Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/290 E. 2023/1192 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/290
KARAR NO : 2023/1192

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2016/967 Esas – 2021/78 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/07/2016
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarihli 2016/967 Esas ve 2021/78 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/08/2015 günü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … caddesinden … istikametine ters yöne girerek aracının sol ön yan kısmıyla, … caddesi üzerini takiben … istikametine seyir halinde olan müvekkili sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısımların çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda …’in tam kusurlu iken müvekkilinin kusurlu olmadığını, kazaya tam kusuru ile sebep olan …’in kullandığı … plakalı aracın davalı … A.Ş tarafından ZMMS ile kaza tarihini kapsar şekilde sigortalandığını, müvekkilinin kaza sonrasında Karşıyaka İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, sol el parmağında kırık ve diğer organlarında ezilmeler meydana geldiğinin belirlendiğini, müvekkilinin kaza neticesinde önceki yaşamına göre işlerini yaparken daha fazla güç sarfedeceğini, dolayısıyla efor kaybının mevcut olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle büyük ağrılar çektiğini, psikolojik olarak etkilendiğini, manevi yıkıma uğradığını belirterek; 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den tahsili ile müvekkiline ödenmesine, hükmedilecek tazminatlara davalı … A.Ş yönünden temerrüd tarihinden, diğer davalı … yönünden haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kusur oranlarına ilişkin iddialarının gerçeğe uymadığını, kazanın oluşumunda davacı tarafında kusurunun bulunduğunu, dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin nelere ilişkin olduğunun açıklanmadığını, davacının tedavi sonucunda tam olarak iyileşme gücüne kavuştuğunu, maluliyet iddiasının yersiz olduğunu belirterek; davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sürekli maluliyetini gösteren sağlık kurulu raporu ibraz edilmediğinden usulüne uygun başvurudan söz edilemeyeceğini, bu nedenle kanunda aranan dava şartının gerçekleşmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek şartıyla müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu belirterek; davanın usulden ve esastan reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 1.188,19-TL tazminatın davalılardan … A.Ş açısından 21/07/2016 tarihinden itibaren, davalı … açısından kaza tarihi olan 04/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 149,47-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harç ile 7,30-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 112,97-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 1.188,19-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 1.188,19-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yapılan 660,00-TL Bilirkişi ücreti, 413,70-TL posta ve tebligat ücreti ile 70,00-TL harcın kabul red oranına göre takdiren 434,60-TL davalılardan alınarak davacıya verilmesine, taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin manevi tazminat talebi bakımından kısmen kabul ettiği miktarın hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu trafik kazası neticesinde; müvekkil kaza nedeni ile aylarca kapalı alanlara mahkum olduğunu, yataktan çıkamadığını, bu durumdayken, sakat kalma korkusu gerçekten kendisini çok derinden üzdüğünü, uzun süre çok yoğun şekilde bu korku ile yaşadığını ve halen de bunun etkisi altında hayatını devam ettirdiğini, tedavi süresince, birden fazla kırığının olması nedeni ile hep sakat kalma korkusu yaşadığını ve bu korku onda hayattan zevk alamamaya neden olduğunu, geçici işgöremezlik durumu gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiğini, zira MK’nın 4. maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmekte olduğunu, yerel mahkemece tüm bu hususlara rağmen; belirsiz alacak davası olarak talepte bulundukları 20.000 TL’nin kısmen kabulü ile manevi tazminat bakımından 1.000 TL’ye hükmetmesinin hakkaniyete açıkça aykırı olup bu miktar kendisinin haksız fiil nedeni ile duymuş olduğu acı, ızdırap ve elemi karşılamadığını, maddi tazminat bakımından bilirkişi raporlarına yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Anabilim Dalı Başkanlığı 04/01/2018 ve 24.05.2019 tarihli raporunda; olay tarihinde motorlu kurye ve aktif çalışan kolunun sağ kolu olduğunu beyan eden 05/07/1980 doğumlu …’de “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasına bağlı olarak kalıcı fonksiyonel bir arıza oluşmadığını, dolayısıyla yaralanmasının maluliyetine neden olmadığını, tıbbi iyileşme süresinin 3 ay olarak kabulünün uygun olacağı kanaatine varıldığını bildirilmiş ise de meydana gelen sakatlıklar dikkate alındığında iyileşme süresinin 3 ay olmadığını, müvekkil kazadan itibaren 3 yıl boyunca sakatlığın devam ettiğini, bilirkişi raporlarının tanzim tarihi dikkate alındığında kazadan raporlardan bir, kaza tarihinden 3 yıl diğeri ise 4 yıl sonra tanzim edildiğini, ayrıca bilirkişi raporlarında sürekli iş görmezlik bakımından herhangi bir maluliyet oluşmadığı yönünde ise de bu hususta yapmış oldukları itirazlarında dikkate alınmadığını, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle; iş bu istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin kabulü ile, usul ve yasaya aykırı İzmir 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/967 E. 2021/78 K. sayılı kararının ortadan kaldırılarak davanın tümden kabulüne, yeniden yargılama mümkün değilse itirazları doğrultusunda kararın bozularak yeniden yargılama yapılması için yerel mahkemeye iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin geçici iş göremezlik talepleri bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik talepleri trafik sigortası genel şartları gereğinin teminat dışı olduğunu, geçici iş göremezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olup; 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkil şirketin tedavi giderleri nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, dosya kapsamında mübrez sigorta poliçesinden de anlaşılacağı üzere SGK’ya prim aktarılması yapılarak ilgili yasa hükümleri gereği müvekkil şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, yalnızca bu nedenle dahi davanın başkaca bir araştırmaya gerek kalmadan reddinin gerektiğini, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan genel şartlara göre kalıcı iş göremezlik tespiti için Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği’ne göre düzenlenen sağlık raporu alınmasının gerektiğini, ancak yargılama sırasında aldırılan aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya dayanak olan oran Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği’ne göre belirlendiğini, bu doğrultuda bilirkişi tarafından hatalı yönetmeliğe göre hesaplanan tazminat miktarına göre yerel mahkemece karar tesis edilmesinin hatalı olduğunu, ek olarak, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı yanın kalıcı iş görmezlik durumunun da olmadığı düşünüldüğünde, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunun anlaşılacağını, sonuç olarak, davacı yanın kalıcı iş görmezlik durumunun bulunmaması; tedavi giderleri bakımından ise, 6111 sayılı kanun uyarınca sorumluluğun SGK’da bulunması sebebiyle doğmuş bir zararın bulunmadığını, davanın tümden reddine karar verilmesi kabul edilen kısım bakımından yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerle, öncelikle tehir-i icra kararı verilerek yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması amacıyla başkanlığa başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, detaylı olarak arz ve izah edilen nedenlerle, istinaf dilekçesini sunar ve Başkanlıkça öncelikle tehiri icra kararı verilmesi ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.01.2021 tarihli 2016/967 E. 2020/78 K. sayılı kararının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı tarafın yaşanan trafik kazası tarafların kusur oranı ve bu kusur sonrası davacının tazmini gerektiren maddi ve manevi zararı olup olmadığı, söz konusu bu zarar miktarı davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadıkları ve sorumluluk miktarı hususlarında uyuşmazlığa ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı … Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.”hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 28/01/2021 tarihinde karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik sınırı 5.880,00 -TL’dir.
Hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesindir. Eldeki maddi tazminat davasının değeri sigorta şirketi yönünden 3.136,80- TL, kabul edilen dava değeri 1.188,19- TL olduğundan, anılan miktar kesinlik sınırının altında kaldığından, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davalı gerçek kişinin sorumluluğunun niteliği, davacının manevi zararlarının niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları çerçevesinde davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları kısmen yerinde görülmüş, kararın manevi tazminat yönünden kaldırılması ve davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminat takdiri gerekmiştir.
3-Kamu düzenine ilişkin yapılan istinaf incelemesi yönünden;
Maddi ve manevi tazminat davaları birbirlerinden ayrı ve bağımsız davalar olduğundan; birlikte hüküm ve fer’ileri kurulamaz. Şöyle ki; 6100 Sayılı HMK 297/2 maddesi gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları her ne kadar birlikte görülmüş ise de; birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle hüküm kısmında her dava hakkında o davaya ilişkin yargılama giderleri ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin, karar ve ilam harçlarının da ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Mahkemece anılı usul kanunu hükmüne aykırı şekilde maddi ve manevi tazminat tutarları için tek harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; manevi tazminatın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesine rağmen reddedilen tutar yönünden, davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de, istinafa gelenin sıfatı ve aleyhe hüküm verme yasağı uyarınca bu husus kaldırma nedeni yapılmamış, sadece eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf itrazlarının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat ve harçlar yönünden kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmiş, davalı sigorta şirketi vekilinin ise istinaf itirazının kesin olan karara ilişkin olması sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı sigorta şirketi vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarihli 2016/967 Esas ve 2021/78 Karar sayılı davanın kabul edilen kısmına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 341/2 ve 346/1 maddesi gereğince miktar itibariyle kesinlik sebebiyle USULDEN REDDİNE,
B)Davacı vekilinin manevi tazminata ilişen istinaf itrazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarihli 2016/967 Esas ve 2021/78 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 1.188,19-TL maddi tazminatın davalılardan … A.Ş açısından 21/07/2016 tarihinden itibaren, davalı … açısından kaza tarihi olan 04/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-a) Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 81,16-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harç ile 7,30-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 44,66-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 341,55-TL harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 1.188,19-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 1.188,19-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 660,00-TL bilirkişi ücreti, 413,70-TL posta ve tebligat ücreti ile 70,00-TL harcın kabul red oranına göre takdiren 308,80-TL’ sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Manevi tazminat yönünden ayrı bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, ”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
C)İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde davalı sigorta şirketine iadesine,
b-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı 162,10-TL’nin hazineye gelir kaydına,
ç-Davacı tarafından manevi tazminat yönünden istinaf kanun yoluna başvuru yapıldığından, istinaf yargılaması sırasında yapılan 162,10-TL istinaf başvuru harcı ile 68,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 230,10-TL yargılama giderinin davalılardan …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Taraflarca yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
f-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.