Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/293 E. 2023/1184 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/293
KARAR NO : 2023/1184

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019 (Dava) – 03/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/938 Esas – 2020/567 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarihli 2019/938 Esas ve 2020/567 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/04/2019 tarihinde …’nın maliki olduğu, müvekkil …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … üzerinde (… sokak yönüne) doğru seyir halinde iken, … sokak kavşağına geldiğinde kavşak içerisinde …’ in sevk ve idaresinde ve aynı zamanda maliki olduğu … plaka numaralı araç ile müvekkilin aracına sol ön tarafına çarpması suretiyle maddi ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde …’ in sevk ve idaresinde ve aynı zamanda maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü asli kusurlu olduğunu, davalı tarafın kaza da asli kusurlu olan … plakalı aracın 13567706 nolu poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını tanzim eden şirket olduğunu ve müvekkile ait araçta meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, müvekkilin aracında meydana gelen maddi hasarın tazmini için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ve 173048 hasar dosya numarası ile hasar dosyası açıldığını, davalı şirketin görevlendirmiş olduğu eksperin aracı inceleyip, aracın hasarlı parçalarının listesini çıkardığını, daha sonra davalı şirketin herhangi bir somut gerekçe göstermeksizin müvekkile red yazısı göndererek maddi zararını karşılamadığını, müvekkilin kendisine gelen sigorta şirketinin red yazısından sonra aracını serviste yaptırdığını, toplam 13.516,24 -TL ödeme yaptığını, akabinde davalının Resmi internet sitesinde bulunan iletişim adresine PTT posta yoluyla 30/07/2019 tarihinde uğranılan zararın tazmininin istenildiğini, davalı sigorta şirketinin bu yapılan bildirim üzerine zararın tamamını karşılamayıp 3.065,00-TL ödeme yaptığını, ikame araç bedeline mahsuben 100 TL araç bedelinin, 100-TL araç değer kaybının, 4.900-TL maddi tazminatın davalı yanın temerrüde düşürüldüğü tarih olan 30/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin, araçta meydana gelen değer kaybına mahsuben 100 TL değer kaybı bedelinin 30/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; maddi zararlarından ıslahla birlikte arttırılarak toplam 8.826,26-TL’ ye, değer kaybı taleplerinin ıslahla birlikte arttırılarak toplam 1.000- TL ye ıslah ettiklerini ve iş bu bedellerin davalı yanın temerrüde düşürüldüğü tarih olan 09.08.2019 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı müvekkiline verilmesine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı ve başvuru şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi kararı verilmesinin gerektiğini, davacı tarafından değer kaybı talebiyle ilgili olarak müvekkil şirkete başvuruda bulunulmadığını, başvuran tarafın müracaatı üzerine yaptırılan inceleme sonucu 3.065,48-TL hasar oluştuğu tespit edilmiş olup 03.09.2019 tarihinde bizzat başvurana 3.065,48-TL ödenmiş olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddine, davanın usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”….meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçta 1000 TL değer kaybı ve 8826,26 TL hasar zararı oluştuğu, bu zararın kazaya karışan karşı taraf aracın ZMMS sigortacısı olan davalı tarafça tazmini gerektiği anlaşılmaktadır…” gerekçesiyle; ”…Davanın KABULÜ ile, 8.826,26 TL hasar bedeli, 1.000 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 9.826,26 TL maddi tazminatın 09/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kavşağa yaklaşırken yavaşlamayan ve dikkatli olmayan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranı ve hasar bedelini kabul etmediklerini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, gerçek zarar bedelinin tespiti için hasar ile kaza arasında uyum, parça ve işçilik bedelleri bakımından ayrıntılı rapor tanzim edilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin orjinal parça bedelini ödeme sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle orjinal parça istem ve değerlendirmelerinin reddini talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun genel şartlara göre belirlenen hasar miktarından iskonto uygulanmak suretiyle sınırlı olduğunu ancak bilirkişinin raporunda değişen parçalara ilişkin iskonto uygulanmadığını, sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu onarım merkezleri bedeline göre hasarın tespit edilmesinin uygun olduğunu, bilirkişi raporunda işçilik bedelini KDV hariç 2.050,00-TL olarak belirtmiş olup söz konusu tutarın piyasa rayiç değerinin üzerinde olduğunu, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca müvekkili sigorta şirketinin KDV’den sorumlu tutulabilmesi için zarar görenin aracını onarırken KDV ödediğini ispatlaması ve yansıtma faturası kesmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda belirlenen araç rayiç bedelinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda değer kaybı hesaplaması yapılırken iki ayrı formüle göre hesaplama yapılmış olup değer kaybı hesaplamasının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre yapılması gerektiğini, her halükarda davacı tarafından değer kaybı talebiyle ilgili olarak müvekkili şirkete başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca TTK madde 5/A gereği davadan önce arabulucuya başvurulmadığından davanın usulden reddi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hasar ve değer kaybı bedeli hatalı olduğundan dolayı itirazlarımız doğrultusunda yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesini, davacının hasara ilişkin zararı karşılanmış olduğundan işbu davanın reddini, her halükârda sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya ilişkin taleplerin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası bakiye hasar bedeli ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Otomotiv uzmanı( hasar- kusur) ve sigorta hesap uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenen 05/05/2020 tarihli raporda özetle; sürücü … idaresindeki (davalıya trafik sigortalı) … plakalı aracı ile kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı aracının sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile kazanın oluşumunda KUSURSUZ olduğunu, … plakalı aracın hasar onarım bedelinin, kdv dahil 11.891,74 TL olduğunu, davalı sigorta şirketinin 03.09.2019 tarihinde 3.065,48 TL ödeme göz önüne alındığında, kalan bakiye hasar onarım bedelinin 8.826,26 TL olacağı, Karayolları Motorlu Araçlar Z.M.M.S. Sigortası Genel Şartlarının Ekinde yayınlanan “Ek-1 Değer Kaybı Hesaplaması” Formülasyonu ve Kriterlerine göre değerlendirildiğinde, Değer Kaybı bedelinin 286,27 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin uygulamasına göre aracın kaza öncesi rayici ile (55.000 TL) onarım sonrası rayici (53.000 TL) arasındaki farka göre aracın piyasa koşullarında gerçek değer kaybının 2.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; davacının TTK madde 5/A gereği davadan önce arabulucuya başvuru yapmış olduğu ıslak imzalı 09/09/2019 tarihli arabuluculuk anlaşamama son tutanağının dosyada bulunduğu; davalı sigorta şirketine yapmış olduğu başvuruda değer kaybı başvurusunun da yapıldığı, dava öncesinde davalıya başvuru şartının yerine getirildiği, davalının kısmi ödemede bulunduğu; hükme esas alınan bilirkişi heyetine ait raporun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, raporda tespit edilen kusur oranının oluşa ve kaza tespit tutanağına uygun olduğu, meydana gelen kaza ile oluşan hasarın uyumlu olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda tespit edilen hasar bedelinin ve değer kaybı tutarının usulüne uygun olarak ayrıntılı araştırma sonucu tespit edildiği, tazminat hesabında gerçek zararın nazara alınması gerektiği, davacının aracın orjinal parçalar ile tamirini talep edebileceği, parçalara iskonto uygulanmasının gerekmediği gibi, onarımının anlaşmalı serviste yapılmasının da gerekmediği, davalının hesaplanan KDV dahil tazminat tutarını talep edebileceği, değer kaybı tazminat hesabının Yargıtay uygulamalarına uygun yapıldığı; davalı sigortanın usulüne uygun başvuruya rağmen zararı gidermeyerek temerrüte düştüğü anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarihli 2019/938 Esas ve 2020/567 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 671,23-TL istinaf karar harcından peşin alınan 168,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 503,23-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023