti ile … yönünden paranın satın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmama…” gerekçesiyle davacı tarafça açılan maddi ve manevi tazminat istemli davada;
1-Maddi tazminat istemine yönelik davanın KABULÜ ile 261.424,85 TL ‘nin kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Manevi tazminat istemine yönelik davanın;
a)Davalı sigorta şirketi yönünden açılan davanın REDDİNE,
b)Davalılar … Turizm Taşımacılık Tic Ltd. Şti ile davalı … yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından takdir edilen manevi tazminat alacak miktarının, somut olay dahilide yeterli olmadığını, müvekkili lehine hükmedilecek manevi tazminat miktarının, bu kaza nedeniyle yaşamış olduğu acı ve zorlukların bir nebze de olsa giderebilecek miktarda olması gerektiğini, müvekkilinin kaza sonucu meslekte kazanma gücünün %23,2 oranında olduğunu, trafik kazasına bağlı travma sonrası stres bozukluğu ve uyum bozukluğu yaşadığının ATK raporu ile tespit edildiğini, kaza öncesi asker olmak için hazırlanan ve en büyük hayalinin askerliği meslek olarak yapmak olduğunu, ancak kaza nedeniyle vatani görevini dahi yapamaz hale geldiğini, bu durumun hastane raporu ile tespit edildiğini, bu rapor ile müvekkilinin astsubay olma hayallerinin gerçekleşmesinin imkansız hale geldiğini, dosyada dinlenen tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere, müvekkilinin yaşadığı kazanın şokunu atlatamadığını, okulunu dondurmak zorunda kaldığını, hatta sonrasında bıraktığını, sürekli kaza olacak hissi yaşadığını, pek çok psikolojik travma yaşadığını, davalı sigorta şirketi ile araç maliki arasında imzalanan zorunlu mali sorumluluk poliçesi ve birleşik genişletilmiş kasko poliçesinin otobüs taşımacılığına ilişkin olduğunu, müvekkilinin, sigorta şirketinin otobüs taşımacılığında şehirler arası seyahat halinde iken davaya konu kazaya uğradığını, davalı sigorta şirketi ile imzalanan bu poliçelere dayalı olarak kazaya uğrayan yolcu sıfatına sahip müvekkilinin manevi zararlarını da karşılamakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin genç yaşta gazete ve televizyonlara konu olan kendisi ile birlikte bir çok kişinin daha yaralandığı çok büyük bir kaza atlattığını, kaza sonrası oluşan yaralar sonucu çektiği acı ve ızdırap nedeniyle tüm ailesinin büyük bir çöküntüye uğradığını, müvekkilinde doku kaybı olarak tanımlanan kalıcı sakatlığın söz konusu olduğunu ve tedavisinin devam ettiğini, bu durumun müvekkilinin psikolojisini bozduğunu, yerel mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Turizm Şirketi vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kazaya karışan ve malikinin müvekkili şirket olduğu araç ile ilgili olarak, ihbarı talep edilen … San. Ltd. Şti. ve müvekkili A. … arasında 20.11.2013 tarihinde tanzim edilen ve uzun süreli araç kiralama sözleşmesi bulunduğunu, 2918 sayılı yasanın 3. Maddesi hükmüne göre işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olduğunu, ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimsenin işleten sayılacağını, aynı kanunun 85. Maddesine göre de bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan o aracın işleteni sorumlu olacağını, müvekkilinin işleten olmadığı için taraf sıfatının da olmadığını, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının emniyet kemeri takmıyor olmasının 2918 sayılı Kanunu’nun 86. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca tazminattan indirim sebebi olduğunu, manevi tazminat talebinin zenginleşme aracı olarak kullanıldığını, talep edilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminatın hukuki niteliği olan ceza, telafi veya tatmin görüşü ile bağdaşmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyetini İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünde tek bir adli tıp hekiminin tanzim ettiğini, davacının da tek bir hekim uzmanlığını aşan psikiyatri ve ortopedi, travmatoloji uzmanlıklarını gerektirecek arazların mevcut olduğunu, ATK ilgili İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, özellikle psikiyatrik arazın fahiş olarak belirlendiğini, davacının yol giderinin dolaylı zarar olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının teminat kapsamında olmadığından mümkün olmadığını, dava dilekçesinde talep miktarının 1.000 TL olduğunu, ancak ıslah ile talebin 300,00 TL gösterildiğini, ıslah ile talebin düşürülmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın 1.000 TL üzerinden reddedilmesi gerektiğini, kaza tarihinden faize hükmedilmesinin yasalara aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan raporun tek hekimli İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden alınan 20.04.2018 tarihli raporu olduğu ve söz konusu raporun yukarıda belirtilen kriterlere uygun olarak alınmadığı tespit edilmiştir. İşbu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen kriterlere uygun maluliyet raporu alındıktan sonra sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
2-) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda davacının kazadaki yaralanma şekline göre müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılmaması doğru görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davalıların ve davacının diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/894 Esas – 2020/500 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davacı ve davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilgili taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında istinaf eden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023