Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/295 E. 2023/1295 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/295
KARAR NO : 2023/1295

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019 (Dava) – 03/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/1097 Esas – 2020/569 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarihli 2019/1097 Esas ve 2020/569 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait … plakalı aracı 10/07/2018 tarihinde ekte sunulu 30. Noterliği’nin 10/07/2018 tarih 22703 yevmiye numaralı Araç Satış Sözleşmesi ile 230.000,00 TL karşılı dava dışı … adına satışını gerçekleştirdiğini, taraflar arasında ödemenin bir kısmını davalının keşidecisi, dava dışı …in de cirantası olduğu, … 07/11/2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli dava konusu çek ile yapılacağı hususunda anlaştıklarını, davacı ödeme gününde dava konusu çekin karşılığını sorgulattığında çekin tarihinde bankada karşılığının olmadığını öğrendiğini, davacı şirket yetkilisi gerek cirantalar, gerek keşideci, gerekse de keşidecinin oğlu dava dışı … ile ödeme konusunda defalarca görüştüğünü ancak kendisini ibraz süresinin son gününe kadar ödeme vaadi ile oyaladıklarını, davacının dava dışı cirantalar ile daha önce de ticari ilişkisi bulunduğundan ticari ilişkilerin bozulmaması adına güven ilişkisi çerçevesinde son güne kadar dava konusu çeke karşılıksız kaşesi vurdurmadığını, yani keşidecisi ve cirantalar davacıyı oyalayarak ibraz süresinin geçmesine sebebiyet verdiklerini, çekin ibraz süresi geçince bahsi geçen şahıslar davacının telefonlarına dahi çıkmadıklarını, bunun üzerine davacı tarafından davalı keşideciye İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14904 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlatılmış olup daha sonra da dava dışı cirantalara karşı İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2019/104 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, dava dışı cirantalara karşı açılan takip kesinleştiğini ve halen derdest olduğunu ancak bugüne kadar herhangi bir tahsilat yapılmadığını ve dosyanın tahsil kabiliyeti de bulunmadığını belirterek İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2018/14904 Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı … vasisi … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesinde belirtilen hususlar gerçeğe aykırı olduğunu, davaya konu çek’te tahrifat olduğunu, keşide tarihi üzerinde oynama yapıldığını ve keşide yeri bölümüne keşide tarihi yeniden yazıldığını, davalının ve çek keşidecisi …’ın geçmişe dayalı hiçbir ilişkisi olmadığını, bu nedenle “ticari ilişkilerin bozulmaması adına güven ilişkisi çerçevesinde son güne kadar dava konusu çek’e karşılıksız kaşesi vurdurulmamıştır.”şeklindeki açıklamanın hiç bir inandırıcılığı olmadığını, davalının … ve … ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını ve bu çek karşılığı sebepsiz zenginleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”… davacı alacağın varlığını, miktarını ve alacağın muaccel hale gelmiş olduğunu çek ile ispat etmiş ancak davalı taraf borcun ödendiğini yahut herhangi bir sebeple ortadan kalkmış olduğunu ispat edememiştir…” gerekçesiyle; ”…Davanın KABULÜNE, davalının İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2018/14904 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla devamına, alacak likit bulunduğundan asıl alacak tutarı olan 50.000,00 TL’nin %20’si oranında 10.000,00 TL icra inkar tazminatının itirazında haksız çıkan davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 03.12.2021 günlü kararın usul ve esas yönünden yasaya aykırı olduğunu, 03.12.2020 duruşmaya ‘mesleki mazeretimiz (Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/82 dosyasının duruşması)nedeni ile katılamayacağımızı belirten’ mazeret dilekçesi gönderdiklerin, Mahkemenin 03.12.2020 tarihli duruşma zaptında ‘Davalı vekilinin belgelendirilmeyen Mazeretin reddine’ diyerek mazeretlerini reddettiğini ve savunma hakları kısıtlanarak davanın kabulüne karar verildiğini, Mahkemenin mazeretlerini red kararının yasaya ve yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, delil listelerinde ve cevaplarında davaya konu çek üzerinde tahrifat olduğu keşide tarihi üzerinde oynama yapıldığı belirtilmiş olmasına rağmen bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmadan hukuka aykırı olarak mazeretlerinin reddedilip davanın kabulünün yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çeke dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili 02.12.2020 tarihli mazeret dilekçesi ile “ 03.12.2020 günlü duruşmaya mesleki mazeretim (Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/82,duruşması) nedeni ile katılamayacağım, mazeretimin kabulünü saygılarımla arz ederim.” şeklinde mazeretini bildiren mazeret dilekçesi göndermiştir.
Davalı vekilinin mesleği gereği başka bir şehirde başka bir adliyede duruşması olması hayatın olağan akışına uygun olup; dosya kapsamına göre de davalı vekilinin dosyaya yansıyan yargılamayı uzatmaya yönelik tutum ve davranışının da tespit edilemediği; bu durumda Mahkemece davalının mazeret beyanına istinaden, davalı vekiline mazeretini delillendirmek üzere süre vererek, söz konusu kararın da davalıya tebliğini sağlayarak süre sonunda karar verilmesi gerekirken, delil ibrazı istenmeksizin, Mahkemenin 03/12/2020 tarihli duruşmada “Davalı vekilinin belgelendirilmeyen mazeretinin reddine, dosya safahatinin uyap sistemi üzerinden öğrenilmesine karar verildi, tefhimle açık yargılamaya devam olundu” şeklindeki ara karar ile davalı vekilinin mazeretlerini reddine karar vererek, davalının savunma hakkını kısıtlar şekilde, davalı vekilinin mazeretinin reddine karar verilerek duruşma sonunda nihai kararın verilmesi isabetli değildir. Kaldı ki mahkemece de UYAP sistemi üzerinden mazerete ilişkin inceleme yapılabileceği nazara alındığında davalı vekilinin itirazının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.(Bu yönde bknzYargıtay 17. HD 2020/45E.- 2020/3569 K.)
2-Dosya kapsamında yer alan vesayet kararına göre, Akhisar T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 02/07/2019 tarihli ihbar yazısı ile, TMK’nun 407. maddesi uyarınca 1 yıldan fazla hapis cezası bulunan davalı hükümlü …’a vasi atanması talep ve ihbar olunmuştur.
Akhisar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarih 2019/1367 Esas, 2019/1832 Karar sayılı ilamı ile, hükümlü davalı …’ın 1 yıldan fazla özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olması sebebiyle TMK’nun 407. maddesi uyarınca hapis hali sona erinceye kadar vesayet altına alınmasına, kendisine oğlu …’ın vasi olarak atanmasına karar verilmiş,TMK’nun 471. maddesi uyarınca kısıtlı davalı hakkındaki vesayetin hapis halinin kalkmasıyla sona ereceğine dair karar verilmiş, vesayet kararında davalının şartla tahliye tarihi 19/09/2019 olarak belirtilmiş, ancak bihakkın tahliye tarihi belirtilmemiş olup; mahkemenin karar tarihi olan 03/12/2020 itibarı ile davalının bihakkın tahliye edilip edilmediği, kısıtlılık halinin devam edip etmediği dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, Mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamından dava dilekçesinin vasiye tebliğ edildiği, vasinin kısıtlı davalı adına vekile vekalet verdiği anlaşılmış, ancak Mahkemece gerekçeli karar başlığında davalıya vasi olarak atanan …’ın vasi olarak gösterilmemesi HMK’nın 297. maddesine aykırı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının usulden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2020 tarihli 2019/1097 Esas ve 2020/569 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023