Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/304 E. 2023/1486 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/304
KARAR NO : 2023/1486

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2014 (Dava) – 02/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2014/1151 Esas – 2018/1078 Karar
DAVA : Tazminat

İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN BİRLEŞEN 2018/285 ESAS-2018/264 ESAS SAYILI DOSYASI
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARARYAZIM TARİHİ : 11/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2018 tarih ve 2014/1151 Esas – 2018/1078 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
ASIL DAVA:
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki kamyon ile 23/08/2008 tarihinde İzmir-Aydın karayolunun Kemalpaşa kavşağında meydana gelen trafik kazasında kırmızı ışık ihlali yaptığının ve kullandığı kamyon ile motorsikletin çarpışmasına sebebiyet verdiğini ve oluşan kaza sonucunda motorsiklet sürücüsü …’un vefat ettiğini, kamyon sürücüsü …’ın “ölüme sebebiyet vermek”suçu ile yargılandığı İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/415 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada verilen bilirkişi raporuna göre, sürücü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve anılan ceza Mahkemesi ve bu yargılamada alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 16/06/2009 raporunda ölen …’un ise kusursuz ve davalı …’nin asli kusurlu sürücü aracının trafik sigortasını yapan şirket olduğunu, Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/257 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın 28/12/2010 tarih ve 2010/516 Karar sayılı ile hükme bağlandığını, açılan bu davada …’nin davalı olarak gösterilmediğini, …. yetkilileri ile bağlantı kurulduğunda anılan kaza ile ilgili olarak 9779875 numaralı hasar dosyası açıldığını ve bu kaza nedeniyle baba …’a 11.098,00 TL, anne …’a 13.477,00 TL ödeme yapıldığının öğrenildiğini, sigorta şirketinin bu ödemeleri mahkemeye bildirmediğinden mahkemece verilen kararda bu ödemelerden bahsedilmediğini, söz konusu mahkeme kararının vekil vasıtasıyla icraya konulduğunu, Torbalı 1. İcra Dairesi’nin 2011/330 sayılı dosyası ile yapılan takipte, sigorta şirketinin yaptığı ödemelerin görünmediğinden bahisle icra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının 08/01/2013 tarihi itibari ile 105.424,80 TL, bakiye borç miktarı göründüğünü, davalı …’nin yaptığı bu ödemelerin karar gereğince yasal faiz konularak ulaştığı miktarın icra dairesinin hesap dökümü ile karşılaştırıldığında, poliçe limitleri dahilinde kalmak kaydıyla arada çok fark olduğunu ve davalı … şirketinin epey bir miktar daha ödeme yapması gerektiğinin anlaşıldığını, bu ödemelerin yapılması konusunda davalı … şirketi yetkilileri ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını, vefat eden …’un anne ve babasının önemli ölçüde ekonomik sıkıntı içerisinde olduklarını, iş bu dava ve davaya bağlı icra takibine konu alacaklarını uzlaştıkları bedel mukabilinde, tüm faiz ve fer’ileriyle birlikte icra dosyası üzerinden müvekkili …’a temlik edildiğinden müvekkil …’un bu davada davacı sıfatı aldığını ileri sürerek, tazminat alacağının hesaba muhtaç ve belirsiz alacak olması nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00’er TL’den 2.000,00 TL tazminatın (davalı … şirketinin sorumluluğunun, poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla) ve faizin kaza tarihinden başlatılarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; 23/02/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden müteveffa …’un mirasçısı olan anne ve babasının ölüme sebebiyet veren aracın zorunlu mesuliyet sigortacısı olan davalı … şirketinden olan bir kısım bakiye alacaklarını müvekkiline temlik ettiklerini, müvekkilinin de bu nedenle davalı … şirketi aleyhine 2.000-TL bedelli tazminat davası açtığını, söz konusu davanın İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1151 Esas sayılı dosyası üzerinden görüldüğünü, yapılan yargılamada müvekkilinin alacak bakiyesinin ilk bilirkişi raporunda 30.349,49-TL, davanın ilerleyen aşamasında ikinci kez aldırılan bilirkişi raporunda ise 53.018,20-TL olarak belirlendiği ancak ilk bilirkişi raporunda belirtilen alacak bakiyesi üzerinden davayı ıslah ettiklerini bu nedenle ikinci kez ıslah yapamayacaklarını ileri sürerek, açılan bu davanın İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1151 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve yargılamanın daha eski olan İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası üzerinden görülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ASIL DAVADA CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmine ilişkin taleplerin, zarar görenin zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl içinde zaman aşımına uğradığını, kaza tarihi göz önüne alındığında 10 yılı aşkın bir zaman geçtiğini ve davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafça ikame edilen bu davayı ve birleşen davayı kabul etmediklerini, hiçbir suretle davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitlerle sınırlı olduğunu, dosyaya sunulan delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle yeterli değerlendirme yapamadıklarını, … yönünden de davanın hiçbir suretle kabul etmediklerini, … bakımından da taleplerinin öncelikle zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini savunarak, öncelikle zaman aşımına uğrayan davanın reddine, tüm beyan ve itirazları dikkate alınmak suretiyle her halükarda esas ve birleşen davanın müvekkili şirket yönünden reddine, dosyaya davacı yanın beyanlarına tümüyle itiraz ettiklerinden davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde (5) sunulan 08.01.2013 tarihli evrakta temlik eden …, … yazdığı, temlik alacaklısının davacı … olduğu, Torbalı 1.İcra Müdürlüğü’nün 2011/330 esas sayılı dosyasında iş bu icra dosyasını davacıya temlik ettiklerini beyan ettikleri, dosya alacağı olan 105.424,80 TL alacağın tamamının davacı …’a temlik edildiğinin bildirildiği görülmüş, söz konusu takibin temlik edenler …, … ve diğer takip alacaklısı …, … tarafından …’a yönelik ilamlı icra takibi olarak başlatıldığı, takibin dayanağının Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/257 Esas 2010/516 sayılı kararı olduğu, iş bu kararda davacıların temlik edenler …, … ve diğer takip alacaklısı …, … olduğu, davalının … olduğu, davacılar … ve …’un tedavi, ilaç, yol masrafı, cenaze masrafı, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Dosyaya sunulan bu temlik evrakı incelendiğinde temlik edenlerin ilama dayalı bu icra dosyasındaki alacağı davacıya temlik ettikleri, bunun dışında davacıya bu kazadan kaynaklı tüm doğan tazminat haklarını ve taleplerini temlik etmedikleri, temlikin kapsamının Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/257 Esas 2010/516 sayılı hukuk dosyası ve icra dosyası ile sınırlı olduğu anlaşılmakla davacının iş bu davada ve birleşen davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı..” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin bahsettiği Torbalı dosyasında; ZMMS olan, bizim davacı oldukları dosyaların davalısı sigorta şirketi …., davalı olarak dahi gösterildiğini, haricen yaptıkları ödemenin, derecattan geçmediğini, eksik olan ödemenin, daha ödeme gerektirdiğini, dolayısıyla, müvekkilinin, alacağı temlik almakta haklı olduğunu, hukuki menfaatinin bulunduğunu, haricen de olsa, gerek mahkeme dosyası ve gerek icra dosyasının, “ödemesi yapılmış dosyalar” olduğunu, bu durumda, ödemesi yapılmış olan dosyaların, hem de bir yığın temlik harcı ödenerek, müvekkilince temlik alınmasını kabul etmediklerini, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, “tüm yönleriyle alacağın temliki” başlıklı yazı ve içeriğinde yer alan Yargıtay Kararlarının da, alacağın temlikinin, tüm kapsayıcılığı ve fer’ileriyle birlikte hüküm ifade ettiğini, dolayısıyla; bir tazminat alacağının temlik edilmesinde de, temlik alanın, alacağın eksik ödenmiş olduğuna inanması durumunda, bu eksik kalan kısmı dava etme yetkisini de kapsadığını, dolayısı ile, yerel mahkemenin kararının yersiz ve dayanaksız olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davaların aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının temlik aldığı alacağın icra dosyasındaki alacak olduğu, kazaya dair bütün hakların devredildiğine dair bir temlikname olmadığının sarih olduğu, bu sebeple mahkeme gerekçesinin de yerinden olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1151 Esas – 2018/1078 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; asıl dava yönünden; alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Birleşen dava yönünden; alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023