Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/327 E. 2021/259 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/327
KARAR NO : 2021/259
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI : 2019/74 Esas ve 2020/802 Karar

KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli, 2019/74 esas ve 2020/802 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22/08/2017 tarihinde …’a ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’a ait ve müvekkili sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazanını davalılardan …’ın kusuru ile oluştuğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafı, Almanya’da bulunan Alabucak Motorlu araç bilirkişi bürosu tarafından düzenlenen 05/10/2017 tarihli raporu ile Kdv dahil 9.545,43 Eur, müvekkili aracında meydana gelen değer kaybı ise 300,00 Eur olarak tespit edildiğini, tahkikat aşamasında kusur durumuna göre belirlenecek zararın şimdilik 2.461,35 Eur’luk kısmının davaya konu edildiğini ileri sürerek, sonuç olarak; belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davada tahkikat sonucunda kazadaki kusur durumunun ve oluşan maddi zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere, müvekkili için şimdilik 2.386,35 Eur hasar bedeli ve 75,00 Eur değer kaybı olmak üzere toplam 2.461,35 Eur maddi tazminatın gerçek kişi davalılar bakımından kaza tarihi olan 22/08/2017 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise teminat limiti ile sınırlı olarak 16/12/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış Kuru karşılığı TL olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile birlikte davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 06/10/2020 harç tarihli ıslah dilekçesinde özetle; toplam 9.845,43-Euro maddi tazminatın davalı araç işleteni ve sürücüsünden kaza tarihi olan 22/08/2017 tarihinden, davalı sigorta şirketinden 16/12/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı kanunun 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili tarafından yapılan 1.003,17-EURO bilirkişi ücretinin fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketlerinin Türkiye’nin her ilinde acenteleri şubeleri bulunduğunu, bir çok yerde bölge müdürlüklerinin olduğunu, davanın İzmir’de açılmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin ve diğer davalı …’ın Mersin ilinde ikamet etmesi davaya konu olayın Mersin ilinde olması ve davacının da İzmir ilinde ikamet etmemesi sebepleriyle işbu davada İzmir mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, davada Mersin Mahkemelerinin yetkili olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasının yersiz olduğunu davacının talebinin 9.543,43 Eur olduğunu belirttiğini, davacının bu miktar talebine bakiye harcın tamamlatılmasına karar verilmesi gerektiğini, aracın Almanya’daki rayicinin maksimum 20.000 Eur olduğunu, hafif bir kaza neticesinde aracın rayicinin yaklaşık yarısı kadar onarım bedeli talep etmenin TMK’nın 2 ve 3 maddelerine açıkça aykırı olduğunu, Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/54 D.İş. sayılı dosyasından kusur tespitinin talep edildiğini ve düzenlenen bilirkişi raporunda davacının %100 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğini, dava değerinin tanık ile ispat sınırının üzerinde olduğundan tanık delilini kabul etmediklerini savunarak, sonuç olarak; öncelikle yetki itirazının kabulüne, esasa girilmesi durumunda öncelikle eksik harcın tamamlatılmasına karar verilmesini, yargılama sonunda davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; delillerin taraflarına tebliğinin gerektiğini, sigorta poliçesinden dolayı müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına maddi azami 33.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede yazılan limitle sınırlı olduğunu, davacının sunduğu ekspertiz raporunun iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığı, Türkiye’de bulunan yetkili servis tarafından tespit ve değerlendirme yapılması gerektiğini, söz konusu raporun ülkemiz koşul ve şartları ile bağdaşmadığını savunarak, sonuç olarak; re’sen göz önünde bulundurulacak nedenlerden dolayı davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, her ne kadar davacı tarafça, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araç ile sevk ve idaresindeki yabancı plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında, kazanın oluşumunda davalı tarafın kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, dava dosyasına temin edilen ve Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/54 değişik iş sayılı dosyasına temin edilen rapordaki tespitlerle aynı mahiyette olan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen ilme ve hukuka uygun benimsenen rapor içeriğine göre, 22.08.2017 günü saat 08.00 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ticari aracı ile … Caddesini üzerinde sol şeritte seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde aynı istikamette sağından seyreden davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … yabancı plakalı otomobilin sola manevra yapması ile bu araca sol yan ön kısmından çarptığı davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, mahkememizce kabul edilen iş bu oluşa göre, kazanın oluşumunda davacı sürücünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsünün ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine…. Karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin sağ şeritte seyir halinde iken sola dönüş yapması şeklinde kazanın meydana geldiği yönündeki varsayım dosyadaki delillerle çeliştiğini, müvekkil kazanın oluşumunda kusursuz olan müvekkile izafe edilen kusurun kabulü mümkün olmadığını, tanığın ifadesi kazanın meydana geliş şekli bakımından yol gösterici nitelikte olup hükme esas alınan raporda hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, hükme dayanak yapılan atk raporunda davalı tarafın tek taraflı olarak aldırdığı kusur raporuna atıf yapılmışsa da bu raporun delil vasfı olmadığını, ATK raporuna süresi içerisinde itiraz edilmiş olmasına rağmen mahkemece yeni bir bilirkişi raporu ya da ek rapor alınmaması kararın kaldırılmasını gerektirdiğini, kusura ilişkin itirazlar dikkate alınarak, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2019/74 E. 2020/802 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Davalılardan …’a istinaf dilekçesinin tebliğ edilmediği anlaşılmakla; bu eksiklik giderilerek dosya gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
Açıklanan tebligat işlemleri yapıldıktan sonra dosya dairemize gönderilmesi için mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE yapılan ön inceleme neticesinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/04/2021