Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/31 E. 2023/1425 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/31
KARAR NO : 2023/1425

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2018 (Dava) – 15/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1427 Esas – 2020/408 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2020 tarihli 2018/1427 Esas ve 2020/408 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.08.2018 tarihinde davalı … … San. ve Tic. A.Ş ‘ye ait ve dava dışı … isimli kişinin kontrolündeki … plakalı aracın kontrolünü kaybetmesi neticesinde müvekkili … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında taraflara %50 oranında kusur dağılımı yapıldığı, müvekkilinin aracında meydana gelen hasarın, değer kaybının ve ikame araç bedelinin tespiti için İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2018/162 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığı, müvekkilinin aracında 15.199,30 TL hasar bedeli, 1.000,00 TL değer kaybı ve 700,00 TL ikame araç bedeli tespit edildiği, iş bu dosya için 849,60 TL yargılama gideri yapıldığı, hasara ilişkin olarak 3.485,00 TL ödeme yapıldığı, bu nedenle 4.000,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL değer kaybı, 100,00 TL ikame araç bedelinin (sadece davalı … …. Tic. A.Ş’den tahsiline), 4.200,00 TL ‘nin davalı … A.Ş’den ve davalı … …. Tic. A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunmuş 17/12/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; 11.714,30 TL hasar bedeli alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla davalı … … Tic. A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, 1.000,00 TL değer kaybına ilişkin tazminatın ve 700,00 TL ikame araç bedeline ilişkin tazminatın davalı … … Tic. A.Ş’den kaza tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte tahsiline, 849,60 TL olan İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/162 D.İş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davalı … …. Tic. A.Ş ‘den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, diğer davalı … A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; 16.08.2018 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 22.04.2018-22.04.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigorta poliçesiyle sigortalandığı, bu poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun maddi zararlarda araç başına azami 36.000,00 TL olduğu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyada öncelikle kusur oranlarının tespitinin yapılmasının gerektiği, davacı tarafın faizi hatalı talep ettiği, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediği, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ye uzun dönem kiralandığı, dava tarihinde yapılan araştırma neticesinde dava dışı …’un kaza tarihinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti’de sigortalı olarak çalıştığı, … plakalı aracın kira sözleşmesi ile birlikte kiracı şirkete teslim edildiği, bu nedenle müvekkili aleyhine açılan davanın husumetten reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davalı … San. Ve Tic. A.Ş yönünden davanın husumetten REDDİNE, Davalı … Şirketi açısından davanın KISMEN KABULÜYLE; 11.714,30 TL bakiye hasar tazminatının kısmi ödeme tarihi olan 25.10.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiliyle davacıya verilmesine, araçtaki değer kaybına ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … Sanayi Ve Ticaret A.Ş. Yönünden Yerel Mahkeme kararını kabul etmediklerini, araç sahibi olan kişi gerçek işleten olup aracın trafik kaydında malik olarak görülen kişi olduğunu, KTK 85. maddesine göre aracın işletenini tespit etmek için öncelikle aracın trafik kaydına bakılması gerektiğini ki ruhsat örneğinde de görüldüğü üzere aracın işletenin de sahibinin de davalı … San. ve Tic. A.Ş. olduğunu, malik ile işleten kimlikleri farklı da olsa her ikisinin de müvekkiline karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, kimlerin işleten olabileceğinin yasada sıralandığını, trafiğe tescil, tescil belgesi ile sahipliğin, Noter tarafından yapılan satış belgesi birer sahiplik belgesi olduğunu, 2918 sayılı Yasanın 3.maddesinde “araç sahibi, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya Noterden lehine satış belgesi düzenlenmiş kişi” olarak tanımladığını, trafiğe tescilli aracın ancak Noter sözleşmesiyle devredilebileceğini, 2918 sayılı Yasanın 20/d maddesi uyarınca trafiğe tescilli araçların haricen satışı geçersiz olup bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemelerce kendiliğinden ( resen ) gözönünde bulundurulacağını, trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan kişi, aracı kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor ve araçtan ekonomik çıkar sağlıyorsa bu kişinin hem şekli hem de maddi anlamda işleten olduğunu, burada maliklik sıfatı ile işletenlik sıfatının aynı kişide birleştiğini, kabul etmemekle ve okunabilir olmamakla beraber davalının belirttiği gibi bir kira sözleşmesi mevcutsa dahi bu durum 3. kişiler tarafından bilinemeyeceğinden bu hususun müvekkiline karşı öne sürülmesinin mağduriyete neden olacağını, kaldı ki aksi kabul dahi olunsa müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin açık olduğunu, davalı … Şirketi yönünden ilgili Yargıtay Kararları’na gereği kabul edilen piyasa şartlarına göre oluşacak değer kaybı olup genel şartlara göre taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, öncelikle gerçek piyasa şartlarına göre değer kaybı hesaplaması yönünden sigorta şirketinin sorumlu olduğunun kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını ve karşı vekaletin kaldırılmasını talep ettiklerini, araç mahrumiyet zararı yönünden; müvekkilinin aracının kaza sonrası hasar gördüğünü ve onarım gördüğünü, müvekkilinin onarım süresince aracını kullanamadığını araç mahrumiyet zararı oluştuğunu, söz konusu zararın davalı … … AŞ tarafından karşılanması gerektiğini, işletenin … … AŞ olmadığı kabulünden ise kiralayan … .. Ltd. Şti. açısından bu alacaktan sorumlu olduğunun karar içeriğinde yer alması gerektiğini, bilirkişi raporlarında yapılan araç mahrumiyet zararı hesaplamasını kabul etmediklerini, Yerel Mahkeme tarafından 700,00 TL araç ikame bedeline hükmedilmiş olup bu açıdan da yeni bir inceleme yapılmasını talep ettiklerini, hasar bedeli yönünden ve taraflarına kusur atfedilmeyişi yönünden yapılan bilirkişi ek incelemesini kabul ettiklerini belirterek Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, karşı vekalet ücretlerinin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin tamamının davalılar üzerinde bırakılmasına, davalı sigorta şirketi yönünden Anayasa Mahkemesi kararı gereği gerçek değer kaybından sorumlu olduğunun kabulüne ve araç mahrumiyet zararı yönünden yeniden rapor alınmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle oluşan hasara dayalı, bakiye hasar bedeli ve değer kaybı ile araç ikame bedelinden oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir,
1-2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85.maddesinde ise “bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. (Yargıtay 17. HD 2014/22052E.-2015/6008K.)
Davalı tarafından dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinden, sigortalı araç olan ve kaza tarihi itibarı ile davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin adına kayıtlı olan … plakalı aracın davalı şirket ve dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 02/05/2014 tarihli sözleşme ile 02/05/2014-02/05/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı şirket tarafından dava dışı şirkete kiralandığı ve aracın fiilen teslim edildiği, 25/05/2016 tarihli ek protokol ile kira süresinin 02/05/2017 tarihine kadar, 10/05/2017 tarihli protokol ile kira süresinin 02/05/2018 tarihine kadar, 08/08/2018 tarihli son protokol ile 02/02/2019 tarihine kadar uzatıldığı, dolayısıyla 02/05/2014- 02/02/2019 tarihleri arasında sigortalı aracın dava dışı ihbar olunan şirkete uzun süreli olarak kiraya verilmiş olduğunun ve fiilen aracın kullanımını da devretmiş olduğunun anlaşıldığı, davalı şirketin işleten sıfatı bulunmadığından bahisle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacının bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir.
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
(3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu kuralın istisnası, 6100 Sayılı HMK’nın “Dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 327. maddesinde; “(1) Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir.
(2) Bir kişi davada sıfatı olmadığı hâlde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu sebebiyle reddi hâlinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen düzenlemeler uyarınca, yargılama giderleri kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir HMK 326. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hem davayı kazanan tarafça daha önce peşin olarak ödenen hem de dava sonunda ödenmesi gereken harç ve masraflar ile yargılama gideri olan vekâlet ücretidir.
2918 sayılı KTK.nun 3. maddesi uyarınca da uzun süreli kiralama bulunması halinde malikin işleten sıfatının bulunmadığı yönündeki yasal düzenleme ve hak sahibinin ancak işletenden tazminat talep edebileceğine ilişkin düzenleme nedeniyle karşısında, dosyada mevcut kira sözleşmelerinden davaya konu aracını dava dışı ihbar olunana uzun süreli kira sözleşmesi kabul edilebilecek sözleşme uyarınca kiraladığı anlaşılan davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin araç maliki olduğu halde araç işleteni sıfatının bulunmadığı, ilgili mevzuat uyarınca aracın filli kullanımını teslim etmesine hukuken bir engel de bulunmadığı, kaldı ki davalının yasal süre içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde de kaza yapan dava konusu aracın müvekkilince dava dışı şirkete uzun süreli kiralandığını dolayısıyla aracın işleteni olmadığı hususunu beyan ederek husumet itirazında bulunduğu, bu durumda dosya kapsamına göre davalı tarafın 6100 sayılı HMK’nın 327. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği şekilde davacıyı yanıltma kastı bulunduğu ve araç maliki davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği, davalının elinde olmayan sebepten dolayı davacının davalıyı yanlış göstermiş olması nedeniyle, hakkındaki dava husumet nedeni ile reddedilen ve yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre vekâlet ücretine hükmedilmesi HMK 327/2 maddesi nazara alındığında isabetli olup bu yöne ilişkin itirazın reddi gerekmiştir. (bkz. aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-23E.- 2019/441K.)
3-Araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar göz önünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2.el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki (hasarsız haliyle) 2.el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi ) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.(Bknz. aynı yönde 17. HD.04.04.2016, E.2015/18700 K.2016/4193)
Mahkemece benimsenen 24/04/2019 tarihli kök raporda ve 02/12/2019 tarihli ek raporda iki ihtimalli hesaplama yapılarak; davacı tarafa ait … plakalı araçta Sigorta Genel Şartları Ek-1’e göre değer kaybı oluşmayacağı, yine davacıya ait araçta dava konusu trafik kazası nedeniyle aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 1.000,00 TL değer kaybı meydana geldiğinin belirlendiği; her ne kadar mahkemece Sigorta Genel Şartları uyarınca yapılan hesaplama esas alınarak araçta değer kaybı oluşmadığı kabul edilerek talebin reddine hükmolunmuş ise de, davacıya ait araçta 1.000,00 TL değer kaybı meydana geldiğinin belirlendiği hesaplama yöntemi yerleşik uygulamaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı … San. ve Tic. A.Ş. yönünden yukarıda belirtilen gerekçeye göre davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olmakla, davacının adı geçen davalı yönünden değer kaybı bedeli talep edemeyeceği mahkemece adı geçen davalı yönünden değer kaybı tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması isabetli olmakla birlikte; davacı her ne kadar dava dilekçesinde davalılardan 100,00 TL değer kaybı tazminatı talebi ile belirsiz alacak davası açmış ise de, davacı vekili sunmuş 17/12/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; dava dilekçesi ile davalılardan talep etmiş olduğu 100,00 TL değer kaybı tazminatına ilişkin talebini sadece davalı … San. ve Tic. A.Ş. yönünden 1.000,00 TL’ye yükselttiği nazara alınarak diğer davalı … Şirketi yönünden HMK.’nun 26. maddesi uyarınca talep ile bağlı kalınarak 100,00 TL üzerinden değer kaybına ilişkin tazminat talebinin kabulü yerine mahkemece hatalı şekilde talebin reddi ve reddedilen miktar üzerinden davalı sigorta lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülerek kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
4- İkame araç bedeli araç sahibinden talep edilmektedir. Kusurlu araç işleteni veya araç sürücüsü vermiş oldukları zarardan sorumlu durumdadırlar. Davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin araç maliki olduğu halde araç işleteni sıfatının bulunmaması nedeni ile hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olduğu nazara alındığında söz konusu zararın davalı araç maliki şirketten tahsili yönündeki talep yerinde olmadığı gibi, aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralayan ancak hakkında açılmış bir dava bulunmayan bu nedenle taraf sıfatı bulunmayan dava dışı ihbar olunan araç işleteni … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin taraf sıfatı bulunmadığından hakkında hüküm tesis edilemeyeceği, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/09/2020 tarihli 2018/1427 Esas ve 2020/408 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davalı … Gıda San. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın husumetten REDDİNE,
b-Davalı … Şirketi yönünden davanın KABULÜ İLE; 11.714,30 TL bakiye hasar tazminatı ve 100,00-TL değer kaybı olmak üzere toplam 11.814,30-TL tazminatın kısmi ödeme tarihi olan 25.10.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 807,03 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 229,73 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 577,30 TL nispi karar ve ilam harcının davalı … Şirketin’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 270,83 TL harç ile; tebligat gideri 225,40 TL, posta gideri 43,00 TL ve bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.539,23TL’den davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.430,39-TLnın davalı … Şirketin’den tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/162 D.İş dosyasından yapılan giderler yargılama gideri olarak talep edilmiş olduğundan 80,80 TL harç, 253,80 TL keşif gideri, 300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 634,60 TL yargılama giderinin kabul edilen kısmına tekabül eden 628,25 TL’sinin davalı … Şirketi’nden tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi gereğince hesaplanan 11.814,30 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, “
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 148,60-TListinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28/09/2023