Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/306 E. 2023/1494 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/306
KARAR NO : 2023/1494

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2018 (Dava) – 01/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/535 Esas – 2020/537 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2018/535 Esas – 2020/537 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/05/2010 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … idaresindeki, davalı sigorta şirketine sigortalı olan … plakalı aracın kaza yapması nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, kaza nedeniyle davalı sigorta şirketine 26/04/2018 tarihinde başvurulduğunu, iş bu dava tarihine kadar cevap verilmediğini ileri sürerek, fazlaşa ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL geçici, 100,00-TL maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL tazminatın davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız fiilden doğan talepler için kanuni süre dolduğundan sebeple davanın zamanaşımından reddini, davacının iddia ettiği maluliyet miktarının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu alınmasına karar verilmesini, “Kusur oranı” ve “Tazminat miktarı”nın tesbiti yönünden mahkemece hazineye kayıtlı bir aktüer tarafından bilirkişi tetkikatı yaptırılmasını, herhangi bir kabul beyanı olmamak kayıt ve şartıyla, yukarıda açıklandığı üzere, müvekkil şirkete ait poliçenin ‘Tedavi Masrafları” ve “Bedeni Tazminat Talepleri” sorumluluğunun, poliçe teminatı dâhilinde ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… davacının kalıcı maluliyeti bulunmadığından bu yönde bir hesaplama yapılmamış, geçici maluliyet açısından ise davacı küçüğün gelir getirici bir işte çalışmadığı anlaşıldığından tedavi süresince yoksun kaldığı bir kazanç olmadığı…” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01/05/2010 tarihinde müvekkilinin yolcusu bulunduğu … palakalı aracın kaza yaptığını ve bu kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin bu kaza sonrasında tedavisini Kovancılar Devlet Hastanesi ve Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yaptırdığını ve kendisinde kırık ve yaralanmalar saptandığını, kazanın oluşumunda davalı şirket nezdinde ZMMS poliçe teminatı bulunan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, bu kaza sonucu müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebi ile başvuruda bulunulduğunu, şirket tarafından ödeme yapılmayınca şirket aleyhine İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/535 E. Sayılı davası açıldığını, söz konusu davada alınan adli tıp kurumu raporunda, müvekkilinin kalıcı maluliyetinin bulunmadığına ve 180 gün geçici iş göremezlik süresi bulunduğuna kanaat getirildiğini, Adli Tıp Kurumu raporu baz alınarak hazırlanan aktüer raporuna göre ise geçici iş göremezlik tutarının 3.211,54 TL olduğunun belirlendiğini, bu rapor doğrultusunda geçici iş göremezlik taleplerini arttırdıklarını, Yerel Mahkemece verilen kararda ise, davacının çocuk olması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatının şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2918 Sayılı KTK’nun 85/1’inci maddesine paralel şekilde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3. maddesinde sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlendiğini, buna göre, kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı KTK’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğun, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin ettiğini, trafik kazalarında haksız fiil nedeniyle verilen zararın tazmini, haksız fiile ilişkin KTK’nun 90’ıncı maddesi ‘‘Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır’’ hükmünü içerdiğini, 6098 Sayılı TBK’nun 49’uncu maddesi “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.’’ Aynı kanunun 50’nci maddesinde ise ‘‘ zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunu, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.’’ hükmünü içerdiğini, beden gücü eksilen kişinin bir işi, mesleği, kazancı olmasa bile; bu kimse bir çocuk veya emeklilik dönemini sürdüren yaşlı bir kimse ya da kendi ev hizmetlerini yapan bir kadın olsa dahi, günlük yaşamlarını sürdürürlerken, günlük işlerini yaparlarken sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları nedeniyle tazminat isteme hakları bulunduğu kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilin de bir çocuk olarak yaşıtlara nazaran bu süreçte daha fazla çaba göstermek zorunda kaldığını, beden gücü kaybı nedeniyle 180 günlük geçici iş göremezlik döneminde de daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettirmek durumunda olacak müvekkilin bu dönem için asgari ücret düzeyinde kazanç kaybı zararının tespit edilip hüküm altına alınması gerekir iken mahkemece, davacının bu kısma ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, geçici ve kalıcı maluliyet tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı küçüğün kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, bu sebeple efor kaybı durumunun da bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece kalıcı ve geçici maluliyet tazminatının reddine karar verilmesinde herhangi bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/535 Esas – 2020/537 Karar sayılı sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023