Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/318 E. 2021/263 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/318
KARAR NO : 2021/263
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2021
NUMARASI : 2020/663 Esas

DAVANIN KONUSU : Şirketin Feshi, Olmadığı Takdirde Çıkma Ve Ayrılma Akçesi Talebi
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/04/2021

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/01/2021 tarihli, 2020/663 esas sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Tarafların ortağı olduğu şirketin, dava dışı bir başka 3. kişi ile birlikte … ünvanı ile Eylül 2005 tarihinde müvekkilince kurulduğunu, davalının Aralık 2011 tarihinde diğer 3 ortaktan birinin hissesini satın almak üzere şirkete ortak olduğunu, ardından şirketin Kasım 2016 tarihinde … ünvanı aldıktan sonra Mart 2014 tarihinde … ünvanını alarak ticari faaliyetine devam ettiğini, 2005 yılından itibaren davacı müvekkilinin kurucu ortağı olduğu şirketin hali hazırda … Cad. No:… …İzmir adresinde faaliyet gösterdiğini, en sonr İzmir … Noterliğinin 13/03/2020 tarih ve 5170 sayı ile tasdikli 11/03/2020 tarihli genel kurul ve 2020-03 sayılı yönetim kurulu kararı gereği %50 oranında pay sahibi müvekkilinin münferiden temsile yetkili yönetim kurulu başkanının, %50 oranında pay sahibi davalı …’ında münferiden temsile yetkili başkan yardımcısı seçildiğini ve bu kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, her ne kadar tespit davasının şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerekmekle birlikte sadece aynı pay oranına ve münferiten imza yetkisine sahip iki hissedarın bulunduğu, anonim şirketlere yöneltilen tespit davalarında diğer pay sahiplerine de husumetin yöneltilmesinin alternatif çözümlerin değerlendirilmesi açısından uygun olduğunu, ticari faaliyetlerin devamı sırasında özellikle davalılardan …’dan kaynaklı bazı sorunların doğmasının ticaret hacminin azalması ve buna bağlı olarak ortak olunan şirketin ticari faaliyetlerinde ve itibarında bir takım zedelenmelerin olması şirket tüzel kişiliğinin devamının risk altına girmesinin davacı ile davalılardan … arasında ihtilaflar doğurduğunu, şirketin asıl ticari faaliyetinin yurt dışından makina yedek parça ve motoru ithal edip yurt içinde satmak olduğunu, Almanya’da yapılacak makina fuarına giderek üretici firmaları ziyaret amaçlı olarak Kasım 2019 tarihinde davacı müvekkili ile davalı …’nin yurtdışına çıkmak için havaalanına geldiklerinde bir soruşturma kapsamında davalının pasaportuna el konulduğu ve yurtdışı çıkış yasağının bulunduğunun öğrenilmesi üzerine müvekkilinin büyük şok yaşadığını, şirketin dış ticaret işlemlerinden sorumlu olan davalının yurtdışına çıkamaması üzerine müvekkilinin de gidemediğini, uçak biletlerinin yandığını, tüm rezervasyonların iptal edilmek zorunda kaldığını, daha sonra müşteri bağlantıları ve randevuların çeşitli bahanelerle iptal edildiğini, müvekkilinin, davalının hangi sebeple pasaportuna el konulduğunu araştırması üzerine fetö/pdy silahlı suç örgütü ile ilgili olarak yapılan bir soruşturma olduğu bilgisine ulaşıldığını, yine davalı …’nin ısrarıyla ve telkinleriyle şirketin mali müşavirliğini üstlenen abisinin FETÖ PYD silahlı terör örgütü eylemi nedeniyle İzmir 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/67 Esas 2020/143 Karar sayılı dosyasıyla yargılanıp ceza aldığı bilgisine ulaşılması nedenleriyle gerek şirket çalışanlarında gerekse davacıda büyük tedirginlik yaşanmasına sebep olduğunu, şirketin davalıdan kaynaklı büyük zararlar göreceğini ve itibar kaybı yaşayacağını öngörerek ortaklığa son verilmesi isteğini e posta olarak iletildiğini, davalının aradan geçen bir buçuk ay sonra şirkete geri geldiğini ve 18.03.2020 tarihinde şirketin …bank … Şubesi’nden 1.000.000,00 TL işletmi kredisi kullanmasını sağladığını ve akabinde 19.03.2020 tarihinde … bank … … şubesine giderek 9.079,00 TL’yi elden çekmek suretiyle zimmetine geçirdiğini, müvekkilinin davalıya sorduğunda parayı kendisi ve ailesi için devam eden adli ve kolluk işlemleri soruşturmaları için kullandığını beyan etmesi üzerine müvekkilinin araştırma neticesinde davalının İzmir 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/87 Esas sayılı dosyasıyla FETÖ PYD silahlı terör örgütü üyeliği nedeniyle yargılandığı ve davanın derdest olduğu bilgisine ulaşıldığını, 979.000,00 TL’nin 19.03.2020 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte iade edilmesinin talep edildiğini ancak davalı tarafından ihtara cevap verilmediğini, davalının müvekkili aleyhine şirketin ortaksız kaldığından bahisle şirket yönetim kurulu başkanı ve müdürü davacı müvekkilinin yetkilerinin kaldırılarak tek başına yetkili olduğunun tespitine ve yargılanıp ceza alan şirket muhasebecisi olan öz abisinin şirket e geçici kayyum atanması için dava açtığını, İzmir 7 ATM nin 2020/236 Esas 2020/273 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada davanın reddine karar verildiğini ve dosyanın İstinaf incelemesinde olduğunu, feshi talep olunan davalı şirket ortaklarının bu süreç içerisinde birbirlerinden tamamen uzaklaşarak şirketin tüzel kişiliğinin ve ticari itibarının devamını sağlamak adına işlemlerde bulunmak yerine bir çok kez adli merciler önünde karşı karşıya gelmeye başladıklarını, davalı … tarafından müvekkili aleyhine hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve halen Menderes Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4256 Sayılı soruşturmanın devam ettiğini, davalı tarafından yetkili müdürü olduğu diğer bir şirket olan davalı … ile aynı binada faaliyet gösteren aynı zamanda asıl kiracı konumunda olan … adına tarafların ortağı olduğu alt kiracı konumunda olan … nin kayıtlarında yer almayan tahliye taahütnamesine istinaden Menederes İcra Dairesinin 2020/661 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, müvekkili tarafından davalı … hakkında Menderes Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, yine davalı … nin öz abisi … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/74086 sayılı dosyasıyla devam ettiğini, tarafların şirketin yönetim ve diğer işlerinde ciddi görüş ayrılıkları olduğu, davalıdan kaynaklı müşteriler ve tedarikçiler gözünde büyük itibaren kayıplarının doğduğu, şirketin her geçen gün zarar ettiği ve ortak amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığının ortaya çıktığını bildirerek davalı şirkete tedbiren geçici olarak kayyum atanmasına ve yapılacak yargılama sonunda TTK 531 . Maddesindeki haklı sebepler ile fesih şartları gerçekleştiğinden mahkemece resen atanacak tasfiye memuru eliyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, aksi kanaat halinde davacının paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek davacının şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davacı tarafça davalılar aleyhine açılan iş bu dava ile davalı şirkete tedbiren geçici olarak kayyum atanmasına ve şirketin fesih ve tasfiyesine, aksi halde davacının paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek davacının şirketten çıkarılmasına ya da duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesine yönelik olarak iş bu davanın açıldığı, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıt örneğinden davalı şirketin 2 ortaklı olduğu ve davacı ile davalı …’ın şirketi münferiden temsile yetkili oldukları, davalı şirketin organsız olmadığı, HMK 389 ve devamı maddeleri kapsamında yasal şartların mevcut olmadığı sonucuna ulaşılarak ihtiyati tedbir talebinin reddine… Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK’ nun 630. Maddesi anlamında haklı sebeplerin varlığı bulunduğundan ve yine HMK’nun 389/1. maddesinde belirtilen şartların eldeki davada oluştuğundan, davacı müvekkilin haklılığı mevcut delillerle dahi yaklaşık olarak ispat edildiğinden davalılardan … ‘ ye yargılama süresince re’sen belirlenecek bir mali müşavirin tedbiren geçici kayyum olarak atanması talebinin reddine dair 06.01.2021 tarihli ara kararının istinafen incelenerek kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; davalı şirketin feshini, olmadığı takdirde şirketten ayrılma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
Somut olayda; davacı yan davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir. İstemin dayanağı TMK 427/4. maddesidir. Şirketin bir tüzel kişi olarak ticari hayatının devamı ve gerekli idari ve yönetimsel işlemlerin icra edilmesi şirketin organları vasıtasıyla mümkün olmakta, bu organların görev yapamaz hale gelmesi halinde ise TK 427/4 maddesi uyarınca yönetim kayyımı atanması yoluna gidilebilecektir. Davalı şirketin istinaf tarihinde organsız olmadığı gibi iki ortaklı olan şirketin ortaklarının şirketi temsile münferiden yetkili oldukları anlaşılmakla; verilen kararın yerinde olduğu, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1- İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/01/2021 tarihli, 2020/663 esas sayılı ara kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m. 362/1-f maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/04/2021