Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/320 E. 2021/249 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/320
KARAR NO : 2021/249
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2021
NUMARASI : 2019/56 Esas ve 2021/2 Karar
DAVANIN KONUSU : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021
İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 06/01/2021 tarihli, 2019/56 esas ve 2021/2 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markasının 2010/27170 sayılı 05/07/2011 tarihli … sınıfta ve 2017/86343 sayılı 21/05/2018 tarihli … ve … sınıflarda tescilli olduğunu, ….com sitesinde hizmet sunduğunu, … ve …’ın …’de müvekkilinin kullandığı logoyla içerik ve şekil bakımından birebir aynı olan “…” ibaresini kullandığını, işletme adı olarak ta kullandıklarını, müvekkil markasına tecavüz oluşturduklarını, bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak cevap verilmediğini, daha sonra …’ın …, …’ın ise … olarak değişiklik yaptığını, …’ın aynı logoyu kullanmaya devam ettiğini, …’ın ise logoyu değiştirmesine rağmen “…” ibaresinin vurgulu olarak kullanıldığını, bu değişikliklerin iltibası ortadan kaldırmadığını, …’nde … aratıldığında 3 işletmenin de çıktığını, bu iki işletmenin müvekkilinin işlerini olumsuz etkilediğini belirterek davalıların … eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, tecavüzün önlenmesini, ….com sitesine erişimin engellenmesini, siteden müvekkili markaları ile iltibas yaratacak ibarelerin kaldırılmasını, işletme unvanlarının terkinini, her bir davalıdan ayrı ayrı 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin aracı hizmet sağlayıcı konumda olduğunu, marka ayırt ediciliği konusunda takdir yetkisi bulunmadığını, davacının talebi sonrası sorumluluğunu yerine getirdiğini, müvekkilinin, davacının söz konusu ihtarnamesinden sonra davacının sunduğu tescil belgesine güvenerek diğer davalıların sistemden çıkarılmasını sağladığını, davalıların daha sonraki bir zamanda “…” ve “…” olarak tabela isimleri kullanmayı tercih etmelerinin müvekkil şirketin kontrolünde olan bir durum olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
… cevap dilekçesinde özetle; davacının dayısı olduğunu, 1993-2004 yılları arasında onun yanında çalıştığını, daha sonra 2004 yılında dükkan açtığını, davacının tavsiyesi üzerine isminin … olduğunu, 14 yıl boyunca problem yaşanmadığını, ihtarname geldikten sonra tekrar görüşerek davacının … ismine rıza gösterdiğini, sonrasında isim ve logo değişikliğine gittiğini, davacının markasının ünlü olmadığını, kendisinin sokak arasında dükkanı olduğunu, zarara uğratamayacağını, ihtarnamenin gerekliliklerini yerine getirdiğini belirterek haksız davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Dosya kapsamında elde edilen deliller dikkate alındığında davalı …’ın “…”, …” ibarelerini kullanarak hizmet vermesi davacı markası ile tüketici nezdinde iltibas yaratacak şekilde olduğu, davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmıştır. … ibaresinin anlam farklılığından dolayı tüketici nezdinde iltibas oluşturmayacağı anlaşılmıştır.
Davalı …’in “…” ve “…” ibarelerinin davacı markası benzer olduğu, tüketici nezdinde iltibas yaratacak şekilde olduğu, davacının markasına tecavüz ve haksız rekabet olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … ve …’in eylem sonucunda davacının talebi doğrultusunda hesaplanan SMK’nın 151/2-a uyarınca 11.318,53 TL, TL yoksun kalan kazancının oluştuğu, taleple bağlı kalmak suretiyle 1.000 maddi tazminata hükmedilmiştir. SMK’nın 149. maddesi uyarınca, sınai mülkiyet hakkı sahibi, tecavüzün tespit, önlenmesi ve maddi tazminat yanında manevi tazminat da talep edebilmektedir. TBK’nın 58. Maddesi göz önüne alınarak; somut olayın koşulları ve sonuçları dikkate alınarak 5.000 TL manevi tazminatın kabulü uygun görülmüştür.
Davalı ….’nin sorumluluğunu ayrı değerlendirmek gerekmiştir. YHGK’nun 2013/11-1138 E – 2014/16 K ve 15.01.2014 tarihli ilamında internet ortamında alışveriş imkanı sağlayan aracı sitelerin sorumluluklarının şartları belirtilmiştir. YHGK kararında belirttiği üzere; Marka hakkına tecavüz fiili esasen bir haksız fiil olduğundan, haksız fiilden kaynaklanan tazminata hükmedilebilmesi için failin kusuru şarttır. Ancak tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve tecavüz sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri için kusurun varlığı şart değildir. İnternetin yapısı, internet ortamının teknik özellikleri ve işletilme koşulları itibariyle davalının işlettiği web sitesinde üçüncü kişilerce gerçekleştirilen tecavüzleri bildiği veya bilebilecek durumda olduğunun kabulü mümkün değildir. Dava konusu olayda ileri sürülen talepler bakımından kusur şartının gerçekleşmesi dolayısıyla iştirak halinde sorumluluğa gidilebilmesi için önceden haberdar edilmesi ve buna rağmen haklı veya kanunî bir sebep olmaksızın ihlal oluştura içeriğin siteden çıkartılmaması gerekir.
Dosyamız kapsamında davacının davalı …ne 26/09/2018 ihtar yapıldığı, ihtardan sonra davalıların ad değişikliği … ve … olarak satışa devam ettiği anlaşılmıştır. Yukarıda değindiğimiz üzere markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulması için kusur şartı aranmamaktadır. Bu konuda …. sorumluluğu konusunda sorun bulunmamaktadır. Sorun davalı firmanın tazminat sorumluluğudur. Hukuk Genel Kurulununda belirtiği üzere davalı … firmanın diğer davalıların gerçekleştirdiği tecavüzleri internet ortamının teknik özellikleri gereği bilmesinin mümkün olmadığı, 26/09/2018 tarihli ihtar ile öğrendiği, kusurun bu tarihten sonra başladığı, davalı …’in … adı ile iltibas yaratacak şekilde ihtardan sonra satışına devam ettiği, davalı …. bu ihtardan sonra sorumluluğunun doğduğu, eylemin Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, Hukuk Genel Kurulu kararı ve 6769 sayılı SMK’nın 29/1-c maddesi de dikkate alınarak davalı …. 26/09/2018-19/11/2018 tarihleri arasında davacının Yoksun Kalınan Kar’ından sorumlu olduğu, bu miktarın 1.445,50 TL olduğu taleple bağlı kalınmak suretiyle davalı … aleyhine 1.000 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. SMK’nın 149. maddesi uyarınca, sınai mülkiyet hakkı sahibi, tecavüzün tespit, önlenmesi ve maddi tazminat yanında manevi tazminat da talep edebilmektedir. TBK’nın 58. Maddesi göz önüne alınarak; somut olayın koşulları ve sonuçları dikkate alınarak 1.000 TL manevi tazminatın davalı … aleyhine kabulü uygun görülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur… Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun kabulüyle; İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06.01.2021 Tarih ve 2019/56 E, 2021/2 Sayılı Kararının belirttiğimiz sebeplerle kaldırılarak yukarıda belirttiğimiz taleplerimiz doğrultusunda karar verilmesine ; buna göre; müvekkilin markasıyla aynısı ve ayırt edemeyecek derecede benzeri olan ibarelerin müvekkilin herhangi bir izni ve onayı olmaksızın üretilen mal ve hizmetlerde kullanarak müvekkilin 6769 sayılı kanundan kaynaklanan marka hakkına tecavüz eden, haksız rekabete neden olan davalı … ve … ile haksız rekabete aracılık eden …. eylemlerinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine; bu surette haksız tecavüzün engellenmesine ve markaya iltibasın-haksız rekabetin durdurulmasını, önlenmesini sağlayacak infaza elverişli hüküm oluşturulmasına; müvekkil adına tescilli markanın aynı ve/veya ayırt edemeyecek kadar benzeri olan ibarelerin, … ibaresinin ve davalı …’in işletme adı olan … isminin internet ortamında ve tanıtım unsurlarında kullanılmasının engellenmesi, müvekkilin markası ile iltibas yaratan davalı …’in www…..com adlı internet sitesindeki erişiminin engellenmesi ve müvekkilin markası ile iltibasa sebep veren diğer kullanımlara ilişkin ilgili internet sayfalarına erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, kararın kesinleşinceye kadar devamına, müvekkil adına tescilli markanın aynı ve/veya ayırt edemeyecek kadar benzeri olan … ibaresinin internet ortamında kullanılmasına aracılık eden www…..com adlı internet sitesine, sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine, www…..com internet sayfasındaki “…” markası ile iltibas yaratacak mahiyetteki, her türlü ibarenin ve logonun çıkarılmasını, davalıların … ve bu ibareye benzer ibareleri internet sitesi dahil tüm tanıtım unsurlarında kullanmasının yasaklanmasına, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla her bir davalı aleyhine ayrı ayrı 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan tahsiline, her bir davalı için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin markalar arası iltibası tespit edebilmesinin mümkün olmadığı açık olmakla birlikte; müvekkil şirket, davacı’nın ihtarnamesi ile ihtilaftan haberdar olduğu anda yer sağlayıcı sıfatıyla harekete geçerek marka tecavüzü yaptığı iddia edilen restoranları 28 Eylül 2018 itibariyle sistemden çıkarmış; gerekli tedbir ve önlemleri titizlikle uygulayarak sorumluluğunu yerine getirdiğini savunarak, tehiri icra talebimizin kabul edilerek istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar kararın icrasının geriye bırakılmasına, yerel mahkemenin müvekkil şirket aleyhine hükmettiği maddi ve manevi tazminatların istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, markaya tecavüzün men’i, maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Davalı …’ın da 08/03/2021 tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını katılma yoluyla istinaf ettiği, davalının istinaf başvurusunun da harca tabi olduğu, istinaf karar harcı ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılması halinde istinaf başvurusunun incelenebileceği, ayrıca harçların yatırılmadığı gibi, istinaf dilekçesininde davacı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmakla; bu eksiklik giderilerek dosya gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davalı …’ın istinaf karar harcı ve istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırıldıktan ve istinaf dilekçesi tebliğ edildikten sonra dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE yapılan ön inceleme neticesinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/04/2021